Edebiyat para kazandırır mı?

Forbes Türkiye dergisinin yayınladığı "En Çok Kazanan Yazarlar" listesine göre en çok satan 20 yerli kitap toplamda 7.3 milyon liralık bir gelir elde etti. Edebiyatçılara sorduk: Edebiyat para kazandırır mu?

Edebiyat para kazandırır mı?

Forbes dergisinin yayınladığı "En Çok Kazanan Yazarlar" listesine göre 2008 Ocak- 2009 Ağustos döneminde en çok satan 20 yerli kitabın toplam satışı 2 milyonu buldu. 42 milyon liralık ciro yaratan 20 çok satan yazar, toplamda 7.3 milyon liralık bir gelir elde etti.

Yayınladığı "Aşk" romanıyla 392.920'lik bir satış elde eden Elif Şafak, 1.530.432 liralık geliriyle geçtiğimiz yılın en çok kazanan yazarı oldu. Turgut Özakman, Ayşe Kulin, Orhan Pamuk, Canan Tan, Soner Yalçın, Ahmet Ümit, Nermin Nezmen, Mümin Sekman ve Zülfü Livaneli ilk 10'da yer alan diğer yazarlar.

Geçtiğimiz yıla göre kitap satışı ise 2 katı kadar arttı. Geçen sene yalnızca Orhan Pamuk'un geçebildiği 1 milyon sınırını bu yıl geçen 4 yazar var. Peki ya bu rakamlar bize neyi gösteriyor? Korsan mı azalıyor? Okuyucu sayısı mı artıyor? Edebiyat dünyası, yurtdışına kıyasla bu rakamların hala çok düşük olduğunu söylüyor.

YAZARIN PARA KAZANMASI BENİ SEVİNDİRİYOR
Doğan Hızlan, Edebiyat Eleştirmeni
Bir yazarın çok para kazanması beni çok sevindiriyor. Emeğinin karşılığını alıyor. Demek ki kitaba olan sevgi, saygı, ilgi artıyor. İnsanlar buna bütçelerinden para ayırabiliyorlar. Belki korsan olmasa bu kazanç 1 değil 2 trilyon olacak.

Henüz Türk yayıncılığı bir endüstri oldu, sanayileşti sözünü ben rahatça kullanamıyorum. Olma yolunda diyebilirim.

Yurt dışına baktığımızda genelde batı dünyasında 'hard cover' dediğimiz ciltli çıkıyor kitaplar. Sonra yüksek rakamlarda 'pocket book' dediğimiz cep kitabı satıyor, onlar da 500 bin, 1 milyon, 2 milyona doğru gidiyor ve satıyor.

Bunun dışında dış yayıncılığın başka ülkelerde de etkisi var. Bazı kitap dergilerinde okuyorsunuz 20 ülkeye satılmış, 35 ülkeye satılmış. Bir de oradan geliri var. Üçüncüsü bunların sinemaya aktarılması var. O kadar geniş bir alan ki... Tabii orasıyla buradaki gelir alanlarını karşılaştıramayız. Ama ne var ki orada da birçok kitap dediğim gibi 'best selllers' olup da bu kadar para getirmiyor. Hepsinin de makul satışları var. Tabii buradakilerle karşılaştırabileceğimiz rakamlar da var.

ÇOK ABARTILACAK RAKAMLAR DEĞİL
Ahmet Ümit, Yazar
Örneğin Almanya'da, İngiltere'de ya da Amerika'da yaşamını yazarak kazanan yazarların sayısı bir hayli fazla, bizde hala bu sayı çok az. Ne yazık ki korsan henüz bitmedi, bütün yoğunluğuyla sürüyor. Yani bizim kitaplarımızın yasal baskısının iki katı korsanlar devam ediyor. Bu çok da abartılacak bir sayı değil.

Bu pazar daha da büyümeli. Almanya'da bir kitap sekiz milyon satıyor, bizde bir kitap 300 bin sattığı zaman yazarlar sarhoş oluyor, ne yaapacaklarını bilmiyorlar. Sekiz milyon nerede, 300 bin 500 bin nerede... Yani burada hala büyük bir eşitsizlik var.

YAZARIN PARAYLA İLİŞKİSİ TEHLİKELİ...
Yazarın parayla ilişkisi tehlikeli bir ilişkidir. Çünkü biz inandığımız, hissetiğimiz, duygusal olarak bizi etkileyen şeyleri yazarız. Oysa kitabı çok satmak için hedef kitlenin isteklerine uygun şeyler yazılır, bu yazarın ahlakını bozar, etik değerlerini altüst eder. Çok para kazanayım ya da kitabım çok satsın diye yazar okurun isteklerine göre yazmaya başlar, bu da edebi metinleri düşürdüğü gibi edebi ölçütü piyasanın isteklerine indirir.

OLMASI GEREKTİĞİ KADAR DEĞİL
Nermin Bezmen, Yazar
Türkiye'nin nüfusuna göre okuma oranı hala çok düşük. Ama bundan birkaç sene öncesiyle kıyasladığınız zaman hakikaten farklı bir okur kitlesi de doğdu. Bunu imza günlerinden, fuarlardan izleyebiliyoruz. Sevindirici ama gene de olması gerektiği kadar değil.

Korsanın azaldığını sanmıyorum. Hatta geçenlerde resmi olarak katıldığımız bir imza günümüzde  arkadaki kitapçılarda korsanları satılıyordu kitaplarımızın. O kadar artık... Göz önünde yapılıyor ki nasıl önlenecek bilemiyorum.

Okur sayısının arttığını ümit ediyorum. Ama korsan baskı sayısının hiç düşmediğini düşünüyorum.

Sayfa Yükleniyor...