Dünya gizli tanığı nasıl koruyor?
Dün Hrant Dink cinayeti davasında dinlenmesi planlanan gizli tanığın evde unutulması, güvenlik sorunu olma ihtimalini akla getirdi. Halbuki Türkiye'de ve dünyada gizli tanık korumasına dair uygulamalar büyük benzerlik gösteriyor. Bu programı en uzun zamandır uygulayan ülkelerden bir ABD.
Gazeteci Hrant Dink’in öldürülmesiyle ilgili davanın 12. duruşması, bir "gizli tanık" skandalına sahne oldu. Dün gerçekleşen duruşmada bir gizli tanık dinlenmesi de planlanıyordu, ancak polisin almayı unuttuğu gizli tanık duruşma esnasında salonda yoktu.
Mahkeme Başkanı Erkan Canak müdahil avukatların gizli tanığın dinlenip dinlenmeyeceğini sorması üzerine, "Bana gizli tanık geldi diye not geldi ama gelmemiş. Gizli tanık evde polis bekliyor. Polis burada gizli tanığı bekliyor.Ben ne yapayım?" diye tepkisini göstermişti.
Hrant Dink cinayeti gibi toplumun merakla takip ettiği, kritik bir davada, "gizli tanığın evde unutulması" akla bu işin ne kadar özenle yapıldığına dair kuşkuların oluşmasına yol açtı ve akıllara "Bir güvenlik zaafı mı var?" sorusunu getirdi.
Halbuki mahkemede gizli tanığın dinlenmesi için yapılan hazırlıklar, umut vericiydi. Tanığın ses ve görüntüsü değiştirilerek mahkeme salonuna verilecek, ayrıca ifade vereceği odanın kapısına mühür vurulacaktı.
Hrant Dink cinayeti davasında bir sonraki duruşma 10 Mayıs'ta gerçekleşecek. Kimse aklına kötü olanı getirmek istemese de, evde unutulan bir gizli tanığın bu süre çerçevesinde korunması ve kimliğinin açığa çıkmaması için özel bir çaba sarfedilmesi gerektiği de muhakkak.
Türkiye'de Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 58. maddesine göre devam eden bir soruşturmada, gizli tanık olmak isteyen kişi, savcıya ya da polise başvurarak gizli tanıklık yapmak istediğini söylüyor. Ya da polis, gizli tanıklık yapmasını uygun gördüğü kişiye teklif götürüyor. Eğer, savcı ve polis kişinin gizli tanıklık yapabilecek vasıfları olduğunu takdir ederse, kişi soruşturmaya dahil ediliyor.
Türkiye'deki tanık koruma tedbirleri arasında kimlik ve adres bilgilerinin gizli tutulması, duruşmada ses veya görüntüsünün değiştirilerek özel ortamda dinlenmesi, fiziki koruma sağlanması, nüfus kayıt belgelerinin değiştirilmesi, geçimini sağlaması için maddi yardım görmesi, estetik yolu ile görünümünün değiştirilmesi bulunuyor.
ABD'DE GİZLİ TANIĞIN MAHKEME SALONUNDA FARKI YOK
ABD hukuk sisteminde ise, “davanın çözülmesi için hayati önem taşıması ve tanığın hayatının tehlike altında olması durumunda” ifadesine başvurulan gizli tanığın kimlik gizliliği sadece mahkeme salonunu terk ettiği anda başlıyor. Yani “Tanık Koruma Programı”na dahil olan bir tanık mahkeme salonuna girdiği anda diğer tanıklardan hiçbir farkı olmuyor. “Gizli tanık” savcılık makamının tanığı olsa bile sanık avukatlarının sorularını ve iddiaları yanıtlamak zorunda.
“Gizli tanık” mahkeme salonu içinde kendi kimliği ile ifade veriyor ve ifadesi kayıtlara geçip kamuya açık oluyor. Gizli sanık isterse kimliği kayıtlara geçirilmiyor, yüzünü saklayabiliyor. Ancak, kimliğini savunmadan gizleyemiyor.
Mahkeme süresince kimliği açık bir biçimde ifade vermek zorunda olan tanığın “gizliliği” ve korunması esas olarak mahkeme salonunu terk ettiği anda başlıyor. Mahkeme sonlandıktan sonra tanık "yeni kimliğine" kavuşabiliyor.
KURALA UYAN KİMSE ZARAR GÖRMEDİ
ABD'de korunan tanık yeni bir isim alabiliyor. İsterse sadece soyadını değiştirmesi de mümkün. Genelde soyadının ilk harfinin, eski soyadı ile aynı olması öneriliyor. Yeni bir ev ve iş bulunmasında yardım görüyorlar ve kendi ayakları üzerinde durabilecek duruma gelene kadar devletten maaş alıyorlar. Ancak tanıkların evlerine geri dönmesi ve aileleri ile görüşmesine izin verilmiyor.
ABD Güvenlik Birimi'nin açıklamasına göre, 1971'den beri uygulanan programdan, 7 bin 500'ün üzerinde tanık yararlandı ve güvenlik kurallarına uyan hiç kimse zarar görmedi.
YİNE DE GİZLİ TANIKLAR ÖLÜMLE KARŞI KARŞIYA KALABİLİYOR
Ancak yine de Amerika'da tanık koruma programı kimi zaman yeterli olmuyor. Özellikle mafya tarafından işlenen cinayet davalarında, görgü tanıkları koruma altına alınsa bile ölümle karşı karşıya kalabildiği söylniyor. ABD'deki tanık koruma programı, bütün cinayet davalarını kapsamadığı için böyle sorunlar yaşanabiliyor.
ALMANYA’DA DA SUÇLUNUN AVKATI GİZLİ TANIĞI BİLİYOR
Almanya’da da tanık koruma yasası kapsamında bile olsa, hakim ve savcıların yanı sıra suçlunun avukatı da gizli tanığı bilir. Ancak tanık tehlike altındaysa, mahkemede başka bir odada kamera ve televizyonlarla ifade verebilir. Bu durumda Türkiye'deki gibi tanığın görüntüsü kısıtlanır ve sesi değiştirilir. Bu madde, terör ve organize suçların söz konusu olduğu davalarda uygulanır. Bu durumda suçlunun avukatı, savcı ve hâkim gizli tanığın kimliğini bilmez.”
Fransa’da ise sadece gizli tanık ifadelerine dayanılarak herhangi bir kimse hakkında mahkûmiyet kararı verilemiyor. Ayrıca, gizli tutulan tanıkların ifadesine 10 gün içinde itiraz da edilebiliyor.
- Etiketler :
- Haberler