"Dünya koruyor, biz kesiyoruz"

Palovit Vadisi için bir imza kampanyası başladı. Kampanyaya katılanlar "Türkiye'nin yağmur ormanlarını kesmeyin!"diyorlar...

"Dünya koruyor, biz kesiyoruz"

Palovit Vadisi için açılan imza kampanyasının davet metninde şu sözler yer alıyor:

Kaçkar Dağları ekosistemi içinde çok önemli bir yere sahip yaylalara gelişigüzel açılan yol çalışmaları, mahkeme kararlarına rağmen devam ediyor.

Geçtiğimiz yıl Pokut ve Hazindağ yaylaları arasında yapılmak istenen yola dava açılıp, Trabzon Bölge İdare Mahkemesi “yürütmeyi durdurma” kararı vermesine rağmen, yola devam edilmişti.

Bu yolla ilgili tartışmalar sürerken önümüzdeki yıl da aynı yolun, bu kez Doğu Karadeniz’in 100 yıllık kesme taş evleriyle ünlü en yüksek yaylası Samistal’a ve oradan da Kaçkarlar’a kuzeyden çıkış noktası Yukarı Kavrun yaylasına devam ettirilmek istendiğini ve bunun da programa alındığını öğrendik. Şimdi de Amlakit yaylasına kısa sürede ulaşmak adına Palovit Vadisi ‘ne dozerler girmiş bulunuyor.

Fırtına Vadisi, Fırtına Deresi’nin, Karadeniz kıyı çizgisinden başlayıp iç kısımlara doğru birden çok kola ayrılarak (Durak, Hemşin, Hala, Palovit, Elevit ve Tunca dereleri) Kaçkar Dağları’nın kuzey yamaçlarına kadar uzanmasıyla oluşuyor. Bölgede, alüviyal akarsu ormanları (kızılağaç), geniş yapraklı ılıman ormanlar (doğu kayını), iğne yapraklı doğu ladini ormanları, yapraklı ve karışık ormanlar, geniş alpin çayırlıklar ve kayalık habitatlar, nadir şimşir ormanları gibi Doğu Karadeniz’e özgü bütün habitatları burada bulmak mümkün. Bu değerlerinden ötürü, Fırtına Vadisi ormanları,  dünyada korumada öncelikli yüz alandan biri. Ayrıca bölge doğal sit alanı yani dokunulmaz, yapılaşma olamaz, inşaat yapılamaz, yol yapılamaz. Diğer ülkeler doğal alanlarını artırarak ve ekolojik politikalar üreterek sorumluluklarını yerine getirmeye çalışırken her nedense ülkemizde yeşili “yok etmek” için özel bir çaba sarf edilmesine anlam veremiyoruz.

Fırtına Vadisi öyle bir biyolojik çeşitliliğe sahip ki Kaçkar Dağları ile birlikte 537 odunsu bitki, 136 kuş, 30 memeli, 21 sürüngen ve 116 endemik bitki türüne ev sahipliği yapıyor. Fırtına, Hemşin ve Çağlayan dereleri, her yıl Karadeniz’den iç kısımlara göç ederek yumurtadan çıktıkları yere kadar yüzüp burada yumurtlayan dünyadaki tek denizalalarının da yuvası. Fırtına ve Palovit vadileri, içerdikleri doğal yaşlı ormanlarla, hem bölgenin, hem de ülkenin en bozulmamış birkaç orman ekosistemi arasında değerlendiriliyor. Palovit Vadisi kendine özgü endemik bitki çeşitliliğinin yanı sıra barındırdığı hayvan türleriyle de doğa koruma açısından büyük önem taşıyor. ’de en yoğun bozayı popülasyonun bulunduğu bölgelerden biri olan alanda, yaban domuzu, çengel boynuzlu dağ keçisi, yaban keçisi,  kurt, tilki, çakal,  yaban kedisi, vaşak, karaca ve porsuklar yaşıyor.

Tüm bölge aslında birçok kanunla korunuyor; Bern sözleşmesine taraf olan Türkiye bölgeyi koruma altına alacağını çok önceden taahhüt etmiş durumda. Ayrıca Türkiye yine imzaladığı AB katılım çerçevesinde; “Avrupa’nın yaban hayatı ve doğal yaşama ortamlarının korunması” sözleşmesi ile endemik ve doğal yaşamı korumakla yükümlü. Kendi kanunlarımızla doğal kültür turizm ve arlıkları açısından bölge birinci derece doğal sit alanı ilan edilmiş durumda. 
Tüm bunlara rağmen hangi kanuna dayanarak ve hangi inisiyatifle bilinmez; halen ısrarla kepçeler bu doğal vadiyi mahvetmek için çalışıyor. Açılan davalara rağmen doğa rant uğruna kurban ediliyor. İmzalanan anlaşmaları görmezden gelen, uluslararası sözleşmelere yokmuş gibi davrananlar, ihale alamayan yandaş müteahhitlere doğayı peşkeş çekenler, şark kurnazlığı ile aradan sıvışıp yol alacaklarını zannediyorlar.

Fırtına Vadisi başta hidroelektrik santraller olmak üzere, yol inşaatları, turizm ve çarpık yapılaşma, taş ocaklarının tehdidi altında. Bir de bunlara yaylaların birbirine bağlanması projeleri eklenince kirlenme kaçınılmaz oluyor. Fırtına Vadisi boyunca yer alan şimşir ormanları, dev yaşlı ormanlar yasa dışı kesimler nedeniyle azalıyor. Türkiye’nin yağmur ormanları planlı olarak yok ediliyor.

Bu nedenlerle hem yol isteyen yöre sakinlerinin hem de yaylaları birbirine bağlayıp jeep-safari turizmi yapmak isteyenlerin ve ilgili devlet yetkililerinin yapacakları bu katliamı görmeleri gerekiyor. İş işten geçmeden!

Biz aşağıda imzası olanlar yapılan bu katliam için sesimizi duyurmak, bugüne kadar tüm projelere kayıtsız kalan politikaları protesto etmek ve “Palovit Vadisi'ne dokunma” demek için kamuoyunu göreve çağırıyoruz.

Sayfa Yükleniyor...