Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan konsoloslara tepki

MİT TIR’larının görüldüğü mahkemeye giden konsoloslara tepki gösteren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Siz kimsiniz, ne işiniz var orada?” dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan konsoloslara tepki

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Dünya Türk Girişimciler Kurultayı'nda konuşma yaptı.

Erdoğan, Cumhuriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar ve Ankara temsilcisi Erdem Gül'ün yargılandığı MİT TIR'ları davasıyla ilgili değerlendirmelerde bulundu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, dün görülen dava için adliyeye giden İngiltere, Fransa ve Hollanda'nın İstanbul Başkonsoloslarına tepki gösterdi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasında özetle şu ifadeleri kullandı:

Bizim geçmişimizde asla sömürgecilik lekesi olmadığı gibi biz millet olarak bu psikolojiye tahammül edebilecek bir yapıya da sahip değiliz. Dünyanın çeşitli bölgelerinde maalesef sömürge durumunda olmaktan rahatsızlık duymayan, tam tersine bunu benimsemiş toplumlara rastladığımızda gerçekten çok üzülüyoruz. Üstelik bunlar geçmişlerinde çok parlak, zengin medeniyetler kurmuş toplumlar. Halbuki bu insanlar kendi özgünlüklerini koruyabilseler, sahip oldukları zenginlikleri kendileri için kullanabilseler, şu anda bulunduklarından çok daha ileride olabilirler. Bunun için biz nerede yaşarsak yaşayalım, ne iş yaparsak yapalım, hangi eğitimi alırsak alalım kesinlikle kendimiz olmaktan, milli ve manevi değerlerimizden vazgeçmeyeceğiz.

İnşallah 2016 yılında 'nin ekonomide toparlanmış, hazırlıklarını tamamlayıp, yeniden güçlü bir yükseliş eğilimine girdiğine hep birlikte şahit olacağız. Ne terör ne bölgesel sorunlar ne de ülkemizin önünü kesmek isteyen güçler, 2023 hedeflerimizi hayata geçirmemize engel olamayacaklar, bunun böyle bilinmesini istiyorum.
Dikkat ederseniz biz ne zaman 'yeni ' dedik, 'büyük Türkiye' dedik, işte o zaman akılla, mantıkla izah edemeyeceğimiz, hadiselerin tabii seyrine tamamen aykırı bir sürü sorunu önümüzde bulduk. Allah aşkına soruyorum sizlere, Türkiye'nin güney sınırlarındaki ilçelerinde terör örgütünün başlattığı kalkışmanın mantıklı bir izahı var mı En başta bölgede yaşayan insanlarımıza zarar veren, sıkıntı veren bu eylemleri hayatın doğal akışına uygun saymak mümkün mü Sen yol yapacaksın, birileri gelecek oraların müteahhitlerini tehdit edecek. Sen havalimanı yapacaksın, havalimanını havan topuyla vuracak. E bunu kime yapıyoruz Orada yaşayan Kürt kardeşlerimize. Böyle bir vicdansızlık olabilir mi İnsanilikten nasibini almamış mahluklar bunlar.

"OYUNLARI GÖRMEMEK İÇİN HERHALDE KÖR OLMAK LAZIM"

Suriye'deki gelişmelerin bir anda böylesine mahiyet ve yön değiştirmesi, bölgenin kendi dinamikleriyle açıklanabilir mi DAEŞ bahanesiyle oynanan oyunları, gerisindeki niyetleri, hedefleri görmemek için herhalde kör olmak lazım. Bölücü terör örgütüne kucak açanların, kol kanat gerenlerin endişesi herhalde bu her taraflarından zavallılık akan teröristlerin kendileri değil, Türkiye'yi 1959 yılından beri Avrupa Birliği kapısında bekletenlerin bilhassa son 10 yılda kabul ettikleri üyelere baktığımızda meselenin kriterler olmadığını gayet iyi anlıyoruz.

ADLİYEYE GİDEN KONSOLOSLARA TEPKİ

Dün malum bir gazetecinin mahkemesi vardı. Bu yargılamaya katılanların durumu çok önemli. İstanbul'daki konsoloslar mahkemeye geliyor. Siz kimsiniz ya, sizin ne işiniz var orada Yani diplomasinin de bir edebi var, adabı var. Burası senin ülken değil, Türkiye. Sen konsolosluk binası veya konsolosluk sınırları içerisinde hareket edebilirsin, diğerleri izne tabidir. Bunlar kalkıp bu ülkenin içerisinde bir gövde gösterisini yapabilecek kadar haddi tecavüz edebiliyorlar. Oynanan oyunun tarzını göstermesi bakımından bu çok önemli.

Demokrasi, insan hakları, özgürlük, seçim laflarını dillerinden düşürmeyenlerin, halkın desteğini alarak iş başına gelenlerle darbeciler karşı karşıya geldiğinde tercihlerinin hangisinden yana olduğunu hep birlikte takip ediyoruz, görüyoruz.

“EĞİTİM SİSTEMİNİN YENİDEN İNŞASI ŞARTTIR”

Erdoğan, daha sonra 1. Global Eğitim Zirvesi'nde de açıklamalarda bulundu.

Erdoğan, şöyle konuştu:

Değişimi yönlendirmek, onu toplumumuzun faydasına olacak şekilde kanalize etmek gibi bir mesuliyetimizin, sorumluluğumuzun olduğuna inanıyorum. Kendi değerleriyle, kültürüyle, toplumsal dinamikleriyle barışık bir değişim sürecini idare etmek, meseleye bu şekilde yaklaşmak durumundayız.

Devlet değişimin bir gereği olarak yenilikleri, yeni eğitim modellerini ve teknolojiyi çocuklarımıza sunmak, bunun altyapısını onlara sağlamak zorundadır. Bu, devletin görevidir. Bununla birlikte çocuklarımızın kendilerine, ailelerine, çevrelerine, en önemlisi bizi biz yapan değerlere karşı yabancılaşmalarına mani olmamız gerekiyor.

Bugün de Asım'ın ve Haluk'un canlı sembolleriyle günlük hayatımızda karşılaşıyoruz. Bu karakterlerin Batı'ya, Batı kültürüne bakış açısı, Batılı değerlerle kurduğu hastalıklı ilişki bugün de aynı şekilde devam ediyor. Eğitim alanında yapacağımız çalışmalarımızda aynı örnekler üzerinden hareket etmek, bu gerçeği dikkate almak zorunda olduğumuza inanıyorum.

Hiç şüphesiz Türkiye, diğer alanlarla birlikte eğitimde de 13 yıl öncesiyle karşılaştırılamayacak bir yerde. Bu millete yakışmayan o eski Türkiye manzaralarına büyük ölçüde son verdik.

Ülkemizin 81 ilinde 13 yılda 250 bin yeni derslik inşa ederek, toplam derslik sayımızı 581 binin üzerine çıkardık. 6 alanda 21 seçmeli dersle bu konuda geniş bir yelpaze oluşturduk. Türkiye'de ilk defa sosyal bilimler ve spor liselerini kurduk. Okul öncesi eğitimi süratle yaygınlaştırıyoruz. 2001-2002 eğitim öğretim yılında okul öncesi eğitimde 289 bin olan öğrenci sayısı, 2014-2015 eğitim öğretim yılında 1 milyon 157 bine ulaştı.

Eğitim-öğretim sistemimizin hedefi sadece kariyer yapmaya veya sınav geçmeye odaklı bireyler yerine, aklıselim, kalbiselim, zevkiselim sahibi bir nesil yetiştirmek olmalıdır. Bunun için de sistemin, kadim değerlerimizi merkeze alan bir anlayışla ilim, irfan, hikmet esasları üzerine yeniden inşa edilmesi şarttır.

Bugün öğretmenlerimizle, ailelerimizle konuştuğumuzda en büyük sorunumuzun bedenen sınıfta ancak zihnen ve ruhen ne yazık ki başka yerlerde çocuklar olduğunu görüyoruz. Bu durumu değiştirecek, öğrencilerimizin sınıfa, derse, okuldaki aktivitelere ilgisini en üst düzeye çıkaracak yenilikleri süratle hayata geçirmeliyiz.

Ne Batı'yı bilen ne de Doğu'yu özümsemiş, parçalanmış karakterler değil, yerinin, yurdunun, kültürünün farkında nesiller yetiştirmeyi hedeflemeliyiz.”

Sayfa Yükleniyor...