Erdoğan: Risk aldık ve gereğini yapacağız

Başbakan Erdoğan, Kürt sorununa çözüm için gündeme gelen ‘demokratik açılım’ projesiyle ilgili, bedeli ne olursa olsun geri adım atmayacaklarını söyledi.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, NATO Genel Sekreteri Anders Fogh Rasmussen ile Ankara Rixos Oteli'ndeki iftarda bir araya geldi.

Burada 'demokratik açılım'la ilgili konuşan Erdoğan, "Siyaset risktir. Partimiz oy kaybedebilir" dedi.

Konuyla ilgili söyleyecek sözü olan herkesten sürece destek vermelerini isteyen Erdoğan, “Bedeli ne olursa olsun biz bu süreçten geri adım atmayacağız. Partimiz oy kaybedebilir; siyaset risktir, ekonomi risktir, daha ileri gidiyorum yaşam risktir. Biz bu riski üslenerek yola çıktık ve gereğini yapacağız” dedi.

Çağrıda bulunan Başbakan, “Bütün sivil toplum örgütlerinin, bütün siyasi partilerin, bütün akademisyenlerin, tüm yazılı ve görsel medyanın, ‘benim de söyleyecek bir şeylerim var’ diyen herkesin, tüm iş dünyasının hep birlikte bu sürece bir Başbakan olarak katkı vermesini istiyorum” şeklinde konuştu.




Erdoğan, Rasmussen ile ikili görüşmesinde de ''değerli dostum'' dediği Rasmussen'e ''Terör konusunda desteğinize, yardımınıza ihtiyacımız var'' dediğini aktardı.

Rasmussen'in, direkt NATO Genel Sekreteri olmadığını, Danimarka'da 3 kez seçim kazanarak başbakanlık yaptığını anımsatan Erdoğan, Rasmussen ile Avrupa Birliğini (AB) ve ülkelerini de iyi tanıyan bir genel sekreter olması nedeniyle teröre yönelik NATO'da beraber yapacakları çok şey bulunduğunu belirtti.

Erdoğan, ''Onun için kendilerinden ayrıca bu konuda desteklerini, yardımlarını istedim ve kendileri de sağ olsun, bu konuda 'ellerinden gelen desteği vereceklerini' söylediler. Yeni süreçte teröre yönelik uluslararası yaklaşımların da tartışmaya açılmasını, terör örgütüne karşı destekleyici ya da tarafsız kalan ülkelerin kendilerini ciddi şekilde sorgulayarak bu tavırlarını değiştirmelerini hasseten arzu ediyoruz. Barış, huzur, güven ve istikrar içinde büyüyen bir , kendisi, bölgesi için olduğu kadar Avrupa için de önemli bir refah ve barış aktörü olacaktır.

, her ne pahasına olursa olsun, bedeli her ne olursa olsun, terörle ve teröre istismar zemini hazırlayan sorunlarla mücadelesini kararlılık içinde sürdürecek, barış, huzur, güven ortamını bir an önce tam anlamıyla tesis edecektir. Bu sürece uluslararası ölçekte katkı verilmesi bizi memnun edeceği gibi orta ve uzun vadede bölgesel refah ve istikrarın oluşumuna da katkı sağlayacaktır'' şeklinde konuştu.




Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, NATO Genel Sekreteri Anders Fogh Rasmussen'e, yeni görevinde başarılı olması için Türkiye'nin elinden gelen desteği vereceğini, çabayı göstereceğini söyledi.

Çankaya Köşkü'nde basına kapalı gerçekleşen kabulde Cumhurbaşkanı Gül, NATO Genel Sekreteri Rasmussen'e yeni görevinde başarılar diledi.

Gül, Rasmussen'e başarılı olması için Türkiye'nin elinden gelen desteği vereceğini, çabayı göstereceğini söyledi.

Türkiye'nin, NATO'nun yeni stratejik konseptini çok önemli bulduğunu belirten Gül, teşkilatın yeni tehditlere karşı hazırlıklı ve güçlü olmasının gereğini vurguladı.

Cumhurbaşkanı Gül, Türkiye'nin NATO Daimi Temsilciliği görevinde de bulunan emekli büyükelçi Ümit Pamir'in, NATO'nun yeni stratejik planının yazımı için görevlendirdiği 12 kişilik akil adamlar (nitelikli uzmanlar) grubuna dahil edilmesinden duyduğu memnuniyeti de Rasmussen'e ileterek, Pamir'in çalışmalara büyük katkı sağlayacağına olan inancını dile getirdi.

Kabulde gündeme gelen konulardan biri de Afganistan-Pakistan ilişkileri oldu.

Türkiye'nin Afganistan ve Pakistan ile tarihten gelen özel ilişkileri olduğunu hatırlatan Cumhurbaşkanı Gül, bu konuda Türkiye'nin bugüne kadar büyük çaba gösterdiğinin, çabanın bundan sonra da süreceğinin altını çizdi.

NATO-AB ilişkilerine de değinen Cumhurbaşkanı Gül, ortak güvenlik ve savunma politikası alanındaki işbirliğinden Türkiye'nin de memnuniyet duyacağını ancak bu çerçevede ''birinin diğerine feda edilmemesi ve yapının samimi temeller üzerine kurulması gerektiğini'' vurguladı.

NATO Genel Sekreteri Rasmussen de Türkiye'nin NATO için çok önemli ve elzem bir müttefik olduğunun altını çizerek, özellikle Orta Doğu ve Orta Asya bakımından Türkiye'nin rolüne değindi.

Sayfa Yükleniyor...