Erdoğan: Pazarlık yapan partimden gider

MHP lideri Devlet Bahçeli’nin Abdullah Öcalan’la pazarlık yapıldığı iddialarına tepki gösteren Başbakan Erdoğan, “Kiminle görüşme yaptığımı ispatlamazsan namertsin. Pazarlık yapanı partimde yaşatmam" dedi.

Erdoğan: Pazarlık yapan partimden gider

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, partisince Sincan'da düzenlenen mitingde halka hitap etti.

Erdoğan, konuşmasında CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ve MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'yi sert sözlerle eleştirdi.

Başbakan Erdoğan, kısaca şunları söyledi:

“Sayın Kılıçdaroğlu, Tunceli'de ne dedi? Genel af... Ama geldi Kayseri'ye ne dedi? 'Ben öyle demek istemedim, böyle demek istedim'. Yani 24 saatte ne oldu? Ama bunlar hep böyle, akşam başka konuşurlar, sabah başka konuşurlar.

Soruyorum, herhangi birimizin babası, kardeşi, evladı öldürülse devlet kalksa bunu bizim müsaademiz, iznimiz olmadan affetse buna 'evet' der misiniz? İşte gerçek hayır budur.

Ve parlamentoda yüzde 60, yüzde 64 şu anda oy çokluğuna sahip olan AK Parti Grubu, böyle bir genel af talebinde orada gıdım vermez, gıdım... Asla, asla...

Sayın Kılıçdaroğlu yanlış kapı çaldın. Tunceli'de bunu söyleyerek 'oralardan oy toplarım' diye rüşveti kelam ettin. Kimse yutmaz bunu. Siz rüşvet vermeye alışmışsınız. Biz rüşvet vermeye alışmadık.

Bu Anayasa değişikliği ile ilgili ne diyeceksin onu söyle, anamuhalefet lideri onu söyle. Şu 26 madde içinde neye hayır diyorsun onu söyle. MHP'nin Genel Başkanı sen hangisine 'hayır' diyorsun onu söyle. Hayır diyebileceği bir madde yok ki. Bunu dese kendisiyle çelişecek. Bu paket bir özgürlükler paketi. Çünkü Anayasa Mahkemesi'nin değişimi bir çok şeylerin önünü açıyor. HSYK'nın değişimi bir çok şeylerin önünü açıyor. Artık telefonla, 'filancayı filanca yere atıyalım mı' deme süreci bitiyor. Bunlar okuyorsunuz değil mi gazetelerde? Dedelerden talimat alarak atamalar yapma dönemi bitiyor. Sıkıntı burada.

Dün bana Konya'da bir yaşlı teyze Türk Bayrağı'nı bir Hayat Mecmuası hediye etti. 6-7 yaşındaydım; babam, o zaman ki Hayat Mecmuası'ndaki merhum Menderes'in idam sehpasına yürürken o beyaz gömleği içindeki resmini bana göstermişti. Şimdi de o teyze bana o Hayat Mecmuasını getirdi ve duygulandım, 50 yıl geriye gittim. Ve o anı hatırladım. Şimdi, Menderesin suçu neydi? Bu ülkeye hizmet. Peki idam kararını verirken ne demişti, ismini vermeyeceğim o hakimin, çünkü benim milletim o hakimi unuttu hatırlamıyor bile. Niye? Bu tür insanlar hatırlanmaz. Bunlar unutulur. Ne dedi? 'Beni buraya getiren irade böyle istediği için bu kararı verdim' dedi. Neydi onu oraya getiren irade? Darbeydi. Bir ülkenin başbakanı, iki tane arkadaşı bu şekilde idam ediliyor. Aslında 15 kişi idama mahkum oldu da Konsey 12'sini bıraktı, müebbete mahkum etti. 3 tanesini idama mahkum etti. Biz şimdi işte bunun hesabını soruyoruz. 12 Eylül 2010'da. Bu yahu bu.. Bunun için çok çalışmamız gerekmez mi? Ben Allah'tan rahmet diliyorum onlara ama inanıyorum ki onu yapanlar da onun hesabını ebedi dünyada verecekler.

Şimdi anamuhalefet partisinin lideri çıkmış yerine göre ne diyor? 'Başörtüsü sorununu ben çözerim' diyor. CHP ne yaptı? Yanına DSP'yi alarak bunu Anayasa Mahkemesine götürdüler. Ve Anayasa Mahkemesine götüren imzaların içerisinde Sayın Kılıçdaroğlu senin imzan yok muydu? Sende zerre kadar ilke olsa, dürüst olsan derdin ki 'bu bir özgürlük mücadelesidir, eğitim özgürlüğüdür, inanç özgürlüğüdür, ben buna imza koyamam' derdin.Böyle Van'da başka, İstanbul'da, Ankara'da, Tunceli'de başka, siyasette böyle liderlik olmaz.

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Öcalan'ı idamdan kurtaranların içindesin. Sen, üç taneden birisin. Onda senin imzan var. Asıl sözü veren sizsiniz. İmzayı çaktınız, idamdan kurtardınız.

Merhum Ecevit, 'AİHM'e verilen sözler, şunlar bunlar nedeniyle idam edemeyeceğiz' dedi. Arkasından medya geldi ve Sayın Bahçeli'ye soruyor ve 'ne düşünüyorsunuz?' diyor. Sayın Bahçeli'nin verdiği cevap çok enteresandır. Diyor ki 'Sayın Başbakan gerekli açıklamayı yaptı. Benim, söyleyecek hiç bir şeyim yok'. Bu sözler Sayın Bahçeli, busun. İşin gerçeği de bu kardeşlerim.

Bize gelince Sayın Bahçeli eğer dürüstsen... Bak, mecburum bunu söylemeye. Eğer mertse o zaman ben kiminle görüşme yaptım, kime söz verdim? İddia sahibi, iddiasını ispatla mükelleftir. Çık, bunu açıkla. Bugünden tezi yok, bu işi sallama, 12 Eylülü bekleme, hemen açıkla. Açıklamazsan namertsin, bu kadar açık söylüyorum. Çünkü, bizim kitabımızda aldatmak yok. Dürüstsen, samimiysen, çık bunu açıkla.

Eğer Tayyip Erdoğan, arkadaşları, terör örgütüyle böyle bir pazarlık yapmışsa, çık bunu açıkla. Eğer arkadaşlarımın içinde böyle bir pazarlık yapmış olan varsa -ki asla bugüne kadar böyle bir şey olmamıştır, çünkü, bana gelen, bana ulaşan, benim bilgim dahilinde böyle bir şey yoktur- partimde bir saniye yaşatmam. Ama bunu ispat etmek sana aittir.”

Sayfa Yükleniyor...