Erdoğan'dan "Kabinede revizyon olacak mı?" sorusuna yanıt

Rusya ziyareti öncesinde açıklama yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Kabinede revizyon olacak mı?" sorusuna yanıt verdi. Cumhurbaşkanı, Deniz Baykal'ın Abdullah Gül açıklamasını da yorumladı.

Erdoğan'dan "Kabinede revizyon olacak mı?" sorusuna yanıt

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Rusya ziyareti öncesinde açıklama yaptı ve gazetecilerin sorularını yanıtladı.

Erdoğan’ın konuşmasından öne çıkanlar şöyle;

Ekonomik ilişkilerde ele alacağımız konular olduğu gibi, bölgesel konularda Suriye bu işin başını çekmekte. Bunun yanında Irak konularımızdan biri. İnşallah Soçi'de alınan kararların hayata geçirilmesine dair bundan sonra ne yapacağımızın planlamasını yapacağız. Sayın Putin'le iki ülke ilişkilerinin eski seviyesine çıkması için yoğun çaba harcıyoruz. Siyasi olarak en üst düzeyde tesis ettiğimiz bir güven ortamı var. Siyasi, ticari ekonomik kültürel ve turizm alanlarında bunun olumlu yansımalarını siz takip ediyorsunuz. Bunun daha da artarak devamını istiyoruz. Stratejik alanlardan olan enerji konusuna da büyük önem veriyoruz. Son dönemlerde ciddi adımlar attık Türk Akım projesi ilerliyor. Santralleri ne kadar öne çekersek bunun iki taraf için de iyi olacağını belirtiyorum.

Ekonomik ve ticari sıkıntıların ivedilikle çözüme kavuşturulması gündemimiz arasındadır. Ne Rusya'nın ne 'nin bürokrasiye kurban edilecek tek bir saniyesi bile yoktur. Birçok alanda ticaret hacmi hedeflerine ulaşmak istiyorsak birlikte bir gayret içerisinde olmamız şart.

En önemli gündem başlığı Suriye. Suriye meselesinde oldukça verimli bir işbirliğimiz söz konusu. Siyasi çözüm umudunun tekrar yeşermesi için birçok adım attık. Siyasi çözüm artık ortak hedefimizdir. Suriye'de nüfuzu olan ülkelerin artık elini taşın altına koyması gerekir. Şunu da bilmek gerekir ki nüfuzun ötesinde 911 kilometrelik sınırı olan Türkiye'nin konumu her şeyin üstündedir.

(Kabine revizyonu yapılacak mı?) Hükümetin gündeminde böyle bir şey yok. Sayın Başbakan da bana böyle bir teklifle gelmiş değil. Sayın Başbakan'la beraber görüşmemiz gereken konular vardı bu konularıda görüştük. Genel Başkan olduktan sonra, nasıl bir değişiklik bekleyelim? Sizler doğmamış çocuğa don biçiyorsunuz. 

Eğer böyle bir görev şahsıma tevdi edilirse, genel kurulumuz tarafından tevdi edilmesi halinde, tabii ki yeniden birimleri ele alıp değerlendirme, ama hepsi bunların çok ciddi istişareler neticesinde olacaktır. Bu istişareler neticesinde ülkenin genel profilini değerlendirmek suretiyle, yani belli bir bölgenin temsil edildiği değil,

81 vilayetin adeta temsilini gördüğü bir yapının oluşması her zaman benim şiarım olmuştur. Yine aynı şekilde böyle bir adımı, inanıyorum ki, bu istişareler neticesinde tablo içerisinde görmek mümkün olacaktır."

(Kemal Kılıçdaroğlu'nun üyelik yorumu) Onu ben pek yoruma gerekli görmüyorum. Sadece kendisine bir tavsiyem var siyasi tarihi okusun öğrensin. Hepsinden öte kendi partisinin siyasi tarihini öğrensin. Dün yaptığı konuşmayla kimlerin temsilcisi olduğunu da ortaya koydu. Aykırı sese tahammülüm yok dedi. Siyasi tarihi öğrensin, Gazi Mustafa Kemal'den İnönü'ye kadar okuyup onları da değerlendirirse iyi olacaktır diye düşünüyorum.

Değerli arkadaşlar bildiğiniz gibi o yapının ilk harcından itibaren emeğim var. Temelini attık hamd olsun ortaya güzel bir projeyle beraber güzel bir eser çıkardık. O günden bu güne o hareket gerek fiziki şartlarla gerek içinde bulunduğu duygusal ortamla güçlenerek geldi. Bu nedenle duygusal olmamak elde değildir. 979 gün de az bir süre değil. Zaten o yasayı kimler hazırlamışsa, oradan partisinden istifa etmesi gerekir kaydını oraya kim düşmüşse onlar siyasi bir cinayet işlemiştir. Bunlar kadar yanlış bir şey olabilir mi? Şimdi benzetmeler yapılıyor maça çıkan hakem partili olur mu bu benzetmeler çok yanlış. Mesele nedir adil olarak o işi yönetmektir. Bu maçta da adil yönetmektir ama ülkeyi de adil yönetmektir. Başbakan partiye üye oluyor mu oluyor, ülkeyi yönetiyor mu yönetiyor, cumhurbaşkanı benzerleri var mı var ama mesele nedir ülkeyi adil olarak yönetmektir. Adil olarak yönettikten sonra bir durum yok. Burada nihai kararı verecek olan kimdir: milli iradedir. Milli iradeye saygı duyduğumuz sürece eğer adil olmayan bir durum bir şey söz konusuysa zaten görevi tevdi eden millet almasını da bilecektir.

Bundan önce biz 367 garabetini yaşadık. 367 garabetini neyle izah edeceksin. Hem 367 aranır diyorsun, ondan sonra ona tamam demiyorsun. Onu kabul etmezsiniz bunu kabul etmezsiniz ondan sonra haydi millet. Şimdi milletin verdiği kararı kabul etmiyorlar. Böyle bir garabet olur mu? İşte bu CHP zihniyeti böyledir. Hep aynı senaryo bu oynanmıştır. Bakın şimdi kasetle gelen bir kişi kimden aldığı görevi belli şimdi bakıyorsun o da başladı: 49 meselesi şu meselesi bu meselesi.

Biz kendi işimize bakacağız ülkemizin geleceğine bakacağız. Bunun gayreti içerisinde olacağız işte şimdi Rusya bunun için Hindistan yolculuğumuz bunun içindi. Önümüzde Kuveyt, Amerika, Belçika yolculuğumuz var.

(Deniz Baykal'ın Abdullah Gül açıklaması) Bunu değerlendirmeyi tamamen gereksiz buluyorum. Bu tamamen bir virüs hareketidir, fitne hareketidir. Sayın Baykal bu işleri oynamayı bıraksın da kendi başının çaresine baksın.

Sayfa Yükleniyor...