Dr. Kaptan: Şili depremi tüm fayları tetikledi

ntvmsnbc'ye konuşan Dr. Kubilay Kaptan, Şili'deki 8.8 büyüklüğündeki depremin dünya eksenini yaklaşık 7 santimetre kaydırdığını belirterek, "Sarsıntı dünyadaki bütün fay hatlarını tetiklemiş  olabilir" dedi.

Dr. Kaptan: Şili depremi tüm fayları tetikledi

İstanbul Aydın Üniversitesi Afet Eğitim, Uygulama ve Araştırma Merkezi (AFAM) Başkanı Dr. Kubilay Kaptan, Elazığ'daki depremi ntvmsnbc'ye değerlendirdi.

Elazığ’da yaşanan bir öncü deprem midir? Daha şiddetli sarsıntılar beklenilebilir mi?

Elazığ'da 14 Şubat'ta 4.1 ve 21 Şubat'ta 4.3 büyüklüğünde olmak üzere iki ayrı deprem yaşanmıştı. Bunlar yaşandığı zaman bu iki depremin öncü depremler olduğu ve daha büyük bir depremin gerçekleşebileceği tarafımızca ve değerli hocalarımızca söylenmişti.

Deprem kısa süre içinde meydana gelir ve geniş bir alanda hissedilebilir; nerede ve ne zaman gerçekleşeceği ise gün ve saat olarak bilinemez. Buna rağmen öncü depremleri tespit ederek bir tahmin yapabilir ve en azından o bölgede bulunan acil durum ekiplerinin hazır bulundurulmasını sağlayabiliriz.

Ülkemizin hemen her yerinde depremler olduğu bir gerçektir; ancak hasara neden olan depremler başlıca üç bölgede (Kuzey-Kuzeydoğu, Batı Anadolu bölgeleri ile Doğu-Güneydoğu Anadolu) yoğunlaşmaktadır. Kuzeyde yer alan Kuzey Anadolu Fay Zonu dünyanın en aktif ve en önemli kırık zonlarından biridir. Elazığ, Doğu Anadolu Kırığı üstünde bulunmaktadır ve bu kırık en fazla 6-6.5 arası depremler üretmektedir. Bu yüzden çok daha şiddetli bir deprem beklenmemektedir ama aynı bölgede 5-6.5 arası depremler olmaya devam edecektir.

Elazığ depremi ’de oluşabilecek bir fay hattı dalgalanmasının bir başlangıcı olabilir mi? Bu sarsıntının Doğu Anadolu Fay Hattı’nı tetiklemesi mümkün müdür? Çevre illerde benzeri yer hareketleri yaşanabilir mi?

Şili'de gerçekleşen ve 800 atom bombası büyüklüğünde olan 8.8 büyüklüğündeki deprem yer eksenini yaklaşık 7 santimetre kaydırmıştır. Bu deprem dünyada bulunan bütün fay hatlarını tetiklemiş ve biriken enerjinin açığa çıkmasına yol açmış olabilir.

Büyük bir depremin, yakın çevresinde daha küçük depremleri tetiklediği kuşkuya yer bırakmayan bir gerçektir. Ancak daha uzak mesafeler söz konusu olunca, örneğin 500 km'den daha uzak mesafeler söz konusu olduğunda bu tetiklemenin etkisi düşmektedir.

Elazığ depremi farklı bir fay hattında bulunduğundan ve orta şiddetli bir deprem olduğundan beklenen İstanbul depreminin bir öncü depremi değildir.

Çevre illerde ise, özellikle Adıyaman, Kahramanmaraş, Erzincan, Bingöl, Malatya , Antakya gibi illerde her zaman deprem beklenebilir.

Türkiye 1999’dan gereken dersleri aldı mı? Depreme hazırlıklı mıyız?

Ülkemizde 1999'dan önce de depremler oluyordu ama bu depremler çoğumuz için haberlerde izlediğimiz saniyeler süren herhangi bir haberden farksız değildi. Bilim adamları ve üniversiteler olarak deprem konusu ile ilgili araştırmaları yapmaya 1999'dan çok önce başlamış olsak da toplumun depremlere karşı eğitilmesi ve teknik alt yapı çalışmaları anlamında projeler yapamadık.

1999 depreminden sonra ise toplumumuz deprem gerçeği ile çok acı bir şekilde yüzleşti. Geçen 11 yıl içinde bağımsız kuruluşlar kendi çabalarıyla projeler gerçekleştirdi, bazı yapılar güçlendirildi, eğitimler verildi ama topraklarının yüzde 92'si deprem bölgesinde bulunan ülkemiz için bu yapılanlar son derece sınırlı ve yetersizdir.

İstanbul Aydın Üniversitesinde yaklaşık 1,200 öğrencimizi kapsayan bir anket gerçekleştirdik ve sorularımızdan biri “Kendinizi afetlere karşı hazır hissediyormusunuz?” idi. Ne yazık ki ankete katılanların yüzde 95’i buna "hayır" dediler. Toplumumuzun şu anda bir depreme hazır olduğunu söylemek sadece kendimizi kandırmak olur.

AFAM, afetlere hazırlık için neler yapıyor?

Afetlerden sonra yara sarmak yerine afetlerden önce tedbir almak anlayışına biran önce geçmemiz gerekiyor. Bu anlayışla AFAM teknik ve eğitim konularında çalışmalar yapmaktadır. Teknik olarak uluslararası kuruluşlarla yapmış olduğumuz iş birlikleri çerçevesinde deprem, sel, toprak kayması gibi afetlerden kaynaklı risklerin azaltılması, afet lojistiği, alternatif güçlendirme yöntemleri, bina hızlı tarama teknikleri gibi konularda çalışmalar devam etmektedir.

Çok fazla önem verdiğimiz konu eğitimdir. Özellikle çocuklarımıza deprem olgusunu ve depremden korunma kültürünü biran önce vermemiz gerekiyor ki gelecek kuşakları daha bilinçli yetiştirelim. AFAM bu amaç doğrultusunda Afet Oyun Kitabı, Boyama Kitapları, Anaokulları Yapısal Olmayan Güçlendirme Teknikleri, Bilgilendirme İlanları ile çocuklarımızı eğitmektedir. Bunun yanında İstanbul Aydın Üniversitesi bünyesinde bulunan Okul Öncesi Eğitim programında ders alan 300 öğrencimize -ki bunların çoğu ilerde anaokullarında görev alacaklardır- “Afet Temel Eğitimi” adı altında ders verilmektedir. Bu Dünyada ender uygulanan ama çok gerekli olduğuna inandığımız bir derstir. AFAM afetlerden sonra mağdur durumda olacak olan engelliler, yaşlılar, kadınlar konularında da özel eğitim çalışmaları vermektedir.

AFAM’ın geleceğe yönelik planları neler?

Amacımız vakit kaybetmeden elimizden gelenin fazlasını yaparak toplumumuzu bilinçlendirmek ve bilimsel çalışmalar gerçekleştirmektir. Önümüzde ki dönemden başlayarak “Afet Yönetimi” adı altında bir sertifika programımız açılacaktır.

Teknik konularla ile ilgili yeterliğiliğini kanıtlamış yurtiçi ve yurtdışı birimlerle iş birliği olanaklarını arttırarak teknik araştırmalar yapmak, eğitim çalışmalarımıza engellilerimiz, çocuklarımız üstünde yoğunlaşarak devam etmek kısa dönemli hedeflerimiz arasındadır.

Sayfa Yükleniyor...