Erdoğan: Seni 28 Şubatçılar göreve getirdi

“28 Şubat mağduruyum” diyen CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’na tepki gösteren Başbakan Erdoğan, “Sen 28 Şubatçılar tarafından yeniden göreve atanan bir bürokratsın” dedi.

Erdoğan: Seni 28 Şubatçılar göreve getirdi

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, partisinin Meclis Grup Toplantısı'nda konuşma yaptı.

Suriye’deki ateşkes durumunu takip ettiklerini belirten Başbakan Erdoğan, iki Türk gazetecinin serbest bırakılmasını istedi.

Erdoğan, şöyle konuştu:

“Suriye’den gelen son haberler ateşkesle ilgili temkinli duruşumuzu haklı çıkarıyor. Sivil halka ve göstericilere yönelik saldırılar devam ediyor. Annan Planı’nın yerinde denetlenmesi için yaklaşık 200 kişilik gözlemci heyeti Suriye’ye gidecek.

Gözlemcilerin göreve başlaması, Annan Planı’nın uygulanıp uygulamadığını gözlemlemeleri gerekiyor. Serbest dolaşım hakkı sağlanmalıdır. İki Türk gazeteci adeta esir durumundadır. Halen bırakılmadılar. Suriye yönetimi bir kere buna yanıt vermesi gerekir.”

İstanbul’da yapılan nükleer müzakerelere de değinen Erdoğan, “İran ile batılı ülkelere arasında diplomatik bağın kurulması olumlu bir gelişmedir” dedi.

'YÜKSEK HIZLI TRENE HİÇ BİNDİN Mİ?'
Muhalefetin yapılan hizmetleri görmediğini ifade eden Erdoğan, şu ifadeleri kullandı:

“Bizde makam hırsı, havalarda uçuşan sandalyeler, hakaretler değil; kardeşlik, tevazu hakim. Siyaset bizim için ülkeye hizmetin aracıdır. Kendi il belediyelerinde birbirini yolsuzlukla itam edenler bunu perdelemek için bize çamur atıyorlar. Kayseri’de mahkemenin kararı ortadır. Fatih Projesi’nde kaliteli bir eğitim görüyoruz. Son derece modern bir eğitim sistemi görüyoruz. Onlar para ve rant görüyor. Gözlerini rant hırsı bürümüş. Yolsuzluk görmek istiyorlarsa kendi partilerine, aynaya bakmalarını tavsiye ediyorum.

Sağlıkta Cumhuriyet tarihinde görülmemiş bir devrim gerçekleştirdik. Eksiklikleri gidermemiz gerektiğinin bilincindeyim. Paletli ambulanslar, helikopter ambulanslar sayesinde dağ köylerinden hastalarımızı alabiliyoruz. Adalet sarayları dudak uçuklatıyor.

Eğer yolsuzlukların olduğu iktidar olsa, bunların hangisini yapılabilirdi? Sen hayatında hiç yüksek hızlı trene bindin mi? Bu herhalde eşantiyondan olmadı. Bunlar bu iktidarla oldu. İşte Ankara-Eskişehir bitti, şimdi Eskişehir-İstanbul yapılıyor. Ankara-Konya bitti. Tavsiye ediyorum, kullan rahat edersin. Şu anda Ankara-Sivas aynı şekilde yapılıyor. Şimdi bütün bunları yok mu farzedeceksin. 2013, bak boğazın altında dip derinliği de bayağı derin, orada raylı sistem tüp geçit yapılıyor. Girme boğulursun, çok dikkat et.

ATATÜRK'ÜN TELGRAFLARINI OKUDU
Konuşmasında Mustafa Kemal Atatürk’ün gönderdiği Meclis'le ilgili telgrafları da okuyan Erdoğan, Anlamayanlar için, anlamak istemeyenler için şu bölümü bir kez daha tekrar etmek istiyorum: 'Bu tarihten, yani 23 Nisan 1920'den sonra, bütün sivil ve askeri makamların ve bütün milletin başvuracağı en yüce merci, Büyük Millet Meclisi olacaktır. Yani darbeler değil, milletin iradesi olacaktır. Büyük Millet Meclisi, 23 Nisan 1920'de işte böyle bir ruh, böyle bir heyecan ve böyle bir iman üzerine tesis edilmiştir'' dedi.

'O TALİMATLARLA HAPSE GİRDİM'
28 Şubat soruşturması konusunda da değerlendirmelerde bulunan Erdoğan, kendisinin de o dönemdeki talimatlarla cezaevine gönderildiğini söyledi.

Erdoğan, şöyle konuştu:

"Hiç bir güç, kurum, makam TBMM'nin ve millet iradesinin üzerinde değildir. TBMM'yi ve millet iradesini çiğnemek veya küçümsemek hiç kimsenin hakkı ve haddi değildir. 27 Mayıs'ta, 12 Eylül'de ve 28 Şubat'ta TBMM'yi yok sayanlar, kendi iradelerini millet iradesinin üzerinde görenler, bu ülkeye ve millete kötülüklerin en büyüğünü yapmışlardır. Bu müdahale dönemlerinde Türkiye, 7'sinden 70'ine kadar, her bir ferdiyle çok ağır faturalar ödemiş, ağır yüklerin altına girmiştir. Hiç bir müdahale Türkiye'yi ileriye götürmemiş tam tersine 10 yıllarca geriye götürmüştür. Her müdahalede Türkiye ekonomisi ağır yara almış, maalesef bedeli de yoksul halk çocukları ödemiştir.

AK Parti'nin gerçekleştirdiği cesur reformlar sayesinde, artık bu ülkede hiç kimse ama hiç kimsenin yaptığı yanlış yanına kar kalmayacaktır. 27 Mayıs müdahalesi sanık sandalyesine oturmasa bile, mahşeri vicdanda mahkum olmuş, bu aziz millet tarafından hakkında an ağır hüküm zaten verilmiştir. Aradan 30 yıl geçmiş olsa da 12 Eylül müdahalesi bugün nihayet sanık sandalyesindedir. Aradan bin yıl değil 15 yıl geçmiş olsa da 28 Şubat bugün sanık sandalyesindedir.

28 Şubat’ta önce milletim zarar gördü. Ben cezaaevine o talimatlarla girdim. Aksi takdirde Talim Terbiye Kurulu'nun bir şiirinden dolayı kalkıp da belediye başkanı hapse atılır mı? Bu oralardan gelen talimatla oldu. Nereye kadar bu işin ucu dayanır, bunu zaman gösterecek.

Ben cezaevine o talimatlarla girdim. Talim Terbiye Kurulu’nun şiirinden dolayı bir belediye başkanı hapse atılır mı? Bu oralardan gelen talimatla oldu. Türkiye’de bugün demokrasi, hukuk güç kazanmıştır.

'SABRIN SELAMETE ERDİĞİ GÜN'
Defalarca yumruklarımızı sıkardık, dudaklarımızı ısırırdık. Hep 'ya sabır' derdik. Allah mazlumun yanındadır, alma mazlumun ahını çıkar aheste aheste. Biliyorduk ki Türkiye genelinde gerek şahsım gerek arkadaşlarım gibi, niceleri dişlerini, yumruklarını sıktı, bağırlarına taş bastı ama büyük dirayet ve metanetle sabrettiler. Kamudaki memur kardeşim, belediye başkanları, başörtülü kızlar, yoksul Anadolu çocukları, Anadolu'nun işadamları, sanayicileri sabretti; çünkü hepsi güçlenmişti. Aydınlar, yazarlar, düşünürler, kanaat önderleri de sabretti. İnançlarımıza hakaret eden, tahrik senaryolarında başrol oynayan, emirle manşet atan, yazı yazan, her gün ekranlarından milletin üzerine pislik boca eden o bazı yayınlara metanetle sabrettiler.

Brifinglerde ayakta 10 dakika alkış tutan, hakkımızda jet hızıyla kararlar veren o yargı sistemine karşı dirayetle sabrettik. Sivil toplum örgütü adı altında topuk selamı veren ikiyüzlüler karşısında da sabrettik. Milletin, ülkenin kaynaklarını hortumlayanlar, yetimin hakkını yiyenler karşısında da sabrettik.

İşte bugün sabrın selamete erdiği gündür. Bugün, mazlumun ahının aheste aheste çıktığı gündür, adaletin tecelli ettiği gündür. Bağımsız yargının hiç bir baskı olmadan vazifesini yerine getirdiği gündür. Demokrasinin de milli iradenin de TBMM'nin de anlam kazandığı, güç kazandığı gündür. AK Parti Grubu'ndan Türkiye'nin gençlerine, 23 Nisan'ı kutlayacak olan yavrularımıza, çocuklarımıza sesleniyorum: Biz demokrasiye, milli iradeye nasıl sahip çıktıysak sizler de aynı şekilde onlara sahip çıkacaksınız. Biz nasıl diklenmeden dik durduysak, sizler de diklenmeyecek ama dik duracaksınız. Siz darbeye çanak ve alkış tutanları, şapkasını alıp gidenleri değil, her ne pahasına olursa olsun demokrasiyi ve milli iradeyi savunanları örnek alacaksınız.

Allah'ın izni ve milletimizin izniyle, Türkiye artık bundan sonra böyle karanlık dönemler yaşamayacaktır. Bundan sonra demokrasi asla ve asla kesintiye uğramayacak; en önemlisi de demokratik rejime, millet iradesine, millet Meclisine seçilmiş Hükümete kastedenler, bundan sonra er ya da geç sanık sandalyesine oturacaklarını bilecek ve millete kötülük yapamayacaktır.''

'İNTİKAM DUYGUSU YOK'
İntikam duygusu içinde olmadıklarını belirten Erdoğan, şöyle konuştu: “Şapkasını alıp gidenleri değil, her ne pahasına olursa olsun demokrasiyi, milli iradeyi savunanları örnek alacaksınız. Bundan sonra demokrasi kesintiye uğramayacaktır. Meclis’e kastedenler sanık sandalyesine oturacaklarını bilecekler. Biz hesaplaşma, intikam duygusu içinde değiliz.”

'SENİ 28 ŞUBATÇILAR GÖREVE GETİRDİ'
28 Şubat mağduru olduğunu söyleyen CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’na tepki gösteren Erdoğan, “Kemal Kılıçdaroğlu ‘MGK kararlarına imza atanlar içinde Cumhurbaşkanı Abdullah Gül de var’ dedi. Çamur siyaseti görmek isteyen varsa bu ifadelere baksın. Sayın Cumhurbaşkanı ‘Ben MGK’ya katılmadım, imzam yok’ dedi.

Çıkmış diyor ki 'Ben 28 Şubat'ın mağduruyum' diyor. Sen 28 Şubat'ın mağduru değil, görevinden alındığın halde, 28 Şubat'çılar tarafından yeniden görev atanan bürokratsın” diye konuştu.

'DUAYLA AYETİ KARIŞTIRIYOR'
Kemal Kılıçdaroğlu’na yönelik eleştirilerini sürdüren Erdoğan, “Sayın Kılıçdaroğlu'nu geçen hafta CHP'nin tarihini anlatacağım derken, gene boğazına kadar suya battı. Yasaklanan kitaplardaki o duaların ayet olmadığını bilmiyor. Son dönemlerde dini konulara merak saldın, şevkini kırmak istemiyorum. Sayın Kılıçdaroğlu'na tekrar tavsiye ediyorum: Bilginiz olmayan bu sularda kulaç atmayın, polemik yapmayın. İstismar kapısı aramayın. İstismar; uygulamadığın, yaşamadığın bir şeyi yaşıyormuş gibi gösterme anlayışıdı" dedi.

Sayfa Yükleniyor...