Cumhurbaşkanı Erdoğan: İntihar edecek hali yok

Koalisyon arayışlarına yönelik önemli mesajlar veren Cumhurbaşkanı Edoğan, “Ülke hükümetsiz kalmamalı. Koalisyon için ilke ve düşüncelerin örtüşmesi lazım, örtüşmüyorsa intihar edecek hali yok" dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan: İntihar edecek hali yok

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, muhtarlarla 8. kez düzenlenen Muhtarlar Buluşması'nda konuşma yaptı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, özetle şu ifadeleri kullandı:

"Gezi ve 17-25 Aralık sürecinde şahsımı, o zaman bir resmi ziyaretim sebebiyle Cezayir'e gitmiştim, beni yurtdışına kaçmakla itham eden ihanet şebekesinin mensuplarının birer, ikişer yurtdışına kaçtıklarını görüyoruz. Şu ana kadar 100'ü aşkın bu şebekenin mensupları yurtdışına kaçmıştır. Biz, her hesabın üzerinde bir hesap olduğuna, kaderin üstünde bir kader olduğuna inanan insanlarız. Kendilerini herkesin ve her şeyin üzerinde görenler birer birer yıkılıp giderken, ülkesini terk ederken, biz burada olduğumuz gibi milletimizle el ele, kol kola, gönül gönüle yolumuza devam ediyoruz.

YURTDIŞINA GİDEN ESKİ SAVCILAR

İşte daha yeni, bu acımasız kararları verenler şimdi bakıyorsunuz Gürcistan üzerinden Ermenistan'a kaçıyorlar. Oradan da kim bilir nereye kaçacaklar, o ayrı mesele. Tabii ki şu anda olarak bizler de iz sürüyoruz. Bunlarla ilgili kırmızı bültenler hepsi, işte bir kısmı Romanya'da yakalandı biliyorsunuz. Bunlar da bir yerlerde muhakkak yakalanacak ve bunlar da yaka paça buraya gelip yaptıklarının hesabını er veya geç verecekler. Allah ömür verdiği, milletimizin desteği bizimle olduğu sürece inşallah bu yolda yürümeyi sürdüreceğiz.

“MALESEF YETERSİZ KALDILAR”

İlgili kurumlarımız vatandaşlarımızın özgür iradelerini sandığa yansıtmalarını sağlama konusunda maalesef yetersiz kaldı, bunu açıkça söylemek zorundayım. Buna rağmen seçimler sonrasında ortaya çıkan tablo iyi değerlendirilebilir, için yeni bir dönemin kapısı aralanabilirdi. Fakat bu da yapılmadı.

Siyasi parti yönetimlerinin ortaya koyduğu ikircikli tavır Türkiye'yi sıkıntılı bir döneme itti. Hem bölgemizdeki gelişmeleri hem de bu şekilde oluşan belirsizlik ortamını fırsat bilen bölücü terör örgütü 11 Temmuz'da yeniden saldırılarına başlayacağını ilan etti.

“NASIL İZAH EDECEKSİNİZ?”

Şimdi soruyorum bunlara destek veren, bunların yanında yer alan, akıllı olduğunu, köşelerde mürekkep akıttıklarını söyleyenlere sesleniyorum. Siz acaba bu ülkede milliyetperver, vatansever olduğunuzu neyle ispat edeceksiniz?  Bu yavrularımızın katillerini, teröristleri savunanların yanında olmayı neyle izah edeceksiniz?  Hem onların yanında yer alın, onlarla beraber hareket edin, öbür taraftan demokrasi, özgürlük deyin. Bunun neresi özgürlük, neresi demokrasi?

Böylesine kucaklayıcı, böylesine şefkatli bir coğrafyada ayrımcılık yapıldığı iddiasıyla bozgunculuk peşinde koşmak, hele hele silaha sarılmak asla kabul edilemez. Silahlı saldırıya uğrayan bir devletin kendisini yine silahla savunma hakkı olduğunu en liberal aydınlar dahi kabul ediyor.

“BİZ DE NOT EDİYORUZ”

Ülkemize ve milletimize düşmanlık eden herkese sayfalarını, ekranlarını, manşetlerini açmakla maruf olan bu medya kuruluşlarının ihanetlerini milletimizle birlikte biz de not ediyoruz. Zamanı geldiğinde bu notlar elbette milletimiz tarafından değerlendirilecektir.

Milletimizin her bir ferdi, ülkenin dostlarını dost, düşmanlarını düşman bildiği sürece ne paralel ihanet şebekesi ne bölücü terör örgütü gibi yapıların bu topraklarda kök salabilmesi mümkün değildir.

“SENİ BAŞKAN YAPTIRMAYACAĞIZ DİYORLARDI”

Ne diyorlardı, 'seni başkan yaptırmayacağız.' Bu sözün aslında Türkiye'yi 2023 hedeflerine ulaştırmayacağı düşüncesini ifade ettiğini, milletimizle birlikte biz de çok iyi biliyoruz. Bugün, 'devlet silahlarını sustursun' diyenler, dün de bölücü örgüte 'niye savaşmıyorsun, niye silaha sarılmıyorsun?' diyordu. Çünkü bunlar savaş, kan, can istiyor.

“AYNI ÇİZGİDE BULUŞTULAR”

Son eylemler, terör örgütünün ve onun destekçilerinin kalleşlikte hiçbir sınır tanımadıklarını gösterdi. Bu süreçte gerçekten çok iğrenç, ibretlik işbirliklerine de şahit oluyoruz. Türkiye'de paralel devlet yapılanması peşinde olan kesimin bölücü örgütle aynı çizgide buluştuğunu görüyoruz.

“BU PARTİ TERCİH YAPMAK ZORUNDA”

Maharet, şiddetle ve baskıyla sandıklara gölge düşürmek değildir, alınan oyların hakkını verebilmektir. Oyu Türkiye'den alıp çözümü dışarıda aramak, bir partinin kendi varlığını inkar etmesidir. Bir taraftan demokrasi deyip sandığı referans alan, ama diğer taraftan sırtını terör örgütüne dayadığını ifade eden partinin mensupları aslında siyasete arkasını dönüyor demektir. Bu parti ve mensupları öncelikle silahtaki kurşunla, sandıktaki oy arasında bir tercih yapmak zorundadır.

Türkiye'nin önündeki sorunlar güçlü bir siyasi iradenin gerekliliğini her geçen gün daha açık şekilde gösteriyor. Bunu sağlayacak yol hangisiyse onun izlenmesini temenni ediyorum. Demokrasinin ve siyasetin en önemli özelliği işte bu tür durumlarda millet iradesine dayalı çözümü daima masada tutuyor olmaktır.

“1990’LARA DÖNÜLDÜ İDDİASINI REDDEDİYORUM”

Milletimiz müsterih olsun. Çözüm Süreci'ni bu ülkenin bekasının tehdidi haline dönüştürmeye çalışanlar mutlaka hüsrana uğrayacaktır. Bununla birlikte, Türkiye'nin 1990'lara geri döndüğü iddialarını da kesinlikle reddediyorum.

1990'ların Türkiye'sinde olanların birçoğu şu anda parlamentoda. Nasıl oluyor da 1990'ların Türkiye'sini konuşuyoruz. Nasıl şu anda parlamentoda bulunuyorlar  Bu itham her şeyden önce milletimize haksızlıktır" diye konuştu.

Türkiye, demokrasi ve hukuk içinde terörün de paralel yapıların da üstesinden gelebilecek imkana ve iradeye sahiptir, bundan hiç kimsenin şüphesi olmasın.

YENİ HÜKÜMET

Cumhurbaşkanı olarak şahsıma düşen görev nedir? Anayasa'da belirtilen süreci işletmektir. Ben şu anda bu süreci işletiyorum. Seçimde en çok oyu alan partinin genel başkanı da şu anda halihazırdaki Başbakanımızdır. Hükümeti kurma görevini de ben kendilerine verdim ve bu süreci başlattım. Sayın Başbakan şu anda hükümeti kurma görüşmelerini devam ettiriyor. Ama bu süreç içerisinde yine farklı farklı yaklaşımlar ortaya konuluyor. İşte 'anamuhalefetle iktidar birlikte koalisyon hükümeti kursunlar' diyenler var. 'Ondan sonra görüşelim' diyenler var. Bütün bunların hepsini görüyoruz.

“İNTİHAR EDECEK HALİ YOK”

Anayasa'da belirtilen süreç içinde Sayın Başbakan, 45 gün içerisinde, kendisinin de partisinin de inandıklarıyla mütenasip olabilecek bir ortak bulabilirse, ama bir tekrar seçim, ama farklı bir anlayışla bir ortaklık için adım atabilir. Ama o tabii kendi ilkeleri, kendi düşünceleriyle karşı düşüncenin örtüşmesi lazım. Herhalde örtüşmüyorsa, intihar edecek hali de yoktur. Bunu tabii bu şekilde görmek lazım.

Koalisyon hükümeti kurulmadığı takdirde ya mevcut hükümetin azınlık hükümeti olarak devam etmek suretiyle bir erken seçime gitmesidir ki buna bir destek gerekiyor. Çünkü parlamentodan güvenoyu alması gerekiyor. Aksi takdirde sunulacak olan kabine parlamentoda güvenoyu almayabilir. O zaman da yeni bir görevlendirme süreci başlayacaktır. Tabii burada farklı alternatifler var. Yani Meclis'in kalkıp bir geçici seçim hükümeti kurma şekli, değişik şekilleri var bunların, tabii burada da parlamentoda temsil edilen siyasi partilerin güçleri oranında, kurulacak geçici bir seçim hükümetinde temsil edilmesi, yer alması gerekiyor.

“OPERASYONLAR DEVAM EDECEK”

Terör eylemleriyle bu milletin birliğini, beraberliğini bozacaklarını, ülkemizin bölünmez bütünlüğüne zarar vereceklerini sananlar hak ettikleri cevabı alıyorlar, bundan sonra da almaya devam edecekler. Şunu çok açık net söylemek durumundayım, bu operasyonlar devam edecektir.

Tüm teröristler ya ülkemizi terk edecekler ya da bu silahları gömecekler ve betonlayacaklar. Bunların da yer tespitini biz yapacağız.

“ÇÖZÜM SÜRECİ BUZDOLABINDA”

Bana göre Çözüm Süreci buzdolabındadır. Şu anda Milli Birlik ve Kardeşlik Projesi gündemdedir, destek verenlerle bu yolda yürümeye varız. Bölücü örgüt ve onun güdümündeki parti sorumluluklarının gereğini yerine getirmemiştir.

Terör örgütü silahlarını bırakmadığı, militanlarını ülke dışına çıkarmadığı, onun güdümündeki siyasi parti şiddeti ve tehdidi bırakıp demokrasinin safına geçmediği sürece devlet tüm birimleriyle ülkeyi ve milleti korumak için üzerine düşenleri yapmaya devam edecek."

Sayfa Yükleniyor...