Ellerdeki antibakteriyal takıntı

Antibakterial sabunlar sadece kötü bekterileri öldürmüyor. İyi bakteriler de gidince cilt savunmasız kalıyor. Peki ne yapmalı?

Ellerdeki antibakteriyal takıntı

Bakteriler bizi çok hasta edebiliyor. Tifo, kolera, dizanteri ve bunun gibi birçok ismini bilmediğiniz hastalığı bakteriler yapıyor, dolayısıyla duyarlı anneler, sağlıklı ev ortamı oluşturmak için antibakteriyal kelimesi yazan sabun ürünlerine öncelik verebiliyorlar. İlk başta bu mantıklı bir adım gibi gelse de gözden kaçan önemli noktalar var.

Öncelikle bedenimizde, o kötü huylu bakterilere karşı bizi korumak üzere kendi hücrelerimizden daha fazla sayıda iyi bakteriler var! Özellikle ciltte ve bağırsaklarda, yani dışarıdan mikrop alınabilecek yerlerde, iyi huylu bakteriler koruyucu görevi görüyorlar. Dolayısıyla, bakteri öldürme özelliği olan sabunlar (yani antibakteriyal olanlar), sizin cildinizdeki iyi huylu bakterileri de kötülerle birlikte yok ediyorlar. Bu da cildinizin doğal korumasını çökertip, en küçük bir enfeksiyonun fazlasıyla büyümesine veya alerjik reaksiyonlara dönüşmesine olanak sağlıyor. Halbuki zeytinyağılı sabun, kötü bakterilerin cilde tutunmasını engeleyen geleneksel bir ürün, su da onların akıp gitmesini sağlayan çok büyük bir yardımcı. Ayrıca cilde zarar da vermiyorlar!

Antibakteriyal ürünlerin çoğunun içinde, çok tartışılan bir madde de var: Triklosan. Bu madde kuvvetli bir bakteri öldürücü, ve hastanelerde kullanımı gerekli! Ama gün içerisinde evlerde de kullanılmaya başlanması hem araştırmaları, hem de tartışmaları alevlendirdi. Öncelikle triklosan insan kanında ve anne sütünde bulunabiliyor, triklosana tek maruz kaldığımız alan temizlik ürünleri değil, ama onları kullanan annelerin sütünde daha fazla triklosan olduğu saptanmış (1). Firmalar, maruz kalınan triklosanın miktarın insana zarar vermeyecek seviyede olduğunu söylese de, kozmetik sektörünün en etkili firmalarından birinin yakında triklosan’ı ürünlerinde kullanmayı bırakacağını açıklaması, çok da masum bir madde olmayabileceğini gösteriyor. Çevreye verdiği zarar (suları kirletmesi, aşırı dirençli bakteri yaratma ihtimali) ise bambaşka bir boyut.

Ayrıca 2012 yılında, California Üniversitesi Davis araştırmacılarının yayınladığı rapora (2) göre, triklosan fare ve balıkta kas fonksiyonlarını bozabiliyor. Aynı grubun yaptığı açıklamaya göre, farelere triclosan verildikten bir saat sonra kalp fonksiyonlarında yüzde 25 azalma görülüyor.  Vardıkları sonuç, bu maddeyi içeren ürünler kalp hastalıklarına yol açmasa bile, kalp hastası olmaya yatkın insanları etkileyebileceği yönünde.

Peki ne yapabiliriz?

-Sık sık elleri sabun ve suyla yıkamak, çok etkili bir temizlik yöntemi. Eğer acil dezenfekte etmeniz gereken bir durum olursa alkol bazlı dezenfektanlar (örn: kolonya) iyi dezenfektan olabilirler.

-Alışveriş yaparken etiketlere bakabilirsiniz, triklosan sadece antibakteriyal sabunlarda yok. Diş macunlarında, ağız yıkama sularında, duş jellerinde, temizlik ürünlerinde, olabiliyor. Kullanmamayı seçebilirsiniz.

-Ev temizliğinde triklosanlı ürünler yerine, dezenfekte edilecek yerleri oksijenli su veya sirke ile dezenfekte edebilirsiniz. Ikisi de size zarar vermeyen, kuvvetli bakteri öldürücüleridir.

1- http://www.sciencedirect.com/science/article/pii/S0048969706006267
2- Cherednichenko G. et. al 2012, http://www.ncbi.nlm.nih.gov/pubmed/22891308


Sayfa Yükleniyor...