GDO'lu pamuk tartışması

Dünyada pamuk ihtiyacı sürekli artış gösterirken Batılı şirketler, kârlarını artırmak için genetiği değiştirilmiş pamuk tohumları geliştiriyor. Üretim, büyük tartışma yaratıyor.

GDO'lu pamuk tartışması

Pamuk piyasasında patlama yaşanıyor. Her yıl 25 milyon ton pamuk tekstil fabrikalarının yolunu tutuyor. Sürekli artan hammadde talebini karşılamak için 1996 yılından bu yana genleri değiştirilmiş tohumlar kullanılıyor. Araştırmacılar bitkinin genetik şifresine kısa adı Bt olan "Bacillus thuringiensis" adlı bakterinin genlerini enjekte etti. Dolayısıyla yeni geliştirilen ürüne de “Bt-pamuk” adı verildi. Yerleştirilen genler, bitkinin zararlı organizmaları öldüren pestisit yani zehir üretmesini sağlıyor.

Bremen'deki 31. Uluslararası Pamukçuluk Kongresi'nde doğal elyaf krizi görüşülüyor. P

Dünyada gen teknolojisi kullanılarak genetiği değiştirilmiş tohum üreten şirketler arasında ABD’den Monsanto, İsviçre’den Syngenta ve Almanya’dan Bayer gibi şirketler var. Müşterileri arasında ise kalkınmakta ve kalkınmanın eşiğinde olan ülkelerde tarımla uğraşan birçok küçük ölçekli çiftçi bulunuyor. Örnek vermek gerekirse Alman Bayer şirketi dünyanın önde gelen pamuk üreticilerinden biri olan Hindistan'da tohum satıyor.

Bayer CropScience şirketinin sözcüsü Richard Breum “Bt-pamuk” üretiminin büyük bir başarı olduğunu ileri sürüyor: “Birçok araştırmanın da ortaya koyduğu gibi, burada avantaj, sonrasında daha az böcek öldürücü zehir, yani pestisit kullanılması. Bt-pamuk yaklaşık 10 yıl önce Hindistan’da kullanılmaya başladı ve bu avantaj nedeniyle orada üretilen pamuğun ortalama yüzde 88’i bt-pamuk haline geldi. Ziraatçılar avantajlarını gördükleri için bunu tercih ediyor.”

Aslına bakılacak olursa genetiği değiştirilmiş pamuk tohumları geleneksel tohumlara göre daha pahalı. Birçok küçük üretici ileri teknoloji ürünü tohumları satın alabilmek için ekstra kredi alma yoluna gidiyor. Üstüne üstlük Hindistan’da satılan genetiği değiştirilmiş pamuk tohumları sadece ilk ekim sırasında tam randımanlı sonuç verebiliyor. O nedenle çiftçilerin her yıl yeni tohum satın alması gerekiyor.

Hindistan'daki Living Farms adlı sivil toplum kuruluşundan tarım uzmanı Debjeet Sarangi sözkonusu şirketleri kıyasıya eleştiriyor: “Bt-pamuk; böcek öldüren zehir kullanımını azaltacağı, ürün verimliliğini ve dolayısıyla çiftçinin gelirini artıracağı iddiasıyla satıldı. Böylece çiftçiler biraz daha gelir uğruna bir kumar oynadı. Ancak ikinci yılın sonunda üretim masraflarının yükseldiğini, pestisit kullanımının arttığını, ayrıca iklim değişikliği ve aynı zamanda uluslararası piyasa dalgalanması nedeniyle ürün verimliliğinin de düştüğünü gördüler. Tüm bunlar çiftçileri intiharla eş anlamlı bir tuzağın içine sürükledi.”

Hindistan’dan farklı olarak Mali’de, Batı Afrika’da genleriyle oynanmış pamuk tarımı yapılmıyor. Buralarda şimdiye kadar çiftçiler ve kamu kuruluşları bitkinin eski haliyle yetiştirilmesine devam ediyorlar. Gerçi büyük şirketler birkaç yıldır, bt-pamuğu Mali’de de piyasaya sürme çabası gösteriyorlar ancak şimdiye kadar başarılı olamadılar.

Çiftçilerin büyük bir çoğunluğu sadece ekonomik ve ekolojik gerekçelerle değil aynı zamanda tarihi nedenlerle de bu girişime karşı çıkıyorlar: “Ülkelerimiz sömürgeleştirildi. Bağımlılık meselesi bizim için temel ve belirleyici bir meseledir. Bağımlılığımızın daha da artmasını istemiyoruz. O nedenle genleri değiştirilmiş tohumlara karşı çıkıyoruz. Zira bu bizim bir bağımlılık sistemi içinde kalmamıza neden olacaktır.”

Mali’nin başkenti Bamako’dan biyoloji profesörü Assetou Samake böyle konuşuyor. Çiftçilerin genetiği değiştirilmiş tohumlara karşı direnişini destekleyen profesör, çiftçilerin ve bilim insanlarının ülkelerinde tohumların geliştirilmesi çalışmalarına katkı sunması gerektiğini belirtiyor.

Sayfa Yükleniyor...