Erdoğan Yılmaz Güney'i örnek gösterdi

Başbakan Erdoğan, demokratik açılımda bugün tiyatro ve sinema dünyasının ünlüleriyle bir araya geldi. Cem Yılmaz ayaküstü yaptığı espriyle Başbakan'ı güldürdü, yönetmen Sırrı Süreyya Önder'in toplantının neşesi oldu.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, sanatçılarla yaptığı demokratik açılım toplantılarına bugün oyuncu ve yönetmenlerle devam etti.


Başbakan'ın İstanbul Dolmabahçe'deki çalışma ofisindeki kahvaltılı toplantıya tiyatro ve sinema dünyasından 77 ünlü isim davet edildi.

Kahvaltıya Yılmaz Erdoğan, Hülya Avşar, Oktay Kaynarca, Kenan Işık, Osman Sınav, Semih Kaplanoğlu, İzzet Günay, Kenan İmirzalıoğlu, Necati Şaşmaz, Cem Yılmaz, Sırrı Süreyya Önder, Şerif Gören, Şafak Sezer, Ata Demirer, Mustafa Altıoklar, Atilla Dorsay, Yeşim Ustaoğlu, Mehmet Aslantuğ, Kerem Alışık, Özcan Deniz, Ediz Hun, Mesut Uçakan, Lale Mansur, Tamer Yiğit, Hasan Kaçan, Şener Şen, Ata Türkoğlu, Tomris Giritlioğlu, Türker İnanoğlu, Metin Akpınar, Yılmaz Atadeniz, Derviş Zaim, Serdar Gökhan, Orhan Oğuz, Ümit Utku, Ali Sürmeli, Selçuk Çobanoğlu, Göksel Arsoy, Demet Akbağ, Ekrem Çatay, Semih Sergen, Cem Özer, Bülent İnal, Gülse Birsel, Erol Avcı, Can Gürzap, Güner Özkul, Meltem Cumbul, Engin Çağlar, Yılmaz Köksal, Bulut Aras, Serdar Erener, Ayşenil Çamlıoğlu, Ali Gündoğdu, Erden Kıral, Mahir İpek, İclal Aydın, Sibel Turnagöl, Şahan Gökbakar, Mehmet Ali Erbil, Mine Vargı ve Özhan Eren katıldı.

Sanatçılara, kahvaltı sırasında, kahvaltı tabağı, bal kabaklı börek, kuruvasan, poğaça, simit, kahve, çay, portakal suyu ve meyve tabağı ikram edildi.

KİMLER KATILMADI?
Toplantıya Türkan Şoray, Fatma Girik, Hülya Koçyiğit, Filiz Akın, Zeki Alasya, Müjdat Gezen, Müjde Ar ve Zuhal Olcay katılmadı.

CEM YILMAZ'DAN AYAKÜSTÜ ESPRİ
Erdoğan, sanatçılarla tek tek tokalaşarak, ''hoş geldin'' dedi.

Başbakan Erdoğan, Cem Yılmaz'ın elini sıkarken usta komedyen yine hazır cevaplılığını gösterdi ve Erdoğan ve etrafındakileri kahkahaya boğdu.

Başbakan, Cem Yılmaz'a "Senin çektiğin film sayısı kaç oldu en son?" diye sordu. Cem Yılmaz'ın "3" cevabı vermesi üzerine Erdoğan, "3 mü oldu?" diye tekrar sordu. Bunun üzerine Cem Yılmaz esrpriyi patlattı: "3 oldu, 3 yavruyu tamamladım."

GÜLSE BİRSEL'E: SİZE ÇOK GÜLERİM
Toplantıda söz alan 25 sanatçı genel olarak açılıma destek mesajları verdi.

Erdoğan, Gülse Birsel'e "Size çok gülerim" dedi, Mehmet Aslantuğ'u görünce "Çiftliği kahyaya mı bıraktın?" diye sordu.

YILMAZ ERDOĞAN: HAKKARİLİ KÜRDÜM AMA...
Toplatıda söz alan sanatçılardan Yılmaz Erdoğan, açılım sürecine destek vaadinde bulundu. Yılmaz Erdoğan, "Hakkarili Kürdüm ama iyi Türkçe konuşurum. Bu açılım normalleşmeyi getirecek. Kürtçe bir devlet kanalı yeterli değil, 'nin arzu ettiği normalleşmeye böyle gelinecek, bu süreçte elimden geleni yapacağım" dedi.

İCLAL AYDIN: HAKKIMI HELAL ETMİYORUM
Söz alan bir diğer isim İclal Aydın'dı. İclal Aydın, "'de bir şeyler değişmiş olmalıydı. Bunu konuşuyor olmamız, Aleviyim veya Kürdüm diyebilmek, bunu Başbakan'la konuşmak ailem için çok önemliydi. Bir Türkiye mucizesi yaşıyoruz. Bir anne olarak, Türkiye'de yaşayan biri olarak açılımın önünü kapatan hiç kimseye hakkımı helal etmiyorum" diye konuştu.

DEVLET BELGESEL ÇEKERSE...
Toplantının neşesiyse yönetmen Sırrı Süreyya Önder oldu. Önder, konuşmasında gazeteci Belma Akçura'nın "Devletin Kürt Filmi" kitabından alıntılar yaptı. Kitapta devletin terörle mücadeleye destek için 3 ayda yapmak istediği belgeselin akıl almaz engellerle 3 yılda bitirilebildiği sonunda da rafa kalktığı anlatılıyor.

MUSTAFA ALTIOKLAR: SİZİ DEMOKRAT BULUYORUM
Söz alan isimlerden yönetmen Mustafa Altıoklar, Başbakan Erdoğan'a "Sizinle aynı görüşleri paylaşmasak da sizi demokrat buluyorum" dedi.

ÖZCAN DENİZ: KÜRT OLDUĞUMU 8 YAŞIMDA ÖĞRENDİM
Özcan Deniz ise "Kürt olduğumu 8 yaşında dayıma kız istemeye gittiğimizde öğrendim. Mezhep, ırk ayrılığı nedir bilmezdim" şeklinde konuştu.

HÜLYA AVŞAR: HERKES ŞİMDİ KONUŞMALI
Hülya Avşar toplantıya katılmayanlara tepki gösterdi:

"Her fikrinize katılmasam da katıldıklarımı dile getiriyorum. Kahvaltıya gelmeyenler, politik tavır için gelmedilerse onların bu tavrını onaylamıyorum. Herkes şimdi konuşmalı."

HÜSEYİN ÇELİK: GÜLDÜREN İNSANLAR SÖZ ALMADI
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik, yaklaşık 4 saat süren toplantının ardından kameraların karşısına geçti.

Gazetecilerin "İçeride neler oldu" sorusuna Çelik şu yanıtı verdi:

"Davet ettiğimiz sanatçılardan yüzde 95 gibi bir katılım gerçekleşti. 25 sanatçımız söz alarak konuştu.

Sanatçılar, özellikle demokratik açılımla ilgili destek ve eleştirilerini seslendirdi. Eleştiriler genelde yöntem üzerinde yoğunlaştı. Biz onlardan aldığımız mesajları değerlendireceğiz.

25 ismin gündeme getirdiği konulardan biri de sektördeki sıkıntılardı.

Çok espri yapıldı ama bütün esprileri hatırlayacak durumda değilim. Sırrı Süreyya Önder, çok güzel espriler yaptı. 'Devlet film yapsın, senaryo yazsın, yönetmenlik yapsın' anlamına gelebilecek sözlere kendisi uzun boylu espritüel cevaplar verdi.

Bugün düşünülenin aksine çok güldüren insanlar, çok fazla söz almadı. Cem Yılmaz ve Şahan Gökbakar söz alıp bizi güldürmediler ama Yılmaz Erdoğan çok güzel tespitlerde bulundu."

SANATÇILAR NE DEDİ?
Sanatçılardan Lale Mansur, bu davete ''Çocuklar İçin Adalet Çağırıcıları'' adına katıldığını, Başbakan Erdoğan'dan bir randevu talebinin olduğunu söyledi.

Toplantıya katılan diğer sanatçıların çok farklı konulara değindiğini belirten Mansur, tatmin edici bir toplantı olduğunu, sektörel konuların da ele alındığını anlattı.

Mansur, ''Demokratik açılım''ın bir demokratikleşme projesi olduğuna inandığını ve desteklediğini belirtti.

Ediz Hun da olumlu bir görüşme olduğunu, herkesin fikirlerini açıkladığını anlattı. Din, dil ve ırk gözetmeksizin insanların birbirini kucaklaması gerektiğine inandığını dile getiren Hun, kendisi için huzurlu bir toplantı olduğunu sözlerine ekledi.

İclal Aydın da ''Elazığ'ın Karakoçan ilçesinde sol gelenekten gelen bir ailenin çocuğu olduğunu'' belirterek, babası ve dedesinin kendisi doğduktan sonra Türkçe öğrendiğini söyledi.

Bugün Türkçe konuşmasının babası ve dedesi için bir ''Türkiye mucizesi olduğunu'' vurgulayan Aydın, dedesi ile 8 yaşındaki kızı arasındaki süreçte yeterince düzenleme yapılmadığını belirterek, ''Burada olmaktan mutluyum. İyi ve aydınlık bir Türkiye için elimi taşın altına koymaya geldim'' dedi.

Kerem Alışık da Başbakan Erdoğan'ın verdiği söz söyleme fırsatını değerlendirip ''demokratik açılım'' konusundaki görüşlerini aktardığını ifade ederek, ''Başbakan'ın profesörden sanatçılara kadar herkesin fikrini alması, toplantıların içinin dolu olması ve yapılacak işlerin üzerine samimiyetle gidilmesi gerçekleşirse bu süreç başarılı olacaktır'' diye konuştu.




Toplantının başlangıcında foto muhabirleri ve kameramanların kısa süreli görüntü almalarına izin verildi.

Sanatçıların anlatılamayanı anlattığını, söze dökülemeyeni döktüğünü vurgulayan Erdoğan, Kurtlarla Dans, Malcolm X, Çingeneler Zamanı, Mississippi Yanıyor ve Çağrı filmlerinden bahsetti.

Başbakan, Türkiye'den ise Halit Refiğ'in Gurbet Kuşları, Lütfi Akad'ın Gelin, Düğün ve Diyet üçlemesi, Metin Erksan'ın Susuz Yaz ve Yılanların Öcü filmleri ile Metin Akpınar ve Zeki Alasya'nın "Yasaklar" oyununu örnek verdi.

Erdoğan'ın örnek verdiği filmler arasında Yılmaz Güney'in Arkadaş ve Umut filmleri de vardı. Başbakan, "Yoksulluğun, yasakların ve törelerin hüküm sürdüğü bir ortamda Yılmaz Güney Arkadaş ve Umut filmleriyle dilsiz ve çaresizlerin sesi, umudu olmuştur" dedi.

EĞER YILMAZ GÜNEY DİNLENSEYDİ...
Erdoğan şöyle devam etti:

"Ortada bir sorun varsa, o sorunun görmezden gelinmesi veya üzerinin örtülmesi o sorunu ortadan kaldırmaya yetmiyor. Tam tersine o sorunla cesaretle yüzleşmediğiniz takdirde, sorun daha da büyüyor. Kangren haline geliyor.

Eğer bu ülkenin otoriteleri, Yılmaz Güney'in filmlerine kulak vermiş olsalardı, inanın Türkiye bugün çok farklı bir yerde olabilirdi. Şerif Gören üstadın Endişe veya Yol filmine farklı bir gözle bakılsaydı, Yavuz Turgul'un Eşkıya veya Muhsin Bey filmleri kahkahanın ötesinde zamanın otoritelerini de düşünmeye sevk etseydi, Mesut Uçakan'ın Kelebekler Sonsuza Uçar filmi samimiyetle izlenseydi Türkiye bugün başka bir yer olurdu."

AĞIR ROMAN VE BEYNELMİLEL
Erdoğan, geçtiğimiz hafta yapılan Roman açılımına da Türkiye'den iki filmle gönderme yaptı:

"Mustafa Altıoklar'ın Ağır Roman'da anlattığı Romanların ve Sırrı Süreyya Önder'in Beynelmilel filminde anlattığı gevendelerin dertlerini oturduk arkadaşlarla konuştuk. Kendimize dert edindik."

Başbakan, "Vizontele, Güneşe Yolculuk, Masumiyet, Güneşi Gördüm, Işıklar Sönmesin, İki Dil Bir Bavul gibi filmlerin anlattığı çelişkileri, yoksulluğu, dramları ve dışlanmışlığı, istiyoruz ki en aza indirebilmek için bu yola koyulalım. Derviş Zaim'in filminde anlattığı gibi 'Filler tepişirken, çimenler ezilmesin' dedik. Sevgili Cem Yılmaz Vizontele'de 'Zeki Müren de bizi görecek mi?' diye soruyor ya, Zeki Müren'i bilemem ama biz hükümet olarak olup biteni görüyoruz. Çözmek için de samimi bir gayretin içerisindeyiz."

SALKIM HANIMIN TANELERİ VE GÜZ SANCISI'NA MÜTEŞEKKİRİM
Başbakan'ın gündeminde 6-7 Eylül olayları ve Varlık Vergisi de vardı:

"Azınlıklarla ilgili sıkıntılar hiçbir zaman ciddiyetle ele alınmadı, hep hasıraltı edildi. Burada sayın Tomris Giritlioğlu'na Salkım Hanımın Taneleri ve Güz Sancısı filmlerinden dolayı ayrıca şükranlarımı sunuyorum. Tomris Hanım'ın cesaretle dile getirdiği, adeta 'Kral Çıplak' dediği bu meseleye şimdiye kadar hiçbir başkanın sahip çıkmadığı kadar sahip çıkmaya gayret ettim. Devletin bin yıldır birlikte yaşadığımız azınlıklara hoyratça davrandığını ifade ettim. 6-7 Eylül olaylarının yakın tarihimizin omuzlarımıza yüklediği ağır bir yük olduğunu ilk kez ben ifade ettim."

FATURAYI ERMENİLERE KESMEDİK
Erdoğan, son günlerde çokça eleştirilen "100 bin kaçak Ermeni'yi göndeririz" sözlerine de bir kez daha açıklık getirdi:

"Geçen hafta Londra'da yaptığım açıklama asla Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olan Ermenilere yönelik değildi. Ama bugün Amerika'dan tutun, batı ülkelerine varıncaya kadar hukuk noktasında kaçak olarak yaşayanlara karşı o ülkenin tavrı her yerde farklıdır. Bizim bu insanlara yönelik insani yaklaşımımıza dünden bugüne ayrı bir değerlendirme, hoşgörülü yaklaşımımıza bütün dünyanın dikkatini çekmeye yönelik bir açıklamadır. Bütün dünyada hiç ilgisi olan veya olmayan ülkelerin kalkıp Türkiye aleyhinde bu türlü kampanyayı sürdürmeleri karşısında bizim de siyasi otorite olarak takınmamız gereken bir tavır vardır.

Parlamentolarında bu mesnetsiz kararları alanlar, bizim olaya nasıl insani bir perspektiften baktığımızı görsünler, bilmedikleri konularda ulu orta kararlar almasınlar, bir kere daha komşularımızla aramıza girmesinler diyorum.

Biz vatandaşlarımızdan veya göçmenlerden, mültecilerden bahsetmiyoruz. Biz buna rağmen bugüne kadar meseleyi iyi niyetle ele aldık. Mağdur, muhtaç insanlara hoş görü gösterdik, gösteriyoruz, göstereceğiz. Biz her türlü iyi  niyeti gösterirken, birilerinin Türkiye'nin, Türk insanının onurunu zedeleyecek yaklaşımlar içine girmesine ise sessiz kalamayız. Bugüne kadar, diasporanın ve onları kullananların yanlışlarının faturasını hiçbir zaman Ermenistan halkına ve Ermenilere kesmedik. Bizim bu iyi niyetimizin, ilkeli tutumumuzun ve insani yaklaşımımızın doğru okunması, yanlış noktalara çekilmemesi gerekiyor. Fakat bizim anlamadığımız şudur, Ermenistan başta olmak üzere ülkemizdeki bazı, bir kısım köşe yazarları, diasporaya karşı bu mücadeleyi vermezse, bize karşı böyle bir tavrın içine girmelerini anlamak mümkün değil.''

BİZZAT PUTİN'DEN DİNLEDİM
Ermeni diasporasının, hiçbir zaman Ermenistan'a yönelik olumlu bir tavrın içinde olmadığını belirten Başbakan Erdoğan, şöyle konuştu:

''Ermenistan'a karşı bunlar parasal yönden çok güçlüler. Ama Ermenistan'a yönelik bir destekleri söz konusu değildir. Ermenistan, sefalet içindedir ve bugün Ermenistan halkı, Rusya'ya, bize, çevre ülkelere kaçmaktadır, göç  etmektedir. Çünkü Ermenistan'da yaşam koşulları ciddi manada bitmiştir. Bunu ben bizzat Sayın Putin'in kendisinden dinledim. Her yıl 200 ila 300 civarında adeta göç oluyor ülkelerine. Kendilerinin verdiği mali destekleri de bana anlattı. Böyle bir durum söz konusu. Benim bu açıklamalarımın tehcir gibi asla kabul etmeyeceğimiz kavramlarla yan yana kullanılmasını ben kullananlar adına bir talihsizlik olarak görüyorum.

Burada şu gerçeği de söylemek durumundayız, sevgili Nubar Terziyan ile sevgili Kenan Pars'ın aziz hatıralarına hürmeten bu hususu burada bir kez daha açıklığa kavuşturmak isterim. Her türlü riski göze alarak 'Milli Birlik ve Kardeşlik Süreci'ni başlatmış bir hükümetin, kendi vatandaşlarından bir kısmına farklı muamele etmesi, farklı yaklaşması düşünülemez bile. Özellikle kaçak işçilerin konumu ve bunların da dünden bugüne böyle bir adımı atacağız anlamında söylediğim bir şey olmadığı halde buralara çekilmesi bu açıklamayı yapmamı gerektirdi.''

SİZİ YÖNLENDİRME AMACI TAŞIMIYORUM
Recep Tayyip Erdoğan, sanatçılarla yaptıkları bu toplantıların, asla ve asla bir yönlendirme amacı taşımadığını vurgulayarak, ''Herhangi bir yönlendirmeye sizlerin de prim vermeyeceğinizi biliyorum'' dedi.

Erdoğan ''Bizler sizin ortaya koyduğunuz sorunları görerek, sizin eserlerinizden yola çıkarak, sizden güç ve ilham alarak bu yola çıktık. Dolayısıyla, sizin sözleriniz, tavsiyeleriniz, eleştirileriniz bizim için hayati derecede önem arzediyor'' diye konuştu.

BİR SONRAKİ TOPLANTI YAZARLARLA
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik, bir sonraki açılımın yazarlarla olacağını açıkladı. Başbakan Erdoğan, Nisan ayında çoğunluğu edebiyatçılardan oluşan yazarlarla bir araya gelecek.

Toplantıya bazı köşe yazarları da çağrılacak.

Mayıs ayında ise spor dünyasından isimlerle yeni bir toplantı gerçekleşecek.

Toplantıda, İçişleri Bakanı Beşir Atalay, Milli Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu, Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik de hazır bulundu.

Erdoğan, demokratik açılımı konuşmak üzere geçen ay da şarkıcılarla biraraya gelmişti.

Sayfa Yükleniyor...