Gün gün Deniz Feneri davası

Almanya'da açılan yolsuzluk davasında 3 Türk yönetici hapse girdi, Türkiye'ye 17 milyon Euro'nun gönderildiği açıklandı. Deniz Feneri davasında yaşananlar...

Gün gün Deniz Feneri davası

Almanya'daki Deniz Feneri e.V davası 'nin gündemine geçtiğimiz yıl Eylül ayı başında geldi. 'ye aktarılan paralar, RTÜK Başkanı ile ilgili iddialar gazetelere yansırken, derneğin üç yöneticisi 3 Eylül tarihindeki duruşmada yardım için toplanan paralarla gayrimenkul aldıklarını ve şirket kurduklarını itiraf etti.

Türkiye'de tartışmalar sürerken Almanya'daki davanın da sonuna geliniyordu. Soruşturmayı yürüten başkomiser Alexander Böhm, mahkemede Almanya’daki dernekle Türkiye’deki derneğin bağlantılı olduğu yönünde ellerinde somut kanıtlar bulunduğunu söyledi.

Türkiye’de faaliyet gösteren Deniz Feneri Derneği, Almanya’daki dernekten 7 milyon Euro aldığını açıkladı.

İşçi Partisi, Deniz Feneri Derneği'yle ilgili 9 Eylül 2008 tarihinde suç duyurusunda bulundu, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı Almanya'daki davanın Türkiye’deki bağlantıları hakkında soruşturma başlattı.

Eski TBMM Başkanı AK Parti'li Bülent Arınç, 12 Eylül 2008 tarihinde Meclis’teki kullanılmayan mutfak eşyalarının bir kısmının Deniz Feneri’ne verildiğini açıkladı.

Bu dönemde CHP Deniz Feneri'yle ilgili hükümete birçok suçlama yöneltti, Başbakan Erdoğan Almanya'daki davanın muhatabı olmadığını söyledi. Deniz Feneri davası Başbakan Erdoğan'la Doğan Grubu arasında yaşanan tartışmanın da ana konularından birisi oldu.

KARAR AÇIKLANDI
Almanya'daki davada karar 18 Eylül 2008'de açıklandı. Mehmet Gürhan’a 5 yıl 10 ay, Mehmet Taşkan’a 2 yıl 9 ay ve Firdevsi Ermiş’e 1 yıl 10 ay hapis cezası verildi. Mahkeme Başkanı Johann Müller, derneğin toplam 41 milyon Euro bağış topladığını, 17 milyon Euro'nun Türkiye'ye gönderildiğini açıkladı. Müller, 17 milyon Euro'nun 8'inin Türkiye'deki Deniz Feneri Derneği'ne gittiğini, kalan kısmın çeşitli yerlerde kullanıldığını belirtti. Olayın Türkiye boyutuna da değinen Müller, Mehmet Gürhan’ın dernekte yönetici olmasına karşın büyük oranda Türkiye’den yönlendirildiğini ve karar vermede tek yetkilinin kendisi olmadığını, Türkiye’de Zekeriye Karaman’ın ön plana çıktığını vurguladı. Müller, kararında sanık Mehmet Gürhan’ın, İsmail Karahan, Harun Yoldaş, Mustafa Çelik ve Zahit Akman ile geçmişte ticari ilişkileri olduğunu belirtti. Savcı Lötz ise asıl faillerin Türkiye'de olduğunu söyledi.

TÜRKİYE'DE SAVCILAR GÖREVE
Davada karar verilmesinin ardından Türkiye'de muhalefet, savcıları ve maliyenin de harekete geçmesini isterken, Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek herhangi bir engellemenin söz konusu olmadığını ifade etti ve savcıları göreve davet etti. CHP lideri Baykal ise Çiçek'e "Deniz Feneri Türkiye'nin kurucularından Kanal 7 Yönetim Kurulu Başkanı Zekeriya Karaman’ı, Başbakan’ın çok yakın akrabalık ilişkileri içinde olduğu bir insanı hangi cesaretle kim tutuklayacak?" diye sordu. TBMM Başkanı Köksal Toptan da savcıları süratle harekete geçmeye çağırdı.

İçişleri Bakanlığı, Türkiye'deki derneği incelemeye aldı ve bakanlık denetçilerini görevlendirdi.

KILIÇDAROĞLU'NDAN NOTER BELGESİ
Hükümet ve muhalefet arasındaki tartışmalar hız kesmeden devam ederken CHP'li Kemal Kılıçdaroğlu 5 yıl hapis cezası alan Mehmet Gürhan’ın Kanal 7 Yönetim Kurulu Başkanı Zekeriya Karaman’a tüm işlerini takip etmesi için vekalet verdiğini açıkladı. Kılıçdaroğlu'nun gösterdiği belge İstanbul 10. Noterliği’nde Mayıs 2007’de düzenlenmişti. Belgenin ortaya çıkması üzerine İstanbul 10. Noteri hakkında soruşturma başlatıldı.

Noterler Birliği, İstanbul 10. Noteri’ni sahte vekaletname vermekten disiplin kuruluna sevk etti ve suç duyurusunda bulundu. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı ise 10. Noter İsmet Büyükkılıç hakkında soruşturma açtı.

CHP, 25 Eylül 2008 tarihinde Almanya'da cezaevine gönderilen Mehmet Gürhan ile Kanal 7 Yönetim Kurulu Başkanı Zekeriya Karaman'la ilgili suç duyurusunda bulundu.

İLK SOMUT ADIM ATILDI
Türkiye’de yürütülen Deniz Feneri soruşturmasıyla ilgili ilk somut adım 26 Eylül 2008 tarihinde atıldı. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, Alman Mahkemesi’nin verdiği kararın Adalet Bakanı aracılığıyla isteneceğini duyurdu. Başsavcılık, 27 Eylül 2008 tarihinde soruşturma dosyası ile mahkeme kararının istenmesi için Adalet Bakanlığı’na resmen başvurdu.

Adalet Bakanlığı 7 Ekim 2008 tarihinde dava kararının istenmesi için Frankfurt Başkonsolosluğu'na yazı yazdı. Bakanlık, 10 Ekim 2008 tarihinde davası sadece mahkeme kararını değil, gerekli bütün bilgi ve belgelerin istendiğini duyurdu.

Adalet Bakanlığı’nın dosyayı Almanya’dan isteyen talebinin 21 Ekim 2008'de adresine ulaştığı açıklandı.

ŞAHİN HEM 'BANA NE' HEM DE 'CİDDİYE ALIYORUZ' DEDİ
Adalet Bakanı Mehmet Ali Şahin, muhalefetle devam eden polemikte "Falan ülkede, falan dernek yöneticileri suiistimal yapmış. Bunun sorumlusu da sizsiniz diyorlar. Bana ne ya. Bana ne. Almanya’daki bir derneğin yöneticileri yanlış yapmışlarsa, yargılanmışlarsa, benim iktidarımdan buna ne?" açıklamasını yaptı. Bu açıklamadan birkaç gün sonra sözlerine açıklık getirdi ve "Türkiye uzantılarını ciddiye alıyoruz" dedi.

AKP'YE SORUŞTURMA
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, AKP’nin Deniz Feneri derneğinden para yardımı aldığı yönündeki iddialar üzerine başlattığı incelemeyi 6 Kasım 2008 tarihinde soruşturmaya dönüştürdü. Soruşturma üzerine Hükümet’ten ilk açıklama Adalet Bakanı'ndan geldi, Şahin "Endişemiz yok, hesabımız açık, yurtdışından da yardım almamız söz konusu değil" dedi. Başbakan Yardımcısı Hayati Yazıcı ise soruşturmayı "AKP ile dava arasında hiçbir alaka olmadığını herkes biliyor. Sanırım Başsavcı meraklı bir kişi" sözleriyle değerlendirdi.

MEHMET GÜRHAN'IN BASIN KARTI İPTAL
Başbakanlık Basın Yayın Enformasyon Genel Müdürlüğü, dolandırıcılık suçundan hapis cezasına çarptırılan Mehmet Gürhan’ın basın kartını 17 Kasım 2008'de iptal etti.

BAYKAL: KAPLUMBAĞA SIRTINDA BİLE GELMİŞTİ
Dava dosyasının Türkiye'ye 5 Ocak'ta geleceği açıklandı ancak herhangi bir gelişme yaşanmadı. CHP lideri Baykal, partisinin 3 Şubat 2009 tarihindeki grup toplantısında dosyasının 5 aydır Türkiye'ye gelmediğini belirterek, "Kaplumbağanın sırtına bağlasaydınız bile o dosya Ankara’ya ulaşırdı" dedi.

10. NOTER AÇIĞA ALINDI
İstanbul Cumhuriyet Savcılığı, 3 şubat tarihinde sahte vekaletname düzenlediği iddiasıyla İstanbul 10. Noteri İsmet Büyükkılıç hakkında dava açtı. Noter Büyükkılıç, dolandırıcılıktan hapis cezası alan Mehmet Gürhan’ın yurt dışında tutuklu bulunduğu dönemde Kanal 7 Yönetim Kurulu Başkanı Zekeriya Karaman’a vekaletname düzenlemekle suçlandı. Büyükkılıç’ın “resmi belgede sahtecilik” ve “görevi kötüye kullanma” suçlarından 15 yıla kadar hapsi istendi.

Adalet Bakanlığı, 13 Şubat'ta İstanbul 10. Noteri İsmet Büyükkılıç’ı açığa aldı.

DENİZ FENERİ CHP’YE SIZDI
16 Şubat tarihinde CHP Merkez Yönetim Kurulu Üyesi Ali Kılıç, Deniz Feneri dava dosyasını Türkiye’ye getirdiğini açıkladı. Kılıç, istendiği takdirde dosyayı Adalet Bakanlığı’na vereceklerini söyleyerek AKP ile ilgili çeşitli iddialar gündeme getirdi.

CHP lideri Baykal, hükümete seslenerek ‘İşte dosya, CHP getirdi, gereğini yap” dedi.

AKP ise CHP’li Ali Kılıç’a 50 bin liralık manevi tazminat davası açtı. AK Parti Grup Başkanvekili Nihat Ergün, CHP’li Kılıç’ın dosyayı Alman makamlarından rüşvetle aldığını iddia etti.

ALMANYA: DOSYANIN BİR BÖLÜMÜ CHP'DE
Türkiye'de dava dosyasıyla ilgili tartışmalar alevlenirken, Almanya'dan dosya açıklaması geldi. Alman makamları, dosyanın CHP'ye verilmediğini ve partinin elindeki dosyanın tümü değil sadece bir bölümü olduğunu duyurdu. Bu açıklamanın ardından "dosya çakma mı?" tartışması başladı.

DOSYA 24 ŞUBAT’TA TÜRKİYE’YE GELDİ
Adalet Bakanı Şahin, uzun süre Türkiye gündemini meşgul eden Deniz Feneri dava dosyasının yeni haftada Türkiye'de olacağını açıkladı. Şahin, "Dosya oldukça gecikti. Adalet Bakanlığı olarak üç kez yazı yazmak zorunda kaldık" dedi.

24 Şubat’ta dava dosyası Türkiye’ ulaştı. Şahin, “Dosyanın çevirisinin Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca yaptırılacağını bildiren Şahin, ''Biz çeviri işiyle uğraşmayız, tamamen aracıyız. Adalet Bakanlığı olarak, bir dosya istenmiş, dosyanın kapağını bile açmayız. Bir üst yazıyla onu Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına göndeririz. Tercüme işlerini de Ankara Cumhuriyet Başsavcıcılığı yapar ya da yaptırır'' dedi.

ÇEVİRİ 21 MAYIS’TA TAMAMLANDI
Ankara Cumhuriyet Başsavcısı Hüseyin Boyrazoğlu, 21 Mayıs’ta düzenlediği basın toplantısında Almanya'daki Deniz Feneri e.V Davası'na ilişkin Almanya'dan gelen dosyanın çevirisinin tamamlandığını bildirdi. Boyrazoğlu, eksik gönderilen ve tercüme sonrasında ''delil'' olduğu anlaşılan belge ve bilgilerin gönderilmesi için Almanya'dan yeniden adli yardım talebinde bulunulacağını açıkladı.

Sayfa Yükleniyor...