Erdoğan: Bize ömür biçenler küstahlık içinde

Ameliyat olmasının ardından yapılan spekülasyonlara tepki gösteren Başbakan Erdoğan, “Bize ömür biçenler küstahlık içindedir” dedi.

Erdoğan: Bize ömür biçenler küstahlık içinde

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti İl Başkanları Toplantısı’nda bir konuşma yaptı.

Konuşmasının büyük bir bölümünü Kürt sorununa ayıran Başbakan Erdoğan, CHP, MHP ve BDP'ye yönelik eleştirilerde bulundu.

Erdoğan, sağlık durumu hakkında yorum yaparak, kendisine ömür biçenleri "küstahlık"la suçladı.

Erdoğan’ın konuşmasından satır başları şöyle:

“Kürt meselesiyle ilgili terör konusuna bakışımız en başından beri bellidir. Güneydoğu, Kürt sorunu, adına ne derseniz deyin...

2005 Ağustos’unda Diyarbakır’da yaptığım konuşmayla ivme kazanmıştır. Meselenin çözümüne yönelik adımlar attık. 2010 yılında 'Milli Birlik ve Kardeşlik Projesi' adı altında süreç başlattık. Sorunu çözmek için yeni ve kararlı bir adım başlattık.

Bu süreç milletimizden iki kez onay aldı. Bu işin onayını muhalefette bulunan partilerden değil, milletten alacağız. Bize verilen desteği heba etmek niyetinde değiliz.

Kürt meselesi, terör meselesi, Güneydoğu meselesi... Bir sorunlar kümesidir. Mesele eli silahlı bir terör örgütüyle mücadele değildir. Siyasi, ekonomik, kültürel boyutu var. Bir de istismar, çıkar ve uluslararası siyasi boyutu var. İnsan kaçakçılığı, esrar-eroin kaçakçılığı mı ararsın... Silah kaçakçılığı da bu işin içinde. Terör, yurtiçi ve yurtdışında siyaseti dizayn etmek için kullanılıyor. Karşımızda taşeron olarak kullanılan bir örgüt var. Biz sadece dağdaki teröristle değil, onun arkasındaki kirli ellerle de mücadele ediyoruz.

Silah tüccarları, uyuşturucu kartelleri bu meselenin çözülmesini istemiyor. Öldürülen teröristleri ve şehitlerimizin kanını istismar edenler meselenin çözülmesini istemiyor.

'MUHALEFET DESTEK VERMEDİ'
MHP bu süreçte bize destek vermedi. CHP de adımlarımızın karşısında oldu. BDP de karşısında oldu. Bu üç parti, 12 Eylül ve 12 Haziran'da ortak hareket ettiler.

'KÜRT SORUNUNU ÇÖZECEĞİZ'
Meselenin çözülmemesi için, 'Milli Birlik ve Kardeşlik Projesi'nin başarısız olması için üç koldan AK Parti'ye saldırıya geçtiler. Ama bunların hiçbiri bizim için bahane değil. Biz CHP, MHP ve BDP'yle değil, milletimizle yürüyoruz. Biz milletimizin desteği ve hayır duasıyla bu meseleyi çözeceğiz, son nefesimize kadar bunun mücadelesini vereceğiz. Bu bir kardeşlik meselesidir. Bizim kardeşliğimiz, bir kavmiyet, bir ırkçılık kardeşliği değildir. Bizim bir inanç kardeşliğimiz var.

Biz Uludere’nin acısını yüreğimizde taşıyoruz. Uludere olayının aydınlığa kavuşturulması için ilgili kurumlar her türlü çalışmayı sürdürmektedir. Biz vicdani olan bir partiyiz. Bütün provokasyonlara kışkırmartlara rağmen olayın üzerine gidiyoruz.

Uludere'de yaşanan acı, gönül gözüyle bakanlarla gözünü hırs bürüyenleri çok net olarak birbirinden ayırmıştır. Biz orada yaşanan hadisenin acısını, sızısını yüreğimizde duyarken birileri acıyı fırsata dönüştürmek gibi insanlık dışı, vicdanlık dışı bir gayretin içine girmiştir. BDP ve CHP kol kola girerek, cenaze evini, acılar içindeki o köyleri birer siyaset arenasına, birer fırsat zeminine çevirmenin körlüğü, duyarsızlığı, vicdansızlığı içinde olmuştur.

'ÖMÜR BİÇENLER KÜSTAHLIK İÇİNDE'
Biz kadere inanmış bir partiyiz. Biz millete hizmet yolunda elini taşın altına koymuş bir partiyiz.

Bu canın sahibi Allah'tır. Emanetini geri alacak olan da sadece ve sadece Allah'tır. Biz tehditlere boyun eğmedik, boyun eğmeyiz. Bize ömür biçecek olan da sadece ve sadece Allah'tır. Biz Allah'ın şu hükmüne yürekten inandık ve inanıyoruz; ecel geldiğinde ne bir saat ileri alınır ne bir saat geri.

Söylentilere kanıp bize ömür biçenler, cüretkar oldukları kadar büyük de bir küstahlık içindedir. Bu söylentileri manşetlerine taşıyanlar da, bu mihrakların taşeronluğunu yapanlar da aynı şekilde büyük bir küstahlığın içindedir.

'TEHDİTLERE PAPUÇ BIRAKMAYIZ'
Millet bunların nasıl mikser görevi yaptığını çok iyi biliyor. Bu tehditlere de pabuç bırakmayacağız. Azimle sorunların üzerine gitmeye devam edeceğiz. Bu manşetleri atanlar şunu iyi bilsinler, Allah'ın takdir ettiği ömrü hiçbiriniz ne bir an geri, ne bir an ileri götüremezsiniz. Plan ona aittir ve o plan işleyecektir.

'BU OYUNU HEP BERABER BOZACAĞIZ'
Buradan Kürt kökenli kardeşlerime bir kez daha sesleniyorum. Kürt kökenli annelere sesleniyorum. Samimiyetimizi görün. Nasıl engellenmek istendiğimizi görün.

Terör örgütünde çocukların nasıl istismar edildiğini görün. El ele vereceğiz ve bu oyunu hep beraber bozacağız. Terör örgütü içinde nasıl infazlar yaşandığını görün, bilin.

Terör örgütü uzantısı siyasetçiler de sizin acınızı istismar ediyor, bunu görün. 'Biz bunlara oyumuzu veriyoruz, peki bunlar ne verdi?' diye sorun. Anacığım, bacım siz buna layık mısınız? Yüksekova'ya havaalanı yapılacağı zaman karşısına dikilen kim? Bunlar. Bu milleti seven bunlar mı? Ama siz halden memnunsanız söyleyecek bir şeyim yok. Onlara rağmen görevimizi yapmaya devam edeceğiz.

Biz milletimizden bugün bir tek şey istiyoruz. Bu hareket, sizin gayretlerinizle buralara geldi. Bu desteğinizi vermeye devam edin. Yaşlı ninelerin hayır dualarını çok iyi biliyoruz. Bu hareket onlarla ayrı bir güç kazanıyor. Biz engelleri aşacak, terörü inşallah minimize edeceğiz.

'BAŞKA ÜLKELERE YAĞCILIK YAPAN SİYASETÇİ'
Bir sendika gazetecilerin keyfi olarak tutuklandığı imajını vererek karalamaya çalışıyor. Kılıçdaroğlu, 'de yüzden fazla gazetecinin tutuklu olduğunu söylüyor. Geçtiğimiz hafta Ramallah'ta iki Filistin televizyonunun kapatıldığını da kendisine hatırlatmış olalım. Türkiye, kendi ülkesini başka ülkelere şikayet eden, başka ülkelere yağcılık yapan bir siyasetçi görmedi.

Biz sendikanın listesindeki isimleri tek tek çıkardık. Bu gazeteci olduğu iddia edilen 105 kişilik isim listesindeki 25 kişi hükümlü, 70 kişi tutuklu, 6 kişinin cezaevinde kaydı yok, 4 kişi tahliye edilmiş. Bu isimlerden sadece 6 tanesinin sarı basın kartı var. Burada kimler var, muhasebeciler, ofis elemanları var. Bunlar gazeteci gibi gösteriliyor. 69 kişi PKK Kongra-Gel, KCK örgütüyle ilişkilendiriliyor. PKK üyelerine bilerek ve isteyerek yardım etmek ruhsatsız ateşli silahlarla mermileri taşımak, terör eylemi sırasında sahte polis kimliği kullanmak, polis aracına silahlı saldırıda bulunmak, terör örgütüne üye toplamak...

İNGİLTERE ÖRNEĞİ
CHP Genel Başkanı bu gerçeklere rağmen bu isimler üzerinden kendi ülkesini karalayan bir genel başkandır. Gazetecileri Koruma Komitesi, tutuklu ve hükümlü sayısını 8 olarak verdi. Medyada göremeyeceğimiz İngiltere'deki bir olayı da hatırlatayım. Son iki haftada polise rüşvet iddiasıyla 10 gazeteci tutuklandı. Ben İngiltere'de muhalefet partilerinin ülkelerini şikayet ettiklerini duymadım. CHP Genel Başkanı tarafından yapılan kara propaganda bile Türkiye'ye yapılmış büyük haksızlıktır. CHP seçmeni ise hiç hak etmiyor. CHP'nin tabanına sesleniyorum, yönetime şunu sorun; Bu CHP nereye götürülmek isteniyor, bunu bir sorun.

'İSRAİL'İN KİRLİ ÇAMAŞIRLARINI YIKIYOR'
Gazetecilerle ilgili listeyi isterse beyefendi o listeyi de kendisine göndeririz. Kim kimdir, kim neredendir, hakkındaki durum nedir, ne değildir onu da gösteririz. Ama onu bile aldığı gün, biliyorsunuz yeni bir ambalaj icat oldu, yalan ambalajı içinde takdim eder. Çıksın, CHP seçmenine o listeyi savunsun. Bakalım orada ne diyecek? Çıksın, polise silahlı saldırıda bulunmaktan yargılanan o isimleri gazeteci diye savunsun. Sen, 'tutuklu gazeteci yok' diyerek, adeta İsrail'in kirli çamaşırlarını yıkayacaksın, ardından da çıkıp terör iddiasıyla yargılanan gazeteci olmayan kişilerden dolayı ülkeni dünyaya şikayet edeceksin. Bu, acziyettir, gaflettir hatta dalalettir.

'12 SAAT KONUŞTUN DA NE SÖYLEDİN?'
Anamuhalefet demokrasinin olmazsa olmazıdır. Sağlıklı muhalefet bizim de yararımızadır. CHP Genel Başkanı zulümle dolu geçmişine sahip çıkabilir ama o karanlık geçmişe Türkiye'yi götürmeye gücü yetmez. 12 saat konuşmuş olmakla övünüyorlar. İşte CHP bu. Ne konuştu diye sor, onu soran yok. 12 saat konuştun da ne söyledin. CHP muhalefette 9 yıldır konuşuyor, 79 bin saattir konuşuyor. Peki bugüne kadar ne dedi, ne söyledi? Onlar konuşacak, biz yapacağız.

Yüzde 50'yi almak size her şeyi alma yetkisini vermez diyor. Köşe yazarı. Biz hiçbir zaman azınlıklara zulmetme yetkisini kendimizde görmüyoruz. Geçmişteki gibi azınlıkların çoğunluğa hükmetme yetkisini de kimseye vermeyeceğiz."

Sayfa Yükleniyor...