Ergenekon’da bir ilk

Ergenekon davasında bugün yapılan 153. duruşmada bir ilk yaşandı ve ilk kez bir tanık dinlendi.

İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesince görülen Silivri Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesi'ndeki duruşmada, mahkeme heyetine başkanlık eden üye hakim Hasan Hüseyin Özese, kürsüye çağırdığı tanık Orhan Kadı'nın kimlik tespitini yaptıktan sonra, Ankara Emniyet Müdürlüğünce alınan emniyet ifadesini okudu.

Özese'nin, ''Danıştay saldırısı ve Cumhuriyet gazetesinin bombalanması hakkında ne biliyorsunuz?'' sorusuna Kadı, ''Olayın olduğu ana kadar Alparslan Arslan'la aynı evde kalıyorduk. Olayı basından takip ettiğim kadarıyla biliyorum. Bunun dışında ayrıca bir şey bilmiyorum'' dedi.

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel'in, davanın tutuklu sanıklarından Osman Yıldırım'ı tanıyıp tanımadığı şeklindeki sorusuna Kadı, ''Osman Yıldırım'la Ataşehir'de bir kere karşılaştık. Yıldırım, onu kendi arabasıyla alıp Recep Özkan'ın evine getirmemi istedi. Bizde de araba merakı var. 'Alırım' dedim. Ataşehir meydandaki Migros'un önünden Osman Yıldırım'ı aldım ve Recep Özkan'ın evine getirdim. Sonra Alparslan Arslan aşağı indi, arabayla beraber gittiler'' yanıtını verdi.

Pekgüzel'in, ''O gün Alparslan Arslan, Recep Özkan'ın evinde mi kaldı?'' sorusuna Kadı, Arslan'ın o gece Özkan'ın evinde kalmadığını hatırladığını söyledi. Pekgüzel'in, ''Siz bombaları kendi kaldığınız evde veya Özkan'ın evinde gördünüz mü?'' sorusuna da Kadı, evde bomba ya da silah görmediğini ifade etti.

''Salih Kurter'in yanına gittiniz mi? Alparslan Arslan üzerinde Kurter'in ne gibi bir etkisi vardı?'' şeklindeki Savcı Pekgüzel'in sorusu üzerine Kadı, ''Bir kez gittim. Alparslan'ın çok sevdiği bir kişiydi. Kurter'in etrafında 10-15 kişi vardı. Herhangi bir cemaate, tarikata önderlik yaptığını bilmiyorum'' cevabını verdi.

Pekgüzel'in, ''Alparslan Arslan, size yapacağı eylemleri anlattı mı? Bir şey söyledi mi? Son günlerde davranışlarında bir değişiklik var mıydı?'' sorusu üzerine Kadı, ''Alparslan, Danıştay saldırısı ve Cumhuriyet gazetesinin bombalanmasıyla ilgili bir şey anlatmadı. Kendisini cezaevinde ziyaret ettiğimde de bunlardan bahsetmedi. Bombaları ve silahları nereden aldığına dair bir şey söylemedi. Son günlerde durgun ve düşünceliydi. Zaten az konuşurdu'' diye konuştu.

‘ARSLAN’IN DİNİ KONULARA HASSASİYETİ VARDI’
Pekgüzel'in, ''Arslan'ın dini konularda hassasiyeti var mıydı? Namaz kılar mıydı? Size baskı yapıyor muydu?'' sorularına da Kadı, ''Dini konularda hassasiyeti vardır. Yaklaşık 1,5 yıldır 5 vakit namaz kılan bir insandı. Biz alkol kullanan kişilerdik. İçtiğimiz dönemlerde yanında oturmamaya gayret ederdik'' yanıtını verdi.

Pekgüzel'in, ''Arslan, Browning marka silahı sizden aldığını söyledi. Ne diyeceksiniz?'' sorusuna Kadı, kendisinin vermediğini ve bu ifadeyi kabul etmediğini söyledi.

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın'ın, ''Alparslan Arslan, size domuza başörtüsü takılan karikatürden bahsetti mi?'' şeklindeki sorusuna da Kadı, ''Böyle bir şerefsizlik olur mu, benim değerlerime saygısızlık yapılır mı?' diye söylemişti'' dedi.

‘TEKİN İLE BENİ NİŞANLIM TANIŞTIRDI’
''Aykut Metin Şükre, Levent Temiz, Erkan Toker, Mehmet Demirtaş ve Muzaffer Tekin'i tanıyor musunuz?'' şeklindeki Savcı Taşkın'ın sorusuna Kadı, ''Ben sadece Muzaffer Tekin'i tanıyorum. Tekin'in bürosu, benim nişanlımın yanında çalıştığı avukatın bürosunun yanındaydı. Hatta, Tekin ile beni tanıştıran nişanlımdır'' diye konuştu.

Taşkın'ın, ''Yanına gittiğinizde Salih Kurter ile ne konularda konuşuyordunuz? Kaç kişi oluyordu?'' sorusuna Kadı, ''Salih hoca dini konularda konuşuyordu. Sohbetlerde 10-15 kişi oluyordu'' dedi.

Tutuklu sanıklardan Muzaffer Tekin'in sorusu üzerine de Kadı, Alparslan Arslan'ın dini hassasiyetlerinin olduğunu ve içki içmediğini hatırlattı.

Tekin'in, ''Arslan, kafasına koyduğu şeyi yapar mı? Birilerinden etkilenir mi?'' sorusuna Kadı, ''Arslan dik kafalıdır, beceriklidir. Kimsenin onu etkileyebileceğini düşünmüyorum'' diye konuştu.

Tekin'in ''Arslan'ın, benimle dolaştığını veya benden etkilendiğine dair bir duyumun var mı?'' demesi üzerine Kadı, böyle bir duyumunun olmadığını belirtti.

''Menfur Danıştay saldırısından sonra yanımda Rafet Aslan ile birlikteyken seninle karşılaştık. 'Hukuk tahsili alan bir insan böyle bir şey yapar mı?' dedim. Sende, 'Bir buçuk senedir bir hocanın yanına takılıyor, namaz kılıyor. Biz de kendisine müdahale edemiyoruz' dedin. Ne diyorsun?'' sorusuna Kadı, öyle bir şey söylediğini hatırlamadığını ifade etti.

'ORHAN KADI, TAMAMEN YALAN KONUŞUYOR'
Tutuklu sanık Osman Yıldırım'ın, ''Beni Migros'un önünden aldığınızı söylüyorsunuz. Beni alan kişi siz değilsiniz. Yalan konuşuyorsunuz. Beni alan, sizden daha uzun boylu, seyrek saçlı ve kumraldı. Siz değildiniz. Danıştay iddianamesinde, arkadaşım olduğunuz ve bana mesaj çektiğiniz iddia ediliyor'' diye konuşması üzerine Kadı, ''Ben sizi tanımıyorum. Size mesaj da atmadım. Alparslan talep etti. Gömleğinin cebindeki kağıtta yazan adres ve telefonu Alparslan'a mesaj attım'' dedi.

Yıldırım'ın, ''Danıştay'ın türban kararını ve Cumhuriyet gazetesindeki karikatürü konuştuğunuzu söylüyorsunuz. Beni alıp götürdüğünüz sitenin Recep Özkan'ın oturduğu site olduğunu söylüyorsunuz. Bu da yalan. Orhan Kadı, tamamen yalan konuşuyor. Beni alan şahıs demek ki çok önem taşıyor. Kendisini onun yerine feda ediyor. Devlet beni alanı bulmazsa, ben bulunması için neler yapacağımı biliyorum. Ben bunu ortaya çıkaracağım'' şeklinde konuştu.

Bunun üzerine, mahkeme heyetine başkanlık eden üye hakim Hasan Hüseyin Özese, ''Maddi gerçeğin bulunması hepimizin görevi'' dedi.

Sayfa Yükleniyor...