Erdoğan: CHP Genel Başkanı olmuşsun ama...

Memleketi Rize'de muhalefete yüklenen Başbakan Erdoğan, "Kılıçdaroğlu’nun muhterem babası, başbakana 'kalpazan' diyecek kadar edebi ve erkanı çiğneyen oğluna, 'Evladım CHP'ye Genel Başkan olmuşsun amma'...'' diye konuştu.

Erdoğan: CHP Genel Başkanı olmuşsun ama...

Referandum mitinglerine yeniden hız veren Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, memleketi Rize Güneysu'ya dün gece geldi.


Geceyi Merkez Mahallesi'ndeki evinde geçiren Erdoğan, bugün sabah baba ocağı Güneysu'nun ilçe merkezine makam otomobiliyle indi. Başbakan'nın yanında oğlu Bilal Erdoğan ile kızı Sümeyye Erdoğan da vardı.

Vatandaşlarla bir süre sohbet eden Erdoğan, daha sonra parti otobüsüyle miting için Rize'ye geçti.

Rize mitinginde alanda toplanan kalabalığa seslenen Erdoğan'ın üslubu çok sertti:

"Ana muhalefet partisinin lideri çıkıp diyor ki, bizi Yüce Divan'a götürecekmiş. Ben de diyorum ki 'Bay Kemal, abdestinden şüphesi olanın namazından şüphesi olur'. Ben İstanbul Belediye Başkanlığı'nı CHP'li belediyeden aldım. 2.5 milyar dolar borçla aldım 1.3 milyar dolar borçla devrettim. Çöp dağları içerisinde devraldım ama tertemiz bir İstanbul bıraktım. Suyu olmayan bir İstanbul vardı. Banyolarımızı bidonlarla dolduruyorduk, günlerce su bulamıyorduk. O zamanlar su satılan yerler açılmıştı. Şimdi onlardan eser var mı? Haliç kokudan geçilmiyordu. Haliç'i tertemiz hale getirdik, yüzülen bir Haliç var.

Ya sen hangi yüzle kalkıyorsun da bizi yolsuzlukla nitelendiriyorsun. Bunları biz hangi imkanlarla yaptık. Başta da benim iktidarım yoktu o zaman. Buna rağmen yaptık, çünkü sütü bozukların oluşturduğu bir iktidar değildi bizim iktidarımız. Fırsat vermedik yolsuzluklara, çetelere fırsat vermedik, hortumculara fırsat vermedik. Tüm hizmetleri halkımıza yaptık, şimdi de tüm 'ye yapıyoruz'' dedi.

AK Parti iktidarında yerel yönetimlere yönelik uygulamaları da anlatan Erdoğan, ''Her şey Türkiye için, her şey milletimiz için'' anlayışıyla hareket ettiklerini dile getirdi.

Kendisine yönelik Yüce Divan tehditleri yapıldığını anımsatan Erdoğan, şöyle konuştu:

''Bu tehditler CHP'nin genlerinde var, geleneğinde var, meşrebinde var. Şimdi soruyorum sizlere; CHP, 27 Mayıs'a çanak tutmadı mı? Çünkü ben CHP'nin yönetimi ile CHP'ye gönül veren kardeşlerimi ayırıyorum. CHP'ye oy veren kardeşlerimi ayırıyorum. MHP'nin yönetimi ile MHP'ye oy veren kardeşlerimi ayırıyorum.

Bu halk oylaması bir genel seçim değildir. Vereceğiniz oy, partiye gitmeyecektir, kendinize çocuklarınıza, gençlere ve geleceğe gidecek. Geleceğimizi, ülkemizi oyluyoruz. Bu CHP 27 Mayıs'ı alkışlamadı mı? 27 Mayısçılara 'emrinizdeyim' demedi mi?''

'MHP'Yİ, CHP'NİN YEDEĞİNE SOKTULAR'
Erdoğan, MHP'yi de eleştirirken şöyle dedi:

''CHP'nin, bizi Adnan Menderes'in akıbetiyle tehdit etmesini anlıyoruz da, peki MHP'ye ne oluyor, MHP Genel Başkanına ne oluyor?

MHP Genel Başkanı, MHP yönetimi neden CHP'nin ağzıyla konuşuyor? Bunlar, ne yazık ki MHP'yi, CHP'nin yedeğine soktular. Bunlar hiçbir zaman bir araya gelmezler. Şimdi CHP, MHP,BDP, YARSAV ve malum medya hepsi bir araya geldiler. Şimdi ruh üçüzü oldular. CHP, MHP, BDP... Düşünebiliyor musunuz? Ne günlerden ne günlere geldik. MHP'yi CHP'nin destek kıtası haline getirmek yakışıyor mu? Kendi içlerinden çıkan sağduyulu sesleri, 'zavallı' diyerek, 'uşak' diyerek bastırmaya çalışıyorlar.''

'BUNA İSTİSMAR DEMEYE SENİN BİR DEFA KALİBREN YETMEZ'
İki buçuk yıl önceki anayasa değişikliğini hatırlatan Erdoğan, şunları kaydetti:

''411 oyla ile biliyorsunuz, parlamentoda bir oylama yaptık. Hani genç kızlarımızın, yavrularımızın üniversiteye eğitim özgürlüğü olarak başörtüsü ile rahatlıkla gidebilmesini sağlayacak bir karar... Ve AK Parti ve MHP bir dayanışma içinde bunu geçirdik. Şimdi CHP'nin Genel Başkanı çıkmış, 'Bunu ben hallederim' diyor. İnanıyor musunuz? Yakında, bunlar çok daha ileri gidebilir. Geliyor diyor ki, 'din istismarı yapma' bana söylüyor bunu.

Bay Kemal, istismar denir biliyor musun? İnanmadığın halde, yaşamadığın halde birilerini aldatmak için bir şeyi yapıyorsan, buna istismar denir. Ama senin normal yaşamın buysa, buna istismar demeye senin bir defa kalibren yetmez. Bunu bil. Fakat istismar dahi olsa, senin bu yaşamın içinde olmanı takdir ederim, halkım da takdir eder. Ama senden önce de eski genel başkan, beraber hepiniz gittiniz, çarşaflı kardeşlerime rozet taktınız, ama sonra da çarşaflı kardeşlerimizi tekne tokat CHP otobüsünden dışarı attınız. Niye? Çünkü siz istismarcıydınız, samimi değildiniz. Aynı şeyi, Mersin'de teşkilatınızın mensupları yaptı. Samimi değildiniz. Aynı şeyi siz parlamentoda yaptınız. 411 oyla geçti. Peki Anayasa Mahkemesine bunu kim götürdü? Uzaydan birileri mi götürdü? CHP götürdü. Senin de bunun altında imzan yok muydu, Bay Kemal? Şimdi kime anlatıyorsun yahu? Milleti enayi yerine mi koyuyorsunuz?''

'CHP'NİN 27 MAYIS ÖNCESİ ÜSTLENDİĞİ ROLÜ, ŞİMDİ MHP ÜST YÖNETİMİ YÜKLENMİŞ'
Miting alanını dolduranlara, ''12 Eylülde bu gerçek manadaki istismarcılara dersini vermeye evet mi?'' diye soran Erdoğan, şöyle devam etti:

''İşte bu 12 Eylül oylamasında ben şuna şaşıyorum. Böyle bir karardan sonra MHP'nin de bizimle hareket etmesi gerekirken Anayasa değişikliğine 'evet' demesi gerekmiyor mu? Bak orada beraber hareket ettik. Gel şimdi bu yanlışı beraber düzeltelim. Burada birlikte hareket etmemiz gerekmez mi? Dikkat edin şimdi gitti aynen o 411'deki itirazcıların yanına takıldı. Burada iptal edilen milletin iradesi değil miydi, Meclisin iradesi değil miydi? Başörtüsü ile ilgili destek veren MHP'lilerin iradesi değil miydi? CHP'nin statükocu ittifakına katılmak MHP'ye yakışıyor mu? MHP yönetimi böyle bir tutum takınabilir, ancak MHP'yi destekleyen kardeşlerim olup bitenleri çok iyi görüyor, çok iyi yorumluyor. CHP'nin 27 Mayıs öncesi üstlendiği rolü, şimdi MHP üst yönetimi yüklenmiş.''

'KÖKÜ MAZİDE OLAN ATİYİZ'
Muhalefetin, kendisini Yüce Divan'a göndereceğini söylediğini hatırlatan Başbakan Erdoğan, ''Aynen bakın, Bay Kemal ne diyorsa, Bay Bahçeli de aynı şeyi söylüyor. Ata nasihatimiz olarak bizim Rizeli dedelerimizin güzel bir sözü var: 'Yüz sene ilerisunu düşün; bir de gerisini'...'' dedi.

Erdoğan, şöyle devam etti:

''Evet... Geleceğe bakacağız, geleceği düşüneceğiz, ama geçmişle irtibatımızı da koparmayacağız. Çünkü biz, 'Kökü mazide olan atiyiz', yani geleceğiz. Bizim köklerimiz, tarihi derinlikleri olan kökler. Rahmetli babası, bugün hayatta olsa, Ergenekon terör örgütüne avukatlık yapan oğluna ne derdi, Bay Kemal'in?

'EVLADIM CHP'YE GENEL BAŞKAN OLMUŞSUN AMMA...'
O muhterem babası, Türkiye Cumhuriyeti başbakanına 'kalpazan' diyecek kadar edebi ve erkanı çiğneyen oğluna, 'Eline beline, diline sahip ol' da demez miydi?

Din, iman, ahlak istismarı yapan, sonra da başkalarını bununla suçlayan oğluna, 'Sen doğru dur, eğri belasını bulur' nasihatini tekrar tekrar hatırlatmaz mıydı acaba? Yoksa Bay Kemal'in merhum babası, 'Evladım CHP'ye Genel Başkan olmuşsun amma'...''

Kılıçdaroğlu'nun, her yerde kendisinin maaşını anlattığını belirten Erdoğan şunları kaydetti:

''Bay Kemal senin maaşın ne? İkimiz de aynı maaşı alıyoruz. Sen memur emeklisisin, ben işçi emeklisiyim. Sen ayrıca memur emeklisi maaşını alıyorsun, ben işçi emeklisini alıyorum. Daha kime neyi anlatıyorsun? Milleti aldatmaya gerek var mı? Aynı maaşı alıyoruz. Benim başbakan olmam sebebiyle, aldığım artı para ne biliyor musunuz? 280 TL... Başbakanlık makamı sebebiyle aldığım para bu. Bunun yanında aldığım para, milletvekili maaşım, bir de emekli maaşım. Bunu da gizlemeye gerek yok, burada bir sıkıntım yok. Niye? Abdestimden şüphem yok ki namazımdan şüphem olsun.''




'BİRİLERİNİN TAKTİĞİYLE AYAĞINA YIRTIK AYAKKABI GİYEREK...!,
Başbakan Erdoğan, yerel seçimlerde İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adayı olan Kılıçdaroğlu'nun ''Birilerinin taktiği ile ayağına yırtık ayakkabı giyerek'' İstanbul sokaklarında dolaşıp propaganda yaptığını söyledi. Başkan Erdoğan, ''Bunların siyaset anlayışı bu. Ayıptır ayıptır. Sen halkına şunu söyleyeceksin. Diyeceksin ki benim bugünkü durumuma bakın, halkımı da ben bu noktaya getireceğim' diyeceksin. Yoksa ayağına yırtık ayakkabıyı göstermelik olarak giyerek, halkı istismar etmek sana bir şey kazandırmaz. Bunlar 30-50 yıl önceki dönemin politikalarıydı. Bunlar komünist politikalar, geçti bunlar'' dedi.

'ASLINDA BUNUN KILAVUZU KARGA'
Erdoğan, şöyle devam etti:
''Geçenler de ben kendisine 'Memur Kemal' dedim, bundan çok gücenmiş, aslında gücenmedi bunu nasıl ranta dönüştürürüm diye.. Aslında bunun kılavuzu karga. Ondan dolayı sıkıntısı çok büyük. Memur kelimesini başka yerlere çekiyor. Ben, memur, işçi, Bağ-Kur'lu tüm bunlarla gurur duyarım. En çok memur alınan dönemi yaşıyoruz... Bay Kemal, sen şu anda yaşayan bir memur olsan bununla gurur duy, tamam. Sen artık memur değilsin, sen artık emeklisin. Seçimle gelmişsin, ama hala kendini memur zannediyorsun. Zaten o koltukta bulunduğun zamanda da 8-9 yıl SSK Genel Müdürlüğünü adeta iflasa götürdün sen. Hep zarar, zarar, zarar... Hep görev zararlarının yapıldığı yıllar. Yolsuzluklar hep o dönemde. Şimdi çıkıyor, 'Mahkeme neticelerini gösterin, ispat edin, etmeyen şudur budur' diyor... Zararda mı karda mı bana bunu söyle. Hesap ortada. O günün hesapları bugün de bizim önümüzde görüyoruz. Hep zarar.''

'CHP'NİN STATÜKOCU ZİHNİYETİNİN MEMURUSUN'
Kılıçdaroğlu'na, ''Demek ki sen başarılı bir bürokrat olamamışsın. Ahbabı yaranını oraya doldurmak bütün ne kadar ideolojine uygun tip varsa oraya doldurmakla vakit geçirmişsin, milletin hizmetkarı olamamışsın. Şimdi de milletin hizmetkarı olacağına, CHP'nin statükocu zihniyetinin memurusun. Ben o anlamda sana memur diyorum. Hatta hatta partinin içinde birilerinin memurusun'' diye seslenen Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: ''Yes-no hikayesini biliyorsunuz. İşte 'Onu karıştıranların memuru' manada memursun diyorum. Yes-no hikayesini biliyorsun... Benim memur, işçi, esnaf kardeşim bizim ne dediğimizi, ne yaptığımızı gayet iyi bilir, burada bir sıkıntı yok. Bir kere memur kelimesini aşağılama olarak görmesi, memur kardeşlerimize saygısızlıktır. Çünkü sen iyi bir örnek teşkil etmedin.''

Her zaman ekip çalışmasına, ortak akıla önem verdiklerini belirten Erdoğan, ''Eğer bugün Türkiye kalkınıyorsa, Türkiye büyüyorsa, güçleniyorsa bu memuruyla, işçisiyle, emeklisiyle 73 milyon vatandaşımızın emeği iledir, gayreti iledir. Zaten CHP, tarihi boyunca atanmışlar ile seçilmişler arasındaki farkı hiç anlayamadı. CHP biliyorsunuz o tek parti döneminde, il başkanları aynı zamanda neydi, valiydi vali... Bunlarda demokratlık yok, demokrasi yok. bunlar yeni yeni demokrasiyi öğreniyorlar. Biz diyoruz ki, AK Parti devletin memuru değil, milletin memurudur, milletin hizmetkarıdır. AK Parti, 'İnsanı yaşat ki, devlet yaşasın' anlayışıyla hareket etmektedir'' diye konuştu.

Sayfa Yükleniyor...