'Erik çekirdeği dayağı' zanlısı ilk duruşmada serbest

İstanbul Tuzla'da otomobiline erik çekirdeği attığı gerekçesiyle 11 yaşındaki çocuğu darp eden sanığın 15 yıl 6 aya kadar hapis istemiyle yargılanmasına başlandı. Mahkeme, tutuklu sanığın adli kontrol tedbirleri kapsamında tahliyesine karar verdi.

'Erik çekirdeği dayağı' zanlısı ilk duruşmada serbest

Tuzla'da, otomobiline erik çekirdeği attığı gerekçesiyle 11 yaşındaki çocuğu darp eden sanık, "kişiyi hürriyetinden yoksun kılma" ve "kasten yaralama" suçlarından 15 yıl 6 aya kadar hapis cezası istemiyle hakim karşısına çıktı. Anadolu 67. Asliye Ceza Mahkemesindeki duruşmaya, tutuklu sanık Ufuk Özüdoğru, mağdur M.Y.K. ve ailesi ile tarafların avukatları katıldı. 

Kimlik tespitinin ardından savunmasını yapan sanık Özüdoğru, olay günü aracı ile arkadaşının dükkanına gittiğini anlatarak, "Aracımla caddeden aşağı doğru inerken çatır çatır sesler duydum. Trafik ışıklarına geldiğimde sesler yoğun bir şekilde gelmeye başladı. Arabama taşlar atıldığını düşündüm. Arabamı durdurdum ve aşağı indim. Yaklaşık 5-6 çocuk gördüm. Onlara yapmayın dediğim halde bana el kol hareketleri yaparak küfürler ettiler. Aracın maddi değerinden ziyade rahmetli babamdan kaldığı için manevi değeri vardı" dedi.

Daha sonra aracından inerek çocukların peşine düştüğünü anlatan Özüdoğru, "Yalnızca bir çocuğu yakalayabildim. Darp etme niyetim yoktu. Zaten pişman olmuştum. Çocuğu yakalayınca elleriyle yüzünü kapatmıştı. Ben de çocuğun ellerine vurdum. Kaçan çocuklar nerede dedim. Mahallede olduğunu söyledi. Mahalleye geldik çocukla birlikte. Mahallenin arka tarafında ağaçlık bir alan varmış. Buraya girmeden şöyle bir baktım yakaladığım çocuk da arkadaşlarına seslendi. Çocuğu alıkoyma gibi bir niyetim de yoktu. Yalnızca bir elim çocuğun omuzundaydı. Zorla tutmadım. Kaçmak istese kaçardı" diye konuştu.

Daha sonra olay yerine gelen Gülin Kaya'nın "çocuğa vuramazsın" demesi üzerine annesi olduğunu düşünerek çocuğu bıraktığını kaydeden Özüdoğru, "Bu olay yaşandıktan sonra pişmanlık duydum. Olaydan sonra zaten evine gidip özür dileyecektim. O sırada polisler gelince gidemedim. Teslim oldum. Çocuklar her ne kadar ifadelerinde erik çekirdekleri attıklarını söyleseler de bu beyanlar doğru değildir. Olay nisan ayında olmuştur. Bu ayda eriklerin çekirdekleri olmaz. Ben mağdurum. Ben uzlaşmak istiyorum. Ben kin beslemiyorum kimseye" şeklinde konuştu.

Bunun üzerine mahkeme hakimi, üzerine atılı suçların uzlaşmaya tabi olmadığını sanığa söyledi.

OLAYIN ÇOCUK ÜZERİNDEKİ TRAVMATİK ETKİLERİ SÜRÜYOR

Mağdur M.Y.K.'nin babası Yasin Koçak da sanıktan şikayetçi olduğunu ve katılma talebinin bulunduğunu belirterek, "Olay esnasında evimdeydim. Gülin Kaya evimize geldi. Oğlumun yüzünün sol tarafı komple darp içerisindeydi. Çocuğum konuşamıyordu çenesi titriyordu. Hatta çocuğumu bana getiren Gülin Kaya da titriyordu. Cezalandırılmasını istiyorum" ifadelerini kullandı.

Duruşmada hazır bulunan pedagog Ümit Tayfun Gürtekin, mağdur ile duruşma öncesi yapılan görüşme ve gözlem sonucunda, iddia edilen olayın çocuk üzerinde travmatik etkilerinin sürdüğünü, sanıkla yüzleştiği zaman olayı tekrar hatırlar duruma geldiğini ve sanığın bulunduğu ortamda ifade vermesinin sağlıklı olmayacağını belirterek, mahkemenin uygun görmesi halinde sanığın duruşma salonundan çıkarılması görüşünde olduğunu söyledi.

Mahkeme hakimi, bu talebi kabul ederek sanık Özüdoğru'nun geçici olarak duruşma salonundan çıkarılmasına karar verdi.

"YERDEYKEN SURATIMA TEKME ATTI"

Pedagog eşliğinde beyanı alınan mağdur M.Y.K. ise şunları anlattı:

"Amcamlardan geliyordum. Bakkalın önünde mahalle maçı yapmış arkadaşlarımı gördüm. Erik yiyelim dedik. Mahallemizde erik aracı vardı. Sahibi de aracın yanında oturuyordu. İzin isteyip erik topladık. Sonra yolun oradaki çimenlikte oturup erikleri yiyip, aşağıdaki yola doğru atıyorduk. Yediğimiz eriklerin çekirdekleri kırmızı ışıkta duran bir araca gelmiş. İki arkadaşım arabanın sahibinin geldiğini görmüş. Biz şaka zannettik. İki arkadaş kaçtılar. Biz de kaçmaya başladık. Ben de orada bulunan bir sitenin güvenliğine doğru giderken şahıs beni tuttu. Benim yüzümün sol tarafına eliyle vurdu. Yere düştüm. Enseme doğru yumruk atmaya başladı. Yerdeyken suratıma tekme attı. O sırada topladığım eriklerin bir kısmı cebimden düşmüştü."

Kendisini döven kişinin "Beni arkadaşlarının yanına götür" dediğini anlatan M.Y.K., "Ben de korktuğum için mahalleye götürdüm. Şahıs mahallede arkadaşlarımı göremeyince 'Ben sana ne yapacağımı biliyorum' dedi. Mahallenin yakınındaki ormanın içine götürdü. Ormana götürürken de 'Siz elinize bomba aldınız, pimi çektiniz bekliyorsunuz. Size Aydınlı'yı dar edeceğim' dedi. Sonra Gülin Kaya isimli kadın geldi. 'Sen ne yapıyorsun burada çocuğa' dedi. O da 'Arabama taş atmasaydı' dedi. Gülin abla da 'Polisi arayacağım' deyince şahıs küfür etti. Beni de Gülin ablaya doğru itti. Gülin abla da bana 'Evine kaç' dedi. Ben eve gittim" şeklinde konuştu.

Tanık olarak beyanı alınan Gülin Kaya ise olay günü evde yemek yaptığı sırada bir çocuğun bağırma sesini duyduğunu, balkona çıktığında bir kişinin çocuğu darp ettiğini gördüğünü kaydederek, "Ben sanığın çocuğu kolundan tutarak götürdüğünü gördüm. Daha sonra takip edip ormanlık alana gittiğimde sanığın çocuğun kolundan tuttuğunu gördüm. 'Çocuğu dövemezsin' dedim. Polisin geleceğini söyleyince çocuğu bana doğru itti. Ben de çocuğa kaçmasını söyledim" diye konuştu.

Yeniden söz verilen sanık Ufuk Özüdoğru, "Ben yaptıklarımdan pişmanım, Hiçbir kötü niyetim yoktu. Ormanlık alan değildi. Ağaçlık bir alandı. Tahliyemi talep ediyorum" dedi.

SANIK İLK DURUŞMADA TAHLİYE EDİLDİ

Mahkeme, sanık Ufuk Özüdoğru'nun üzerine atılı bulunan "küçük çocuğa karşı cebir tehdit veya hile kullanarak kişiyi hürriyetinden yoksun kılma" ve "basit yaralama" suçlarını işlediğine dair kuvvetli suç şüphesinin varlığını gösteren somut olguların bulunmasına karşın, delillerin büyük oranda toplanmış olması, bu aşamadan sonra delillerin karartılacağına, tanık üzerinde baskıda bulunulacağına dair somut bir tehlikenin bulunmaması, tutuklamanın bir tedbir olması gibi gerekçelerle tahliyesine karar verdi.

Sanığın yurt dışına çıkışının yasaklanması ve her hafta cuma günleri ikametine en yakın polis merkezine giderek imza atma şeklinde adli kontrol altına alınmasına hükmeden mahkeme, eksikliklerin giderilmesi amacıyla duruşmayı erteledi.

Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianamede, sanık Ufuk Özüdoğru'nun"beden veya ruh bakımından kendisini savunamayacak olan kişiye kasten yaralama" ve "cebir, tehdit veya hile kullanarak kişiyi hürriyetinden yoksun kılma" suçlarından toplam 4 yıl 6 aydan, 15 yıl 6 aya kadar hapisle cezalandırılması isteniyor.

11 YAŞINDAKİ ÇOCUĞA "ERİK ÇEKİRDEĞİ" DAYAĞI KAMERADA

Sayfa Yükleniyor...