Muğla'da, (FETÖ darbe teşebbüsü sırasında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a yönelik suikast girişimi ve 2 polisin şehit edildiği saldırıya ilişkin 3'ü firari, 44'ü tutuklu 47 sanığın yargılandığı davanın üçüncü duruşmasına devam ediliyor.
Davayı takip eden NTV Muhabiri Merih Ak'ın aktardığı bilgiye göre, sabah saatlerinde toplanan mahkeme, sanıkların "adli tıp, balistik, kriminal bilirkişilerin yenilenmesi, uluslararası bağımsız bilirkişilerin atanması, yeni tanık ve bazı tanıkların yeniden dinlenmesi, soruşturmanın genişletilmesi" gibi taleplerini karara bağladı.
Alınan ara kararı açıklayan Mahkeme Başkanı Emirşah Baştoğ, oy birliğiyle tüm bu taleplerin reddine karar verildiğini söyledi.
Baştoğ, çatışmada aracının zarar gördüğünü belirten Fevzi Önen'in davaya müşteki olarak katılmasının kabul edildiğini, Memur-Sen'in ise katılma talebinin reddine karar verildiğini kaydetti.
Esase ilişkin beyanların alınmasından önce Mahkeme Başkanı bir uyarıda bulundu. Yaklaşık 4 gündür sanık ve avukatlarının hiçbir olay olmadan iddialarını ortaya koyduğunu söyleyen Baştoğ, "Artık katılan tarafların ifadesine başlıyorum. Muhtemelen katılan taraflar suçlamalarda bulunacak. Aynı olgunluğu sanıkların da göstermesini istiyorum" dedi.
"SÖZ HAKKI BİZDE"
Ara kararın ardından müşteki avukatları esas hakkında beyanlarını sunmaya başladı. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın avukatı Hüseyin Aydın, Muğla 2. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen duruşmaya verilen arada gazetecilere yaptığı açıklamada, aylardır süren duruşmalarda söz hakkının kendilerine geldiğini söyledi.
"ALOKOYMA DEĞİL SUİKAST"
Duruşmada söylemek istedikleri birçok şeyi usul kuralları gereği ayrıntılı aktarma imkanlarının olmadığını belirten Aydın, sanıkların bütün savunmalarında ortak bazı hususlar yer aldığına dikkati çekti.
Sanıkların, Cumhurbaşkanına suikast suçu açısından kasıtlarının suikast iradesi değil, alıkoyma iradesi olduğu yönünde beyanları bulunduğuna işaret eden Aydın, şöyle devam etti:
"Biz buradaki iradenin alıkoyma iradesi değil, suikast iradesi olduğunu dosyadaki delillerle ve hukuki gerekçelerle izah ettik. Yine bir kısım sanıkların özellikle alt rütbedeki sanıkların verilen emir doğrultusunda olay mahalline geldiklerini, eyleme iştirak ettiklerini, kendilerine herhangi bir hukuki sorumluluk, cezai sorumluluk yöneltilemeyeceği yönünde savunmaları vardı. Biz de bunun hukuki dayanaktan yoksun olduğu, suç teşkil eden emrin hiçbir şekilde yerine getirilemeyeceği hususunda gerekçeler arz ettik."
Sanıkların neden örgüt üyesi sayılmaları gerektiği konusunu da mahkemeye aktardıklarını anlatan Aydın, sanıkların silahlanması ve geliş tarzının hiçbir şekilde askeri teamüllere, kurallara uygun olmadığını söyledi.
"SUİKAST İADE GEREKTİREN BİR SUÇ"
Aydın, bunun ancak FETÖ'nün örgütsel planlaması ve hiyerarşisi dahilinde yapılabilecek bir operasyon olduğunu da gerekçeleriyle izah ettiklerini vurguladı. Aydın, şunları kaydetti:
"Cumhurbaşkanına suikast suçu isnat edilen bir kişinin hiçbir şekilde bulunduğu devlet tarafından 'bu suç siyasi suçtur' gerekçesiyle iadesi talebinin reddedilmeyeceğine dair uluslararası sözleşmeler var. Bizim, ABD ile suçluların iadesine ilişkin yaptığımız anlaşmada da bu hüküm var. Darbe suçu genelde siyasi suç olarak kabul ediliyor. Dolayısıyla Fetullah Gülen'in darbeden sorumlu olması, ilgili devletler tarafından siyasi suç sayılıp iadesine hukuken engel görülebilir ama Cumhurbaşkanına suikast suçu hiçbir şekilde uluslararası anlaşmalarda ve Amerika ile aramızdaki ikili anlaşmada da iade talebi hukuken reddedilemeyecek bir suçtur. Sanıkların özellikle bazı konuların üzerinde önemle durmaları, Fetullah Gülen'in iadesini engellemeye yönelik bir örgütsel dayanışma olduğu sonucunu ortaya çıkartıyor."
- Etiketler :
- Haberler -
- Recep Tayyip Erdoğan
- 15 Temmuz
- 15 Temmuz darbe girişimi
