Ergenekon'da yeni dava

Ergenekon soruşturmasında 8 şüpheli hakkında hazırlanan iddianame mahkemece kabul edildi.

İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi, Ergenekon soruşturması kapsamında avukat Yusuf Erikel, yayıncı Hayri Bildik, Hakan Akdoğan, Hakan Arıkan, Recep Taylan, Maruf Şinik, Adem Uzun ve Aydoğan Aksüngü hakkında hazırlanan iddianame üzerindeki incelemesini tamamladı.

İddianamenin kabulüne karar veren mahkeme, davanın ilk duruşmasının 31 Ocak 2011 tarihinde Silivri Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesi'ndeki salonda yapılmasını kararlaştırdı.

Davanın tek tutuklu sanığı Yusuf Erikel'in bu halinin devamına kararlaştıran mahkeme heyeti, davanın Ergenekon davasıyla birleştirilmesi konusunun daha sonra görüşülmesine de hükmetti.

İddianamede, sanık Yusuf Erikel'den ele geçirilen ve üzerinde inceleme yapılan bir belgede, Emniyet Genel Müdürlüğü, bazı bakanlık ve belediye isimlerinin ve bu isimler karşısında görevlendirilecek olan şahısların isimlerinin yazılı olduğu belirtildi.

Ergenekon soruşturmasına ilişkin yürütülen davalarla ilgili bilgi verilen iddianamede, yapılan bir soruşturma kapsamında şüpheliler Durmuş Ali Özoğlu, Kemal Aydın ve Neriman Aydın'ın, ''Ergenekon silahlı terör örgütü''nün amaç ve hedefleri doğrultusunda Türk Silahlı Kuvvetlerine (TSK) sızma ve örgütün medya yapılanmasıyla ilgili faaliyetlerinin olduğunun tespit edildiği, bu şüpheliler hakkında açılan davanın da İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesinde devam ettiği belirtildi.

Durmuş Ali Özoğlu, Kemal Aydın, Neriman Aydın, Ergun Poyraz ve Hatice Bahtiyar gibi örgüt üyesi oldukları iddia edilen ve yargılanan şahısların örgütün hedefleri doğrultusunda faaliyet gösterdikleri ve Toplumsal Dönüşüm Yayınları gibi birçok basın yayın, internet kuruluşlarında görev alarak örgüt faaliyetleri kapsamında yayın yaptıklarının anlaşıldığı kaydedilen iddianamede, bu kişilerle irtibatlı oldukları belirlenen kişilere yönelik çalışmaların genişletildiği ve bu kapsamda başta Yusuf Erikel ve Hayri Bildik olmak üzere çok sayıda şüpheliye yönelik teknik takip çalışması yapıldığı aktarıldı.





İddianamede, yapılan teknik takip çalışmaları sonucunda şüpheliler Hayri Bildik, Yusuf Erikel, Hakan Arıkan, Aydoğan Aksüngü, Maruf Şinik, Hakan Akdoğan, Recep Taylan ve Adem Uzun'un 'Ergenekon silahlı terör örgütü' üyeleriyle örgütsel irtibatlarının bulunduğunun tespit edildiği iddia edilerek, bu ilişkinin örgütsel hiyerarşi içinde her şüphelinin kendi alanındaki faaliyetlerini örgütten aldığı talimatlara göre yürüttüğünün anlaşıldığı bildirildi.

İHBAR TELEFON VE MEKTUPLARI
Söz konusu kişilere yönelik çalışmaların devam ettiği sırada, 22 Ocak 2010'da Hacı Ali Hamurcu adlı bir kişinin İstanbul Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğüne yaptığı bir ihbarla, ''Ergenekoncuların avukatlığını yapan Yusuf Erikel'in etrafına topladığı 7 kişilik astsubay ve subaylardan oluşan bir şebeke olduğu'', ''şebekenin Kayseri Büyükşehir Belediyesine giderek 10 trilyonluk bir çeki tahsil edecekleri'', ''parayı 'Ergenekon'a aktaracakları'' ve ''onların durdurulmaları gerektiği'' yönünde beyanlarda bulunduğu ifade edildi.

İhbarcı Hamurcu'nun mektupla İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığına da başvuru yaptığı ve savcılıkça ifadesinde de benzer şeylerden bahsettiği aktarılan iddianamede, Hamurcu'nun ifadesinde, ''Erikel'in ofisinde bulunan kişileri kendisini devlet görevlisi olarak tanıttığını ve emekli Orgeneral Hurşit Tolon ile ilişkisini anlattığını'' ifade ettiği dile getirildi.

MASONLAR DERNEĞİ BAŞKANINA YÖNELİK SUİKAST İHBARI
İddianamede, ihbarcı Hamurcu'nun iddialarıyla ilgili çalışmalar devam ederken 16 Mart 2010'da ismini vermeyen bir kişinin İstanbul Terörle Mücadele Şube Müdürlüğüne başka bir ihbarda bulunduğu ve ihbarda ''Bugün Taksim'de bulunan Hür ve Kabul Edilmiş Masonlar Derneği önünde, Hür ve Kabul Edilmiş Masonlar Derneği Başkanı Mustafa Asım Akın isimli şahsı, lacivert montlu, kahverengi ayakkabılı, 1.90 boyunda 'Ali' isimli bir şahsın vuracağı'' bilgisinin verildiği de anlatıldı.

Söz konusu ihbar üzerine yapılan çalışmalar sonucunda Taksim'de bulunan Mason locasının yakınlarında Hacı Ali Hamurcu'nun 1 adet bıçakla yakalandığı ve Hamurcu'nun ifadesinde, daha önce verdiği ifadesinde belirttiği 10 trilyonluk senetle ilgili ayrıntılı bilgiler verdiği belirtilen iddianamede, Hamurcu'nun, hapisteyken kendisini ziyarete gelen Erikel'in, 10 trilyonluk senedin tahsil edilmesi için Mason Locasını hedef gösterdiğini anlattığı belirtildi.

Hamurcu'nun, ''Yusuf Erikel'in telkinleri sonucu, Mason locasında ilk olarak loca başkanlarına yönelik eylem yapmayı ve bulamazsa locadan çıkacak herhangi bir kişiye bıçaklı saldırı yapmayı düşündüğünü'' bildirdiği ifade edilen iddianamede, Hamurcu'nun bir süre sonra da eylemi gerçekleştirmekten vazgeçtiğini ve kendisini ihbar ettiğini beyan ettiği de kaydedildi.

Şüpheli Yusuf Erikel'in 'Ergenekon' silahlı terör örgütü mensubu olduğu, örgüt içerisinde aktif olarak faaliyetlerde bulunduğu, şüpheli Hacı Ali Hamurcu'yu 'Mason locası yöneticilerine yönelik eylem yapması' konusunda yönlendirmiş olabileceği, diğer taraftan söz konusu 10 trilyonluk senedi tahsil etme ve örgüte finans kaynağı sağlama konusunda da ciddi faaliyetlerinin olduğunun değerlendirildiği bildirilen iddianamede, Hamurcu ile ilgili soruşturmanın da İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütüldüğü ve Hamurcu'nun 19 Mart 2010'da silahlı terör örgütü üyeliği suçundan tutuklandığı hatırlatıldı.

Haklarında Ergenekon silahlı terör örgütü içerisinde faaliyette bulundukları yönünde kuvvetli şüphe bulunan şüpheliler Yusuf Erikel, Hayri Bildik, Hakan Arıkan, Aydoğan Aksüngü, Maruf Şinik, Hakan Akdoğan, Recep Taylan, ve Adem Uzun'un yapılan operasyonla yakalanarak gözaltına alındıkları ifade edildi.

10 TRİLYONLUK SENET ERİKEL'İN EVİNDEN ÇIKTI
Söz konusu 10 trilyonluk senedin aslının evinde yapılan aramada ele geçirildiği şüpheli Yusuf Erikel'in, Durmuş Ali Özoğlu ve Kemal Aydın grubuna bağlı olarak faaliyetlerde bulunduğu, örgütün hem hukuk departmanında hem de siyasi parti kurma ve yönetme departmanında kendisine verilen görevleri yürüttüğü, belirtilen sanıkların hukuki davalarını ücret almadan yaptığı ve çalışmalarını örgüt adına yürüttüğünün açıkça anlaşıldığı kaydedilen iddianamede, şüpheliler Hakan Arıkan ve Hayri Bildik'in örgüte ait medya ve internet yoluyla örgüt propagandası ve dezenformasyon departmanında görevli oldukları, Durmuş Ali Özoğlu'na bağlı olarak faaliyetlerini sürdürdükleri, diğer şüpheliler Recep Taylan ve Aydoğan Aksüngü'nün de 'Ergenekon silahlı terör örgütü' içinde tutuklu sanık Kemal Aydın grubuna bağlı hücrelerde görevli örgüt üyesi olduklarının anlaşıldığı anlatıldı.

''BAŞBAKAN YUSUF ERİKEL''
Şüphelilerin savcılık ifadeleri ile ev ve iş yerlerinde yapılan aramalarda el konulan CD, belge ve dijital kayıtlarına da ''delil'' olarak yer verilen iddianamede, şüpheli Yusuf Erikel'in Üsküdar'daki evinde 22 Mart 2010'da yapılan aramada çok sayıda CD ve DVD bulunduğu, bu CD'lerden ''ana hukuk dosyası hukuk'' klasörü içerisinde, ''selamlama'' isimli word belgesinin olduğu, bu word belgesi açıldığında, ''T.C. 60. Hükümeti Bakanlar Kurulu Başbakan Yusuf Erikel'' ibaresiyle başlayıp, ''kanunlar buna bağlı olarak değişecektir'' ibaresiyle biten 4 sayfalık bir belge olduğunun anlaşıldığı ifade edildi.

Ele geçirilen belgede yapılan inceleme sonucu, belgede Emniyet Genel Müdürlüğü, bazı bakanlık ve belediye isimlerinin ve bu isimler karşısında görevlendirilecek olan şahısların isimlerinin yazılı olduğu belirtilen iddianamede, söz konusu belgede yazılı olan şu ifadelere yer verildi:

''Acilen ilk bakanlar kurulu tarafından yayımlanacak ve derhal uygulanacak genelge. ...Tüm valiler derhal görevden alınacak. Atama yapılıncaya kadar İl Jandarma Komutanları görevi devralacak. Tüm İl Emn. Md. ve ilçe Emn. Md. görevden alınacak. Yerlerine yardımcılarından biri vekaleten il veya ilçe jandarma komutanınca görevlendirilecek. Tüm belediye başkanları görevden alınacak. Atama yapılıncaya kadar il vali yrd. geçici olarak işlemleri ve görevi yürütecek. İlçelerde kaymakamların tüm işlemleri ilçe jandarma komutanlarının imzasıyla işleme konulacak. Kaymakamlar aynı zamanda Belde Başkanlarının görevini devralacak. Beldelere direkt Valilik makamınca (il Jandarma Kom.) geçici atama yapılacak, bilahare bu atananlar gerekirse değişecek veya asaletleri tasdik olacak. Son 15 yılda görev yapan tüm cumhurbaşkanı- başbakan- bakan- milletvekili - vali - emniyet müdürleri ve belediye başkanlarının - Sermaye Piyasası Kurulu başkanlarının - KİT yön kurulu başkan ve yardımcılarının şahsi mal varlıkları ile eşlerinin, kardeşlerinin kayınbiraderlerinin ve çocuklarının ve damatlarının mallarına ve banka hesaplarına tedbir konulacak.....Tüm rektörler ve YÖK başkanı görevden alınacak...İlgili rektörlüklere Mili Eğitim Bakanlığınca atama yapılacak. YÖK kaldırılacak ve Milli Eğitim Bakanlığı bünyesindeki Yüksek Öğrenim Genel Müdürlüğü hiyerarşisinde ortaokullar nasıl Milli Eğitime bağlı ise yüksek öğrenim de Milli Eğitime bağlanacak.

ABD ve AB üyesi ülkelerdeki büyükelçiler derhal merkeze çağrılacak ve yerlerine yeni elçiler atanacak ve bu elçilerin de şahsi ve eşlerinin ve yakınlarının mallarına ve banka hesaplarına el konulacak. Ve yukarıdaki maddeler uyarınca işlem yapılacak....Son 15 yılda banka sahibi olup da bankaları batan ve TMSF'ye geçen tüm kişilerin ve bu tüzel kişilikte görev yapanların şahsi mallarına ve yakınlarının mallarına ve banka hesaplarına tedbir konulacak....Bu arada kanunlar Bakanlar Kurulu kararıyla uygulamaya konulacak ve derhal bilimsel değerlendirme ve tavsiye ve ihtisas kurulları oluşturularak bu kurullar, mili kanunların, milli bir anayasanın ve tüm mevzuatın milli olarak yeniden tanzimine dair çalışma yapacaktır. Gerekirse ilk etapta anayasa halk oylamasına sunulacak, kalan kanunlar buna bağlı olarak değişecektir.''

DANIŞTAY SALDIRISI ÖNCESİ DARBE HAZIRLIĞI
İddianamede, söz konusu word dosyasının 11 Nisan 2006'da oluşturulduğunun tespit edildiği ve belgenin tarihinin göz önüne alınması durumunda ''Ergenekon silahlı terör örgütü''nün Danıştay olayının hemen öncesi gerçekleştirilecek darbenin hazırlıklarını yaptığının anlaşıldığı savunuldu.

CD'lerde bulunan başka belgelerle ilgili incelemeler ile şüphelilerin telefon görüşmeleri, örgütsel irtibatları, HTS dökümleri, dijital veriler ve dokümanlara yer verilen iddianamede, şüpheli Yusuf Erikel'in, örgüt soruşturmaları kapsamında davaları süren İbrahim Özcan ile 156, Durmuş Ali Özoğlu ile bin 455, Hatice Bahtiyar ile bin 305, Neriman Aydın ile 78, Mehmet Ali Çelebi ile 4, Kemal Aydın ile 9, Noyan Çalıkuşu ile 2, Hamza Demir ile 3 kez, Durmuş Ali Özoğlu ve Hatice Bahtiyar'ın kullanımında bulunan telefonla da 130 kez görüşme yaptığının anlaşıldığı da kaydedildi.




İddianamede, sanık Hayri Bildik'in, Bildik Basın Yayın İletişim Şirketi ve Toplumsal Çözüm Yayınları sahibi olduğu, iletişim tutanaklarından ''Ergenekon'' soruşturması kapsamında bazıları tutuklanan kişilerle irtibatının bulunduğunun anlaşıldığı belirtildi.

Hayri Bildik ve irtibatlı olduğu kişilerin, ''Toplumsal Dönüşüm Yayınları'', ''www.toplumsalhaber.com'', ''Toplumsal Çözüm'' gibi çok sayıda yayın kuruluşunda görev alarak veya bizzat kurarak faaliyette bulundukları ifade edilen iddianamede, Kemal Aydın'ın bir telefon görüşmesi sırasında ''İnternette şimdi yaz kağıt kalem varsa Serkan, 'toplumsalhaber.com'. Sadece oradaki her şeyi inceliyorsun... Orayı biz, devlet organize ediyor orasını. Esas devlete ait, anladın mı? '' diyerek bu yayın kuruluşunun, ''Ergenekon silahlı terör örgütü'' yapılanması içindeki konumunu anlattığı vurgulandı.

İddianamede, sanık Neriman Aydın'ın yakalanması sonrasında, Bildik'e hitaben yazılmış ve çok sayıda örgütsel içerikli dijital mektupta sık sık örgüt yöneticisi konumundaki sanık Mehmet Şener Eruygur'dan ve diğer adı geçen kişilerle birlikte yaptıkları gizli toplantılar ile bu toplantılarla ilgili Eruygur'a sunulan bilgilerden bahsedildiğinin görüldüğü ifade edildi. İddianamede şöyle denildi:

''Sanık Neriman Aydın'ın Hayri Bildik'e, 'Jandarma Genel Komutanlığında Paşa'nın emriyle bir toplantıya çağrıldım... Konuşulan ve paylaşılan konuları ancak karşılaştığımızda size aktarabilirim. Sayın Bildik, sizinle paylaştığım her cümle bir sırdır ve sadece Kemal Bey'le paylaşılır. Karargahın sırları sırlarımızdır.' şeklinde bilgi verdiği, bu nedenle yapılan toplantıların örgütsel içerikli gizli toplantılar olduğu ve sivil olan bu şüphelilerin karargah olarak tabir edilen askeri kanat içinde yer alan kişilerle aralarında örgütsel birlikteliğin bulunduğu ve 'karargahın sırları sırlarımızdır' şeklindeki mektuptan da aralarındaki gizliliğin sivil ve asker kökenli örgüt üyeleri tarafından bilinip uygulandığı anlaşılmaktadır.

Ayrıca Neriman Aydın'ın Hayri Bildik'e hitaben, 'her üç ayda bir kurmay heyet olarak bir araya gelip hadiseleri, kat edilen yolları, yapılması gerekenleri görüşmemiz ve bunları zabta geçirmemiz, geleceğe dair yolumuz için son derece faydalı olacaktır' şeklindeki söylemlerden, şüpheli Hayri Bildik'in de bahsi geçen gizli örgüt üyeleri arasındaki toplantılara katıldığı anlaşılmaktadır.''

Hayri Bildik'in yaptığı birçok telefon görüşmesinde, bazı dergi ve kitapların çıkartılmasıyla ilgili çalışmalar yaptığı, yine bir dernek kurulmasıyla ilgili bazı şahıslarla karar aldıklarını anlattığı, bu işlerin finansmanında kullanılmak üzere özellikle İzmir Büyükşehir Belediyesi İZELMAN'dan alınacak bir paradan bahsettikleri anlatılan iddianamede, bu konuyla ilgili kendilerinin İZELMAN'a kestiği faturaya maliyece el konulduğu, ancak sonraki dönemde yeni bir fatura kesme yoluna giderek parayı aldıkları, bu parayı da kendi üzerine değil, kız arkadaşı Saliha Mazman adına banka hesabına havale ettirdiği kaydedildi.

GÖLGE CUMHURBAŞKANLIĞI GİBİ KULLANILACAK DERNEK BİNASI
İddianamede, Bildik'in telefon görüşmelerinde, kurmayı kararlaştırdıkları bir dernekle ilgili, derneğin merkezinin Çankaya'da olacağını, buranın 'gölge Cumhurbaşkanlığı' gibi kullanılacağını ve her alanda insan yetiştireceğini anlattığına yer verildi.

Hayri Bildik'in Saliha Maznan ile yaptığı bir görüşmede, Albay Cemal Temizöz'ün yargılandığı faili meçhul cinayetlerle ilgili, kendisinin de aynı yapılanma içerisinde yer aldığı ve faili meçhul cinayetlere karıştığı imasında bulunarak, mensubu olduğu 'Ergenekon Silahlı Terör Örgütünün' yaptığı tüm eylemleri tasvip ettiğinin anlaşıldığı belirtilen iddianamede, ''Şüphelinin çevresindeki kişilere de yaptığı işlerin gizli olduğunu, bu işlerle alakalı görüşmelerin şifreli yapılması gerektiğini sürekli anlatması ve örgüt üyelerinden birçoğuyla irtibatlarının bulunması şüpheli Hayri Bildik'in sadece yayıncı olmadığını, Ergenekon silahlı terör örgütü içinde aktif olarak faaliyet yürüten görevli örgüt üyesi olduğunu ve örgütün medya yapılanması içinde yer aldığı açıkça göstermektedir'' denildi.

DİĞER SANIKLARIN HUKUKİ DURUMLARI
Firari sanık Hakan Arıkan'ın da telefon görüşmelerine yer verilen iddianamede, bu sanığın da görüşme içeriklerinden 'Ergenekon silahlı terör örgütü' yapılanması içinde medya ve internet bölümünde görevli örgüt üyesi olduğunun anlaşıldığı kaydedildi.

Mevcut deliller ve yazdığı yazılar göz önüne alındığında Arıkan'ın ''Ergenekon silahlı terör örgütü'' içinde aktif olarak yer aldığı belirtilen iddianamede şu görüşlere yer verildi:

''Yine örgütün üst düzey yöneticisi olan Ahmet Hurşit Tolon'la da irtibatının bulunmasının yanında, şüphelinin Kuva-i Milliye Derneği üyelerinden Hüseyin Gazi Oğuz'la da irtibatının bulunması ve bu grupla dolaylı irtibatı olan şüpheliler Kemal Aydın ve Neriman Aydın'la da irtibatları yanında, örgütün polis yapılanmasında yer alan sanık Muhterem Bağcı ile irtibatları göz önüne alındığında, şüphelinin Ergenekon silahlı terör örgütü içinde medya grubunda yer aldığı ve örgüt içinde bulunan birçok grup ve kişi ile doğrudan örgütsel irtibat içinde bulunduğu, aşırı Türkçülük yapmak suretiyle Ergenekon silahlı terör örgütünün amaçları arasında bulunan halkı birbirine düşürerek kaos ortamı oluşturulması yönünde yazdığı yazıları değişik kişilere gönderdiği gibi, bu yazıları internet sitesinde de yayınladığı tüm delilerden anlaşılmış olmakla, ayrıca firari şüpheli Hakan Arıkan hakkında yakalama kararı bulunmasına rağmen, şüphelinin aradan geçen bunca zamana rağmen yakalanamamış olması ve kendisinin de teslim olmamış olması da şüphelinin üzerine atılı suçu işlediğinin bilincinde olduğu ve yakalanmamak için saklandığı açıkça anlaşılmaktadır.''

VATAN HAİNİ KİŞİLERİN ORTADAN KALDIRILMASI
Aydoğan Aksüngü'nün de ifadelerine ve yaptığı telefon görüşmelerinin içeriklerine yer verilen iddianamede, sanığın Kemal Aydın ile yaptığı bir telefon görüşmesinde Aydın'ın sözde vatan haini olduğunu iddia ettiği kişilerin ve oluşumların ortadan kaldırılması görevine yardımcı olacağını söyleyip, göreve hazır olduğunu ve örgütün kendisine vereceği görevleri yerine getireceğini bildirdiği kaydedildi.

Aksüngü'nün yaptığı telefon görüşmelerinden, devlet adına resmi dinleme yapan görevlileri dahi düşman olarak gördükleri ve olası bir darbe sonrası başta yürütme organı olmak üzere yürütme organına bağlı tüm birimlerde çalışan görevlileri öldürmek dahil her türlü planı hazırladıkları belirtilen iddianamede, ''Bu düşüncenin de Ergenekon silahlı terör örgütü tarafından prensip olarak kabul edilen ve sürekli uygulanmaya çalışılan bir metot olduğu ve sürekli 'de değişik gruplar arasında çatışma ortamı çıkarmaya gayret edip darbeye zemin hazırlamak için her türlü imkanı kullandıklarına'' yer verildi.

İddianamede, ''Tüm bu deliller göz önüne alındığında şüpheli Aydoğan Aksüngü'nün Ergenekon silahlı terör örgütü içinde sanık Kemal Aydın grubuna bağlı hücrelerde görevli bir örgüt üyesi olduğu açıkça anlaşılmıştır'' denildi.

İddianamede, emekli Astsubay Maruf Şinik'in de telefon görüşmelerine yer verilerek, sanığın, 'Ergenekon silahlı terör örgütünün' amaçları doğrultusunda sanık İbrahim Özcan'a bağlı olarak faaliyette bulunduğu, örgüt talimatları doğrultusunda örgüt adına yapılacak sivil toplum kuruluşları eylemlerinin düzenlenmesi ve bu sivil toplum kuruluşlarının 'Ergenekon silahlı terör örgütü' adına yaptıkları gösteri ve yürüyüşlerle alakalı yapılacak afiş ve benzeri broşürlerin dağıtılmasıyla ilgili faaliyetlerde bulunduğu, örgütün amacını bilerek ve isteyerek faaliyetlerine yardımcı olduğu anlatıldı.

ÖRGÜT ADINA VERİLEN İŞLERİ YAPTI
İddianamede, sanık Recep Taylan'ın ''Ergenekon silahlı terör örgütü'' yapılanmasında yer alan Kemal Aydın ve Durmuş Ali Özoğlu grubuna bağlı olarak faaliyet gösteren örgüt üyelerinden Hamza Demir ile bağlantı kurmak suretiyle örgütün talimatlarını alıp buna göre hareket ettiği anlatıldı.

Taylan'ın örgüt adına verilen işleri yaptığı, bu konularda Hamza Demir'e bilgi verdiği ve verdiği bilgilerin de yukarı iletilmesini istediği kaydedilen iddianamede, sanığın, ''Yeni bir numara. Öteki numaradan konuşalım, bu numara dinlenemez. Normal telefondan arayayım'' gibi ifadelerinden ''Ergenekon silahlı terör örgütünün'' amaçlarını bilerek ve buna inanarak faaliyetlerde bulunduğunun anlaşıldığı ve bu konulardaki çalışmalarını da örgüte Hamza Demir vasıtasıyla yaptığı kaydedildi.

İddianamede, Hakan Akdoğan'ın da ''Ergenekon silahlı terör örgütü'' yapılanması içinde örgüte ihtiyaç duyulan silah ve mühimmatın illegal yollardan temini işlerinde görevli bir örgüt üyesi olduğu, bu işleri şüpheli Adem Uzun'la birlikte organize ettiği belirtildi.

Sayfa Yükleniyor...