Erdoğan: Merkez Bankası bağımsızsa ben de bağımsızım

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Merkez Bankası’na faiz indirme çağrısı yaparak, “Daha neyi bekliyorsun?” diye sordu. Saray’ın adının külliye olacağı açıklayan Erdoğan, karikatürleri yayınlayan Cumhuriyet gazetesine de tepki gösterdi: “Tahriki davet ediyorsun.”

Erdoğan: Merkez Bankası bağımsızsa ben de bağımsızım

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Sarayı'nda, Genç İş Adamları Konfederasyonu (TÜİG) Genel Başkanı Erkan Güral ve Konfederasyon üyelerini kabul etti.

Düzenlenen toplantıda konuşan Erdoğan, "Paralel yapı",  Merkez Bankası, Paris'teki saldırı gibi pek çok konuda önemli değerlendirmelerde bulundu.

"Paralel yapı"ya yönelik eleştirilerde bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu ifadeleri kullandı:

"Bu ülkenin vatandaşı olacaksın, bu ülkenin pasaportunu taşıyacaksın, bu ülkede STK'lar oluşturacaksın ondan sonra gideceksin Avrupa’da, ABD’de aleyhine kampanyalar yürüteceksin. Kendilerini çok iyi gizlerler, çok iyi saklarlar. Bunlar için amaçları uğrunda her şey mübahtır. 

17-25 Aralık darbe girişimini sadece şahsımla, sadece o dönem başında bulunduğum hükümetle ve partiyle ilişkili hale getirenler yanlış düşünüyorlar, hadiseyi yanlış değerlendiriyorlar. Bu darbe teşebbüsü doğrudan demokrasiye, doğrudan milli iradeye, doğrudan Türkiye'nin geleceğine yapılmıştır.

"A'DAN Z'YE YALAN"

Tahşiye adı verilen bir kitapevine ve bu kitapevinin onların elindeki belli imkanları alacağını görerek, onların aleyhine köşelerinde yazdıkları yazılar sebebiyle onların ihbarı üzerine ki onlar da yazar, köşe yazarı, birçoğunun yazılmış kitapları var, bu insanlar 17 ay içeride yattılar, ondan sonra da utanmadan, sıkılmadan ne diyorlar, 'bunlar fikir özgürlüğüne, düşünce özgürlüğüne, medyaya karşı yapılmış bir operasyondur. A'dan Z'ye yalan. Tam aksine medya özgürlüğü bunlarda yok. Bunlar birçok yazarı, çizeri hepsini eğer onlarla örtüşmüyorsa zaten defetmişlerdir. Nitekim onların yanında ayrılıp da daha sonra yaptıkları açıklamalarla ortaya çıkan birçok yazarı çizeri de gördünüz, görüyorsunuz. Şu anda yanlarında olanların birçoğunun da yine belli imkanlar sağlandığı için orada duruyorlar. Kendilerine ait piyasa olmadığı için orada duruyorlar.

Sizlerden içeride veya dışarıda bu konuda çok dikkatli olmanızı, ülkemizin ve milletimizin aleyhindeki bu çalışmaların karşısında bir güç oluşturmanızı özellikle bekliyorum. Bunu en az sivil toplum çalışmalarınız, ekonomik faaliyetleriniz kadar önemli olduğunu bilmenizi istiyorum. Çünkü demokrasinin olmadığı yerde ne sivil toplumun ne de girişimciliğin gelişmesi mümkün değildir.

Sakın ha uluslararası medyada çıkan olumsuz haberlere, değerlendirmelere itibar etmeyin, kulak asmayın, burada yürekli olun. Gelecek bizimdir, Türkiye güçlüdür, daha da güçlü olacak. Varsın onlar olumsuzluk değirmenine su taşısınlar, varsın onlar bu ülke aleyhine kampanyalar yürütsünler, bilesiniz ki bunların mumu yassıya kadar yanacaktır ve ondan sonra sönecektir.

"YÜKSEK FAİZ YATIRIMA ENGEL"

Ekonomi konusunda da değerlendirmelerde bulunan Erdoğan, şöyle dedi:

"Ekonomimizi zayıf göstermek için yürütülen gayretleri çok iyi biliyorsunuz. Gezi olayları sırasında 'Tüketmeyin, ekonomi dursun' çağrıları yapılmıştı.

Faizleri yükseltmek için, yatırımları, girişimciliği baltalamak için, yani Türkiye'nin büyümesini engellemek için 12 yıldır sayısız defa saldırılara, manipülasyonlara maruz kaldık.

Ülkemizde tabii faizin meddahlığını yapan çok, onu da söyleyeyim. Hala bunun gayreti içerisinde olanlar maalesef var. Ben Cumhurbaşkanı olarak her yerde söylüyorum, söylemeye devam edeceğim. Biz devletin borçlanma faizini yüzde 63'ten aldık. Tek haneliye indirene kadar verdiğim kavganın, mücadelenin şahidi olan birçok arkadaşım var.

Fakat tek hanelide kalmasını istemeyen birileri hala var. Bunu bilmenizi isterim. Sizlerden bu yöndeki çabalara, haberlere karşı da dikkatli olmanızı, her yerde ve her durumda sağlam duruşunuzu muhafaza etmenizi istiyorum.

Eğer yüksek faiz devam edecek olursa bu ülkede yatırımlar bizim istediğimiz seviyede asla yürümeyecektir ve bu ülke girişimci doğuramayacaktır. Girişimcinin doğabilmesi için bir defa yüksek faiz değil en azından şöyle uluslararası camiadaki faizlere yakın bir faiz politikasını uygulamamız lazım.

En çok parayı kazanan yatırımlar, yatırım derken bile biraz üzülüyorum, nedir, finans sektörüdür. En büyük parayı onlar kazanıyor. Hani o devasa yatırımların olduğu yerler böyle bir para kazanmıyor. Ama finans sektörü bakıyorsunuz korkunç paralar kazanıyor ve kendi öz sermayesiyle de diyemiyorum biliyor musunuz.

MERKEZ BANKASI'NA: BU İŞ BÖYLE YÜRÜMEZ

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 19 Ocak'taki Merkez Bankası Para Politikaları Kurulu toplantısı öncesinde Merkez Bankası'na seslendi.

Erdoğan şöyle konuştu: 

"Dünyada herkes inerken bizim Merkez Bankası sağolsun hala olduğu yerde duruyor. İnmiyor, düşürmüyor. Neyi bekliyorsun sen? Buyur, petrol fiyatları 106 dolarlardan, 110 dolarlardan şimdi 45 dolara geldi. İşte açıklamalar yapılıyor 2015-2016'da bu civarlarda dolaşacak. Hesaplar buna göre.

Bizim petrolle ilgili bu noktada sıkıntımız yok tam aksine lehine çok çok iyi bir noktadayız. Öyleyse bunun halkımıza dönüşünü, yatırımcıya dönüşünü süratle sağlamamız lazım. Ey Merkez Bankası daha neyi bekliyorsun? Şimdi diyebilirler ‘Merkez Bankası bağımsızdır’. Ben de bağımsızım. Cumhurun sesi olarak bunu yapmak, söylemek durumundayım ve gerekirse çağırıp kendileriyle de bunu oturup konuşacağız. Bu iş böyle yürümez.  Burada bir şey var, bizim yatırıma, istihdama, üretime ihtiyacımız var. Çünkü bizim ekonomi, ihracata dayalı bir ekonomidir."

SARAY KÜLLİYE OLACAK

Cumhurbaşkanlığı Sarayı ile ilgili eleştirilere yanıt veren  Erdoğan,  sarayın adının değişeceğini açıkladı.

Erdoğan, şöyle konuştu:

"Şu içinde bulunduğumuz Cumhurbaşkanlığı Sarayı şu anda saray ama kısa bir süre sonra burası Cumhurbaşkanlığı Külliyesi olacak. Niye külliye olacak? Çünkü hemen yanımızda bir kongre merkezi şu anda inşa ediliyor. Kongre merkezinin hemen arka tarafında, bölgede şöyle bir büyük cuma camisi yok, orada bir cami inşa ediyoruz. Yine aynı şekilde kongre merkezinin sağ tarafında çok amaçlı, 2 bin civarında kişinin katılacağı yemekli bir toplantıyı aynı anda yapabileceğimiz bir salon da olacak. Hedefimiz bazı büyük çaplı yemekli toplantıları orada yapmak.

Muhtarlarımızın buraya rahatlıkla gelip gidebileceği bir yeri burada hazırlayalım istiyoruz. Türkiye'de muhtar sadece ulaşabilirse belediye başkanına ulaşabilir o da ilçe belediye başkanı. Veya ulaşabilirse sadece kaymakama ulaşır. O da köye hizmet götürme birliklerinde üye olduğu için ona ulaşır. Böyle bir kopukluk var. Bu kopukluğu ortadan inşallah biz orayla gidereceğiz. 50 bine yakın muhtarımız var, istiyorum ki 50 bine yakın muhtarımızla biz orada, inşallah 2 yıl içerisinde orasını bitireceğiz, orada bu işi başaralım.

CUMHURBAŞKANLIĞI KÜTÜPHANESİ

Şu an Türkiye'de bizim en büyük kütüphanemiz yaklaşık 2 milyon cilt kitaba sahip olan bir kütüphanedir. Dünya çok farklı yerde. Asgari 4 milyon cilt kitap alabilecek şekilde hem dijital ortamda hem de yaprak kitapla inşallah diyoruz ki orada bir Cumhurbaşkanlığı Kütüphanesi kuralım. İlk etapta saat 24.00'e kadar, sistem oturduktan sonra 24 saat öğrenciler orada çalışabilecek.

Öyle zannediyorum ki proje dahil 2 yılda bunları bitireceğiz bütün peyzajıyla her şeyiyle bitirip ondan sonra dev bir açılışla burası Cumhurbaşkanlığı Külliyesi olacak. Saray kavramından rahatsız olanlar, temenni ederim ki külliyeden rahatsız olmazlar. Şu içinde bulunduğumuz Cumhurbaşkanlığı, şimdilik saray daha sonra külliye, inşallah Türkiye'nin ekonomide geldiği yeri göstermeye tek başına yeterlidir.

"ÖYLE ANLATTIKLARI GİBİ DEĞİL"

Öyle anlattıkları gibi falan da değil. Hani söylüyorlar, işte dün baktım bir tanesi sağolsun ana muhalefetten '5-6 milyar dolara mal oldu' diyor. Parayı harcayan, takip eden biziz. Nereden çıkarıyorlar böyle rakamları anlamak mümkün değil. Herhalde İngiltere'de Westminster Sarayı'nın şu anda restorasyonu yapılacak, o restorasyonla ilgili rakamlar açıklandı. 5 milyar dolara restorasyonu mal olacakmış. Belki oraya bir takıntı yapmış olabilir, bundan dolayı burayla ilgili de böyle bir rakam açıklamış olabilir ama bunu bilmesi lazım. Her şey bunlar kayıttadır."

PUTİN'İN SÖZLERİ

Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: 

"Proje hariç burayı 18 ayda bitirdik. Mevcut TBMM inşaatına 1939’da başlandı, 1961 yılında tamamlandı. Anıtkabir için hazırlıklara 1941'de başlandı ancak eksik olarak 1953'te tamamlanabildi.

Bakın sadece derslik noktasında baktığımızda 235 bin derslik bitirdik. 26 havalimanımız vardı, buna 26-27 tane daha havalimanı ilave ettik. Bunlar bu dönemde oldu. Aynı şekilde 17 bin kilometre bölünmüş yol inşa ettik. Köprüler, Marmaray... Bunlar hep bu dönem içinde yapıldı ama mesele finansı idare edebilmek, finansı yönetebilmek. Eğer sizin finansı yönetme kabiliyetiniz yoksa, bunların hiçbirini yapamazsınız.

Sayın Putin buradan çıkarken bir şey söyledi, 'Bu eser büyük devlet olmanın alametidir' dedi. Bakın çok ilginç, vaka budur.

Büyük düşünmek cücelerin işi değildir. Bu cücelere hakaret olmasın, onlar benim canım ciğerimdir. Yere kapaklanmamızı bekleyenlere inat başımız dik kararlılıkla yolumuza devam edeceğiz."

ÇÖZÜM SÜRECİ

Çözüm sürecine de değinen Erdoğan, "Biz bu sorunu tamamen ortadan kaldırmak için tarihi bir adım atarak Çözüm Süreci'ni başlattık. Tüm provokasyonlara, tüm saldırılara, tüm sıkıntılara rağmen Çözüm Süreci'nin, milletimizin sahip çıkması sayesinde kararlılıkla yürüdüğünü ve belli bir noktaya geldiğini görüyoruz. İnşallah yakın bir zamanda çok daha somut, çok daha umut verici gelişmeler bekliyoruz. Sizlerden Çözüm Süreci'ne daha fazla destek olmanızı bekliyorum. Türkiye'nin, bu meseleyi tamamen geride bıraktığında, demokraside de ekonomide de müthiş bir sıçrama yapacağına inanıyorum" diye konuştu.

PARİS'TEKİ SALDIRI

Fransa'nın başkenti Paris'te mizah dergisi Charlie Hebdo'ya yapılan saldırının ardından yaşanan gelişmelere dikkat çeken Erdoğan, şu ifadeleri kullandı:

"Son dönemde giderek artan hadiseler, batı ülkelerinde ırkçılığın tehlikeli bir yükseliş içinde olduğunu gösteriyor. Fransa'da bir mizah dergisine yapılan saldırının arkasına sığınılarak, tüm Müslümanlara, bizatihi İslam'ın kendisine, Sevgili Peygamberimize yöneltilen nefret dalgasını endişeyle takip ediyoruz. Bizim aksi yöndeki tüm gayretlerimize, girişimlerimize rağmen 'medeniyetler çatışması' tezi adeta ete kemiğe büründürülmeye çalışılıyor. Bu olan olaylar karşısında kalkıp da Türkiye üzerinden bazı operasyonlara girişmek ham hayaldir, bunu bilmenizi istiyorum. Eğer ben kalkıp da bir gerçek tespiti yapıyorsam, bunu eleştirenler önce 'Bu tespiti acaba Erdoğan niye yaptı ' diye bunu sorması lazım. Bu ülke hangi ülke olursa olsun. O ülkenin gücü beni ilgilendirmez. Beni ilgilendiren insanlıktır. Eğer İsrail yönetimi -İsrail halkı demiyorum dikkat edin- Gazze'de, Filistin'de 2 bin 600 - 2 bin 700 insanı çoluk çocuk demeden öldürüyorsa, ben onu lanetlerim, onu telin ederim.

 Bazı ülkelerin kalkıp da İsrail yönetiminin avukatlığına soyunması manidardır. Ben şunu söyledim, 'Netanyahu buraya hangi yüzle geldi ' dedim. 'Bu iki yüzlülüktür' dedim. Şurada daha birkaç ay önce kalkacaksın Gazze'de bombalarla orada Gazze'yi yerle bir edeceksin, 2 bin 600, 2 bin 700 insanı orada öldüreceksin. Peki Fransa'ya gelen bu insanlar, bu liderler neredesiniz? Niye sesiniz çıkmıyor. Aynı şekilde 350 bin insanın öldüğü Suriye'de nerede insanlık? Niye sesiniz çıkmıyor?

Şu anda Türkiye'de 1.7 milyon Suriyeli sığınmacı var. Ben şunu söyledim, 'Netanyahu buraya hangi yüzle geldi ' dedim. 'Bu iki yüzlülüktür' dedim. Şurada daha birkaç ay önce kalkacaksın Gazze'de bombalarla orada Gazze'yi yerle bir edeceksin, 2 bin 600, 2 bin 700 insanı orada öldüreceksin. Peki Fransa'ya gelen bu insanlar, bu liderler neredesiniz? Niye sesiniz çıkmıyor. Aynı şekilde 350 bin insanın öldüğü Suriye'de nerede insanlık? Niye sesiniz çıkmıyor?

"SEN PASAPORT KONTROLÜNÜ İYİ YAP"

Bunlar maalesef dürüst davranmıyorlar, samimi davranmıyorlar. Avrupa'nın birçok ülkesinde teröristler şu anda oralarda kalıyor. Türkiye üzerinden gelip geçenlerden bahsediyorsun. Sen kendi ülkenden çıkarken önce bir defa, kendi pasaport kontrolünü iyi yap da çıkmasın kendi ülkenden. Kaçırdın, bize bildir. Ondan sonra biz bildirilenin peşine düşmüyorsak, konuş. Aksi takdirde konuşamazsın, yetkin yok. Çünkü benim ülkemden geliyor, geçiyor. Herhangi bir sıkıntısı yok görüntüde. Bizler uluslararası noktada seyahat hürriyeti neyse bunun gereğini yapmak durumundayız.''

Erdoğan: Merkez Bankası bağımsızsa ben de bağımsızım - 1

"SINIRSIZ ÖZGÜRLÜK YOKTUR"

Kimsenin de bizim dinimizi istismar etmek suretiyle yaptıkları terör eylemlerini kalkıp Müslümanlara fatura etmeye hakkı yok. Bunu da çok iyi bilmeleri gerekir. Provokatif yayınlarıyla nam salmış bir dergiye ki bu dergiyi Papa da lanetliyor çünkü bunun provokatif eylemlerini biliyor. Müslümanlar hakkında da Hristiyanlar hakkında da herkes hakkında da bu tür maalesef, özgürlük denmez buna, buna başkasının özgürlük alanının sınırları içine girerek orada terör estirmek denir. Bunu da bilmemiz lazım. Sınırsız özgürlük yoktur, düşünce özgürlüğünün de bir sınırı vardır. Nereye kadar Benim özgürlük alanıma kadar.

"ATEİST DE OLSA..."

(Efendim onlar ateist)... Ateist de olabilir. Eğer ateistse yine benim kutsalıma, benim kutsal değerlerime saygı duyacak. Eğer duymuyorsa bu toplumu tahrik anlamına gelir ki bunun da yasalarda yeri vardır çünkü tahrik de bir suçtur. Bunların yaptığı nefret oluşturmaktır, ırkçılıktır. Biz buna da asla yer vermiyoruz. Dergiye yapılan saldırı için ortaya konan tavır, binlerce masum çocuğun, yüz binlerce masum insanın acımasızca katli karşısında maalesef gösterilmedi, göstermediler. Gazze'de 14'ü gazeteci, 521'e çocuk,283'ü kadın 2 bini aşkın kişiyi katlederken İsrail yönetimini görmezden gelenler, Fransa'daki 12 kayıp için tüm dünyayı ayağa kaldırıyor. Bunu niye düşünmüyoruz, niye konuşmuyoruz Ellerinde, sahilde oynayan çocukların kanı olanların, kimyasal silahlarla öldürülmüş binlerce masumun kanı olanların, her gün kendi halkına karşı devlet terörü estirenlerin, terörü kınaması, teröre karşı saf tutması sadece pişkinliktir. Burada bir samimiyetsizlik var. Suriye'de yüz binler katlediliyor, kılları kıpırdamayanların 12 kişinin ölümü karşısında birden vicdan ağıtları yakması bize inandırıcı gelmiyor."

CUMHURİYET GAZETESİ'NE ELEŞTİRİ

İsim vermeden Cumhuriyet gazetesine de tepki gösteren Erdoğan, "Türkiye'de de bazı yayın organlarının oradan alıntı yaparak Hazreti Muhammed'e hakareti kendi köşelerine, kendi başlıklarına çekti.

Sen hangi ülkedesin ya... Yeri geldiği zaman, 'Bu ülkenin yüzde 99'u Müslüman' diyorsun. Sadece Müslümanların değil, kimsenin kutsalına bu şekilde hakaret edemezsin, saygısızlık edemezsin.

Müslümanların, Peygamberleri konusundaki hassasiyeti hiçbir izaha gerek olmayacak şekilde açıkça ortadayken ısrarla bunun üzerine gidilmesi kesinlikle düşünce hürriyetiyle ilgili değildir. Saldırı sonrasında ortaya konan tutum, yine birtakım karikatürlerin milyonlarca basılıp dağıtılması da aynı şekilde düşünce hürriyetiyle ilgili değildir. Burada çok tehlikeli bir oyun oynanıyor. Bunu bir defa görmemiz lazım.

Avrupa, geçmişte benzer yanlışları sebebiyle iki dünya savaşı yaşanmasına, 10 milyonlarca insanın ölümüne yol açmıştı. Tarihten ders almayanların bu defa da İslam'ı hedefe koymak suretiyle bir medeniyetler çatışması, hatta medeniyetler savaşı çıkartmaya çalıştıklarından ben doğrusu endişe ediyorum. İnsanlığın bu büyük yanlışa düşmeyeceğine inanıyorum."

Sayfa Yükleniyor...