Erdoğan: Anında ihraç ederim

Başbakan Erdoğan, Baykal'a Van'da düzenlenen saldırıda AK Parti'lilerin olması halinde "Anında ihraç ederim, partimde barındırmam" dedi. Erdoğan, Yargıtay Başsavcısı Yalçınkaya'ya da yanıt verdi.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ABD'ye hareketinden önce İstanbul Atatürk Havalimanı'nda gazetecilerin sorularını yanıtladı.

Erdoğan'a sorulan sorular arasında CHP lideri Baykal'a Van'da yapılan saldırı da vardı.

Başbakan, bir gazetecinin CHP Genel Başkanı Deniz Baykal'a Van'da yapılan protesto sonucunda iki müfettişin görevlendirildiğini belirterek, ''Gelişme var mı, işin içinde AK Partililer de var mı? İçişleri Bakanı'nın özür dileyip dilemeyeceği tartışması var. Bu konuyla ilgili görüşleriniz nelerdir?'' yönündeki sorusuna şu yanıtı verdi:

''Benim her konuyla ilgili açıklama yapmama gerek yok. Ben İçişleri Bakanıma 'bu konuyu inceletin' dedim ve İçişleri Bakanım da iki müfettişi oraya gönderdi. Bundan daha güzel, gerçekçi uygulama olur mu? Herhalde her şeyin hesabını da kalkıp biz Baykal'a verecek halimiz yok. Ancak partimi gölgeleme gayretlerinin de boş olduğu ortada.''

Erdoğan, isminden bahsedilen kişinin o gün İstanbul'da olduğuna dair İl Başkanı'nın açıklama yaptığını, kendilerinin de İstanbul'da olduğunu açıkladığını dile getirerek, şunları söyledi:

''Fakat ne olursa olsun. Eğer benim partimin herhangi bir mensubu, bu olayların içindeyse, çalışmalar yapılıyor, yapılacak, partimde barındırmam. Anında ihraç ederim. Hemen disipline sevk ederim. Çünkü bizim partimizde bu tür bir yaklaşım tarzı yer alamaz. Bu tür bir yaklaşım tarzı bizim partimizin içerisinde barınamaz. Çünkü biz partimizi bu tür fiili eylemlere dayalı bir anlayış üzerine değil, düşünceye, fikre dayalı bir anlayış üzerine bina ettik. Ve bu yola böyle çıktık. Ve bugüne kadar da herhangi bir sıkıntı bu noktada yaşamadık, bundan sonra da asla buna pirim vermeyiz, müsaade etmeyiz.''

YALÇINKAYA'YA YANIT VERDİ
Başbakan Erdoğan, bir gazetecinin Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Abdurrahman Yalçınkaya'nın cuma günü yaptığı toplantıda anayasa değişikliği paketine yönelik eleştiriler dile getirdiği ve siyaset yapmadıklarını, yargı ile ilgili açıklamalarda bulunduklarını söylediğini hatırlatarak, bu konu ile ilgili değerlendirmesini sorması üzerine, şunları söyledi:

''Bu konuda söylenmesi gerekenlerin hepsini söyledik. Tabii ki temennim bu alanda artık Meclis Komisyonunda da görüşülmeye başlandı bu konular. Nitekim şu ana kadar 17 madde görüşüldü. Komisyonlarda bu çalışmalar gayet güzel devam ediyor.

Ben şunu anlamakta zorlanıyorum. Dünyada başta Avrupa ülkeleri olmak üzere AB ile müzakere sürecinde olan bir ülke olmamız sebebiyle de HSYK gibi, Anayasa Mahkemesi gibi bu tür mahkemelerin nasıl belirlendiğini hatta Amerika'da nasıl belirlendiğini günlerce anlattık. Buralarda ağırlıklı olarak, bu kurullar parlamento ağırlıklı oluşturulur. Senato, kongre, hatta hükümet, cumhurbaşkanı... Bunların belirlediği isimlerden teşekkül eder ve hangi ülkede kaçar adet kimler belirler bunların hepsini açıkladık.

Almanya'dan, Fransa'dan, İtalya'dan, bütün ülkelerden örnekler verdik. Şu anda bunlar yürürlükte olan uygulamalar. Bizde ise şu ana kadar parlamentonun bu alanda zaten hiçbir yetkisi yok. Şu anda da yok. Ne HSYK'ya parlamento bir tane üye atar ne de Anayasa Mahkemesine atar. Böyle bir şey yokken, bu telaş niye? Bunu anlamakta zorlanıyorum. Yeni atılan adımda, Barolar Birliği 3, Sayıştay 6 isim bildirecek, parlamento da onları belirlenen sayıya indirmiş olacak. Parlamentonun şu anda yapacağı katkı bu. Diğerleri yine aynı şekilde, süreç ne ise devam edecek.

Anayasa Mahkemesi aynı şekilde. Parlamentonun orada hiç mi hiç katkısı yok? Peki nesine müdahale ediyor? Haa sayısı artıyor, herhalde bu rahatsız ediyor. Anayasa mahkemesi, 17 üyeden
teşekkül edecek. Bundan rahatsız oluyorlar diye düşünüyorum. Dışardan Cumhurbaşkanı'mızın belirleyeceği üyeler olsun, üniversite mezunu olarak, buna karşı olumsuz bazı yaklaşımlar oldu ve yapılan çalışmalarda bu da çıkarıldı.

Bütün olumlu yaklaşımlar bir konsensüs olsun diye yapılırken hala yüksek yargı, yüksek yargının bazı temsilcilerinin zaman zaman çıkıp, bu tür açıklamalar yapması, yasama organının mensupları olarak bizleri üzmektedir.''

Yürütme organı olarak, aynı zamanda yasamanın da mensubu olduklarını ifade eden Başbakan Erdoğan, ''Görevimiz nedir? Yasa yapmaktır, anayasa yapmaktır. Ve bunları bizden öncekiler yapıyor oluyor da şu anda bizim dönemimizde böyle bir anayasa çalışması yapmak niçin rahatsız ediyor?'' dedi.

Recep Tayyip Erdoğan, ülkedeki her kesimin anayasa değişikliğini istediğini, bu konuda bir konsensüs bulunduğunu ifade ederek, sözlerini şöyle sürdürdü:

''Hele hele, 82 Anayasası'nın kesinlikle değişmesinde bir konsensüs var. İlginç olan şu: Kamuoyu araştırmalarında da halkımızın böyle bir değişikliğin kesinlikle yapılmasını istediğini ve bizim şu anda getirdiğimiz paketin ise yeterli olmadığını, daha geniş kapsamlı olması gerektiğini bize ısrarla söylediler. Bunu parlamento içi partiler parlamento dışı partiler sivil toplum
örgütleri, bunun yanında medya, akademisyenler tüm bunlarla yaptığımız görüşmelerin neticesinde olanı söylüyorum, bütün bu çalışmaları yaparak şu ana geldik. Bu kadara geniş bir tabana bunu yaymaya gayret ediyoruz. Tabi bu bir başlangıç, bitiş değil. Yine bu çalışmayı yaparız parlamentoda. Beklenen sayıyı, 367'yi bulmamız halinde zaten bu yasalaşmış olacaktır. Eğer 330-367 arasında bir rakamda kalırsak o zaman referandum yolu açılacaktır. Referandum yolunda bu işin gerçek sahibi olan milletimize gideceğiz. Ben inanıyorum ki milletimiz de aklı selimiyle her zaman olduğu gibi 'egemenlik kayıtsız şartsız milletindir' ilkesinden hareketle kararını verecek ve yola devam edeceğiz.''

BAYKAL GÜL'ÜN TARAFSIZLIĞINI GÖLGELEMEK İSTİYOR
Erdoğan, CHP lideri Baykal'ın üzerinde uzlaşma sağlanamayan 3 maddenin anayasa değişiklik paketinden ayrılarak tek başına halkoyuna sunulması yönündeki önerisi ile ilgili olarak, öncelikle, yazılı ve görsel medyayı hassasiyete davet ettiğini söyledi.

Başbakan Erdoğan sözlerini şöyle sürdürdü:

''O da şudur; Cumhurbaşkanımızın görevi nerede başlar nerede biter? Bir defa bunu belirlememiz lazım. Şu anda Cumhurbaşkanımız yasama organının başında değil. Yasama organı çalışmasını yapacaktır. Ondan sonra kanunlaşacaktır ve sayın Cumhurbaşkanımıza gidecektir. Cumhurbaşkanımız ondan sonra bu yasada yanlışlıklar veya eksiklikler var mı yok mu inceledikten sonra ya iade eder Meclis'e veya onaylar. Şimdi bir defa bunu görmeden sayın Baykal nedense sayın Cumhurbaşkanımızı siyasallaştırmanın gayreti içerisine giriyor, onun tarafsızlık ilkesini gölgelemek istiyor. Böyle bir şark kurnazlığının içerisinde. Sayın Baykal'ın yapacağı bir şey varsa bu konuda Meclis Başkanı'ndan yardım istemektir, destek istemektir veya Meclis Başkanı'nın bu konuda devreye girmesini istemektir.''

BİZ DE BAYKAL'A ŞARK KURNAZLIĞI YAPARIZ
Başbakan Erdoğan, Deniz Baykal'ın, her hafta TBMM Başkanıyla bir araya gelen CHP'li grup başkanvekillerine konuyu iletebileceğini söyledi.

Erdoğan, şunları söyledi:

''Meclis Başkanımız da kalkar hem CHP'nin grup başkanvekilleriyle bu konuyu görüşür hem diğerleriyle bu konuyu görüşür. Burada yapılabilecek bir şey varsa ki bunun şu ana kadar hep istedik, 'katkınız olsun' dedik. Nereyi değiştirelim, bunları istedik. Ama biliyorsunuz, daha verilen teklifin kapağını bile açmadan 'Anayasa Mahkemesine götüreceğiz' dediler. Bir aç oku, ne var ne yok bir gör, ondan sonra bu kararını ver. Okumadan görmeden bilmeden hemen böyle bir adım atılır mı?''

Şimdi yeni bir yaklaşım bulunduğunu ifade eden Başbakan Erdoğan, bu yaklaşımın da birçok yönü bulunduğunu belirterek, şöyle dedi:

''Yapılan açıklamayı dinlediğiniz zaman, garip garip açıklamalar var burada ... Biz 3 maddenin dışındakilere desteği verelim orada tamam 367'yi sağlayalım ve Meclis'ten böylece geçirmiş oluruz, bunun dışındaki diğer 3 maddeyle ilgili olanı Cumhurbaşkanı iade etsin ve bunları referanduma götürecek şekle dönüştürsün böyle bir yaklaşım tarzı var. Onu referanduma götürelim 3 maddeyi... Şimdi bunları rastgele konuştuğumuz zaman görüntü hoş gibi görünüyor, ama olayın aslı bu değil. Yani eğer böyle bir şey düşünülüyorsa, böyle bir şey yapılacaksa bunun görüşüleceği merci Meclis Başkanımızın başkanlığında grup başkanvekillerinin ortak yapacağı çalışmadır. Eğer böyle bir çıkış varsa, biz buna da varız. Bu tür gayretlerin, çalışmaların içinde varız. Biz her türlü olumlu adımda varız, ama şark kurnazlığına gelince, biz sayın Baykal kadar en az o şark kurnazlığını da biz ona yaparız.''

Sayfa Yükleniyor...