Gül: Çatışmaları diyalog önler

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, yanlış anlamaların ortaya çıkmasının, sorunların çatışmalara dönüşmesinin önlenmesinin en etkin yollarından birinin diyalog olduğunu belirtti.

Cumhurbaşkanı Gül, Çırağan Sarayı'nda gerçekleşen Asya'da İşbirliği ve Güven Artırıcı Önlemler Konferansı (AİGK/CICA) 3. Devlet ve Hükümet Başkanları Zirvesi'nin açılışında yaptığı konuşmada, zirveye katılan 40'a yakın ülkenin devlet ve hükümet başkanlarını, bakanlarını ve yetkililerini 20'e yakın uluslararası kuruluşun genel sekreter ve temsilcilerini selamladı.

Kazakistan’ın Almatı şehrinde 2006'da yapılan ikinci zirveye Dışışleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısı olarak katıldığını anımsatan Gül, orada yaptığı konuşmada 21. yüzyıl ilk yarısında güvenlik kavramının giderek karmaşıklaşan yapısına değindiğini belirterek, şöyle konuştu;

''Güvenliğin kapsamlı ve bölünmez niteliğine işaret etmiştim. Dünyanın bir yerinde güvenlik ve istikrara yöneltilen bir tehdidin diğer bölgelere de doğrudan etkide bulunduğunu terörizm, örgütlü suçlar, silah, uyuşturucu madde ve insan kaçakçılığının siyasi ve coğrafi sınır tanımadığını kaydetmiştim. Bu tehditlerle baş edebilmek için siyasi, askeri, ekonomik ve sosyal tedbirlerle teçhiz edilmiş yeni ve kapsamlı bir yaklaşıma ihtiyaç bulunduğunu, bunun için de devletler arasında yakın işbirliğine ve diyaloğa önem ve öncelik vermek gerektiğini belirtmiştim.

Bu çerçevede işbirliğine dayalı güvenliğin ortak bir taahhüt olarak istikrar ve ilerleme kaydedilmesi için bir anahtar kavram olarak öne çıktığını işbirliğine dayalı güvenliği uluslar arası ilişkilerin yol gösterici ögesi olarak gördüğümüzü vurgulamıştım. O günden bugüne kadar yaşanan gelişmeler güvenlik alanında işbirliği yapılmasının ne kadar elzem olduğunu defalarca ispatlamıştır.

‘GÜVENLİK YOKSA TİCARET DE OLMAZ’
Güvenliğin ve istikrarın bulunmadığı bir ortamda ekonomik faaliyetlerin yapılmasının ticaret yapılmasının ne kadar zor olduğunu hep birlikte görüyoruz. Karşılıklı güvenin bulunmadığı bir ortamda yanlış anlamaların olması yanlış anlamaların sorunlara yol açması, sorunların çatışmaya dönüşmesi geçtiğimiz yıllarda uluslararası ilişkilerde sıklıkla karşılaşılan durumlar olmuştur. Kanaatimce yanlış anlamaların ortaya çıkmasının sorunların çatışmalara dönüşmesinin önlenmesinin en etkin yollarından biri diyalogdur.”

CICA üyelerinin sağlayacağı desteğin, başarıya ulaşmanın anahtarı olduğunu ifade eden Gül, sözlerini şöyle sürdürdü;

''Güvenliğin tesisi için yürüttüğümüz çalışmalarda sadece ihtilafların ortadan kaldırılmasına yönelik dar tanımlara bağlı kalmamalıyız. Bunun yerine güvenliğin insan unsurunu da eşit derecede göz önünde bulunduran, daha geniş ve kapsamlı bir güvenlik anlayışı benimsemeliyiz. CICA coğrafyasında barışın ve istikrarın çerçevesinin geliştirilmesi sürecinde insan hakları ve demokrasi sorunları gözardı edilmemelidir. Neticede demokrasi ve işbirliği, ihtilafları önlemenin en iyi yöntemini teşkil etmektedir.

Enerjimizi elbette mevcut anlaşmazlıkları çözüme kavuşturmak, barış, istikrar ve refaha hizmet etmek için harcayacağız. Ancak sadece bizim değil, bizden sonraki nesillerin de güvenliği için, mutluluğu için, refahı için asıl yapmamız gereken ihtilafların oluşmasına imkan vermeyecek istikrarlı bir iklimin tesis edilmesidir. Bu iklimi de ancak demokrasi, diyalog ve işbirliği yoluyla paylaştığımız ortak değer ve etkileri pekiştirmek suretiyle tesis edebiliriz.''

‘DÜNYA HIZLA DEĞİŞİYOR’
Dünyanın siyasi, ekonomik ve kültürel alanlarda hızlı bir dönüşüm sürecinden geçtiğini belirten Gül, uluslararası ilişkilere soğuk savaş yıllarında hakim olan anlayışın artık sona erdiğini, soğuk savaş döneminin kalıplarının geçerliliğini yitirdiğini vurgulayarak, şöyle devam etti:

''Bundan 20 sene önce ve Rusya ortak bir sınırı paylaşıyordu ama farklı bloklarda yer alıyorlardı. Bugün belki Rusya ile ortak kara sınırımız yok ama buna dayanan komşuluk hukukumuzun bir gereği olarak halklarımızın müşterek geleceği ve refahı için kurduğumuz üst düzey işbirliği konseyi çerçevesinde el ele çalışıyoruz.

Bundan 20 sene önce Avrupa kıtası bölünmüş durumdaydı. Artık Avrupa'da geçmişin yapay düşmanlıkları geride kaldı. Asya kıtası enerjisi, dinamizmi, genç ve eğitimli nüfusu ile adeta yeniden doğuyor.''

Dünyanın pek çok bölgesinde sıcak çatışmaların sürdüğüne, bu bölgelerden bazılarının Türkiye'nin yanı başında olduğuna dikkati çeken Gül, bütün bu olumsuzluklardan en fazla zararı görenin sivil halk olduğunu belirtti.

Sayfa Yükleniyor...