Erdoğan: Sen o kapının bekçisi misin?

Başbakan Erdoğan, “Alevilerden sana hayır yok, başka kapıya” diyen CHP lideri Deniz Baykal’a yanıt verdi. “Sen o kapının bekçisi misin?” diye soran Erdoğan, Baykal’ın Alevileri partisinden uzaklaştırdığını savundu.

Erdoğan: Sen o kapının bekçisi misin?

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti Grup Toplantısı’nda yaptığı konuşmada muhalefete yüklendi.

Başbakan Erdoğan, özetle şöyle konuştu:

"Kimse bizimle vatanperverlik yarışına giremez. Bunlar öyle bir vatanperverlik icat etmişler ki her şey soyut, lafta. Vatanseveriz diyorlar, icraatları yok. Bu vatan toprakları üzerinde bir tek dikili ağaçları, eserleri, hizmetleri yok. Kuru hamasetle milleti kandırmaya çalışıyorlar. Slogan milliyetçiliği yapıyorlar. Vatanın sizin çığırtkanlıklarınıza, nutuklarınıza, hamasetinize ihtiyacı yok.

Tembel muhalefetten, çapsız muhalefetten, kifayetsiz muhalefetten, vizyonsuz muhalefetten hiç bir ülkeye fayda gelmez, bu bir gerçektir. 'Türk milliyetçisiyim' diyenler iktidara geldiklerinde Türk lirasının, 'nin itibarı için ne yapmışlar? Akşam yatmışlar bir sıfır, sabah kalkmışlar bir sıfır koymuşlar.

Kendilerine 'cumhuriyetçiğiz diyenler' iktidara geldiklerinde, cumhuriyetin kazanımlarına bir yenisini eklemişler mi? Bir tek eser kazandırmışlar mı? Sorarsan, 'Biz koalisyondaydık.' Sen zaten koalisyondan kurtulamayacaksın ki... Ancak girebilirsin, koalisyonla, kenarından, köşesinden.... Bu millet size tek başına iktidar vermez. Niye? Güvenmiyor da onun için.

Bizi bu ülkeyi bölmekle suçlayan zevat, Sivas'ın ötesine gitmeye, siyaset yapmaya çekiniyor. Soruyorum; bundan daha büyük bölücülük olur mu? Niye çekiniyorsun, niye gitmiyorsun? Oraya gitmek için pasaporta gerek yok ki... Dış politika yapmıyorsun ki... Niye gidip oradaki vatandaşınla kucaklaşmıyorsun? Bölge ve zümre siyaseti güderek, hizipçilik, kafatasçılık yaparak bu milleti birbirine düşman kılamazsınız, kılamayacaksınız.

Büyük dedem 1915'te Sarıkamış'ta Allahuekber Dağlarında gözyaşları donarak şehit oldu. İşte onun için biz, şehitlerimizin anıldığı, İstiklal Marşımızı her okuduğumuzda gururla, onurla ama bir o kadar da yüreklerimiz sızlayarak okuyoruz.

Öyle bir kör muhalefet yapıyorlar ki 'AK Parti'ye muhalefet edeceğim' diye bu ülkenin tarihine, kaderine muhalefet ediyorlar. Annelerin evlat acılarına, parçalanmış, yaralanmış  yerlere tuz basıyorlar. Yürüklerdeki yangını körüklüyorlar.

Dersim için söylenen sözler nedeniyle bütün ülke infiale kapılıyor, kendi partisindeki insanlar hayrete düşüyorlar, 'bu sözler gerçek olamaz' diyorlar. Ama sözlerin sahibi çıkıyor, pişkinlikle, 'evet, yanlış anlamadınız.  Dersim'de analar ağlamıştır, bugün de anaların ağlamasında bir sakınca yoktur' diyor. Bunları göğsünü gere gere söylüyor. Şecaat arz edeyim derken, sirkatin söylüyor. Anamuhalefet lideri de kendi genel başkan yardımcısının sözleri karşısında şaşkına dönmüş, ne yapacağını bilmez halde, yine pervasızca AK Parti'ye saldırıyor. Tepkileri savuşturmaya, maniple etmeye çalışıyor.

Ne söylediğini bilmez halde 'Alevilerden sana hayır yok, başka kapıya' diyor. Sayın Baykal; sen o kapının bekçisi misin? Yıllar önce Alevilere, CHP'nin kapısını kapatan sen değil miydin? CHP İstanbul İl Kongresinde, il başkanlığına desteklediğiniz, benim hemşehrimdir, Ahmet Güryüz Ketenci'yi seçtirince sevinç ve coşkuyla basına, 'İşte İstanbul İl Başkanlığına seçtiğimiz arkadaşımız; hem Türk, hem Sünnidir, Alevi değil' diye mutlulukla verdiğiniz beyanat unutulmadı, bunlar hep kayıtlarda var Sayın Baykal. Bir beyanatınızla hem Kürt kökenli, hem Alevi vatandaşları dışladınız. CHP'deki ikinci döneminizde bu unsurların temsilcilerini partinizden ihraç etmediniz mi, uzaklaştırmadınız mı, istifaya zorlamadınız mı? Bunları inkar etseniz bile, bunlar kayıtlara geçti. Sizin ne kadar hizipçi olduğunuz dillere destandır, iyi tanınırsınız, iyi bilinirsiniz.

Alevi kardeşlerimiz sizin arka bahçeniz değildir. Olmayacaktır da... Siyasi iradelerine sizin ipotek koyma hakkınız ve yetkiniz yoktur, olamaz. Siz, bölge partisi, siz hizip partisi oldukça, siz zümre partisi oldukça, insanları dinlerine, etnik kökenlerine, mezheplerine ve meşreplerine göre ayırmaya devam ettikçe, Türkiye'de hiçbir sosyal kesime hitap edemeyeceksiniz. Siz tarihinizle, milletinizle barışmadıkça bu halk sizi siyasetin dışına atacaktır, atıyor da.

Eğer Alevi vatandaşlarımın meselelerini önemsiyorsanız, bu konuda samimiyseniz,  gelip bu konuda AK Parti'nin başlattığı demokratik açılım sürecine destek olun. Çünkü, onun içinde Alevi çalıştayları da var.

Çalışmalar yapılıyor ve şu ana kadar çok büyük mesafeler katettik. İnşallah yakın bir zamanda çalıştaylarımız tamamlandıkça, çok daha büyük bir yol katetmiş olacağız. Ama anlaşılıyor ki ne CHP ne MHP bu konudaki çalışmaları dikkatle takip ediyorlar."

Sayfa Yükleniyor...