Faili meçhullerde 12 Eylül ayrışması

İlhan Erdost'un ölümüyle ilgili olarak 12 Eylül darbecilerinin yargılanması için suç duyurusunda bulunan Toplumsal Bellek Platformu'nun iki üyesi ile, 12 Eylül öncesinde öldürülen İlhan Darendelioğlu'nun oğlunun o döneme ve cinayetlere farklı bakışı.

Faili meçhullerde 12 Eylül ayrışması

Anayasa referandumuyla gündeme gelen 12 Eylül darbecilerinin yargılanmasıyla ilgili, Ankara Özel Yetkili Başsavcı Vekili görevsizlik kararı verdi.

Bu gelişmenin ardından, ‘muhatap kim?’ sorusuna karşılık olarak, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, Yargıtay Başsavcılığı ya da Meclis'te oluşturulacak bir komisyon adres olarak gösterildi.

Faili meçhul cinayetlerde hayatlarını kaybedenlerin yakınlarının oluşturduğu Toplumsal Bellek Platformu da, 12 Eylül darbesi sonrası tutuklanan ve nakil aracında öldürülen İlhan Erdost’un yıldönümünden bir gün sonra, 12 Eylül darbecileri hakkında suç duyurusunda bulundu.

Hrant Dink’in ailesinin de yer ladığı platform, ilk eylemini 9 Şubat’ta yapmış ve iki gün sonra da Meclis’e giderek bir araştırma komisyonu kurulmasını istemişti. CHP, MHP ve DTP’nin desteğine rağmen AKP’nin karşı duruşu nedeniyle komisyonla ilgili bir gelişme sağlanamamıştı.

20’nin üstünde ailenin dahil olduğu platformda yer alan İlhan Erdost’un eşi Gül Erdost ve Uğur Mumcu’nun kızı Özge Mumcu, dün gece Mirgün Cabas’la Her Şey’e konuk oldu. Programın bir diğer konuğu da, darbeden 9 ay önce öldürülen milliyetçi İlhan Darendelioğlu’nun oğlu Alp Darendelioğlu'ydu.

Programda, dün Ankara’da buluşarak dönemin sorumluları hakkında suç duyurusunda bulunan platformda, cinayetlere kurban giden sol görüşlü kişilerin ailelerinin bulunması konu olurken, Alp Darendelioğlu’na niçin platformda yer almadıkları sorusu yöneltildi.

Kendilerine bir davet gelmesi halinde bunun gerçekleşebileceğini söyleyen Darendelioğlu ile Mumcu ve Erdost’un 12 Eylül’e bakışları farklılık gösterdi.

Darendelioğlu, ‘darbe 9 ay önce olsaydı şu an sizinle konuşan babam olabilirdi’ derken, suçlu olarak şimdiki ve geçmiş içişleri bakanlarını gösterdi. Mumcu ve Erdost ise 12 Eylül’e giden süreçte 80’ler, 90’lar ve 2000’lerdek faili meçhullerin arkasındaki güçleri ortaya çıkarmak için suç duyurularına devam edeceklerini belirttiler.

Görüş ayrılığının ortaya çıktığı bölümlerde şunlar konuşuldu:

Alp Darendelioğlu

Toprak Dergisi’nin sahibi ve yayıncısı İlhan Darendelioğlu, Kasım 79’da suikaste kurban gitti. Oğlu Alp Darendelioğlu, Toplumsal Bellek Platformu’na dahil olup olamayacakları sorusuyla başlayan açıklamalarında şunları söyledi:

"Aslında olabilir. Gayet iyi karşılıyoruz ama Gül Erdost’un görüşlerine katılmıyorum. Biz hiçbir şekilde 12 Eylül’ü soruşturma çabasında değiliz. Kasım 79’da babam öldürüldü ve 9 ay sonra ihtilal oldu. 9 ay önce olsaydı, benim yerine babam sizinle konuşuyor olabilirdi. 12 Eylül ve askerlerle bizim bir alakamız yok. Gül hanımın söylediği gibi bir sorumlu varsa, bunlar şimdiki ve geçmiş içişleri bakanlarıdır.

Ayrıca, iki konuğunuz da faili meçhuller sınıfında değiler. Biz isim dahi bilmiyoruz ve babam çapraz ateş sonucu hunharca katledildi. En azında oradakilerin elinde bazı bilgiler ve isimler var; biz de o da yok. Gül ve Özge hanımın söylediği gibi biz de platforma girebiliriz ama kimseyi suçlayacak halimiz yok... Suçlanacak birileri varsa, içişleri bakanları ve altlarındaki kolluk kuvvetleridir.

Gül Erdost

Faili meçhullerde 12 Eylül ayrışması - 1 İlhan Erdost

7 Kasım 1980’de Mamak Cezaevi’nde bir bloktan diğerine götürülürken darp sonucu araçta ölen İlhan Erdost’un eşi Gül Erdost, sözlerine 'Alp beye katılmıyorum' diye başladı ve şunları söyledi:

"Kenan Evren kitabında, 'biz darbeyi 77’de yapacaktık ama koşulların oluşmasını bekledik' dedi. Neydi bu koşullar: Sokaklardaki ölümler, Maraş ve Çorum katliamları.. Bunların her biri ayrı ayrı 80 darbesinin oluşmasına neden oldu. Sayın Darendelioğlu’nun öldürülmesi de darbenin altyapısnı hazırlayan olaylardan birisidir. Bu anlamda gerçekten farklı düşünüyoruz.

Alp Darendelioğlu
“Pek zannetmiyorum ve Gül hanımın söylediğine katılmıyorum. Ordu ya da Kenan Evren paşanın durumun karışık olmasını beklemesi ve ordunun el koyması... Defalarca uyarı verilmiştir diye düşünüyorum ve ondan sonra ordu gelmiştir. Ben hiçbir zaman karşı değilim ve 9 ay daha geçmiş olsaydı da babam hayatta olsaydı. Gül hanımın söylediği şeylerle alakası yok gibi geliyor bana. Gül hanımın eşinin öldürülüşünün daha başka sebepler mi var bilemiyorum...

Özge Mumcu
24 Ocak 1993’te evinin önünde arabasına konulan bombanın patlaması sonucu ölen gazeteci Uğur Mumcu’nun kızı Özge Mumcu, "1948’den (Sabahattin Ali cinayeti) 2007’ye... 1980 öncesi ve sonrası, babamın cinayetinin işlendiği 90’lar ve 2000’deki cinayetler" şeklinde başladığı konuşmasında şunları ifade etti:

"Bu cinayetlerin farklı farklı nedenleri ve ortamları olabilir ama bizim şu anda temel olarak bakmamız gereken nokta, büyük sözler gibi gelebilir ama, kendi belleğimizi ve kendi dava dosyalarımızı tekrar oluşturmaktır. Şu ana kadar ulaşılamayan dava dosyaları da var.

7 Kasım İlhan Erdost’ın ölüm yıldönümüydü ve bugün Erdost adına suç duyurusunda bulunduk. Bu suç duyuralarına devam edeceğiz. Sadece 80 darbecileri için değil, babamda olduğu gibi dönemin sorumluları hakında da suç duyurusunda bulunacağız. Buna, sadece 12 Elül’le değil toplumun hafızasıyla da hesaplaşma diyebiliriz."

Gül Erdost
"Araştırma komisyonlarının istenmesi de bu yüzden. Burada amaç, cinayetlerin altında yatan nedenlere ulaşmak. Niçin işlendiler, karanlıkta kalanlar, bilmediğimiz neler var; bunları görmek istiyoruz...

Suç duyuruları devam edecek ve ailemizin son üyesi Dink davasına büyük önem veriyoruz. Duruşmalar devam ediyor ve platformumuz takipçisi olacak. Diğer siyasi cinayetlerin izlenmesi de gündemde..."

Sayfa Yükleniyor...