Mağara dönemi akla ilk olarak avcılığı getirse de son araştırmalar, en az 30 bin yıl öncesinde ekmeği de içine alan daha dengeli bir beslenme tarzının gelişmiş olduğunu gösteriyor.
İtalya Tarih Öncesi ve Erken Tarih Enstitüsü’nden Anna Revedin öncülüğündeki çalışma grubunun bulguları, insanların zamanın başlıca besin kaynağı olan etin yanında bitki temelli işlenmiş yiyecekleri de tükettiklerini ortaya koyuyor.
İtalya, Rusya ve Çek Cumhuriyeti’ndeki arkeolojik kazılardan elde edilen ve öğütme ile kesme amacıyla kullanılmış olan çeşitli taşlar üzerinde yapılan mikroskobik incelemeler sonucunda nişasta tanelerine rastlandı.
Nişastanın işlenmesi oldukça zor olduğundan, mağara döneminde kullanılmadığı düşünülüyordu. Fakat taşlar üzerindeki desenler bunların, kök ve tanelerin öğütülmesinde adeta bir tokmak gibi kullanıldığını gösteriyor. Tane kalıntılarının karbonhidrat ve enerji kaynağı olan nişasta açısından zengin kamış ve eğrelti otlarına ait olduğu da anlaşılmış durumda.
Revedin taşlar üzerindeki kalıntılara dayanarak, bundan en az 30 bin yıl kadar önce bitkilerin işlendiğini ve muhtemelen de un elde edilebildiğini öne sürüyor ve şöyle devam ediyor: “Yeni keşif, dönem insanlarının tamamen proteine dayalı olarak beslenmekten çok daha geniş bir yelpazeyi uyguladıklarını gösteriyor. Sadece un ve suyla sıcak taş üzerinde pişirilen hamurun tadının çok da yerinde olduğunu düşünmemek gerek. Ancak genellikle kurutularak tüketilmiş ve bu şekilde saklanarak da insanları zorlu iklim şartları sırasında desteklemiş olması muhtemel."
Orjinal çalışmaya ulaşmak için tıklayın.
- Etiketler :
- Haberler
