Erdoğan: Bu nasıl vampirliktir?

Terörle müzakere yapıldığı iddialarına sert tepki gösteren Başbakan Erdoğan, “İmralı’yla yürüyen süreç masaya oturmak, müzakere etmek değildir. Çözüm sürecinde bir imkanın değerlendirilmesidir. Bu nasıl bir kan davasıdır, bu nasıl vampirliktir?” dedi.

Erdoğan: Bu nasıl vampirliktir?

Başbakan Recep Erdoğan, partisinin grup toplantısı için TBMM'ye gelişinde gazetecilerin sorularını yanıtladı.

Erdoğan, İmralı'ya gidecek 2. heyetin belli olup olmadığı yönündeki soruya ''Henüz yazılı bir müracaat bakanlığımıza gelmedi. Yazılı müracaat geldikten sonra katılacak isimler belli olur'' karşılığını verdi.

BDP’nin hükümetten açıklama beklediği açıklamasının hatırlatılması üzerine Erdoğan, ''Hükümetten ne açıklaması bekleniyor? Kim gitmek istiyorsa o yazılı müracaat yapar. O yazılı müracaat üzerine de bakanlık değerlendirmesini yapar'' diye konuştu.

Erdoğan, ''Gayrı resmi bildirilen isimlere itirazınız var mı?'' sorusuna ''Yazılı müracaat olmadığına göre bir şeyi değerlendiremeyiz'' diye yanıt verdi.

Daha sonra Meclis’e geçen Başbakan Erdoğan, AK Parti Grup Toplantısı’nda partililere seslendi.

İktidara geldikleri dönemdeki 'nin ekonomik durumuna dikkat çeken Erdoğan, şöyle konuştu: "2002 yılında Türkiye’yi ciddi bir borç yükünün altındayken devraldık. Göreve geldiğimizde devleti vatandaşa yüklü miktarda borçlu bulduk. 13.5 milyar lirayı hak sahiplerine ödedik. KEY’lerin izini sürdük. 3 milyar lirayı hak sahiplerine teslim ettik, hâlâ da teslim etmeye devam ediyoruz.

2001 yılındaki bankacılık krizinin Türkiye'ye maliyeti 111 milyar liraydı. Hazine'nin bileşik faizi ile hesaplarsak, batık bankaların millete maliyeti 231 milyar liraya ulaşmıştır. Bizden önceki hükümetler tarafından bize yüklenen bu ağır yükü tıkır tıkır ödedi. Ziraat, Halkbank ve Vakıfbank artık kârda."

IMF'ye olan borcun Mayıs ayında biteceğini bir kez daha yineleyen Erdoğan, "Türkiye, borç noktasında en büyük ödemeyi IMF’ye yaptı. Göreve geldiğimizde IMF’ye olan borç, 23.5 milyar dolardı. Perşembe günü yaptığımız ödemeyle bunu 400 milyon dolara düşürdük. Milliyetçilik, milletin kasasını peşkeş çekenlere karşı bu kasayı doldurmaktır. Onlar boşalttı, biz doldurduk. Hâlâ dolduruyoruz. 14 Mayıs’ta IMF’ye olan borcumuzu da bitiriyor, artık bu defteri kapatıyoruz. Artık IMF’den alacaklı bir ülke haline geleceğiz" dedi.

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'ye milliyetçilik eleştirisinde bulunan Erdoğan, "Kime yutturacaksın bu milliyetçiliği? Kafatasçı milliyetçiliğiyle milliyetçilik olmaz. Sayın Bahçeli de BDP de aynı şeyi yapıyor. MHP ve BDP birbirinden besleniyor" ifadelerini kullandı.

'POLİS KATİLLERİNİN SIRTINI SIVAZLIYOR'
Konuşmasında CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun yurtdışında Türkiye'yi şikayet ettiğini dile getiren Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Keşke ana muhalefet partisi genel başkanının küresel olmasa bile bölgesel bir vizyonu olsaydı. Yurtdışında yaptığı tek şey, kendi ülkesini şikayet etmek ve ağlamaktan ibaret. CHP Genel Başkanı’nın yaptığı, çok büyük bir sorumsuzluktur. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun yaptığı polis katillerinin sırtını sıvazlamaktır.

Başörtüsü düşmanları, maneviyat düşmanları hep bu partinin içinde toplanmıştır. Demokrasi düşmanları, darbe tertipçileri bu partinin içinde toplanmıştır. Hayvanların önüne makarna atıp, ‘Saman bulamıyorlar’ diyen yalancılar bu partinin içindedir. Allah CHP seçmenine sabır versin."

'SEN BEĞENMİYORSUN DİYE KONUŞUYORUM'
Milliyetçiliğin şeytandan olduğunu vurgulayan Erdoğan, şunları söyledi: "Kürt milliyetçiliği, Laz milliyetçiliği, Türk milliyetçiliği, Arap milliyetçiliğini de ayağımızın altına alıyoruz. Böyle bir ırki, kabileye dayanan milliyetçilik yoktur. Bu şeytandandır. Sayın Bahçeli konuşmamı beğenmemiş. Zaten sen beğenmiyorsun diye bu konuşmayı yaptım. Milletimin beğendiğini biliyorum. Bu milletin tümüne seslenmiyorsun.

Bu silahlar gömülecek; siyaset, fikirler konuşacak. İkinci ülkeye mi, üçüncü ülkeyi mi giderlerse, gidebilirler. Sınırlarımızda önlemleri alırız, geçmişteki olanlar yaşanmaz."

SİNOP'TAKİ OLAYLAR
Sinop'ta BDP'li vekillere yönelik linç girişimine de değinen Erdoğan, şöyle konuştu:

'Dün BDP'li milletvekilleri, niyetleri ne olursa olsun Çorum, oradan Sinop'a geçiyorlar. Sinop'ta ne yazık ki CHP ve MHP'lilerden oluşan gruplar, orada bir provokasyonunun içinde yer alıyor ve şimdide kalkıp yine iyi niyet mesajlarıyla 'bunlara fırsat vermeyin, şöyle yapmayın, böyle yapmayın' diyorlar. Beğenirsin, beğenmezsin, bu gelenler bu ülkenin seçilmiş milletvekilleridir. Orada yapacakları toplantıyı izlemeye de mecbur değilsin. Yapacakları toplantının yasalar içerisinde olduğu sürece saygı duymak zorundasın. Ama bunların ruh kökünde maalesef bu tür organizasyon ve toplantılara saygı yoktur, saygısızlık vardır ve ülkenin huzursuzluğunda ne yazık ki bunların yeri vardır. MHP budur, kafa yapısı budur. Orada bunu engellemek suretiyle siz ülkemize huzur getirmiyorsunuz. Tam aksine huzursuzluğu getiriyorsunuz. Ondan sonra da tabii ne Hakkari'ye gidebilirsin, ne affedersiniz Van'a gidebilirsin. O taraflara hiç gidemezsin. Sadece Ankara'dan konuşursun. Sivas'ın ötesine geç görelim seni. Niye bunu yapamıyorsun? Çünkü bu ülkenin tümünü kucaklamadınız, bu milletin tümünü kucaklamadınız. Irkçılık yaptınız, kavmiyetçilik yaptınız, kabilecilik yaptınız, şeytani olan anlayışa hizmet ettiniz. Ondan dolayı bu ülkede sıkıntının hep kaynağı oldunuz. İşte AK Parti'nin farkı budur. MHP gider, sadece ırkçılığın diliyle konuşur. BDP gider, sadece ırkçılığın diliyle konuşur. CHP'nin ne konuştuğu bile belli değil. O ayrı bir şey zaten. Ama AK Parti ırkçılığın, ayrımcılığın, öfke ve nefretin diliyle değil, milletin diliyle konuşur. Gönül diliyle konuşur, aramızdaki fark bu...''

‘BU NASIL BİR VAMPİRLİK?’
Erdoğan, terörle müzakere yapmak olarak sunanların ve böyle lanse edenlerin milletle hiçbir şekilde gönül bağları olmadığını söyledi.

''Göremeyenlere, duyamayanlara, görüp duyup da anlamayanlara, anlamak istemeyenlere, özellikle de kalpleri kilitli olanlara ben buradan tekrar söylüyorum; biz terörle masaya oturmayız. Terörle asla ve asla hiçbir şeyi müzakere etmeyiz'' diyen Erdoğan, şu ifadeleri kullandı:

''Bizim değil, devletin kurumlarının, devletin elinde olan İmralı'daki terörist başıyla konuşması asla masaya oturmak da değildir, müzakere de değildir. Bu çözüm yolunda, çözüm sürecinde bir imkanın değerlendirilmesidir. Bundan kim, niye rahatsız oluyor ?Bunu kim, niye masaya oturmak ya da müzakere olarak sunuyor. Bundan nasıl bir çıkar devşirmeye çalışıyorlar Allah aşkına bu nasıl bir kan davasıdır, bu nasıl bir kan sevdasıdır, bu nasıl bir vampirlik, nasıl bir vicdansızlıktır. Bizim terör karşısında taviz verdiğimizi söyleyenlere sesleniyorum; Hangi tavizi verdiğimizi, hangi geri adımı attığımızı açıklamayan müfteridir, namerttir.''

‘TAZİYEYE GİDEN VEKİLE KÜKRESİN’
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’yi ciddiye almadığını belirten Erdoğan, şunları söyledi:

''Ama bir yandan çözümde yanaymış gibi görünüp bir yandan da bizim terör örgütüyle masaya oturduğumuzu iddia eden CHP Genel Başkanı'na önce gidip, teröristlerin misafiri olan, terörist evine taziyeye giden milletvekiline kükremesini tavsiye ediyorum. Kendi milletvekili karşısında kuzu kesilenler, bize karşı aslan postuna bürünmesinler.

Bizim tek bir gayemiz var; o da terörü bitirmektir, akan kanı durdurmaktır, terör karşısında asla geri adım atmayız, asla taviz vermeyiz. Terörle mücadelede asla rehavet içine girmeyiz. Terör örgütleriyle masaya oturmayız, müzakere yapmayız. Ama kanı durdurmak için, tüm Türkiye'yi rahatlatmak için, bu terör belasını sona erdirmek için de yasal, meşru, milletin değerleriyle örtüşen her adımı cesaretle atarız.''

SAĞDUYU ÇAĞRISI
Sağduyu çağrısı yapan Başbakan Erdoğan, sözlerini şöyle noktaladı:

“İstismara, sabotaja, provokasyonlara açık bir süreçten geçiyoruz. Özelikle siyasetçilerden, özellikle medyadan duyarlı olmalarını, sorumlu olmalarını bir kez daha rica ediyorum. Türklük, Kürtlük, Araplık vesaire üzerinden ırkçılık yapanlar, bu topraklara ve bu toprakların değerlerine ihanet içindedir. Milletin hassasiyetlerini çiğneyenler, bunları kaşıyanlar, bunları tahrik edenler büyük sorumsuzluk içindedir. Bakın aynı zamanda ak ile karanının açığa çıktığı bir süreçten geçiyoruz.

Her gün ırkçı sloganlarla çıkan gazeteler, milletin hassasiyetlerini kaşımak için manşetler atmaya başladılar. Doğuda ya da batıda siyasetlerini ırkçılık üzerine kuran partiler yoğun istismara, yoğun tahriklere başladılar. Milletimin bunlara karşı uyanık olmasını özellikle rica ediyorum. Biz bu toprakların hiçbir değerini çiğnetmeyiz, biz şehitlerimize mahcup olacak hiçbir girişimin içinde olmayız. Bu millete yarayan vakardır, ağır başlılıktır, sağduyudur, soğukkanlılıktır. Biz bu yolda sadece ve sadece aziz milletimizle yürüyoruz, milletimizle yürümeye devam edeceğiz."

Başbakan Erdoğan grup konuşmasının ardından Meclis Başkanı Cemil Çiçek'i ziyaret etti.

Sayfa Yükleniyor...