Erdoğan: Açılımda acele yok, geç kaldık

Başbakan Erdoğan, demokratik açılım konusunda acele edildiği yönündeki eleştirilerle ilgili olarak, “Acele etmiyoruz aslında geç kaldık” dedi.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti Genel Merkezi'nde, partisinin Merkez Karar ve Yönetim Kurulu (MKYK) toplantısının ardından düzenlediği basın toplantısında “Demokratik Açılım” çalışmalarıyla ilgili değerlendirmelerde bulundu.

Erdoğan, şunları söyledi: ''Açılım diye ifade ettiğimiz bunun bir milli birlik projesini ifade ettiğimizi söyledik. Fakat bunu farklı yerlere çekmek, farklı başlıklar koymak gibi bir gayret içinde olanlar var. Bu bir demokratik açılımdır dedik. Bu açılım sürecinin içerisinde neler var?

Başta terör sorunu olmak üzere bütün sorun alanları bunun içerisinde yer alıyor. Bunun içerisinde tüm etnik unsurların sorunları var. Burada benim Kürt kökenli vatandaşımın sorunu var, Türk kökenli vatandaşımın sorunu var. Lazın, Boşnağın, Arnavutun, Romanın aklınıza ne gelirse... Bütün etnik unsurların sorunları ve bu sorunların burada çözümüne yönelik atılacak adımlar var. Eğer sadece bir etnik unsuru buradan çeker çıkarırsanız bu ayrımcılık olur. İşte biz bu ayrımcılığa müsaade etmeyiz. Diğer yandan dini grupların, inanç gruplarının ülkemde sorunları var. Azınlıkların sorunları var. Ekonomik alanda bir işsizlik sorunu var. Neyse bu sorun alanları, bütün bu sorun alanlarının üzerine çok daha farklı bir şekilde gidecek ve bunları asgariye indirmenin mücadelesini vereceğiz.''

'İNKAR VE İHMAL POLİTİKALARIYLA...'
Erdoğan, şöyle devam etti: ''Hiçbir zaman sorunlar bitmez. İnsanın var olduğu toplumda sorunlar vardır. Ama bunları asgariye indirmek biz siyasilerin en önemli görevidir. Buranın bir psikolojik mücadele boyutu olacak, bir sosyolojik mücadele boyutu olacak. Bunun askeri, siyasi, diplomatik mücadele boyutu olacak. Güvenlik, ekonomik boyutu olacak. Bütün bu mücadeleyi vereceğiz hep beraber. Asla bunu kimse herhangi bir kurum veya kuruluşun projesi olarak göremez. Bu devletin bir projesidir, muhatabı da sadece millettir. Kimse bunu farklı yere çekmesin.

Bizim en başından itibaren söylediğimiz şudur; ilelebet bu sorunlarla yaşayamaz. Türkiye ilelebet bu sorunları görmezden gelemez. Türkiye kardeş kavgasına, aramıza sokulmak istenen fesada, akan kana, gözyaşına asla müsaade edemez, etmemelidir. Türkiye çözümsüzlükleri bir çözüm olarak gören siyasi anlayışa teslim olamaz. Çözümsüzlüklerle ilelebet yoluna devam edemez. On yıllarca süren inkar ve ihmal politikalarının Türkiye'yi getirdiği yer ortadadır.

Bir başbakan olarak bu konuda kararlıyım, azimliyim ve arkadaşlarımla beraber buna inandık ve yola bu şekilde çıktık. İnkar ederek, ihmal ederek, öteleyerek, erteleyerek bir yere varamayacağımız gibi sorunları daha da derinleştirip, gelecek nesilleri çok daha karmaşık bir sorunlar yumağı haline getirmiş oluruz. Zaten geç kalınmıştır, daha fazla gecikmeye artık tahammülümüzün olmadığı da bir gerçektir. Birileri çıkar şunu diyebilir, 'Niye bu kadar acele ediyorsunuz?'. Acele etmiyoruz aslında geç kaldık.

Bugünün sorunu değil, on yılların sorunu. Terör diyorsan 30 yıl, diğer sorunlar diyorsan çok daha eskilere dayanıyor. Ama bunlara el atılmadı. Bunlarla beraber mi yaşayacağız? Bu sorunlarla beraber nereye kadar gideceğiz? Eğer yolda giderken bir vatandaş karşınıza geliyor da size sorunlarını anlatıyor siz ise bunu duymazdan, görmezden geliyorsanız sorumluluk mevkinde bulunabilir misiniz? Veya bir grup size gelip sorunlarını anlatıyor, siz bunları duymazdan, görmezden gelirseniz bu makamlarda oturabilir misiniz? Hayır. Onun için gereği neyse o yapılmalıdır. Zorlu bir süreç olacak bunu biliyoruz ama sabır, soğukkanlılık, sağduyu ve suhulet gerektiren bir süreçten geçtiğimizin de farkındayız.

İnanıyoruz ki Türkiye her türlü sorunu tartışacak, müzakere edecek, hal yoluna koyacak birikime, donanıma, demokratik olgunluğa sahiptir. Türk demokrasisi geçmişle kıyaslanmayacak derece gelişmiş, güçlenmiştir.”

Sayfa Yükleniyor...