Eroğlu: Genelgeye aykırı yapılar yıkılacak

Sel felaketiyle ilgili soruları yanıtlayan Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu, dere yataklarında genelgeye aykırı olarak inşa edilen yapıların kaldırılacağını söyledi.

Eroğlu: Genelgeye aykırı yapılar yıkılacak

NTV’ye konuk olan Çevre Bakanı Veysel Eroğlu, üç yıl önce çıkarılan ancak uygulanmayan genelgeyi anlattı ve soruları yanıtladı.

Veysel Eroğlu, şu yanıtları verdi:

-Uyarılar içeriyor genelge ve bir sel felaketi yaşadık ve aslında bu uyarılara çok uyulmadığını gördük. Acaba uygulamada bazı boşluklar mı vardı?

Veysel Eroğlu: Genelgeden sonra bunların takibi gerekiyor. Bazı yerlerde maalesef takibin tam olarak yapılmadığını müşahede ettik. Esasen dere yatakları çok önemli. Bazı yerlerde meskun bölgelerde yerleşim alanlarında üzerleri kapatılıyor, kesitler daraltılıyor. Veya dere yataklarına uygun olmayan köprü gibi bir takım yapılar inşa ediliyor. Maalesef bu derenin kesitini daralttığı için taşkınların büyük bir sebebi bundan kaynaklanıyor. Sadece dere yatakları değil İstanbul ve Trakya’da vuku bulan sel baskınında yağışlarında çok büyük rolü oldu.

Her ne kadar Meteooroloji Genel Müdürlüğü ikaz etmişse de yağışların periyoduna baktığımızda neredeyse 200-300 yılda bir tekerrür edecek olan yağış yapmış. Bunu da dikkate almak gerektiği kanaatindeyim. Hem dere yataklarının işgali yanlış, köprüler menfezler bunlar hakikatten hasarda büyük rol oynamıştır. Ben bizzat gerek Silivri, gerek Selimpaşa ve İstanbul’da değişik noktalarda yerinde incelemelerde bulundum. Ayrıca aynı günün akşamı İstanbul’daki Afet Koordinasyon Merkezi'nde bir toplantı yaparak bir takım tedbirler hemen aldık. Çünkü hemen akabinde Cuma ve Cumartesi günleri de kuvvetli bir yağışlın vuku bulacağını daha önce haber vermiştik. Dolayısıyla bu konuda tedbirler dikkate alındı.


Dikkat ederseniz daha büyük taşkın olmasına rağmen Kilyos’ta ve Trakya’da bir ölüm hadisesi vuku bulmadı ama ufak tefek hasarlar elbette oldu.

Dere yatakları işgal edildiği zaman dere bir şekilde yolunu buluyor yolunu açıyor. Dere yatağı üstündeki binalarda ister istemez bir takım zararlar ortaya çıkıyor. Burada sadece kamu kurum kuruluşları değil aynı zamanda mali idareler, belediyeler ve özel idarelerin hassas olması lazım. Vatandaşlarımız da bu konuda hassas davranmaları ve gerekli tedbirleri kendilerinin de bizzat almaları gerekiyor.

Nasıl alacak derseniz dere yatağını işgal etmeyecek vatandaş. Ev yaptığı zaman en azından taşkınları dikkate alarak daha yüksek yapacak. Yani dere yatağının hemen yanında vatandaş bodrum yapıyor olacak şey değil. 

-Bu konuda DSİ’nin de bazı tedbir ve tavsiyeleri vardı ve bu genelgede de yer alıyordu. Buna yönelik bir yaptırım uygulanması ve bu yapılanmalarına kaldırılmasına yönelik ne tür önlemler alınacak ve önümüzdeki dönemde değişecek mi bu durum?

Veysel Eroğlu: Değişmesi lazım bu böyle gitmez. Bu konuda Bakanlar Kurulu'nda da dün sayın başbakanımız kesin talimatlar verdi. Neticede bakanlıklar arasında da aynı zamanda belediyeler valilikler arasında da ciddi bir koordinasyon kurmak sureti ile bu işi mutlaka çözmemiz gerekir. Çok büyük yağışta bazen tedbir almak da imkansız hale geliyor ama hasarları en aza indirmek mümkündür. Mutlaka tedbir almak gerekir.

Ancak aynı zamanda alınan tedbirlerin kontrolü, yanlışlarının düzeltilmesi gerekir. Biz şimdiden çalışmalara başladık. Bu genelgeye aykırı yapılmış yapılar veya derede işgal varsa bunların tespiti konusunda ben DSİ Genel Müdürlüğü'ne talimat verdim. Şu anda bütün bölgelerdeki arkadaşlarımız belediyelerle ve valiliklerle birlikte tespitler yapıyorlar.

Şişe ağzı dediğimiz bir takım kritik noktaları tespit edip bunarlın kaldırılması konusunda tespitler yapıldıktan sonra çalışmalar yapılacak. Bunların aynı zamanda kaldırılmasından hem belediyeler hem valilik, mülki idare amirleri ve kaymakamlıklar sorumlu. Biz bunları yazacağız ve kaldırılmasını talep edeceğiz. İkinci husus da bu taşkınların hasarlarının zararının en aza indirilmesi maksadı ile erozyon kontrolü ağaçlandırma çalışmalarının da yapılması şart.

Bu konuda ağaçlandırma ve erozyon kontrolü genel müdürlüğüne talimat verdim. Bilhassa bazı yerlerde geçmişte erozyon kontrol çalışmaları yapılan ağaçlandırılan yerlerde taşkınların azaldığını gördük.

Mesele geçenlerde Akşehir’e gittim orada bir vadi tamamen erozyona karşı ağaçlandırılmış bir noktada taşkınlardan büyük ölçüde korunmuş. Belki çok büyük yağışlarda sıkıntı olabilir ama en azından asgariye indirilmiş. Bu bakımdan diğer yerlerde de benzer çalışmaları yapmamız lazım.

Aynı zamanda dere yatakları ıslahı gerekiyor mutlaka bununda bir an önce yapılması lazım. Gerek yağmur sularının gerek derelerle ilgili yatırımların yapılması, bunların bakımlarının bu kurumlara tam yetki verilmesi şeklinde gerçekleştirilecek.

Geriye kalan kısımlarda ise DSİ yetkili. Eğer çalışama yapılırsa bazı hasarların en aza indirildiğine ben şahit oldum. Antalya’da ben bir mevsimde bütün araç gereci Antalya’ya sevk ederek ciddi bir dere ıslahı çalışmaları yaptık ondan sonra Antalya’da ciddi bir taşkın olmadı. Aynı şekilde diğer bölgelerde de yapmak istiyoruz. Bütçeden de gerekli parayı talep edip dolayısıyla inşallah 2010 yılında da bu konuda büyük bir seferberlik başlayacak bununda müjdesini vereyim.

-Büyükçekmece gölünün baraj kapaklarının açılması da tartışmalara sebep olmuştu. Baraj kapakları ne zaman açılmalı?

Veysel Eroğlu: Barajlarda genellikle belli bir seviyenin üzerine çıkınca bu kapakların açılması gerekir buna işletme karar verir. Bu da DSİ’dir. Burada barajın kapakları açılmadığı zaman barajın yıkılma tehlikesi vardır. Su setin üzerinde aşmaya başladığı zaman en kötü tehlike baraj için bu durumdur. Dolayısıyla kapakların açılması gerekir. Büyükçekmece’de de bu yapılmıştır. Oraya gelen su o kadar büyüktü ki 500 metreküp saniye yani neredeyse Fırat nehrinin debisi kadar su geldi. Dolayısıyla biz burada kontrollü olarak 300 metreküp saniyelik suyu barajın kapaklarını açarak denize vermek durumunda kaldık.

-Vatandaşlarımızın NTVMSNBC sayfasına  yazdıkları bazı soruları var Mehmet Dilyapıcıgil isimli bir vatandaşımız; 'havalimanı bağlantı yolunda mavi bidonlar var bakanlığın bu konuda bir çalışması olacak mı bu kimyasalların oradan kaldırılması ile ilgili ne tür çalışmalar yürütülüyor?' diye sormuş.

Veysel Eroğlu: Bu konuda aslında Çevre Yönetimi Genel Müdürümüz Pazar günü AKOM’da bir basın toplantısıyla bunları açıkladı. Gerek Çevre Orman İl Müdürlüğünden gerek İl Çevre Yönetimi Genel Müdürlüğümüzden Profesör Doktor Lütfü Akça, çevre orman il müdürümüz birlikte giderek ekiplerle birlikte bunları teker teker incelediler. Aslında bunların zehirli atık olmadığını tespit ettiler. Bunları zaten toplayarak büyük bir kısmını İzmit’teki tesislere gönderdiler. Toplamayan varsa vatandaşlarımız bildirdikçe toplanıyor.

-Selden etkilenen vatandaşların bu hasarlarını gidermeye yönelik hükümetten bir yardım olacak mı?

Veysel Eroğlu: Sayın başbakanımız gerek Tekirdağ gerek İstanbul ve Balıkesir valiliklerine belli miktarda -hatırladığım kadarı ile 4 Trilyon 250 milyar civarında- bir ilk yardımı olarak para gönderdi. Önce İstanbul’a 1 trilyon, Tekirdağ’a 1 trilyon kadar para gönderildi. Daha sonra tekrar yardım yapıldığını biliyorum. Ancak bu zaruri ihtiyaçlar için, valiliklerin vatandaşlarımıza yapacakları yardımın karşılığı olarak gönderildi.

Hasar tespitleri Bayındırlık İskan Bakanlığı tarafından yapılıyor. Vatandaşların özellikle zararları mutlaka karşılanacak. Bazı fabrikalarda hasar var onların da normalde sigorta yaptırmış olmaları lazım. Sigorta ile ilgili bazı problemler olduğunu haber alıyoruz. Hatta bazı sigorta firmaları bu zararı tazmin etmemek için bazı çareler aradıkları şeklinde haberler alıyoruz.

Hükümetimiz bu konuda tedbirler alacaktır. Vatandaş zarar görmüştür tabiki en azından ben oradaki evindeki mobilyaları, beyaz eşyaları, arabaları gördüm. Hakikatten zor bir durum İnşallah bu yaraları kısa zamanda saracağız. Devletimiz güçlüdür, bu yaraları saracak güçtedir. Ben  böyle afetlerin olmamasını gönülden diliyorum.


Sayfa Yükleniyor...