Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay NTV'de Banu Güven'le Artı programında son günlerin tartışmalı konuları hakkında açıklamalar yaptı.
Günay Devlet Tiyatroları'ndaki performans sistemi önerisiyle ilgili olarak şunları söyledi:
"Ben Devlet Tiyatroları konusundaki gayretimi paylaşmaya çalışıyordum. Böyle bir gelişme olmadan çok fazla dikkat çekmemişti. Belki de kışkırtıcı bir ifade kullanmak gerekiyormuş. Biz özel tiyatrolara da destek veriyoruz. Geçen yıl 140 kadar tiyatroya destek verdik. Bunların 52-53'ü Anadolu'da. Destek verdiğimiz rakam 3.5 milyon TL. Acaba kaynakları daha iyi kullansak personel yükünü, cari giderleri azaltsak memur mesaisi anlayışından kurtarsak becerili arkadaşlarımız yüksek primler alsalar, sanat ve kültür Anadolu'da daha çok yaygınlık kazanmaz mı?
Asli görevi yapanlarla yapıyormuş gibi görünenler arasında ciddi bir dengesizlik var. İstanbul'un Anadolu yakasında bir devlet tiyatrosu sahnesi yoktu. İlk sahneyi Beykoz'da açarak başladık. Kaynakları daha verimli kullanalım, doğrudan sanatçıya kullanalım. Amatör ruhu ve yetenekleri daha fazla destekleyelim. Daha özerk, daha sivil toplumla iç içe bir sanatçı yapısına dönüşelim. 1948'den beri 33 sahneydi, şimdi 58 sahne. Demek ki bu imkan varmış yapılamıyormuş. Oturalım, var olanla yetinelim. Hakkari'ye Van'a tiyatro gitmese de olur denecek bir durgunluk varmış.
'HAKKARİ'DEKİ İNSAN TİYATRO GÖRMEMİŞSE...'
Bugünden yarına Meclis'e bir yasa sunmuyorum. Ama bu konuda benden önce başlamış çalışmalar var. Biz bu konuda devletin tiyatrosunu da, halk oyuncusunu da, sanatçılarını da nasıl daha fazla geniş kitleye taşıyabiliriz. Bu işi nasıl daha verimli hale getirebiliriz. Bunun için birimlerimiz çalışıyor.
Kaç oyunda görev alıyor, ne kadar sahneye çıkıyor. İlgi varsa, oyun ilgisizlikten kalkmıyorsa, turneleriniz talep görüyorsa. İşin yaratıcılık tarafı var, uzmanlık gerektiren yönleri var. Sahneye çıksanız da çıkmasanız da belli maaşı alacaksınız. Dışarıda başka işler yapacaksınız. Bizim görevimiz sanatı halka götürmektir. Hakkari'deki insan tiyatro görmemişse bunun sorumluluğu bizim boynumuzdadır.
'BEN DE SAHNEYE ÇIKTIM'
Devlet sanat için bir kaynak ayırıyorsa, benim görevim bunu halka götürmeye çalışmaktır. Her kamu görevlisinin ücretinin yetip yetmemesi sorunu var. Benim dile getirmeye çalıştığım, sanata kaynak ayırıyorsam bunu nasıl en iyi kullanırım. Anadolu'da tiyatro merakı olan bir şehirde büyüdüm. Birkaç oyunda sahneye çıktım. Cumhuriyet tarihinde döneminde en fazla tiyatro sahnesi açmış bakan benim. Ordu'da sahneye çıkmıştım. 1965'ten beri belediye tiyatrosu vardır. Turgut Özakman'ı, Tunç Yalman'ı, Ergün Kökler'i Anadolu'daki küçük sahne sayesinde tanıdım. Ben bakan olarak bunları dert etmezsem gününü gün eden bakan olarak kalırım. Sahnesinde tiyatro olmayan ilimiz kalmasın, bunun yollarını arayalım."
'HALKA SAYGI KONUSUNDA ÖZEN GÖSTERMELİ'
Bakan Günay, Başbakan'ın kızı Sümeyye Erdoğan'ın oyunu terk etmesine yol açan tiyatrocu Tolga Tuncer'i uyarmasıyla ilgili olarak şunları kaydetti:
"Kişisel olarak kimseye bir şey söylemedim. Devlet Tiyatrosu'nda rol alan birinin halka saygı konusunda daha özen göstermesinin altını çizdim. Biz sahneyi aydınlatırız, salonu da karartırız. Sahneye çıkan oyununu oynayacak. Seyirciye göz kırpmak, el hareketi yapmak gibi davranışın mazereti yoktur. Bunu yapan kardeşim olsa da yapamaz. Tolga Tuncer'e bundan üzüntü duyduğumu söyledim. Ben devlet olarak halka saygıyı esas kabul ediyorum. Halka saygısızlıkla kamu kaynağını kullanmak arasında bir bağ kuramıyorum. Bundan çok üzüntü duydum. bir sanatçının seyircisine ağız, kaş-göz, el hareketi, beden hareketi yapması beni halkın karşısında hiç düşmediğim kadar üzüntü verici bir duruma düşürdü.
Oyunun yönetmeninin bile bu tür abartılardan rahatsız olduğunu birinci elden öğrendim. Keşke oyuncuya karşı gösterilen empati kendisine ağız burun hareketi yapılan seyirciye karşı da yapılsa. Sahnedeki oyuncu seyircinin kim olduğunu bilmemek durumundadır. Bilseydim yapmazdım diyor ise yapmayacağını bildiği kişilerin oturduğunu varsaymalıdır. "
- Etiketler :
- Haberler
