Duayen isimden öneri: Anne-baba okulları açalım (Şiddet ve istismar)

Prof. Dr. Özcan Köknel'in şiddete karşı önerileri, anne-baba okulları açmak ve cinsel eğitimi müfredata almak...

Duayen isimden öneri: Anne-baba okulları açalım (Şiddet ve istismar)

Bir kedinin üstüne kaynar su döküldü, bir köpeği sahibi aracın arkasına bağlayıp sürükledi, bir koca karısını öldürdü, bir çocuk tecavüze uğradı...

Hürriyet gazetesinden İpek Özbey, her gün canımızı acıtan bu vakaları, meslek hayatı boyunca on binlerce insanın ruhuna dokunmuş psikiyatri duayeni, hocaların hocası Prof. Dr. Özcan Köknel ile konuştu.

Deneyimlerini 'Bilgenin Aynası' kitabında anlatan 91 yaşındaki Köknel'e göre yapılacaklardan biri anne-baba okulları açmak, diğeri cinsel eğitimi müfredata almak.

İşte İpek Özbey'in duayen isimle yaptığı söyleşiden o bölğmler:

Anne-baba olmayı öğrenmek gerekiyor değil mi? Bu noktada 'anne-baba okulları'ndan bahsedelim mi?

İhsan Şükrü Hoca'mın öncülüğünde 1963'te 'Ana-Baba Okulu' adıyla bir girişim başlatmıştık, üç yıl sürdü. 1980'li yıllarda İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Psikiyatri Bölüm Başkanı Prof. Dr. Haluk Yavuzer ve benim de yer aldığım proje kapsamında, tıp ve psikiyatri üyeleri ile görüşmeler sonucu Ana-Baba Okulu yeniden işlerlik kazandı. On yıl boyunca Anadolu'nun birçok şehrinde söyleşiler düzenledik. Ataerkil baskıcı aile yapısının yanlışlarını anlattığımız bu konuşmalardan sonra, bizi dinleyen insanların algılarını ölçen testler yapıyorduk. Test sonuçları, dinleyicilerin yanlış inanışlarında olumlu değişimler olduğunu gösteriyordu. Devlet eliyle Ana-Baba Okullan kurulsun önerisini her ortamda dile getirdik. Sonuç ne oldu, koca bir hiç!

Sürseydi, bugün kadına şiddet, ensest, çocuk istismarı engellenir miydi?

Çok farklı olurdu.

Daha iki gün önce bir kedinin üzerine kaynar su döküldü. Bir baba çocuğunu döverek öldürdü. Anne-baba olmayı öğrenmek bu vakaların da önüne geçer miydi?

Biz bunu 80'li yıllarda yaşayarak gördük. Bu ana-baba okulları ailelerin davranışlarında bir dolu olumlu değişiklik yapıyor ve çocukların daha sağlıklı, huzurlu, mutlu, başarılı olmasında da olumlu etken. Hepimizin rol modelleri vardı. Şimdi gençlik buna 'kahraman' diyor. Politikacılar, sanatkârlar, sporcular... Bu rol modelleri şiddet içermeyen mesajlarla toplumla ilişki kurarlarsa mutlaka başka olur. Birçok kişi ses tonundan tutun da kullandığı kavramlara kadar şiddet içeren iletileri ön planda kullanıyor.... 

TACİZE KARSI CİNSEL EGITIM

Cinsiyet eşitsizliği sorununda baş sorumlunun Türk erkek modeli olduğunu söylüyorsunuz.

Erkekleri değiştirmeden toplumu dönüştürmemiz mümkün değil. Erkekleri değiştirmek için kadınları da değiştirmek gerekiyor.

Bugün okullarda cinsel eğitim veriliyor olsaydı, cinsel saldırı, taciz, tecavüz vakalarında azalma olur muydu?

Tabii ki... Cinsel eğitim insanda var olan ve kazanılan güdüleri bilmek için gerekli. Her şeyden öte sadece istismar suçlarının azalması, önlenmesi için bile bu eğitim verilmelidir. Cinsel eğitim, gençlik cağında cinsel yaşantı, karşı cinsle ilişki, kendi kendine doyum, cinsel icerikli düşler, kızlarda erdemliliğin önemi, kız-erkek arkadaşlığı, flört ve hastalıkları kapsar. Cinsel ilişkinin başlama yaşı, cinsel sorunlar ve çözüm yolları da cinsel eğitimle açıklanabilir. Toplumsal yanlış kalıplar nedeniyle onlarca kız çocuğunun namus adına cinayete kurban gittiği bir ülkede cinsel eğitim mutlaka hayata geçirilmelidir. Günümüzde birçok ülkede zorunlu veya seçmeli olarak cinsel eğitim dersi veriliyor. Cinsel eğitimin verilmedigi ülkelerde gençler, cinselliği sömüren akil, ahlakdışı, gerçekdışı yayınlardan, sosyal medyadan, arkadas çevresinden anlamaya çalışıyor. Bu durum beraberinde bireysel, toplumsal sorunların doğmasına neden oluyor.

  • Etiketler :
  • Haberler -
  • Türkiye
  • Kadına şiddet
  • Yaşam
  • haber
  • şiddet
  • Cinsel istismar
  • Cinsel taciz

Sayfa Yükleniyor...