Eğer sizin de hikayeniz varsa...

Meme kanseri konusunda kadınları erken tanı ve teşhis için yönlendirmek, tanı konmuş hastaları da tedavi konusunda cesaretlendirmek amacıyla bir kampanya başlatıldı.

Eğer sizin de hikayeniz varsa...

Europa Donna ( Meme Hastalıkları Koalisyon Derneği), Sağlık Bakanlığı Kanserle Savaş Dairesi Başkanlığı ve Türkiye Meme Hastalıkları Dernekleri Federasyonunun desteği, Novartis Onkolojinin katkılarıyla başlatılan ''Harekete Geç Hikayeni Gönder'' kampanyasıyla, meme sağlığına ilişkin deneyimlerin paylaşılması yoluyla yaşanmış hikayelerden yola çıkarak, bu hastalığı yaşayanlara ve yakınlarına umut aşılanması, toplumun meme kanseri hakkında bilinçlendirilmesi hedefleniyor.        

Europa Donna Türkiye Başkanı Violet Aroyo, bu kampanyayla meme sağlığına ilişkin deneyimlerin paylaşılmasını amaçladıklarını söyledi.       

KAMPANYANIN YÜZÜ SELDA ALKOR
Sinema sanatçısı Selda Alkor'un kampanyanın yüzü olduğunu belirten Violet Aroyo, kampanyaya katılacak hikayelerin, gazeteci-yazar Meral Tamer, tıbbi onkoloji uzmanı Gökhan Demir, radyasyon onkolojisi uzmanı Prof. Dr. Nuran Beşe, Women's Healt Dergisi Genel Yayın Yönetmeni Hande Tokmak ve kendisinin de yer aldığı seçici kurul tarafından değerlendirileceğini kaydetti.        

DERECEYE GİRENLER 1 ŞUBAT'TA AÇIKLANACAK
Aroyo, dereceye giren hikayelerin, 1 Şubat 2011 tarihinde kampanyanın ''www.hikayenigonder.com'' adresinden duyurulacağını belirtti.
        
EN SIK GÖRÜLEN AMA TEDAVİSİ MÜMKÜN BİR HASTALIK
Meme Hastalıkları Dernekleri Federasyonu Başkanı Prof. Dr. Vahit Özmen de meme kanserinin, Türkiye'de de kadınlarda en sık görülen kanser türü olduğunu, bu yıl içerisinde Sağlık Bakanlığı ile yaptıkları çalışmalarda 50 bin Türk kadınına meme kanseri tanısı konularak tedavilerinin yapıldığını hesapladıklarını söyledi.        

Özmen, Türkiye'de her yıl yaklaşık 20 bin kadına meme kanseri tanısı konduğunu, bu rakamların 2020 yılında iki katına ulaşacağını belirterek, ''Son 20 yıl içinde Türkiye'de meme kanseri sıklığı 2.5 kat artmıştır. Meme kanseri, en sık görülen, ama en iyi tedavi edilebilen bir hastalıktır'' dedi.       

İŞTE KANSERİ TETİKLEYEN UNSURLAR
Özmen, doğurmamanın, 30 yaşından sonra doğurmanın, kürtaj yaptırmış olmanın, süt vermemenin ve stresli çalışma koşullarının meme kanserini tetiklediğini söyledi.        

Türkiye'nin tedavi olanakları, yetişmiş hekim gücü ve kanser dağılımı bakımından oldukça hetorojen bir yapıya sahip olduğunu ifade eden Özmen, şunları kaydetti:        

''Doğu, batı, kuzey, güney arasında fark var. Bu farkları minimum düzeye indirmek için bu yıl içinde Kanserle Savaş Dairesi Başkanlığı ile federasyonumuz, ülke genelinde homojen bilgi düzeyine ulaşma kursları düzenlemiştir. Bu kurslar devam etmektedir. Doğu ve batı arasında bilimsel ve yaklaşım açısından bir fark olmamasına çalışıyoruz. Üniversiteler, hastaneler ve hekimler arasında fark var, bunu standart bir düzeye getirmek için uğraş veriyoruz. Radyoloji tanı merkezlerinin Amerika'daki yıllık sertifikasyonu, denetimleri söz konusudur. Türkiye'de bu yapılmamaktadır. İnanıyorum ki Türkiye'de kısa süre içinde bu merkezlerin kontrolleri yapılacaktır.''
        
HER 8 KADINDAN BİRİ...
İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Radyasyon Onkolojisi Anabilim Dalı öğretim üyesi Prof. Dr. Nuran Beşe de meme kanserinin Türkiye'de kadınlar açısından ciddi bir sağlık sorunu olduğunu, her 8 kadından birinin bu hastalığa yakalandığını, erken tanının ise hayat kurtardığını söyledi.        

Kampanyasının etkili olacağını söyleyen Beşe, ''Yeni tanı konmuş kadın, bu hikayeleri öğrendiği zaman 'Önümde bana yol gösterenler var. Onlar bu işi başarmışlar, ben ne için başarmayayım' diye onlar için bir umut ışığı olacak'' diye konuştu.        

Sayfa Yükleniyor...