Erdoğan'dan Kılıçdaroğlu'na hodri meydan

Referandum için ilk mitingini bugün yapan Başbakan Erdoğan, kendisine TSK 35. maddeyi değiştirelim teklifi yapan CHP lideri Kılıçdaroğlu'na hodri meydan dedi: "Bu uyanış bizi çok memnun etti, buyrun bunda samimi misiniz?"

Erdoğan'dan Kılıçdaroğlu'na hodri meydan

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, 12 Eylül'deki anayasa referandumu öncesi ilk mitingini bugün Bingöl'de gerçekleştirdi.


Devlet Bakanı Selma Aliye Kavaf ile Cevdet Yılmaz, Adalet Bakanı Sadullah Ergin, Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehmet Mehdi Eker, İçişleri Bakanı Beşir Atalay, AK Parti Genel Başkan Yardımcıları Hüseyin Çelik ve Abdulkadir Aksu ve bölge milletvekilleri de mitingde hazır bulundu.

Mitingde sıcak ve kalabalık nedeniyle bayılanlara da ambulanslarda sağlık ekipleri tarafından müdahale yapıldı. ''Recep Tayyip Erdoğan geliyor, Bingöl 'evet' diyor'' pankartı da alana asılırken, Kürtçe ve Türkçe şarkılar çalındı.

Başbakan Erdoğan, ilk 'Evet' mitinginde toplanan kalabalığa önemli mesajlar verdi. Mitinge geç kalan Erdoğan, vatandaşlara ''Geciktim, güneşin altında sizleri tuttum. Hakkınızı bundan dolayı bu kardeşinize helal edin'' dedi.

Bingöllülere seslenen Başbakan Erdoğan'ın konuşmasından öne çıkan satırbaşları şöyle:

"Siz bunların milletin hayrına olan herhangi bir konuda bir araya geldiklerini gördünüz mü? Siz bunların milletin derdine derman olacak herhangi bir çözümde buluştuklarını gördünüz mü? Hayır. Göremezsiniz

Bunlar dikkat edin milletimizin hayrına olan hiçbir konuda bir araya gelmezler. Sadece 'hayır' oyu vermek için bir araya geliyorlar. Bunlar ileri demokrasiye 'hayır' diyor. Demokratikleşmeye 'hayır' diyor. Özgürlüğe 'hayır' diyor. Çocuk haklarına 'hayır' diyor. Bunlar, milletin projesine 'hayır' diyor. Darbe anayasasına 'evet' diyor. Olay budur. Bunlar hukukun üstünlüğüne 'hayır' diyor ama üstünlüklerin hukukuna 'evet' diyor. Burada ittifak ediyorlar. Bunlar çetelerle mücadeleye 'hayır' diyor. Gizli ya da açık şekilde çetelerin avukatlığını yapıyorlar. Bunlar hizmete baktığınız zaman 'hayır' diyorlar. Büyük 'ye 'hayır' diyorlar. Türkiye'nin kalkınmasına,  ilerlemesine, itibarının artmasına, güçlenmesine 'hayır' diyorlar.

Bunlar, statükonun, vesayetçi anlayışın devamı için aynı noktada buluşuyorlar. Aynı safta AK Parti'yi taşa tutuyorlar. Bu partilere önceki dönemlerde destek veren kardeşlerimizin bu birliktelikten, bu tablodan rahatsızlık duyduğunu biliyorlar. Aylardır Anayasa değişikliklerine neden 'hayır' dediklerinin gerekçesini bile bulamıyorlar. Çaldıkları minareye kılıf bulmaya çalışıyorlar. Şu ana kadar milleti tatmin edecek, bırakın milleti kendi arkadaşlarını tatmin edecek, kendilerini tatmin edecek tek bir gerekçe bile üretebilmiş değiller.

Sizler en güzel cevabı verdiniz. 12 Eylül'de sandık önüne konduğunda benim aziz milletim, sevgili milletim, altını çiziyorum, hukuk kaçkınlarına, Meclis kaçkınlarına, demokrasi kaçkınlarına en güzel cevabı verecek.

Hiç endişeniz olmasın, bunlar 30 yıldır 12 Eylül'den hep şikayet ediyorlar, 12 Eylül yasalarından, kurumlarından, Anayasa'dan şikayet ediyorlar. Çok ilginçtir, bir yandan şikayet ediyor, öbür yandan 12 Eylül benzeri müdahalelere alkış tutuyor, hatta 'ordu göreve' pankartlarına sessiz kalıyorlar. Bir yandan '12 Eylül mağduruyuz' diyorlar, öte yandan 12 Eylül öncesi ülkeyi kan gölüne çeviren çetelerin uzantılarıyla yaptığımız mücadeleyi engellemeye çalışıyorlar.

Bir yandan '12 Eylül'de çile çektik' diyorlar, öbür yandan, 12 Eylül Anayasasının değişmesine 'evet' diyemiyorlar. 12 Eylül ile yüzleşemeyenler, 12 Eylül Anayasasının değişmesine 'evet' diyemeyenler, şimdi TSK İç Hizmet Kanununun 35. maddesini hatırladılar. Doğrusu bu uyanış gerçekten bizi çok memnun etti. Demek arada sırada bir uyanma emaresi oluyor.

BİZ HAZIRIZ, SİZ HAZIR MISINIZ?
Ana muhalefet partisine diyorum ki; buyurun bunda samimi misiniz? Akşam başka, sabah başka olmayacak değil mi? Çünkü her zaman yaptıkları bu. Akşam yatarken başka, sabah kalkarken başka. Bu konuda TBMM'de bir komisyon kuralım, meseleyi tüm boyutlarıyla ele alalım. Komisyon çalışsın, gerekirse Meclis'i olağanüstü toplarız. Gerekirse yeni yasama yılı açılışında gündeme alırız. 35. maddeyle ilgili yeni bir düzenleme yaparız. Biz hazırız, siz hazır mısınız?

Ama ana muhalefet ne diyor biliyor musunuz? 'İktidar partisinin sayısı buna yeterli' diyor. Hani uzlaşma istiyordun? Öyle konular var ki uzlaşma gerektirir. Gel bu konuda da uzlaşma yapalım. Ama uzlaşma istemiyorsan, 'bunu iktidar partisi yapar' diyorsan, o zaman senin aklına ihtiyacım yok. Vakti geldiği zaman biz onu yaparız. Kalkıp akılları karıştırma. Şimdi önümüzde bizim ne var? Anayasa değişikliği. Anayasa değişikliği var şimdi gel bunu konuşuyoruz. Bunu halledelim.

Başka şeyler konuşuyorlar. Recep Tayyip Erdoğan'ın adı neymiş? Ya benim adımı sen ne yapacaksın? Benim adımı benim halkım iyi biliyor. Milletim gayet iyi biliyor. Sen bilsen ne yazar, bilmesen ne yazar. Hiç önemli değil.

Biliyorsunuz, bir genel başkan çıkıp bir düşünce ortaya atar da aynı partinin milletvekili çıkıp genel başkanı için 'bu kişisel görüştür' der mi, ya da kendisi yanlış anlaşıldığını söyleyebiliyor. Bunlar da oluyor zaman zaman. Tekliflerinin arkasında duracaklarsa ilgili arkadaşlarıma talimatı verdim ve gerekli çalışmayı her zaman  yapmaya biz hazırız. Ama şuanda bizim tek işimiz var. 12 Eylül darbe anayasasını değiştirip, milletin anayasasını getirmek. Olay bu.

Eğer olur ha buraya gelirlerse onları alın bir Karlıova'ya götürün. Orada da güneşin o muhteşem doğuşunu bir seyretsinler. Belki ufukları açılır. Belki zihinleri açılır da Türkiye'nin yeni bir anayasa ile aydınlanmasına belki onlar da 'evet' derler.

BİNGÖL TESADÜF DEĞİL
Referandum mitinglerine Bingöl'le başlamamız bir tesadüf değil. Bingöl 1982'de yapılan halk oylamasında darbe anayasasına Türkiye'de en yüksek, rekor oy oranıyla yüzde 23,5 gibi rekor bir oy oranıyla karşı çıkan ilimiz oldu. Bingöl, 2007 halk oylamasında anayasa değişikliğine yüzde 95,8 oy oranıyla 'evet' diyerek yine ön sırada yer aldı. Bingöl, 22 Temmuz seçimlerinde AK Parti'yi yüzde 71,1 rekor oy oranıyla bağrına baştı. İşte onun için Bingöl diyoruz. İşte onun için bugün millet iradesine sımsıkı sarılan Bingöl'den 'evet' diyoruz. Bugün çetelerle mücadelemizi, korkusuzca destekleyen, Bingöl'den 'evet' diyoruz. Büyük Türkiye mücadelesine omuz veren, kardeşliğimizi yücelten, demokrasiye gönül vermiş Bingöl'den 'evet' diyoruz.

Her 'evet' demokrasiye, özgürlüğe, hukuka davettir. Bugün Bingöl'den tüm Türkiye'yi demokrasiye, adalete, özgürlüğe, hukuka davet ediyor, 'evet' demeye çağırıyoruz.

BİZE KAPILARINI KAPATTILAR
'Uzlaşma Komisyonu kuralım' bu anayasayı elbirliğiyle değiştirelim' dedik. Komisyona üye vermediler. 'Birlikte taslak hazırlayalım' dedik. Yanaşmadılar. Ama millete gittiler, yalan söylediler. Bir taslak hazırladık 'gelin bunu konuşalım, tartışalım' dedik. Bize kapılarını kapattılar. Elimizi havada bıraktılar. Görüşme çağrılarımızı reddettiler. Toplumun her kesimine kulak verdik ve AK Parti olarak biz bir taslak hazırlayıp Genel Kurul'a getirdik. Yıllardır bu anayasanın değişmesi gerektiğini söyleyen, bu konuda raporlar hazırlayan CHP bu değişikliğe yanaşmadı. Yıllardır 12 Eylül anayasasından şikayet eden MHP bu değişikliğe yanaşmadı. Anayasayı en şiddetli şekilde eleştiren, parti kapatmaların mağduru olduğunu söyleyen BDP bu değişikliğe yanaşmadı.
        
Kendileri Meclis'te hayır diyemiyorlar. Şimdi halktan 'hayır' demesini istiyorlar. Meclisteki sandığa 'hayır' diyemeyenler, milletin sandığa gidip 'hayır' demesini nasıl isteyebilir, bu nezaketsizlik değil mi, halka saygısızlık değil mi? Sen milletin vekilisin, millet ise asıl, vekil olarak millet sana dedi ki 'git benim adıma oy kullan' niye kullanmadın, niye 'hayır' demedin? Şimdi geldin diyorsun ki millete 'hayır' de. Milletimiz 12 Eylül'de evvelallah bunları sandığa 'evet'le gömecek. 'Anayasa değişikliğini Meclisten geçirdik, şimdi milletimize götürüyoruz' dedik. Bunlar soluğu Anayasa Mahkemesinde aldılar. Anayasa değişikliğini halka gitmesine bile tahammül edemediler. Çünkü bunlar halkçı geçinirler, ama halkın iradesinden korkarlar. Cumhuriyetçi geçinirler, cumhuriyetin çağdaş normlara kavuşmasından korkarlar. Bunlar demokrat geçinirler, demokratikleşmeden korkarlar. Bunlar milli egemenliğin üstünlüğüne inandıklarını söylerler, Meclis kararlarını sürekli mahkemelik ederler. Halk oylamasının yapılmaması için anayasa değişiklik paketini Anayasa Mahkemesine götürenler şimdi utanmadan, sıkılmadan halka gidip 'hayır'' demesini istiyorlar. Halkımız yapılmak isteneni görmüyor mu? Çok iyi görüyor, anlıyor.

TSK'DAN ATILANLAR İÇİN 'EVET'
Türk Silahlı Kuvvetlerinden ihraç kararıyla atılanların mahkemelerde haklarını arayabilmeleri için 'evet' demenizi bekliyorum. Soframızdaki ekmeğimizi daha da büyütmek, Türkiye'nin itibarını daha da yüceltmek, kardeşliğimizi daha da pekiştirmek için sizlerden gür bir sesle 'evet' bekliyorum.

12 Eylül ile yüzleşmek, hesaplaşmak, yeniden 12 Eylüllerin yaşanmaması için, 12 Eylül 2010'da sizden 'evet' bekliyorum. Şunu da burada tüm samimiyetimle söylüyorum; ben Bingöl'den sadece bir 'evet' beklemiyorum. Ben bir kez daha Bingöl'den rekor bekliyorum rekor..."

PROTESTOCU BDP'LİLERE İZİN YOK
Başbakan Erdoğan'ın mitingini protesto etmek isteyen bir grup BDP'liye polis izin vermedi.

Yenişehir Mahallesi Beşyol Kavşağı'nda toplanan BDP'liler, İnönü Caddesi üzerinden miting alanına doğru yola çıktı. Grup, Hükümet Konağı önünde polis tarafından durduruldu.

Polis ile bir süre tartışan partililer, kendi parti binaları önüne kadar yürüyeceklerini ve dağılacaklarını söylemesi üzerine, geçmelerine izin verildi. BDP İl binasına doğru yolan çıkan partililer, Dörtyol Kavşağı'nda üzerinde AK Parti ve Başbakan Tayyip Erdoğan'ın resimlerinin bulunduğu bir minibüsü taşlayarak camını kırdı.

BDP il binası önüne gelen grup, daha sonra dağıldı.

Sayfa Yükleniyor...