'Gerilim istemiyoruz'

Türk-Yunan İş Forumu'nun kapanışında konuşan Başbakan Davutoğlu, "Kıbrıs sorununda sorunun bir an önce çözülmesi iki ülkeye kazanç sağlayacaltır. Ne Ege'de ne Doğu Akdeniz'de gerilim istemiyoruz" dedi.

'Gerilim istemiyoruz'

İki günlük temaslarda bulunmak üzere Yunanistan'a giden Başbakan Ahmet Davutoğlu, Atina Uluslararası Eleftherios Venizelos Havalanı'nda askeri törenle karşılandı. Davutoğlu, tören kıtasını selamladı.

Karşılama töreninde Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Yunanistan Kamu Düzeni Bakanı Vasilis Kikilias ve 'nin Atina Büyükelçisi Kerim Uras ile diğer ilgililer hazır bulundu.

Davutoğlu, iki gün sürecek temaslarına, Yunanistan Cumhurbaşkanı Karolos Papulyas'ı ziyaret ederek başladı.

Papulyas, -Yunanistan Yüksek Düzeyli İşbirliği Konsey Toplantısı'nın başarılı geçmesi dileğinde bulundu.

Söz konusu toplantıların, iki ülke arasındaki ilişkilere katkıda bulunacağını ifade eden Papulyas "Bu toplantılar iyi komşuluk ilişkilerini daha da ileriye götürecek toplantılardır. Sayın Başbakanım, iki komşu ülkeyiz ve komşu olarak kalacağız. Onun için iyi komşuluk ilişkileri elzemdir" ifadesini kullandı.

DAVUTOĞLU: İYİ Kİ KOMŞUYUZ
Başbakan Davutoğlu da "Siz her şeyi değiştirirsiniz ama coğrafyayı değiştiremezseniz. İyi ki komşuyuz. Tarihte çok az millet bu kadar ortak özelliğe sahip" karşılığını verdi.

Davutoğlu, daha önce Dışişleri Bakanı olarak, Papulyas'ı Türkiye'ye davet ettiğini belirterek, şimdi bu davetini Başbakan olarak yinelemek istediğini kaydetti.

Daha sonra basına kapalı olarak devam eden görüşmede, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ve Avrupa Birliği Bakanı Volkan Bozkır da hazır bulundu.

Davutoğlu, Yunanistan Cumhurbaşkanı Papulyas ile görüşmesinin ardından aynı bölgede bulunan Başbakanlık binasına yürüyerek geçti.

KIBRIS MÜZAKERELERİ
Davutoğlu, Samaras ve Türkiye kökenli azınlık temsilcileri ile görüşmeleri sonrası Kıbrıs müzakereleri konusunda açıklama yaptı. Görüşmelerin müzakereler açısından olumlu geçtiğini vurgulayan Davutoğlu şunları ifade etti:

"Batı Trakya'daki soydaşlarımzın durumu ve iki ülkeyi ilgilendiren azınlık hakları hakkında dostane ve geniş kapsamlı görüşme şansımız oldu. Türkiye'den göç etmiş olanlar Yunanistan ile aramızda insani ilişkiler anlamında köprüdür. Güzel olan şudur ki komşuluk ilişkileri dostane şekilde ele alınabiliyor artık.

Kıbrıs sorunu kapsamlı şekilde ele aldık. Türkiye ve Yunanistan garantör ülkelerdir. Zaten telefon görüşmelerimizde Samaras'la yüz yüze görüşelim diye aslında bunları geniş kapsamlı ele alalım, amacımız buydu.

Müzakerelerin çözüm odaklı başlanması açısından sürüyor görüşmelerimiz. Doğalgaz, Kıbrıs halkının tamamına aittir. Bizim hedefimiz görüş ayrılıklarını giderip müzakerelerin tekrar başlamasını sağlamak. Birlikte görüşmek suretiyle her görüşmeye varız. Tek taraflı yaklaşım çözüm getirmez.

Kıbrıs'ta her iki tarafın da ortak çabasıyla doğalgazın birlikte işletilmesi Türkiye üzerinden zaten Yunanistan'a barış köprüsü oluşturur.

Yunanistan'ın İsrail ve Mısır ile temasları Türkiye'ye karşı bir tutum değildir. Doğu Akdeniz'de dominasyon oluşturma rüyası taşınmamalı. Yunanistan'ın böyle bir amaç taşımadığını ifade ettiler zaten.

Her türlü işbirliğine hazırız ama tek taraflı angajmanlar barış getirmez. Şunu söyleyebilirim ki son derece samimi şekilde geçti görüşmelerimiz."

'İŞ ADAMLARINA BÜYÜK GÖREV DÜŞÜYOR'
Davutoğlu, Türk-Yunan İş Forumu'nun kapanışında konuştu.

"Atina'ya benimle gelen 9 Türk Bakan geldi. Bizimle gelen Bakan sayısı Ankara'dakinden fazla. Burada bakanalr toplanıtısı yapabiliriz" ifadeleri salonda alkış alan Davutoğlu, şunları ifade etti:

"Biz 4 sene önce Yunanistan ile Yüksek Düzeyli İşbirliği Konseyi mekanizması kurduğumuzda bunu geçici ve bir hevesle başlayan bir süreç gibi görmedik. Türkiye için bu stratejik karardı. Sayın Cumhurbaşkanımız o zaman yine Atina’da dönemin başbakanı Papondreo ile bu süreci başlattıklarında çok açık net stratejik hedef peşindeydik.

Bir vizyonumuz vardı. Bu vizyon, iki ülke arasında tarihi köklü ilişkileri, kalıcı dostluk ilişkisine döndürmek, Türkiye ve Yunanistan’ın gerek Doğu Akdeniz’de gerek Ege’de gerekse Balkanlar’da bir barış örneği teşkil edecek en üst düzey ilişkiler seviyesine getirmek, Avrupa’da birlikte çalışmak, dünyada birlikte çalışmak. O sebeple ortak kabine şeklinde gerçekleştirdiğimiz bu sürecin 3. toplantısı dolayısıyla Yunanistan’dayım."

Atina ziyaretinin, Başbakanlık görevini üstlendikten sonra yaptığı ilk ziyaretlerden olduğunu dile getiren Davutoğlu, şöyle devam etti:

"Sayın Samaras ile telefon görüşmemizde 'bir an önce görüşelim' dedik. Bakü’de görüştüğümüzde de bu sürecin gecikmemesi konusunda prensip kararı almıştık. Ayrıca G20 Dönem Başkanlığını, 1 Aralık’ta üstlendikten sonra yurt dışına yaptığımız ilk ziyaret. Dolayısıyla Sayın Samaras ile sadece ikili ilişkilerimizin ekonomik boyutunu değil, bölgesel sorunları diğer ikili konuları değil aynı zamanda dünya ekonomisiyle ilgili de intibalarımızı paylaşma imkanı bulduk.

2010 yılında bu süreç başladığından bu yana gelişmelere baktığımızda aslında Türkiye ile Yunanistan arasındaki işbirliği konseyinin anlamın daha arttı ve ona duyduğumuz ihtiyaç daha arttı, daha da artarak çeşitlendi çünkü 2010’da, 2008 krizinin hemen üzerinden kısa süre geçmişti ve Dünya ekonomisinde ciddi bir kriz vardı. Hepimizi etkileyen kriz ardı. Şimdi bu kriz, Avrupa bağlamında daha da derinleşerek sürüyor. Türkiye’de Gümrük Birliği üyesi olarak, Avrupa ekonomisinin piyasa anlamında parçası olarak bu gelişmeleri yakından takip ediyor.”

'TÜRKİYE-YUNANİSTAN EL ELE'
"En başından şunu ifade etmek isterim: Türkiye ve komşu bir ülke olarak Yunanistan’ın en güçlü ekonomiye sahip olmasına ve Yunanistan istikrarına çok büyük önem vermektedir ve kendi istikrarı, kendi refahı gibi görmektedir" ifadesini kullanan Davutoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bu işbirliği konseyi vesilesiyle bir kez daha hem dost ve komşu halklar olarak Türk ve Yunan halkına hem de bütün dünyaya şunu ifade etmek isterim: Türkiye-Yunanistan, el ele güçlü bir bölgesel ekonomik alan oluşturmak niyetindedir, güçlü bir Yunanistan istemektedir. Hem iki ülkenin geleceğe dönük perspektifini hem de Avrupa içindeki konumunu güçlendireceğine inanıyoruz.

Ekonomilerimiz, Sayın Samaras’ın dediği gibi tamamlayıcılık ilişkisine sahiptir ve Birbirimize yapacağımız katkı ve desteklerle her iki ülke ekonomisinin kalkınması ve refaha erişmesi mümkündür. Bu perspektifle bakıyoruz. 9 bakan arkadaşımız yarın muhataplarıyla daha önce ele aldığımız konuları gözden geçirecekler ve birlikte Sayın Samaras ile eş başkanlık yapacağımız YDİK toplantısında da bunları tek tek ele alacağız.

Şunu özellikle iş dünyasının temsilcisi siz değerli işadamlarıyla paylaşmak istiyorum; iki ülke arasında ilişkinin gelişmesinin bir doğası vardır. Bu doğa, temelde halklar arasındaki kültürel ilişkilere dayanır, zemin odur.

O halkların birbirine hissettiği yakınlıktır, kültürel ilişkilerdir. Üstte ise yöneticilerin vizyonu ve siyasi iradesi vardı arayı dolduracak olan husus ise iş dünyanın performansıdır. Bazı halklar vardır ki çok yakın hissederler birbirine, Türkiye ve Yunanistan gibi. Biraz önce yine kahvelerimizi içerken yaptığımız sohbette ortak birçok kültürel unsuru hemen keşfettik. Altta bu kültürel zemin var.

Buraya gelmeden önce yani bu toplantıya hem Batı Trakya’dan Yunanistan’daki Türk kökenli soydaşlarımızla görüştük hem de Türkiye’den Yunanistan’a gerek mübadele gerek daha sonra İstanbul’dan göç ederek gelmiş Rum dostlarımızla görüştük. Orada zikrettim. Şimdi burada da zikretmek istiyorum, eğer iki heyet karşılıklı oturmuyor olsalardı, karışmış olsalardı ve bunları 'Türk ve Yunan diye ayırın' denmiş olsaydı, ayırmak mümkün olmazdı.

Bu ortak geçmiş tarihi tecrübe üzerinde yükselen bir ilişkidir. Buradan düşmanlık çıkarmak isteyenler olabilir ama biz Türkiye ve Yunan hükümetleri dokuzar bakanla yarın yapacağımız toplantıda dünyaya bu vesileyle ilan etmiş etiğimiz şey, artık bu iki ülke arasında gerilim ve çıkar çatışması değil işbirliği ve dostluk ilişkisi vardır. Bu siyasi irade yukarıda bizim hükümetler olarak size sunmak durumunda olduğumuz bir çerçevedir.”

'KİMSE GERİLİM BEKLENTİSİ İÇİNDE OLMASIN'
Başbakan Davutoğlu, Türkiye ile Yunanistan arasında ilişkilerin gelişmesi için iş dünyasına sağlayabilecekleri üç husus bulunduğunu ifade ederek, şöyle konuştu:

"İki ülke arasında siyasiler ve devlet adamları olarak güven ve istikrarı teyit etmek, birinci şart bu. Büyük bir açık yüreklilikle ifade etmek isterim ki biraz önce yaptığımız verimli toplantıda da birbirimize o kadar açık, dürüstçe her konuyu paylaştık ki siz iş adamları hiçbir tereddüt göstermeden kısa, orta ve uzun vadede her türlü yatırımı karşılıklı iki ülke olarak yapabilirsiniz. Hiçbir şekilde Türkiye-Yunanistan arasında kimse bir gerilim beklentisi içinde olmasın.

Orada da Sayın Cumhurbaşkanı ile görüşmede zikrettim, hiç merak etmeyin Atina’da da Ankara’da da artık vizyoner ve barışçıl yönetimler var. Bunlar geleceği birlikte inşa edecekler. Bu çerçevede iş dünyamızın kendilerini rahat hissetmesi, yatırımları ticareti, hele hele turizme karşılıklı gidiş gelişi en üst düzeye getirmesi lazım."

'PARANTEZE ALIP YOLUMUZA DEVAM EDEBİLİRİZ'
Davutoğlu, Türkiye ile Yunanistan arasında farklı görüşlere sahip olunan hususlar olduğunu belirterek, "Her ülke arasında olabilecek farklılıklar var" dedi.

Ege konusunda ikili ilişkileri geliştirmek için kararlar aldıklarını ve bunları devam ettireceklerini anlatan Davutoğlu, "Kıbrıs sorununda Sayın Venizelos'un, Sayın Samaras'ın söylediği gibi sorunun bir an önce çözülmesi, hem Kıbrıs'taki iki tarafa hem de Türkiye ve Yunanistan'a büyük kazanç sağlayacaktır. Gerek oradaki enerji kaynakları gerekse barışın kendisi herkese refah getirir. Biz, ne Doğu Akdeniz'de ne Ege'de gerilim istemiyoruz. Bütün sorunları konuşarak, göz göze bakarak, anlaşarak çözebiliriz. Görüş ayrılıklarımızı olduğu zaman paranteze alıp yolumuza devam edebiliriz" diye konuştu.

Güney Kıbrıs Rum yönetimi lideri Nikos Anastasiades'e sağlık temennisinde bulunan Davutoğlu, şöyle devam etti:

"İnşallah en kısa zamanda önce kendi sağlığına kavuşur, bedeni sağlığına, sonra hep beraber Kıbrıs adasının siyasi sağlığı için birlikte çalışırız. Bu olduğunda görecektir ki Doğu Akdeniz, bir barış havzası olacak ama burada iradeyi güçlü olarak sergilemek lazım. Özetle Türkiye ile Yunanistan arasında herhangi bir gerilime sebep teşkil edecek bir husus yoktur.

Bu konsey çalışmasıyla da hem halklarımıza hem bütün dünyaya artık işbirliği yapma zamanı. Dolayısıyla da iş adamlarının zamanı diye seslenmek istiyorum burada. Sizin devreye girmenizin tam vaktidir, değerli iş adamları. Siz, ne kadar çok devreye girerseniz, aradaki güven ilişkisi daha da artacaktır."

Yapılan anlaşmalarla iş adamlarının önünün açılması gerektiğini ifade eden Davutoğlu, son iki konsey toplantısında 47 anlaşma imzaladıklarına işaret etti. "Bütün Türk-Yunan ilişkileri tarihinde o vakte kadar 2010'a kadar 35 anlaşma vardı. İki toplantıda 47 anlaşma imzaladık" diyen Davutoğlu, yarın anlaşmaları tekrar gözden geçireceklerini ve bu anlaşmaların uygulanma düzeylerine göre bir sonraki toplantı için hazırlıklar yapacaklarını anlattı.

Davutoğlu, özellikle ticaret ve yatırıma imkan sağlayacak şekilde bürokrasinin azaltılması gerektiğini vurgulayarak, her iki ülkenin iş adamlarının karşılıklı ziyaretlerde, işbirliği çalışmalarında engelle karşılaşmamalarının önemine dikkati çekti. Davutoğlu, şu değerlendirmelerde bulundu:

"Türkiye'de bir Yunanlı, Yunan Bankası, bir banka satın aldığında biz memnuniyet duyuyoruz. 'Yunan Finans sektörü Türkiye'yi işgal ediyor', diye düşünmeyiz. Aksine 'Dostluğumuz pekişiyor' diye düşünürüz. Artık ekonomik ilişkiler, barışın en önemli araçları. Ekonomik karşılıklı bağımlılık ne kadar artarsa çatışma ve gerilim ihtimali o kadar düşer. Onun için bırakalım Atina sokaklarında daha çok Türkçe konuşulsun. Daha çok turist gelsin, daha çok iş adamı gelsin.

Nasıl olsa Atina sokağına ben çıktığımda dükkanların tabelaların sonunda oğlu diye soyadları bitiyor birçok yerde. Zaten birçok şeyi paylaşmışız geçmişte. Bırakalım daha çok Rum ve Yunan kökenli dostumuz İstanbul'a gelsin. İstanbul sokaklarında daha çok Rumca konuşulsun. Bundan hiç kimse tedirgin olmasın.

Hep beraber birlikte bu coğrafyayı paylaşıyorsak ne Yunanistan'daki Türk iş adamlarının daha çok dolaşmasından ne de Türkiye'deki Yunanlı iş adamlarının daha çok gelmesinden kimse rahatsızlık duymasın. Bu tınılar, bu ortak dostluk sesleri her yerde yankılandığı zaman halklarımız geleceğe daha büyük bir ümitle, daha büyük bir perspektifle bakacaklar."

Bir milyona yakın Türk'ün Yunanistan'a turizm için geldiğini ve bundan büyük memnuniyet duyduklarını dile getiren Davutoğlu, bu sayının daha da artacağını belirtti. Davutoğlu, aynı şekilde Yunanistan'dan Türkiye'ye gelen turistlerin de dostluğu pekiştirdiğine inandıklarını vurguladı.

'HER İKİ ÜLKENİN EKONOMİLERİNE DE BÜYÜK KATKI YAPACAK'
Davutoğlu, iş dünyası için turizm, bankacılık, finans sektörü, gıda güvenliği ve ortak yapılacak projeler alanında çok ciddi potansiyel olduğuna işaret etti. Davutoğlu, "Ama bir başka alan daha var ki şu ana kadar zikredilmemiş ve iki güzel örneğini, birisi Katar'da, birisi Birleşik Arap Emirlikleri'nde olmak üzere, Türk ve Yunan şirketlerinin birlikte üçüncü ülkelerde çalışmalar yapması. Şu anda dünya ekonomisi büyük bir krizden geçerken şirketlerimizin oluşturacağı sinerji her iki ülkenin ekonomilerine de büyük katkı yapacaktır" diye konuştu.

Böylesi bir kriz döneminin aynı zamanda fırsat dönemi olduğuna dikkate çeken Davutoğlu, şunları ifade etti:

"Hep beraber, birlikte tarihte birçok medeniyete ve hem deniz ticareti anlamında hem de İpek Yolu ticareti anlamında en canlı ekonomik havzalara sahip olmuş olan Türkiye ve Yunanistan coğrafyasını, tekrar barış coğrafyası yapmak durumundayız. Ve Sayın Samaras ile birlikte olmaktan büyük gurur duyduğum, TANAP'ın başlangıç adımının atıldığı Bakü toplantısından sonra kurulan TANAP-TAB birlikteliğiyle birlikte Hazar'dan Türkiye üzerinden Yunanistan'a, Yunanistan'dan Adriyatik'e giden köprü, doğalgaz hattı bir barış projesidir. Bunalımlarla anılan Balkanlar ve Kafkaslar coğrafyasını birleştiren bir barış projesidir. Türkiye ile Yunanistan'ın ve Azerbaycan'ın omuz omuza vererek gerçekleştirdiği bir barış projesidir."

'BARIŞTAN ZARAR EDEN ÜLKE GÖRÜLMEMİŞTİR'
Bir çağrıda daha bulunduğunu belirten Davutoğlu, "Gelin Kıbrıs sorununu birlikte çözelim, adaya barış gelsin. Şimdi ihtilaf konusu olan Kıbrıs'ın iki halkın da üzerinde hak sahibi olduğu doğalgaz ve enerji kaynaklarını Türkiye üzerinden Yunanistan'a getirelim, hem Hazar'ı nasıl Türkiye üzerinden Yunanistan ve Adriyatik'e bağladıysak, Doğu Akdeniz'de de yine Türkiye üzerinden Yunanistan ve Adriyatik'e, Avrupa'ya bağlayalım" dedi.

Davutoğlu, bundan herkesin karlı çıkacağını, kimsenin zarar etmeyeceğini vurgulayarak, sözlerini şöyle tamamladı:

"Barıştan zarar eden ülke görülmemiştir. Yeter ki barışı kurabilecek iradeye sahip vizyoner adımları atabilelim. Nihai kertede depremlerde geçmişte görüldüğü gibi, orman yangınlarında görüldüğü gibi başımıza bir felaket geldiğinde Yunanistan doğuya bakar 'Acaba Türkiye'den ne yardım gelebilir' diye, Türkiye batıya bakar 'Acaba Yunanistan'dan ne yardım gelebilir' diye. Biz ortak kaderin şekillendirdiği bir coğrafyada yan yana yaşayan ve köklü tarihi geçmişe sahip milletler olarak geleceği de aynı bilinçle kurmak durumundayız. Bizim bugünkü ziyaretimiz ve siz iş adamlarının bugün gerçekleştirdikleri toplantılar böyle parlak bir geleceğin habercisi olacak gelişmelerdir."

Davutoğlu’nun heyetinde Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekçi, AB Bakanı ve Başmüzakereci Volkan Bozkır, Gümrük ve Ticaret Bakanı Nurettin Canikli, İçişleri Bakanı Efkan Ala, Kültür ve Turizm Bakanı Ömer Çelik, Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu ve Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Lütfi Elvan da bulunuyor.

Sayfa Yükleniyor...