FT: Türkiye medyayı sindirmeye son vermeli

Financial Times, Ergenekon soruşturması kapsamında yapılan son tutuklamalarla ilgili olarak medyanın sindirilmesine son verilmesi ve yeni bir anayasa yazılması çağrısında bulundu.

FT: Türkiye medyayı sindirmeye son vermeli

İngiliz Financial Times gazetesi bugünkü başyazısının konusu Ergenekon soruşturması kapsamında yapılan son tutuklamaları oldu. Makalenin başlığı , ' medyayı sindirmeye son vermeli'.


Adalet ve Kalkınma Partisi'nin 2002'de iktidara gelmesinden bu yana ülkeyi yavaş yavaş bir din devletine dönüştürmeye çalıştığı suçlamalarıyla karşılaştığını belirten gazete, bu iddiaları meşru gösterecek çok az kanıt olduğunu söylüyor ve şöyle devam ediyor;

“Ama bir diğer gelişme kaygılanmaya değer. İktidarda geçen uzun bir dönemden ve işlevsiz bir siyasi muhalefetin denetimsiz bırakmasından sonra, parti korku verecek derecede sertlik yanlısı eğilimlere meylediyor. Geçen Pazartesi günü altı gazeteci tutuklandı. Hükümeti eleştiren bir internet sitesinde çalışan üç meslektaşlarına katıldılar. Toplam 60 kadar gazeteci hapiste. Medya kuruluşlarının vaziyeti de daha iyi değil. Hükümetle yaşanan bir tartışmanın ardından Doğan Grubu'na, Rusya'daki Yukos şirketine yapılana benzer bir şekilde 3 milyar 200 milyon dolar vergi cezası kesildi.”

'ELEŞTİREL SESLERİ BOĞMA ARACI'
Türkiye'de hükümet karşıtı komploların hiçe sayılmaması gerektiğini söyleyen gazete, 1960'dan bu yana dört hükümetin devrildiğini hatırlatıyor ve şöyle devam ediyor;

“2007'de ordu mahkemelerle birlikte, AKP'nin Abdullah Gül'ü cumhurbaşkanı yapmasını önlemek için baştan sona şüpheli bir girişimde bulundu. Bu başarısız olduğunda da savcılar partiyi kapatmaya çalıştı. Komplo şüphelerinin soruşturulması gerektiğine kuşku yok. Gazetecilerin bu tahkikattan muaf olmaları için de bir neden yok. Ama soruşturmaların, Türkiye'nin bürokrasi ve güvenlik kurumlarındaki antidemokratik güçlerin kökünü kazımak için başlayan övgüye değer girişimlerden, eleştirel sesleri boğma araçlarına dönüştüğü izleniminden kaçmak giderek zorlaşıyor. Türk basınında hala sindirilemeyen bir kesimin varlığı cesaret verici. Ama giderek artan sayıda gazeteci, siyasi iklimin kendilerini oto sansüre yönelttiğinden şikayetçi.”

'OTO SANSÜR KAYGI VERİCİ'
Gazeteye göre, özellikle otosansür kaygı verici. Bunun nedeni hem basın özgürlüğünün ödün verilemeyecek bir hak olması, hem de Türkiye'de yürütme gücünün giderek artan oranda sınırlanmaması.

Muhalefetin dağınık olduğunu ve ordunun gücünün haklı bir şekilde azaltıldığını belirten Financial Times, bu ortamda güçlü bir basının, hükümetten hesap sorulması için anahtar önemde olduğunu kaydediyor.

Gazete, Cumhurbaşkanı Gül gibi bazı isimlerin basının tehdit altında olduğunu kabul ettiğini, ancak sorunu tespit etmenin yeterli olmadığını vurguluyor.

'YENI ANAYASA GEREK'
Hükümetin 301'inci maddeyi kaldırmayı uzun süredir görüştüğünü belirten Financial Times, yasanın hala yürürlükte olduğuna dikkat çekiyor ve 'Hükümet gönülsüz taahhütlerde bulunmak yerine harekete geçmeli' diyor. Makale şöyle sona eriyor;

'Erdoğan'ın tutması gereken ilk söz yeni anayasa taahhüdünü yerine getirmek olmalı. Sadece, 1980 darbesinin otoriter bir kalıntısı olan şimdiki anayasa yerine, toptan yeni bir anayasa yazılması yeterli gelir. Bu anayasada da, basın özgürlüklerini sağlam bir şekilde yüceltmek iyi bir başlangıç olur.

Sayfa Yükleniyor...