Erdoğan: Baykal'ın güvenine ihtiyacım yok

CHP liderinin asker üzerinden siyaset yaptığını söyleyen Başbakan Erdoğan'a göre, Baykal dokunulmazlıkların kaldırılmasını da kurumlar arasındaki uyumu yıpratmak için istiyor.

Erdoğan: Baykal'ın güvenine ihtiyacım yok

AK Parti'nin Trabzon İl Kongresi'nde konuşan Başbakan Tayyip Erdoğan'ın hedefinde CHP Genel Başkanı Deniz Baykal vardı.

Kirli senaryolara, kirli tezgahlara boyun eğmediklerini, bundan sonra da eğmeyeceklerini vurgulayan Erdoğan, şunları söyledi:

"Çetelere, mafyalara, karanlık örgütlere karşı mücadele verdik, bu mücadelemizde de asla taviz göstermeyeceğiz. Benim Trabzonlu kardeşim Ankara'da nasıl bir oyun oynandığını, nasıl bir senaryonun yürürlüğe koyulduğunu görsün, bilsin, anlasın. Biz ne dedik; kardeşim AK Parti'den daha iyi mi biliyorsun, o zaman milletin huzuruna çık, anlat. AK Parti'den daha iyisini mi yapacaksın, çık milletin huzuruna anlat. AK Parti'den daha iyi projelerin mi var, çık milletin huzuruna anlat. AK Parti'nin hizmetlerden daha fazlasını mı yapacaksın çık, ispat et, anlat."

Başbakan Erdoğan, CHP Genel Başkanı Deniz Baykal'ın 'Biz Cumhuriyetten daha eski partiyiz' dediğini hatırlatarak, şöyle konuştu:

"Peki, tek partili hayatın dışında niçin bir kere sizi benim aziz milletim tek başına iktidar yapmadı? Neden, niye yapmadı? Demek ki milletim sizi kabullenmiyor. Geçen gün çıkmış bir ifade kullanıyor Sayın Baykal; şu kullandığı ifadeye bak: Diyor ki; 'Başbakan, ben sana güvenmiyorum.' Sayın Baykal'ın bana güvenmesine ihtiyacım yok. Ama Sayın Baykal, şunu bilmen lazım. Bak, dört seçime girdi AK Parti. Millet, bu heyecan, aşk dolu aziz millet, dördünde de AK Parti'yi birinci parti yaptı. Biz 'nin 81 vilayetinde ya birinci ya da ikinci partiyiz, ya sen necisin? 'nin yedi bölgesi var, yedisinde de birinci AK  Parti. Ya sen, neredesin? Türkiye'de 16 büyükşehir var, 16 büyükşehrin 10'unda kim var? AK Parti var. Sen neredesin? Sayın Baykal, senin güvenmene ihtiyacım yok. Yeter ki milletim bize güvensin. O yeter... Türkiye için, milletimiz, memleketimiz için, şu Trabzon için AK Parti'den daha güzel, daha heyecan verici,  planların var mı Sayın Baykal, çık milletin huzuruna, bunu ifade et."

BAŞKA HAKEM ARAMA
Erdoğan, yola çıktıkları zamanki kararlılıkla yola devam ettiklerini belirterek, şöyle devam etti:

"Buradan Sayın Baykal'a ve diğerlerine de sesleniyorum: Milletten başka hakem arama. Millete git, millete... Milletin Meclisi'nden başka karar merci arama. Askerin üzerinden siyaset yapma, polisin üzerinden siyaset yapma, bırak artık bu işleri. Yargı üzerinden siyaset yapma.

Niçin bu kadar dokunulmazlıkların kaldırılmasını istiyorsun; anlamaya başladık Sayın Baykal. Beyefendiler, hizmet siyasetine, eser siyasetine, millet odaklı demokratik siyasete tenezzül etmiyorlar. AK Parti'yle kurumlar arasında, Hükümet ile kurumlar arasında gerginlik oluşturmak için her türlü çareye başvuruyorlar.

Demokratik erkler arasındaki uyumu baltalamanın gayreti içindeler. Kurumlar arasındaki uyumu yıpratmak niyetindeler. Yine söylüyorum askeri, polisi, yargıyı istismar siyasetlerine alet edip buradan çıkar devşirmenin gayreti içindeler. Türkiye'nin hem içte hem de dışarda itibarını zedeleyip, buradan kendilerine ikbal devşirmenin gayreti içindeler. İstikrar, güven, huzur ortamını zedeleyip hem  Türkiye'ye hem de bu aziz millete zaman kaybettirmenin gayreti ve gayesi içindeler."

KESKİN ZEKALILAR İMZALARINI GÖREMEDİLER
Türkiye-Suriye sınırındaki mayınlı araziyi temizlemek için çıkartılan yasaya değinen Erdogan, "Tamamen  milletimizin menfaatine, tamamen mayınlı arazileri mayınlardan temizlemeye, tamamen Türkiye'ye toprak kazandırmaya yönelik bir tasarı. Şimdi muhalefet partilerinin öyle keskin gözleri var ki tasarının içinde nasıl olduysa İsrail'i buldular, İsrailli firmalar buldular... Öyle keskin zekaları var ki tasarıyı 'ihanet tasarısı, kıyamet tasarısı' olarak nitelediler" diye konuştu.

Erdoğan, şunları söyledi:

"Bu kadar uzak görüşlü, bu kadar keskin görüşlü, bu kadar keskin zekalı beyefendiler... Önceki hafta çıkardıkları yasanın altındaki imzalarını, kendi imzalarını göremediler. Mayın meselesinde soruyorum: Ya, bunun neresinde İsrail yazıyor? Var mı böyle bir şey? Yok... Peki sen bunu nereden uydurdun? At çamuru, tutmasa da iz bırakır; mantık bu ne yazık ki... Muhalefet partisi durumunda olan üç partinin üçü de burada iyi koordine oldu. Ama biz kararlıydık. Suriye sınırını temizledi; tertemiz hale getirdi. Bizim sınırda ise mayın döşeli. Dedik ki 'Biz bunu temizleyeceğiz.'"

MEHMET AKİF'İN ŞİİRİNİ OKUDU
Erdoğan, konuşması sırasında bir kişinin, ''Her doğru her yerde söylenmez, Davos Fatih'i!'' diye bağırması üzerine, şöyle konuştu:

"Beyefendinin ifade ettiği konu çok ilginçtir. Sana dokunmayan yılan bin yaşasın, mesele orada işte. Bizi böyle aldattılar, yıllarımızı, ömrümüzü böyle çaldılar. Sana dokunmayan yılan bin yaşasın... Ya dokunursa ne olacak? Biz sessiz kalamayız. Onun için biz istiklal şairimiz Akif gibi sesleniyoruz: 'Yumuşak başlı isem kim dedi uysal koyunum / Kesilir belki fakat çekmeye gelmez boynum. / Kanayan bir yara gördüm mü yanar ta ciğerim / Onu dindirmek için kamçı yerim, çifte yerim.' Bu mesele... 'Adam aldırma da geç, git diyemem. Aldırırım, çiğnerim, çiğnenirim. Hakkı tutar kaldırırım, zalimin hasmıyım amma severim mazlumu.' Biz  buyuz, öyle olacağız. Er veya geç ölüm bizi bulmayacak mı? Haysiyetsiz ölmektense haysiyetli ölmek çok önemlidir. Bunu böyle bileceğiz. Eğer böyle bilirsek, bizim ülkemiz Türkiye, o tarihteki şanlı, şerefli yerini yeniden alır."

MAHKEME KAPILARINI SU YOLU HALİNE GETİRDİLER
Muhalefetin her hafta mahkeme kapılarında olduğunu belirten Erdoğan, şöyle devam etti:

"Türkiye'nin yollarını bir türlü göremediler. 'Gidelim de halkla bütünleşelim' diyemediler. Ne diyor; 'Ben Ergenekon'un avukatıyım.' Haydi güle güle avukatlığa. Biz milletin avukatıyız. Mahkeme kapılarını su yolu haline getirdiler. Elbette gidecekler, elbette mahkeme kapılarında hak arayacaksınız. Buna diyeceğimiz yok. Ama oralarda siyaset yaptığınız kadar biraz da gelin Anadolu'nun yollarında, Trakya'nın yollarında siyaset yapın.

Önce bu milletin vergisinden, sana verilen paranın bir trilyonunu nerede harcadın, bunun hesabını ver. Bak Anayasa Mahkemesi seni mahkum etti. Senden önce başka bir siyasi de böyle yapmıştı. Bundan yargılandı. O mahkum oluyor da acaba sen niye mahkum olmuyorsun? Burası bende soru işaretleri doğuruyor, burası önemli. Bizim bu tür bir siyasette, böyle bir siyaset tarzıyla işimiz olmadı, olmayacak. Gerilimden asla medet ummadık, asla ummayız. Kurumlar arasında tam bir uyum var, koordinasyon var. Türkiye büyük umutlar taşıyor, hayaller taşıyor. Engin ufuklara doğru hamdolsun bizler hızla ilerliyoruz."

Sayfa Yükleniyor...