Bekir Bozdağ: Fethullah Gülen, Humeyni gibi ülkesine dönerdi

Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, 17 Aralık’ın yaşanmaması halinde Fethullah Gülen’in Türkiye’ye Humeyni’nin İran’a dönüşü gibi dönebileceğini söyledi.

Bekir Bozdağ: Fethullah Gülen, Humeyni gibi ülkesine dönerdi

Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, Anadolu Ajansı’nın Editör Masası’na konuk oldu.

"Paralel yapı"yla ilgili değerlendirmelerde bulunan Bakan Bozdağ, "Eğer 17 Aralık olmasaydı veya geç olsaydı, millet bu yapılanmanın içinde eriştiği gücün farkına varmamış olsaydı, Fethullah Gülen, Pensilvanya'dan 'ye Humeyni'nin İran'a dönüşü gibi dönebilirdi. Bu açıdan baktığımızda 17 Aralık, Türkiye'nin böylesi bir dönüşüme 'dur' dediği gün de olmuştur” dedi.

Fethullah Gülen’in iadesi konusunu da değerlendiren Bozdağ, "ABD ile Türkiye iki müttefik ülke bugüne kadar pek çok alanda ciddi işbirliklerimiz var, adli yardımlaşma konusunda işbirliklerimiz var. Şimdiye kadar ABD'nin bizden istediği iadeler ve adli yardım talepleri konusunda Türkiye olumlu yaklaştı. Türkiye'nin ABD'den talepleri konusunda da olumlu yaklaşımlarını genel itibariyle görüyoruz. Ben Fethullah Gülen'le ilgili iade talebi ve kırmızı bülten çıkarılması üzerine ABD'nin Türkiye ile ilgili bu olumlu ilişkileri sürdürebileceğine, sürdürmesi gerektiğine inanıyorum. Bu tabii ABD'nin kendi iç değerlendirmesi olacak. Ancak bizi bağlayan hukuk, ikili anlaşmalar var. Biz Türkiye olarak bu hukuka, ikili anlaşmalara Türkiye nasıl uyuyorsa ABD'nin de uygun davranmasını bekleme hakkına sahibiz” dedi.

"TIR'LARIN DURDURULMASI İHANETTİR"

MİT TIR’larının durdurulmasını "ihanet" olarak nitelendiren Bekir Bozdağ, "Hukukun bilerek ve isteyerek çiğnendiği, kötüye kullanıldığı bir hadisedir. Ben ihanet olarak görüyorum Türkiye ve Türkiye'nin hukukuna" dedi.

Bozdağ, şöyle konuştu. 

"MİT TIR’ları hadisesi bu ülkenin anayasa, yasasına ve hukuka bağlı vicdanla hareket eden bir yargı görevini yapacağı bir iş ve işlem asla değildir. MİT TIR’ları hadisesini ülkeye dönük bir ihanet olarak gördüğümü her zaman ifade etmek isterim. Milletimiz de bunu görmüştür, hukuku bir kılıca çevrilmesine yargı görevi yapan da olsa bu, buna asla biz müsaade etmeyiz. Bizim demokrasimiz de hukuk devleti anlayışımız da buna müsaade etmez, etmesi de mümkün değildir.

Bütün bunların sebebini vatandaş olarak, Adalet Bakanı olarak soruyorum. Sadece muhbiri doğru yerine koyup, hareket eden, kanunu bir tarafa atıp, kendi keyfine göre hareket etmesini sağlayan güç nedir, kimden bu talimatı aldılar? Anayasa, yasa bu yetkiyi vermiyor. Neden yapıldı bu kanun çiğnemeleri? Türkiye'yi teröre yardım eden bir ülke olarak göstermek için yapılmıştır, birinci nedeni budur.

İkinci nedeni Türkiye'nin Başbakanlığını, hükümetini uluslararası mahkemelerde yargılatacak bir süreci başlatmak, orada yargılanmasını sağlamak. Üçüncü bir nedeni de MİT uluslararası bir boyut kazandı. Türkiye'nin istihbarat teşkilatına güvenenlere bir mesaj verilmek istendi. 'Siz Türklere güvenmeyin, onlar kendi ülkelerinde bir yerden bir yere TIR dahi sevk edemiyorlar' dedirtmek gibi birtakım hedefleri var. Bunların her biri bu ülkeye ihanettir.

"REYHANLI'DA İNCELEME YAPMADILAR"

Reyhanlı'da bir terör saldırısında onlarca vatandaşımız şehit oldu ve onlarcası da yaralandı. Hatay, Reyhanlı, özel yetkili savcılık bakımından Adana'ya bağlı. Bu soruşturmayı yapanlar TIR'a gittiler, Kırıkhan'da gittiler, başka yerde TIR'ın üzerine çıktılar, ellerindeki kameralarla görüntüler çektiler ama Hatay Reyhanlı'da bu kadar insanımız hayatını kaybetti, bunlardan hiçbirisi Adana'dan kalkıp olay yerinde bir inceleme yapmadı. Çok ilginç.”

"ÖZEL YETKİLİ MAHKEMEYE DÖNÜŞ YOK"

Bekir Bozdağ, “özel yetkili mahkemelerin geri döneceği"ne yönelik iddiaların yer aldığı haberi çarpıtma olarak nitelendirerek, "Bu kesinlikle özel yetkili mahkemelerin yeniden dönüşü değildir. Çünkü özel yetkili mahkemeler özel soruşturma usulü olan, özel yargılama usulü olan hususlara bakan mahkemelerdir" diye konuştu.

Bakan Bozdağ, “Şu anda Türkiye'de soruşturması ve yargılaması farklı herhangi bir suç yoktur. Dolayısıyla 'özel yetkili bir mahkemenin kurulduğunu' söylemek fevkalade büyük bir çarpıtma olur. Yürüyen çalışma sadece ihtisaslaşmayı temin etmenin bir çalışmadır. Bu da insanların lehine olan bir çalışmadır” dedi.

"BAKANA TERÖRİST MUAMELESİ YAPMAKTIR"

Kendisi hakkında terörden soruşturma başlatıldığını hatırlatan Bozdağ, “Terörle yetkili savcı, Türkiye Cumhuriyeti Adalet Bakanı hakkında terörle ilgili dosya açtı. Düşünün, Adalet Bakanı'na terörist muamelesi yapan bir anlayış. Bu, bakana terörist muamelesi yapmaktır. Bu, böyle bir şey olabilir mi Adalet bakanları, savcıları her zaman aramıştır” dedi.

"DİNLEMELER NE İŞİNE YARAYACAK?"

Bekir Bozdağ, devletin zirvesinin yasadışı bir şekilde dinlendiğini vurgulayarak, "Türkiye'nin Başbakanı, Genelkurmay Başkanı, Cumhurbaşkanı, Meclis Başkanı, herkesin telefonları ve ofisleri dinleniyor. Kimlerin dinlediğine ilişkin çok ciddi veriler var. Şimdi soruyorsunuz, işi gücü eğitim olan biri, ülkenin Başbakanını dinlediğinde elde ettiği veri ne işine yarayacak? Genelkurmay Başkanını, Cumhurbaşkanını dinlediği zaman dini amaçlar bakımından bunu nasıl kullanacak, eğitim amaçları bakımından bunu nasıl kullanacak? Bu bilgiler ne işine yarar? Bu bilgiler nereye transfer edildi?" şeklinde konuştu.

Bozdağ, şöyle devam etti: "Türkiye'nin savunma sanayiinin en önemli lokomotifi olan tesislerinde görev yapan mühendislerin dinlendiğine şahitlik ediyoruz. Soruyorum o zaman, işi gücü eğitim olanın ne işi var silah sanayiindeki mühendislerle? Hangi cemaatin, hangi tarikatın, hangi eğitim kurumunun işine Türkiye'nin savunma sanayide yaptıkları, düşündükleri, yapacakları işine yarayacak?" 

YURTDIŞINDAKİ OKULLARIN DÖNÜŞTÜRÜLMESİ

Yurtdışındaki okulların dönüştürülmesi konusuna da değinen Bozdağ, şu ifadeleri kullandı: "Eğitim ve din konusuyla ilgilendiğini düşündüğümüz insanların, eğitim ve din konusu dışında her şeyle ilgilendiğine tanıklık ettik.

Bu kurumların, Türkiye aleyhine çalışmaların yürütüldüğü üslere dönüştüğünü de görüyoruz. İşi gücü eğitim olan bir kurumun yöneticileri, orada çalışanlar, onlarla işbirliği yapanların, Türkiye aleyhine ilgili ülkeler karar alsın, Türkiye aleyhine sonuçlar çıkarsın, Türkiye'yi orada kötü bir noktaya taşısınlar diye bir gayretin, bir çabanın içerisinde olduğunu siz ülke olarak görürseniz, buna dair bir tedbir alma gerekliliği duymaz mısınız?"

"GAZETECİLİK NEDENİYLE TUTUKLANAN YOK"

Adalet Bakanı Bozdağ, bazı uluslararası kuruluşların, Türkiye'de gazetecilik faaliyetinden dolayı tutuklanan gazeteciler olduğuna ilişkin iddialarını değerlendirirken, Türkiye'ye yönelik bir "karalama kampanyası", "algı operasyonu" ve "kirli bir operasyon" yürütüldüğünü kaydetti.

Bozdağ, "Sadece gazetecilik yaptı diye Türkiye cezaevlerinde tutuklu bulunuyor diyenler iftira yapıyorlar. Türkiye cezaevlerinde gazetecilik faaliyeti nedeniyle tutuklu hiç kimse yok" dedi.

Sayfa Yükleniyor...