'Fırat'ın ötesine geçme suçu'

Bu siyaset çok enteresan.. Anlamak, kavramak, yorumlamak çok zor..

Niye mi?

CHP eskiden Fırat’ın ötesine geçmediği için suçlanıyordu..

Bugün, Fırat’ın ötesine geçtiği için suçlanıyor..

Anla anlayabilirsen..

Kılıçdaroğlu eskiden Kürt sözcüğünü telaffuz etmediği için eleştiriliyordu..

Bugün PKK militanlarıyla işbirliği yapmakla suçlanıyor..

Kavra kavrayabilirsen..

CHP batının partisi olmakla, sahillerin, plajların partisi olmakla suçlanıyordu..

Doğuya gitti, Hakkâri’ye kadar uzandı, şimdi oralarda miting yapmakla suçlanıyor..

Neymiş!..

Mitingine BDP sempatizanları da gitmiş, yani PKK’lılar!..

Yorumla yorumlayabilirsen..

*

Büyük manzaraya bakarsan Başbakan CHP’ye acayip kıyak yaptı..

Ortalığı öyle bir gerdi ki..

CHP’nin Güneydoğu’ya dönüşü muhteşem oldu..

CHP Edirne’de de, Hakkâri’de de miting yapan, kalabalık toplayan parti haline geldi..

Kötü mü oldu..

Olmadı.. Zaten istenen bu değil miydi, oralarda ikinci bir parti daha olsun deniliyordu, oldu!..

Şimdi kızıyorlar..

Anlamak, kavramak, yorumlamak zor demem bundandır..

*

Şimdi diyecekler ki CHP’nin Hakkâri’de oyu yok..

Evet yok.. 2007 seçimlerinde yüzde 3 almış.. Yüzde 3 bir anda yüzde 33 olmaz ki.. Gide gele olur.. Temas kura kura olur, birbirini anlaya anlaya olur..

CHP, Hakkâri’den vekil çıkaramayacak.. Oyum yok diye gitmemesi mi daha iyiydi..

Kılıçdaroğlu’nun Hakkâri’ye şov olsun diye gittiğini de zannetmiyorum..

Bir oy bir oydur diye gittiğine, gitmek lazım diye gittiğine inanıyorum..

Sözüme kanıt mı istiyorsunuz..

Kılıçdaroğlu Bayburt’a da gitti..

Bayburt’taki oyu yüzde iki.. Hakkâri’den az.. AKP’nin yüzde 60..

Bu seçimde Bayburt’tan bir vekil çıkacak.. Hangi parti alır? Gözü kapalı AKP..

Kılıçdaroğlu’nun bile bile Bayburt’a gitmesi, Erzurum’a gitmesi, Bingöl’e gitmesi anlamlı değil mi?

*

Şu da var..

Düne kadar Kürt meselesiyle ilgilenen, bölgenin beklentisini bilen iki parti var deniliyordu..

AKP ve BDP..

Şimdi üç oldu..

Daha ne..

Sorunu çözmek daha kolaylaşıyor..

Pankart açma yanarsın!..

Sorduğun zaman ifade özgürlüğü var..

Sorduğun zaman gösteri, yürüyüş özgürlüğü var..

Pankart açma özgürlüğü var..

Var gerçekten..

Var da bu ülkede insanları anında terör örgütü üyesi yapma alışkanlığı var.. Yaptığın eylem suç olmasa bile, demokratik hakkını yerine getirmek olsa bile örgüt üyesisin denildi mi yanıyorsun..

Hayatın sonsuza kadar kararıyor..

Bu durumda yüzlerce örnek vardır.. En çarpıcı olanı geçen gün yaşandı..

14 Mart 2010 günü Başbakan konuşma yaptığı sırada ‘parasız eğitim istiyoruz, alacağız’ yazılı pankart açan Ferhat Tüzer ile Berna Yılmaz önce gözaltına alındı, sonra tutuklandı, hapse konuldu..

Neden?

Pankart açmaktan değil, örgüt üyesi olmaktan..

Bizde kural şudur.. Terör örgütü üyesi olmakla suçlandığınız zaman olmadığınızı siz kanıtlayacaksınız..

Hem de bunu içeride yatarken yapacaksınız!..

Bu iki genç 14 aydır tutuklu.. Önceki gün hâkim karşısına çıktılar, iddia makamı yani savcı beraatlarını istedi.. Mahkeme kabul etmedi..

Şüphem var, savunmanızı yapın dedi..

Bir sonraki duruşma ne zaman?

Altı ay sonra..

Etti mi 20 ay!..

Yazık..

34 yıl sonra Elazığ..

CHP gitmediği yerlere gitmeye başladı, iddialı olmadığı yerlerde iddialı olmaya başladı dedim ya..

Bunlardan biri de Elazığ’mış..

*

İstanbul eski il başkanı Ali Özcan’la sohbet ettim.. Elazığ’da birinci sıra aday..

İddialı.. Ben çıkarım dedi..

Kaç yıl sonra dedim.. 34 yıl sonraymış.. CHP Elazığ’dan en son 1977 yılında iki milletvekili çıkarmış..

Celal Ertuğ ile Faik Öztürk.. (Celal bey vefat etmiş, Faik bey yaşıyor) O günden bugüne yedi seçim yapıldı, CHP’den tık yok..

CHP ortada yok..

Düşünün o kentte bir kuşak CHP görmemiş..

Özcan çıkarsa ilk kez CHP’li vekil görecekler..