Günay Arınç'ın özrünü kabul etti

Başbakan’ın İnsanlık Anıtı’na “ucube” demesinın ardından başlayan tartışmalarda araları açılan Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç ve Kültür Bakanı Ertuğrul Günay buzları eritti. Günay, Arınç’ın özürünü kabul etti.

Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, Diyarbakır’dan “Banu Güven ile Artı” programının konuğu oldu.

Ertuğrul Günay, özetle şunları söyledi:

“Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın açıklaması bana sorulduğunda bunun kastını, amacını açan bir ifade tarzı olduğunu zannettiğimi ama muhalefet bu amacı aşan bu ifadeleri kullandıktan sonra bir düzeltmede gecikme olmasını yadırgadığımı söylemiştim. Belki bir hatırlatmaya ihtiyaç vardı. Uzun uzun belirtti neyi yapmak istediğini ve benimle ilgili olan düşüncelerini. Biz arkadaşız, aynı kabinede çalışıyoruz. Daha erken olsaydı daha çok memnun olabilirdim tabii ama yine de bu açıklamaya teşekkür ederim. Bir arkadaşınız ‘Böyle demek istemedim, sizinle ilgili niyetim düşüncem şudur’ derse arkadaşlık hukuku bunu kabul etmeyi gerektirir. Nezaketen, zarafetin gereği budur.

Bülent Arınç’la ortak tanıdıklarımız vardı. Ben Sayın Arınç’ı doğrudan tanımıyordum. Avukatlığını kabul ettim savunma görevini yaptım. Sayın Arınç da mahkum edildi ama Yargıtay kararı bozdu. Bu da çok eski ve köklü bir arkadaşlığın oluşmasına neden oldu. Bu vesileyle hukukumuzun çok eskiye dayandığı da ortaya çıkmış oldu. Bir sevimsiz olayın bir başka iyiliğe vesile olduğu görülüyor.

Ben sanat çevresiyle, sanat eseriyle Başbakan’ın taraf olmasını arzu etmedim. Kopukluk oldu, birbirinden bağımsız açıklamalar oldu. Bir bakanla Başbakan'ın kendi arasında konuşup sonra basınla konuştuğu ne zaman görülmüş?

Ben görevimi yapıyorum. Ben bu işleri yapamadığımı düşündüğüm zaman istifa sorusu gündeme gelebilir. Muhalefet büyük ille ilgili il başkanı atamasını bir çözüme vardıramıyor ama hükümetin içinde bir çatlak bulma konusunda kampanya açmaya çalışıyor. Gergin bir tartışmayı önlemeye çalıştım. Bir nüans olmuş, ifade farklılığı olmuş ondan ötürü istifa tartışmasını gündeme getirmek bana çok abes gibi geliyor. Muhalefetin çaresizliği gibi geliyor.

Bir sanat eseriyle ilgili tartışmayı abartı noktalara vardırmadan çözmek benim görevimdir. 'de arkeoloji, tarih alanında çok ciddi şeyler yapıyoruz. 2010'un başı itibariyle, Türkiye'de devlet tiyatrolarının Anadolu yakasında bir sahnesi yoktu. 58 yılda 30 tane açıldı, ben 3.5 yılda 25 yeni sahne açtım.

'ALLIANO PROJESİ İÇİME SİNMİYOR'
Allianoi'yle ilgili projeyi ne biz yaptık, ne de bugün gelinen noktanın sorumlusu biziz. Allianoi'yi kurtar diyenler 90'lı yıllarda DSİ'yle protokol imzalamış. Anadolu'da bilinen bilinmeyen çok sayıda ılıca kalıntımız var. Allianoi bugün önüme gelse su altında bırakmamak isterim ancak şu an yapmak su tutmaktı.

Bunlar eski projeler. Hasankeyf 70'lerden gelen bir proje. Allianoi'de de 90'lı yıllarda proje 94'te protokol yapılmış. Baraj gövdesi ben aldığımda bitmişti. Bunlar geçmiş yıllardaki tarih koruma bilinci olmayan dönemlerin kalıntıları.

Arkadaşların basına yansıyan açıklamaları var. Bizde raporları da var. Koruma konusunda verilen rapor. Siyasi kararlarla bir yeri su altında bırakma konusunda bir yetkiye sahip değil.

Alilanoi'de son adımlar akademisyenlerin görüşleri altında atmaya çalıştık. Geçmiş yıllardan gelen projeler var.

Elbette içime sindiremiyorum ama Türkiye'nin kalkınma sorunları var. Bir tek taşın ziyan olmasını istemem. Arkeoloji merakım var. Geçmişten beri yapılagelmiş projeler var. Kurtarın diyenler geçmişte yanlışlar yapmışlar.

'HES YAPIMINDA ÇEVREYİ GÖZETECEĞİZ'
HES'le ilgili dikkatimi kamuoyuyla paylaştım. Türkiye'de suyun iyi kullanılması sorunu önemli. Oradaki çevre düzenlemeleri yapmamız gerektiğini yansıttım. Karadeniz'de bu alanla ilgili bilimsel kurullar çalışıyor. Şu anda sonuçlanmış bir karar yok ama dikkatli bir çalışma var. Hem Türkiye'nin kalkınmasını hem de çevreyi gözeteceğiz.

GENEL SEÇİM
Görünen o ki AK Parti iktidar olacak. Önemli olan hizmet devam edecek. Türkiye kalkınmaya devam edecek."

Sayfa Yükleniyor...