Ergin: Bu bir yetki gaspıdır

Adalet Bakanı, HSYK'nın Erzurum Özel Yetkili Cumhuriyet Savcılarının Yetkilerini Kaldırma Kararına Sert Tepki Gösterdi.

Ergin: Bu bir yetki gaspıdır

Erzincan Cumhuriyet Başsavcısı İlhan Cihaner'in dün makam odası ve evinin aranması daha sonra da tutuklanması gündemi değiştirdi.


HSYK, bugün yaptığı toplantıda başsavcı Cihaner'in tutuklanmasına neden olan soruşturmayı başlatan Erzurum Özel Yetkili Başsavcısı Osman Şanal'ın yetkilerinin alınmasına karar verdi.

Yargıtay ve Danıştay yaptığı açıklamalarla HSYK'nın bu kararına destek verdi.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Adalet Bakanı Sadullah Ergin, Başbakan Yardımcıları Cemil Çiçek ve Bülent Arınç ile partinin hukukçu milletvekilleri 3.5 saat süren bir toplantı yaptı.

Toplantının ardından kameraların karşısına geçen Adalet Bakanı, Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu'nun kararı için "Anayasa ve yasalara aykırı bir hukuksuzluktur" ifadesini kullandı.

Yargıtay ve Danıştay başkanları ile Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının peşpeşe yaptığı açıklamaların ardından ''üstlendikleri sorumluluk ve görevleri gereği mevcut gelişmeler karşısında daha fazla sessiz kalınamayacağını'' belirten Ergin, kamuoyunu bilgilendirmek için açıklama yapma zarureti doğduğunu kaydetti.

Anayasa'nın 159. maddesinde ve 2461 sayılı Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu Kanunu'nun 4. maddesinde HSYK'nın görev ve yetkilerinin açıkça sayıldığını ifade eden Ergin, hakim ve savcılar ile mahkemlerin yargısal faaliyetlerinin denetiminin yargı mercilerine bırakıldığını anımsattı.

''HSYK'nın böyle bir görev ve yetkisi yoktur'' diyen Ergin, şöyle konuştu:

''HSYK yargısal görevleri olmayan idari bir kuruldur. Hakim veya savcı, hakim veya mahkeme kararlarına karşı kanun yollarına başvurma hakkı Cumhuriyet savcısı, şüpheli, sanık veya katılana aittir. Bunlardan herhangi birinin müracaatı olmaksızın, süreçte yargısal denetimi yapmakla görevli mercilerin bile bu denetimi yapması mümkün değil iken idari bir Kurul olan HSYK'nın bu denetimi yapmaya kalkışması çok açık bir yetki gasbıdır. Anayasa ve yasalara tamamen aykırı bir hukuksuzluktur.

Hiçbir yargısal görevi bulunmayan Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulu'nun bu konuyu görüşmek üzere toplanarak, HSYK'nın yaptığının doğru olduğuna dair karar alması da yasal dayanaktan yoksundur, ihsası rey niteliğindedir, yargılama faaliyetine müdahale anlamını taşımaktadır. Danıştay Başkanı'nın görev alanıyla ilgili olmayan bu konuyla ilgili yaptığı açıklama bu yanlışlara katkı vermek anlamına gelmektedir. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının devam eden yargısal bir faaliyetten dolayı siyaset kurumunu sorumlu tutmak anlamına gelen açıklamasının da kabul edilmesi mümkün değildir.

Erzurum Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülmekte olan bir soruşturma kapsamında yapılan arama, gözaltına alma ve tutuklama kararları üzerine yasada bu konuda hiçbir yetkisi ve görevi olmayan HSYK, aldığı kararla yürütülmekte olan soruşturmaya müdahale etmiş, doğrudan taraf olmuş, yetkisini aşmış, bağımsız yargının işleyişine engel olmuş, soruşturmanın sağlıklı bir şekilde yürütülmesi ve sonuçlandırılmasını tehlikeye sokmuştur.''

HSYK'nın aldığı kararla yürütülmekte olan soruşturmaya müdahale ettiğini söyleyen Ergin, ''Bu ve benzeri girişimleri Adalet Bakanlığı olarak yargı bağımsızlığına büyük bir darbe olarak görüyoruz. Yargının bağımsız ve tarafsız şekilde görevini yapması engellenmiş, bu sürece dahil olanlar görevlerinden alınmak suretiyle diğer görevlilere açıkça gözdağı verilmiştir'' diye konuştu.

Yürütülen soruşturma kapsamında ilgililerin hukuk ihlali yapıldığı yönündeki varsa itirazları ve başvurularının çözüm yerinin HSYK değil, bu işle görevlendirilen mahkemeler olduğunu ifade eden Ergin, bu yönde yapılan itirazın ilgili mahkemece reddedildiğini anımsattı. Ergin, şöyle konuştu: '

'HSYK, soruşturmanın tamamlanmasını beklemeksizin ve varsa hukuk ihlallerini araştırma gereği duymaksızın ve hangi somut verilere ve dosyalara dayanarak böyle bir karar aldığını da açıklamaksızın yetki gasbı yapmak suretiyle sürece çok vahim bir müdahalede bulunmuş, yargı sistemini kaosa sürükleyecek bir tutum takınmıştır. Yetkileri değiştirilen Cumhuriyet savcılarının hakim tarafından verilen kararları yerine getirdikleri göz ardı edilmiştir. Savcıların yaptıkları işlemlerin yetki ve görevleri kapsamında kaldığı mahkeme tarafından da kabul görmüştür. Bu durumda Cumhuriyet savcılarına atfedilen suçun ne olduğu ve bunu ne şekilde işlediklerinin de yine kamuoyu ile paylaşılması gerekmektedir.''

ANAYASA'NIN 138. MADDESİ İHLAL EDİLMİŞTİR
Ergin, HSYK tarafından alınan karar ve yapılan açıklamalarla Anayasa'nın 138. maddesindeki ''Hakimler, görevlerinde bağımsızdırlar, Anayasa'ya, kanuna ve hukuka uygun olarak vicdani kanaatlerine göre hüküm verirler. Hiçbir organ, makam, merci veya kişi, yargı yetkisinin kullanılmasında mahkemelere ve hakimlere emir ve talimat veremez, genelge gönderemez, tavsiye ve telkinde bulunamaz'' hükmünün ihlal edildiğini, hakim ve savcılara yargısal süreçle ilgili müdahalede bulunulduğunu söyledi.

Anayasa'nın bu hükmünün sadece yürütmeyi ve bu anlamda bakanlığı değil aynı zamanda yüksek mahkemeleri, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığını ve HSYK'yı da bağladığını vurgulayan Ergin, şöyle devam etti:

''Bu bağlamda Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nca yapılan basın açıklamasında 'Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca Habur, Erzincan ve Erzurum adli yargı çevrelerinde yargıyı yıpratan, yargıya olan güveni sarsan adli tahkikatlar incelemeye alınmıştır...' şeklinde değerlendirmelere yer verilerek, bu konuya ilişkin hiçbir yetkisi ve görevi olmadığı halde doğrudan bu makamca da HSYK gibi soruşturmaya müdahale etme girişiminde bulunulmuştur.

Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın ve HSYK'nın açıklamaları ve bu konuda aldığı kararlar TCK'nın 288. maddesindeki 'Bir olayla ilgili olarak başlatılan soruşturma veya kovuşturma kesin hükümle sonuçlanıncaya kadar savcı, hakim, mahkeme, bilirkişi veya tanıkları etkilemek amacıyla alenen sözlü veya yazılı beyanda bulunan kişi .... cezalandırılır' hükmü uyarınca adil yargılamayı etkilemeye teşebbüs girişimidir. Soruşturmayı yürüten Cumhuriyet savcılıkları ve tedbir kararlarını veren mahkemeler yüksek mahkemelerin ve HSYK'nın ağır baskısı altına alınmıştır. Bu şartlar altında bağımsız ve tarafsız bir yargılama yapmak son derece zorlaşmıştır.''

YARGI REFORMUNUN HAYATA GEÇİRİLMESİ ZORUNLULUĞU ORTAYA ÇIKMIŞTIR
Bakan Ergin, HSYK'nın Şemdinli olaylarına ilişkin soruşturmayı yürüten Cumhuriyet savcısı hakkında verdiği meslekten çıkarma kararının Avrupa Birliği'nin hakkında düzenlediği ilerleme raporlarında ''yargıya ağır baskı'' olarak nitelendirildiğini belirtti.

Ergin, aynı konunun yine Avrupa Birliği adına düzenlenen Türk Yargısının İşleyişine İlişkin İstişari Ziyaret Raporlarının sonuncusunda yargıya yönelik ''iç tehdit'' olarak değerlendirildiğini ifade etti.

Adalet Bakanı Ergin, açıklamasını şöyle tamamladı:

''HSYK ile Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının yargılama sürecine yaptığı bu müdahaleden sonra yargının bağımsızlığı ve tarafsızlığı bakımından yargı reformunun acilen hayata geçirilmesi zorunluluğu bir kez daha ortaya çıkmıştır.

Bakanlığımız, bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da yargı bağımsızlığı ile hakimlik ve savcılık teminatının ihlali anlamına gelebilecek her türlü girişimlere karşı herkesin hukuk sınırları içerisinde kalması için gerekli uyarılarını yapmaya devam edecektir.''

Bakan Ergin, Adalet Bakanlığında düzenlediği basın toplantısının ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı.

Bir soru üzerine Ergin, Başbakanlık Resmi Konut'taki görüşmede, Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulunun (HSYK) yapısının değiştirilmesi konusunun değerlendirilmediğini söyledi.



Bakan Ergin, ''19 Şubat Cuma günü yapılacak Milli Güvenlik Kurulu toplantısına bu konu taşınacak mı?'' sorusu üzerine, Milli Güvenlik Kurulu toplantısının gündeminin belirlendiğini ve o gündem üzerinde çalışılacağını ifade etti. Ergin, ''Ama gündem dışı bu konuyu gündeme getiren üye olursa ayrıca değerlendirilir'' dedi.

HSYK kararının Erzurum'a tebligatının yapılıp yapılmayacağının sorulması üzerine Ergin, kurulun aldığı karara karşı itirazlarını dile getirdiklerini ifade ederek, ''Ama ortaya çıkan bir karar var ve bu kararın yasal gerekleri de yapılacaktır'' diye konuştu.

Adalet Bakanlığı Müsteşarı Ahmet Kahraman'ın yarın yapılacak HSYK toplantısına katılıp katılmayacağı sorusuna Ergin, ''Biz kuruldaki çalışmalarımızı aksatmadan devam ettiriyoruz'' yanıtını verdi.

Bir gazetecinin, ''Müsteşar katılmasa Kurul bu kararı alamazdı, neden katıldı?'' şeklindeki sorusu üzerine Ergin, şunları söyledi:

''Bizim çok net açık muhalefetimiz var bu konuya. Bu karar yargı bağımsızlığını gerçekten sonuna kadar zorlayan bir karar olmuştur. Maalesef tarih de bu kararı ayrıca bu boyutuyla ayrı değerlendirecektir. Van Savcısıyla ilgili karar nasıl ki bugün beş sene sonra hala Türkiye'nin önüne getirilen bir konu ise üzülerek ifade edeyim ki bu karar da Türkiye'nin önünde yargı bağımsızlığın ihlali olarak çokça önümüze çıkacak maalesef konulardan bir tanesi haline gelmiştir.''

SAVCI VE HAKİMLER ÜZERİNDE CİDDİ BİR BASKI OLUŞTURACAK
Bakan Ergin, ''Bir hukukçu olarak Erzurum'da yürütülen bu soruşturmadan artık bir sonuç çıkmasını bekliyor musunuz?'' sorusuna, ''Devam etmekte olan bir soruşturmayla ilgili alınan bir tedbir kararından sonra kurulun bu tasarrufu bundan sonra bu dosya, bu tahkikat üzerinde görev yapacak savcı ve hakimler üzerinde ciddi bir baskı oluşturacaktır. İzan sahibi, vicdan sahibi hiçbir aklı selim sahibi kişi bu gerçeği yadsıyamaz, inkar edemez diye düşünüyorum'' yanıtını verdi.

HSYK toplantısına Müsteşar Kahraman'ın neden katıldığı sorusunun yinelenmesi üzerine Ergin, şunları kaydetti:

''Bizim dönemimizde müsteşarımızın katılmadığı bir toplantı olmamıştır. Kurul çalışmalarında biz gerekli itirazlarımızı gündeme getiriyoruz. Sonuna kadar da yargı bağımsızlığı ve hakimlik teminatının çiğnenmemesi noktasında yaz dönemi kararnamesinde de belli girişimler olmuştu biliyorsunuz. O zaman da devam etmekte olan soruşturmaların hakim ve savcılarının bir şekilde hizaya getirilme anlamına gelecek, ibret olsun diye yapılacak bir takım tasarrufların Türk yargısına yapılacak en büyük haksızlık ve müdahale olacağını ifade etmiştik.''

Bakan Ergin, ''HSYK kararının yargı bağımsızlığına müdahale olduğunu belirttiniz. Erzincan Başsavcısı Cihaner, HSYK'ya gönderdiği savunmasında, İsmailağa cemaati ile ilgili soruşturma kapsamında Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek'in kendisini aradığı ve bazı şüphelilerin bırakılması yönünde talimat verdiği bilgisi basında yer aldı. Bu da yargıya müdahale olarak algılanamaz mı?'' sorusuna da şu yanıtı verdi:

''Yargılama aşamasındaki olayların, efendim 'yetkisi vardı yoktu, Erzincan, Erzurum yapacaktı, Yargıtay yapacaktı' gibi değerlendirmeler, hukuki değerlendirmelerdir. Onların içeriğine hiç girmedim dikkat ederseniz. Burada yapılan yargılama faaliyetinden dolayı kurulun bu süreç devam ederken bu soruşturmada görev almış tüm savcıların yetkilerini kaldırmak suretiyle yapmış olduğu müdahaledir. Diğer sorunuza gelince de Sayın Başbakan Yardımcımızın yapmış olduğu o arama kendisi de ifade etmiştir, o süreçte bilgi alma mahiyetinde bir müracaattır, girişimdir. Onun ötesinde yargılama faaliyetine yapılacak hiçbir müdahaleyi, baskıyı tasvip etmemiz, kabul etmemiz mümkün değildir. Bunu zaten bizzat Başbakan Yardımcımız da ifade etmiştir.''

''(Yargı reformunun acilen hayata geçirilmesi gerekli) dediniz. Bununla ilgili bir takvim var mı?'' sorusu üzerine Ergin, ''Hükümet çalışmaları içerisinde ayrıca değerlendiriyoruz. Orada bir sonuç çıkması halinde sizinle onu ayrıca paylaşacağım'' dedi.

HSYK'nın Erzurum'daki savcılarla ilgili suç duyurusunda da bulunduğunun hatırlatılması ve ''Bu suç duyurularıyla ilgili nasıl bir yöntem izleyeceksiniz? Bu açıklamanızdan soruşturma izni vermeyeceğiniz sonucuna mı varalım?'' sorusu üzerine Ergin, şunları söyledi:

''Bugüne kadar Adalet Bakanlığına yapılmış olan tüm müracaatlar incelenmiştir. Bu incelemeler yapılmadan hiçbir müracaat karşılıksız bırakılmamıştır. Böyle bir müracaat yapıldığında gene incelenecektir. Soruşturmaya geçilmesini gerektirecek bir durum görünmesi halinde de bunun gereği yapılacaktır. Bugüne kadar bundan hiçbir surette kaçınmadık, bundan sonra da kaçınmayacağız.'' Ergin, ''Yarın ki HSYK toplantısına siz veya Müsteşar katılacak mı?'' sorusuna, ''Haftalık bizim mutat toplantılarımız Salı ve Perşembedir. Yarın da perşembe, o mutat toplantı devam edecektir. Kurul çalışmalarına müsteşarımız her zamanki gibi iştirak edecektir'' yanıtını verdi.

Adalet Bakanı Ergin, Adalet Bakanlığının bu sabah erken saatlerde yazılı bir açıklama yaptığının belirtilmesi ve ''O sırada İlhan Cihaner tutuklanma talebiyle mahkemeye sevk edilmişti. Tam tesadüf olarak belki de o saatlere denk geldi açıklamanız. Bu aşamada bunu da Bakanlığınızın yönlendirmesi olarak görüyor musunuz?'' sorusu üzerine, şunları kaydetti:

''Sabah saatlerinde bizim yaptığımız açıklamayı açın, satır satır okuyun. Orada hiçbir surette savcıların, hakimlerin görev alanına ilişkin en ufak bir müdahale yok. En ufak bir telkin yok. Sadece bilgi kirliliğine yol açan ve kamuoyunda bir gece önce, dün akşam itibarıyla çokça yorumlar yapılan konulara ilişkin yasal mevzuat yazılmıştır oraya ve tüm kurum ve kuruluşların, hem Anayasa'mızda, 138. maddede ifadesini bulan hem ceza yasalarımızda yasaklanan eylemlerden kaçınması gerektiği, yargının bu tür tartışmaların dışında tutulması gerektiğine dair bir açıklamadır o açıklamamız. Dolayısıyla biz herkesi yargısal faaliyete saygılı olmaya, sabırla sonucunu beklemeye davet ettik. Hiçbir surette bir müdahale iması bile söz konusu değildir.''

Sayfa Yükleniyor...