Eczane mi yok, hasta mı çok?

Türkiye'de eczane başına düşen hasta sayısı bakımından doğu ile batı bölgeleri arasında büyük bir fark bulunuyor.

Tüm Eczacı İşverenler Sendikası'nın (TEİS) yaptığı çalışmada, eczane başına düşen hasta sayısı açısından, özellikle batıdaki büyük illerle Doğu ve Güneydoğu Anadolu'daki iller arasındaki ''uçuruma'' dikkat çekildi.

İstanbul'da eczane başına 2 bin 693, Ankara'da 2 bin 267, İzmir'de 2 bin 250 kişinin düştüğü belirtilen çalışmada, bu rakamların doğu illerine doğru gidildikçe çok büyük artış gösterdiği vurgulandı.

Çalışmada, eczane başına düşen hasta sayısının Hakkari'de 18 bin 340, Ağrı'da 8 bin 401, Ardahan'da 6 bin 760, Bitlis'te 8 bin 422, Erzurum'da 5 bin 196, Kars'ta 8 bin 758, Muş'ta 9 bin 865, Şırnak'ta 9 bin 464, Van'da 7 bin 744, Mardin'de 6 bin 769, Tunceli'de ise 5 bin 537 olduğu belirlendi.

Orta Anadolu'ya doğru gelindikçe bu sayının düşmekle birlikte batıya göre yine yüksek olduğu ifade edilen çalışmada, eczane başına düşen kişi sayısının Sivas'ta 3 bin 958, Yozgat'ta 4 bin 778, Zonguldak'ta 4 bin 395, Tokat'ta 3 bin 651, Sakarya'da ise 4 bin olduğu bildirildi.

'131 YIL ÖNCE YAPILAN YİNE YAPILMALI'
TEİS Genel Başkanı Nurten Saydan, son beş yıldır eczacıların çok zor durumda olduğunu, eczacıların birçok sorunla karşı karşıya kaldığını ifade ederek, ilaç firmalarının eczanelerdeki stok zararlarını karşılaması için yasal bir düzenleme yapılması gerektiğini söyledi.

Aksi halde eczanelerin içinde bulunduğu durumun daha da içinden çıkılmaz bir hal alacağını savunan Saydan, özellikle düşük cirolu eczanelerin ciddi anlamda ekonomik kriz yaşadığını, hatta ciroları yüksek olanlarla artış gösterenlerin bile ciddi risk altında olduğunu savundu. Saydan, sözlerini şöyle sürdürdü:

''Geçmişe baktığımızda, eczacıların Osmanlı döneminde yaşadığı sorunların benzerlerinin bugün de söz konusu olduğunu görüyoruz. 1879 senesinde İstanbul'daki eczane sahipleri tarafından, ''eczane adedinin sınırlanması, diplomasız eczacıların çalışmalarının engellenmesi ve aktar, depo ve hekimlerin ilaç satmasının önlenmesi'' amacıyla Cemiyet-i Eczaciyan Der Asitane Adliyye (Societe de Pharmacie de Constantinople) adıyla ilk eczacılık derneği kurulmuştu.

Bunların günümüz eczacılarının da halen çözüm beklediği sorunları olduğunu, 2010 yılı 'sinden 131 yıl öncesine dönüş yaşandığını ve eski sorunların hortladığını görüyoruz.''

'NÜFUSA GÖRE SINIRLANDIRMA'
TEİS Genel Başkanı Nurten Saydan, Türkiye'nin doğusu ve batısı arasında eczane dağılımında ciddi bir uçurum bulunduğunu, bunun önlenmesi için birçok Avrupa ülkesindeki nüfusa ve mesafeye göre eczane sınırlaması uygulamasının Türkiye'de de hayata geçirilmesi gerektiğini söyledi.

Sağlık Bakanlığında bin 358, üniversitelerde 218, serbest eczanelerde de 23 bin 462 eczacının görev yaptığını anlatan Saydan, ülkede 2 bin 898 vatandaşa bir eczane düştüğünü kaydetti.

Sayıları her geçen gün artan eczacılık fakülteleri nedeniyle bin 500 civarında yeni mezun eczacının bu sayıya eklendiğini belirten Saydan, ''Bu sebeple çok acil olarak ülkemizde eczane dağılımındaki dengesizliğin giderilmesi, vatandaşın iyi hizmet alabilmesi ve hayati bir ürün olan ilaca rahatlıkla ulaşabilmesi için nüfusa göre eczane sayısına sınırlama getirmesi gerekir'' görüşünü savundu.

Saydan, eczanelerin daha iyi hizmet verebilmesi için, ''Nüfusa göre sınırlama getirilmesi, muvazaa sorununun üzerine kararlılıkla gidilmesi, eczacılık meslek hakkı verilmesi, eczacılık fakültelerinin sayısının ve kontenjanının düşürülmesi, eczacıların ancak yüzde 5'ini istihdam eden devletin, eczacı istihdam sayısını ivedilikle artırması'' önerilerini dile getirdi.

Sayfa Yükleniyor...