Erdoğan: Çobandılar, İP'in koyunu oldular

Çözüm sürecindeki tavırları nedeniyle muhalefete bir kez daha tepki gösteren Başbakan Erdoğan, pazarlık iddiasını yalanladı. Erdoğan, “Lakabı ‘çoban’ olanlar, İşçi Partisi’nin koyunu oldular” diye konuştu.

Erdoğan: Çobandılar, İP'in koyunu oldular

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Kızılcahamam Asya Termal Otel'de düzenlenen partisinin il ve ilçe başkanları toplantısına katıldı.

Başbakan Erdoğan, konuşmasında çözüm süreci, başkanlık sistemi ve Taksim Meydanı gibi pok çok konuda önemli mesajlar verdi.

CHP ve MHP'ye yönelik eleştirilerde bulunan Erdoğan, "Güya ulusalcı CHP, İşçi Partisi'nin piyonu oldu. Güya milliyetçi MHP, İşçi Partisi'nin yedeği haline geldi" ifadelerini kullandı.

Başbakan Erdoğan, özetle şu ifadeleri kullandı:

"Millete hizmet yolunda hiçbir mazeret, hiçbir bahane kabul etmiyoruz, hiçbir engel tanımıyoruz. Mazereti, bahanesi, engeli olan arkadaşlarımız yolu açmalı.

Aldatan olmayacağız, aldanan da olmayacağız. Siyasi partilerin üst yönetimleri ile o partilere oy veren kardeşlerimizi ayrı tutacağız. 76 milyonun tamamına tek bir nazarla bakacağız.

'ROBOT DEĞİLİZ'
Biz, aldığı komutla hareket eden robotlar değiliz. Biz farklılarımız olsa da aynı hedef uğruna gönül birliği, kader birliği yaptık.

'KRİTİK BİR EVREYE GİRİYORUZ'
için artık son derece kritik, son derece önemli bir evreye girmiş durumdayız. Öncelikle, 2014 yılı, Türkiye için kritik sonuçların alınacağı seçim yılı olacak. İlk olarak, mart ayında inşallah mahalli seçimler gerçekleşecek.

Yıl ortasında, Anayasamıza göre Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin yapılması gerekiyor. Yine bu süreçte, yeni Anayasa çalışmalarının inşallah tamamlanmasıyla, bir halkoylaması da gündeme gelebilecek.

BAŞKANLIK SİSTEMİ
Başkanlık sistemi en gelişmiş ülkelerde var. Dünyada 100’ü aşkın ülke başkanlık sistemini yaşıyor. Her başkanlık sisteminde parlamento vardır. Başkanlık sistemini millet tartışmalı. Başkanlık sisteminde başkan, kral değildir. Bizdeki bazı cahiller başkanı kral olarak takdim ederek yalan söylüyor.

'ÇANAK ÇÖMLEĞİ KORUYORSUN, KIŞLAYI KORUMUYORSUN'
‘Çılgın proje’ konusunda bize hendek atlatıyorlar. Marmaray’da basit çanak-çömlek hikayesi bize 4 sene kaybettirdi.

Denizin dibinden 3-5 tane çanak çömlek bulunmuş, çatal, kaşık bulunmuş, bunları koruyorsun ama Taksim Meydanı'ndaki devasa kışla, gayet güzel mimari estetiği hepsi güzel ve bunu korumuyorsun. Bu, ideoloji değil de nedir?

TAKSİM'E AVM VE REZİDANS
Orada kışlamızı yapacağız. Burası kışla olarak görev yapmayacak ama mimari açıdan öyle olacak. Altında alışveriş merkezinden, toplantı salonlarına kadar belki residans otel vs. Divan Oteli tarafında bir şehir müzesi yapacağız.

Taksim Meydanı’nda yayalaştırma çalışmaları devam ediyor. Meydan tamamen yayalara, yani insana kalacak.

Galataport, Haydarpaşaport hazırlanıyor. Yassıada, yaslı ada olmayacak; demokrasi ve özgürlükler adası olacak. Boğaz’a 3. köprü için önümüzdeki 1-2 ay içinde temel atma töreni alacak.

'KORKTUKLARININ TAM TERSİ GERÇEKLEŞTİ'
10 yıldır birileri, Türkiye'nin bölündüğünü, bölüneceğini, parçalandığını, parçalanacağını, Cumhuriyetin temellerinin sarsıldığını, sarsılacağını adeta bir papağan gibi sürekli dile getiriyorlar. Onlar ne dediyse tersi oldu. Onlar neden korktularsa tam tersi gerçekleşti. Bu 10 yılı aşkın  süre içinde millet her zaman kazandı.

Türkiye Cumhuriyeti, özellikle son dönemde gerçekleştirdiğimiz reformlarla bugün her zamankinden çok daha güçlü bir çınara dönüşmüştür. AK Parti, cumhuriyet çınarının, gövdesi ile kökleri, gövdesi ile dalları, yaprakları arasındaki irtibatı güçlendirmiş, tıkanan kanalları açmış, yani devlet ile tarihi, devlet ile milleti yeniden buluşturmuş, yeniden kucaklaştırmıştır.

'YÜCE DİVAN SENİ KABUL EDER Mİ BİLMİYORUM'
Ey Bahçeli; sen borçlandın, biz ödedik. Sıkılmadan, 'Gönder beni Yüce Divan'a diye meydan okuyor. Yüce Divan seni kabul eder mi etmez mi bilmiyorum. Olur ya zaman aşımına girdi, girmedi. Bunlardan istifade etme yoluna da gidebilir. Böyle şeyler de var. Durmadan meydan okuyor, kendine göre. Fakat ben, milletin hafıza kayıtlarına girsin diye şu anda arkadaşlarıma dedim ki 'bütün hazırlıkları getirin' bunları açıklayacağız ve teşkilatım olarak sizlere göndereceğimiz belgeleri sizler halkımıza anlatacaksınız. Bunların kirli yüzlerini görsünler.

'İŞÇİ PARTİSİ'NİN KOYUNU OLDULAR'
Şu anda, çözüm sürecinde, aynı blok, aynı cephe, birkaç eksiğiyle, fazlasıyla, yine tespih taneleri gibi AK Parti'nin karşısına dizildiler. CHP, MHP, Türkiye Komünist Partisi, emekli siyasetçiler, milletin defterini dürdüğü siyasetçiler, sandığa gömülüp oradan çıkamayan siyasetçiler, dikkatinizi çekiyorum, İşçi Partisi'nin önderliğinde, yeniden kucaklaştılar. Dün lakabı 'çoban' olanlar, şimdi İşçi Partisi'nin koyunu oldular. Güya ulusalcı CHP, İşçi Partisi'nin piyonu oldu. Güya milliyetçi MHP, İşçi Partisi'nin yedeği haline geldi.

MHP'nin, terör örgütüne akıldanelik yapan İşçi Partisi'yle nasıl kucak kucağa olduğunu benim MHP'li kardeşlerim çok net olarak görüyorlar. Şu anda şehirlerde, bir avuç çapulcunun, Akil İnsanlar Heyeti'ne karşı gerçekleştirdiği eylemleri, İşçi Partisi ile bir avuç sözde MHP'linin yan yana yaptığını benim milletim de MHP'ye gönül vermiş kardeşim de görüyor.

'O FOTOĞRAFLARI KULLANSINLAR'
İşçi Partisi'nin şu anda Silivri'deki lideri (Doğu Perinçek), 1990'lı yıllarda Beka Vadisi'ne gitti, terör örgütü liderleriyle sarmaş dolaş fotoğraflar çektirdi. MHP, CHP, İşçi Partisi, ortak eylemlerinde bir zahmet o fotoğrafları da kullansınlar da kimin ne olduğunu millet daha iyi görsün.

'BUNLAR KANDİL'E DAVİTİYE GÖNDERİRLER'
CHP'si, MHP'si, İşçi Partisi, Komünist Partisi, Emekli Siyasetçisi, can havliyle, terör bitmesin diye çırpınıyorlar. Kolay değil... On yıllardır kurdukları tezgah alt üst oluyor. Ekmek teknelerini kaybediyorlar. Ellerinde, milleti korkutacak, sindirecek, hizaya getirecek, siyaseti dizayn edecek hiçbir malzeme kalmıyor. Çok açık söylüyorum... İnanın, bunlar farz-ı muhal iktidara gelseler, Kandil'e davetiye gönderir, Türkiye'den çıkacak teröristleri mağaralarına geri buyur ederler. Çünkü terör yoksa, bunlar ayakta duramaz.

PAZARLIK İDDİASINA YANIT
Bir kez daha açık açık ifade ediyorum. Çözüm sürecinde, Türkiye'nin başını öne eğecek hiçbir girişimin içinde değiliz. Çözüm sürecinde, şehitlerimizin ruhunu incitecek, şehit ailelerini rencide edecek hiçbir girişimin içinde değiliz. Müzakere, taviz verme, pazarlık asla ve asla sözkonusu değildir.

Anamuhalefetin, yavru muhalefetin genel başkanlarına sesleniyorum. Varsa bu düşüncede olanlar olabilir. Bizi İmralı'yla pazarlık sürecindeymiş gibi gösterenlere sesleniyorum. Biz bugüne kadar kimseyi, bu ülkenin, bu milletin menfaatlerini pazarlık konusu yapacak kadar, düşmedik alçalmadık, asla da alçalmayız."

Sayfa Yükleniyor...