Haluk Koç'tan Kılıçdaroğlu'na yönelik eleştirilere yanıt

CHP Genel Başkan Yardımcısı Haluk Koç, Kılıçdaroğlu'nun Sema Ramazanoğlu ile ilgili sözlerine yöneltilen eleştirilere yanıt verdi.

Haluk Koç'tan Kılıçdaroğlu'na yönelik eleştirilere yanıt

CHP Genel Başkan Yardımcısı Haluk Koç, Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu'nun, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Sema Ramazanoğlu'na yönelik sözlerine ilişkin, "Sayın Genel Başkanımızın dün ifade ettiği cümle üzerine fırtınalar kopartılıyor. Ne dedi? Muammer Güler'in soruşturma sırasında Rıza Sarraf'a söylediği cümleyi kulandı. Niye aklınıza başka şeyler geliyor  Aklınızın arkasında hep o var da ondan. dedi.

CHP Merkez Yönetim Kurulu (MYK), Genel Başkan Kılıçdaroğlu başkanlığında parti genel merkezinde toplandı.

Toplantının ardından, basın mensuplarına açıklamada bulunan Koç, ilk ve orta öğretimde okuyan çocuklar için yurt ve pansiyon açmanın Milli Eğitim Bakanlığının görevi olduğunu hatırlattı.

Bakanlığın, bu çocuklar için yurt ve pansiyon açma işini bilerek ve isteyerek yerine getirmediğini savunan Koç, "4 artı 4 artı 4 eğitim sistemi kabul edildikten sonra tam 17 bin köy okulu kapandı. Eğitim hayatına devam etmek isteyen çocuklar, şehirlerde ve ilçelerdeki merkezlere gitmek zorunda kaldılar. Milli Eğitim Bakanlığı, asli görevi olan yurt ve pansiyon açma görevini yerine getirmedi. Maddi imkanı olmayan yoksul ailelerin çocukları, bazı sapıkların dadandığı ne idiğü belirsiz bazı vakıf ve derneklerin eline düştü ve yönlendirildi" diye konuştu.

"O çocuklar bizim çocuklarımız, bu milletin çocukları" diyen Koç, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Kanunlarımıza göre özel kuruluşlar, vakıf ve dernekler, ilk ve orta öğretim düzeyinde yurt ve pansiyon açamazlar. Bu vakıflar, yasa dışı olarak yurtlar ve evler açtılar, hiçbir denetim yapılmadı. Denetim yapmak isteyen Milli Eğitim Bakanlığı personeli baskı altına alındı. Denetim yok, soruşturma yok, suç işlenmesi için gereken bütün koşullar AKP'nin zihniyeti tarafından hazırlandı. Ne idiğü belirsiz adamların ellerine bu çocuklar teslim edildi. Legal görünümlü, illegal yerlerde çocuklarımızın ırzına kastedildi."

'nin değişik yerlerinden cinsel istismar haberlerinin geldiğini aktaran Haluk Koç, yaşları 9-10 arasında değişen 45 çocuğun Karaman'da, Ensar Vakfı'na ait yurtlarda cinsel istismara uğradığını bildirdi.  

AK Parti'ye oy veren vatandaşlara seslenen Koç, "Allah aşkına 9-10 yaşındaki bir çocuğa cinsel istismar reva mı Bu kabul edilebilir mi? Buna neden olan koşullar 'niye oluştu' diye sorgulayanlar, bugün saldırılara maruz bırakılır mı O çocuklar hepimizin, senin de çocuğun. Çocuk istismarcılarıyla el ele, kol kola gezen bir siyasi parti bugün ahlaktan bahsedebilir mi? Siyasi ahlaktan bahsedebilir mi?" dedi.

"BU CÜMLE SİZİN"

"İlin valisi, milli eğitim müdürü bu sapıkla fotoğraf çektiriyor. Yani neresinden tutsanız elinizde kalıyor. CHP bu olayın üstüne gitmeyecek mi?" diyen Koç, konuya ilişkin, TBMM'de verdikleri araştırma önergesinin, bizzat AK Parti'nin oylarıyla reddedildiğini, bu işten sorumlu olması gereken Aileden Sorumlu Bakanın aklandığını öne sürdü.

Bütün bu süreçten AK Parti iktidarının sorumlu olduğunu vurgulayan Koç, şöyle konuştu:

"Niye Aileden Sorumlu Bakanı ön plana alıyoruz Kendi sorumluluk alanında ve bu vakfa kötülük gelmesin diye istismara uğrayan çocuklar ve ailelerini değil, bu vakfı koruyan açıklamaların altına imza attığı için eleştiriyoruz. Sema hanımı onun için eleştiriyoruz. 'Bir seferden bir şey olmaz' bu söz utanç duyulacak bir sözdür.
Sayın Genel Başkanımızın dün ifade ettiği cümle üzerine fırtınalar kopartılıyor. Ne dedi Muammer Güler'in soruşturma sırasında Rıza Sarraf'a söylediği cümleyi kulandı. Niye aklınıza başka şeyler geliyor Aklınızın arkasında hep o var da ondan. Küçücük çocukları görünce bile aklınıza o geliyor. 'Annesinin dizinin altını görmek bile tahrik sebebidir' diyen sapıklığı barındırıyorsunuz içinizde de ondan o geliyor. Peki Muammer Güler ile Rıza Sarraf arasındaki ilişkiyi nasıl açıklayacaksınız o pencereden bakarsanız Anlam çok açık. Yani orada bu ifade 'önünde siper, paspas olurum' anlamına gelirken, siz buradan bir cinsi anlam çıkarıyorsunuz. Sizin kafanız tümden bozulmuş, tümden ayarlarınız bozuk sizin. Evet, Sema Hanım, Aileden Sorumlu Bakan Hanım çocuk istismarcılarının önünde kendini siper etmiştir. O sözleriyle bunu söylemiştir. Yeni bir söz de söylemiyor Kılıçdaroğlu. Ne söylüyor Sayın Muammer Güler'in Reza Sarraf'a söylediği, tapelere düşmüş cümleyi söylüyor. Literatüre siz kattınız bunu AKP'liler, bu cümle sizin."

"TAKİP ETMESEN NE OLACAK?"

Koç, olayın söyleniş amacının dışında ele alınarak siyasetin gerildiğini, CHP'nin, onun genel başkanının, tüzel kişiliğinin ve ona oy veren insanların töhmet altında bırakıldığını savundu.

Çocuk istismarına göz yumanların, eğitim sistemini altüst edenlerin, PKK'ya şehirleri açanların bunu yaptığını ileri süren Koç, şunları söyledi:

"Durumdan vazife çıkaran müsvedde de konuşuyor havalimanında. 'Adam değilmiş de adam yerine koymuyormuş da Twitter'dan takipten çıkmış da' Sen takip etsen ne olacak, takip etmesen ne olacak Cürmün kadar ateşin bile yok senin. Sen etkisiz elemansın, dön kendine bak kaç kişi seni kaale alıyor partinde Bak, Binali'yi hazırlıyorlar. Sen önüne bak, yolcusun. Haberin yok senin. Sen, Kemal Kılıçdaroğlu ile CHP ile uğraşacağına otur da koltuğunun ayaklarını sağlamlaştır. Gidiyorsun Ahmet Bey, ipini çekmişler senin. İki günde bir tekzip ediyor seni üst akıl. Bu gelişmeler üzerine sokağa dökülen bağıran, çağıran, siyah çelenklerle ortalığı karıştıranlara çok açık, milletin huzurunda şunları söylüyorum:

"KADIN MI KIZ MI DİYEN SİZİN LİDERİNİZ"

'Kadın-erkek eşitliğine inanmıyoruz' diyen lider, sizin lideriniz. Dolmabahçe'de otururken Beşiktaş vapurundan inenlere bakıp da 'kadın mı kız mı bilemem' diyen sizin lideriniz. 'Kadın-erkek asla eşit değildir, bu işin fıtratına terstir' diyen sizin lideriniz." 

Haluk Koç, AK Parti'li bir milletvekilinin geçmişte kadınlara yönelik sözlerini de anımsatarak, eleştirilerini şöyle sürdürdü:

"O sözleri söyleyen milletvekili, senin milletvekilin. Bu ülkede her gün kadın cinayetleri işlenirken, erkek-kadın eşitsizliği zirve yaparken, dünya sıralamalarında kadın hakları bakımından en dibe demirlemişken, iktidarda olan senin partin. Bütün bunlar olurken bir kere kadın hakları için ağzını açtın mı? AKP'li bayan kardeşim Açabildin mi? Kurulu komut düğmesine basılacak gelicen. Dön bak 'de eğer kadınsan haklarınız ne hale getirildi bir bak."

"HİÇ Mİ VİCDANINIZ YOK"

"Bunlar değil mi? Yırcalı'da zeytin ağaçlarını keserken köylü kadınlarımızı gazlayanlar Bunlar değil mi? Ali İsmail'in anacığını şehir şehir dolaştırıp, işkenceye maruz bırakanlar Bunlar değil mi? Berkin'in anacığını meydan meydan yuhalatanlar Onlar kadın değil mi? Hakları yok mu Hiç mi vicdanınız yoktu?" diye soran Koç, bu gidişin bir sonunun olmadığını bildirdi.  

Koç, "Bütün bunları görmeyeceksiniz, dünkü bu sözü amacının dışında yorumlayarak, kalkıp CHP'yi çarmıha germeye kalkacaksınız. Niye üstünüze
alıyorsunuz bu lafları Çünkü sizi yönetenlerin kafasının arkasında o tabir kullanıldığında başka şeyler var." diye konuştu.

Artan terör olaylarına da değinen Koç, kaybedilen her güvenlik görevlisinin arkasında, AK Parti'nin sorumluluğunun, yanlış politikalarının olduğunu iddia etti.

Terör örgütüne zamanında operasyon yapılmasına izin verilmediğini belirten Haluk Koç, "Şimdi, keskin milliyetçi. Bugün muhtarlar toplantısında şehitliği anlatıyor, sanırsınız ki oğlu gitti şehit oldu. Şehitliğin mukaddesatını, kutsallığını bu millet biliyor. Bir de bunu anlatana bakarlar ne yaşamış hayatında diye. İstismara gelince sonuna kadar" dedi.  

"TÜRKİYE'Yİ REZİL ETTİ"

Alışık olmadıkları manzaralar yaşandığını belirten Koç, "Siyaset belli bir noktada kutuplaştırılmanın en uçuk noktasına kadar gelmiş durumda. Bizzat Cumhurbaşkanı sıfatıyla tarafgirane görev yapmayı kendine şiar edinmiş kişinin konuşmaları da tuz biber ekti üstüne" diye konuştu.

"Yeni Amerika'dan tokat yiyen, Türkiye Cumhuriyeti'ni rezil rüsva eden bir kişinin burada tekrar hiçbir şey olmamış gibi iç politikayı kutuplaştıran, geren davranışlarına bir kere daha tanık olduk" diyen Koç, şöyle devam etti:

"Sabah da eksik olmasınlar, Meclis Başkanlığı ve Adalet Bakanlığı yapan Sayın Şahin (AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin), CHP Genel Merkezi'nin önünü ziyaret etmiş. Halbuki dostumuzdu, gelseydi çay da içerdi, kahve de içerdi, sohbet de ederdik. Şimdiye kadar kadınla ilgili her türlü aşağılama yapılırken, sesini çıkarmayanların, bir siyasi polemik noktası yakaladıklarında o mağduriyet pınarını nasıl kullandıklarını, tepe tepe nasıl sömürdüklerini bir kere daha görüyoruz. Hiç üzülmeyin, hepiniz gelin, yüreğiniz yetiyorsa siz de gelin. Hiçbirinize pabuç bırakacak yürek yok bizde, merak etmeyin. Aslanlar gibi dururuz. Söylediğimizin de açıklamasını yaparız, ne kastettiğimizi de ifade ederiz. Siyaseten de misyonumuz gereği, olduğumuz yerde dururuz. Sizin gibi üç beş tane gürültücünün önünde eğilecek, geri çekilecek kadrolar değiliz biz."

"ERDOĞAN TÜRKİYE İÇİN ÜZÜLECEK BİR FOTOĞRAF"

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Nükleer Güvenlik Zirvesi için ABD'ye gittiğini anımsatan Koç, bu ziyaretin kapsamlı bir �ekilde değerlendirildiğinde, "ABD'nin Türkiye'ye değil ama Erdoğan'a nasıl baktığının" göstergesi olduğunu savundu.

"Ağırlığı, itibarı kalmamış bir siyasi kimlikten bahsediyorum" ifadesini kullanan Koç, düşünce kuruluşları, gazete ve dergilerin, Türkiye'ye baktıklarında bir diktatörlük manzarasından başka bir şey görmediklerini artık anladıklarını öne sürdü.

Erdoğan'ın Türkiye için "üzülecek bir fotoğraf" manzarası oluşturduğunu iddia eden Koç, şu değerlendirmelerde bulundu:  

"Burada en acı olanı ABD Başkanı Obama'nın bu pozisyonda dahi gider ayak, Türkiye Cumhurbaşkanı'na Türkiye'nin kurucu ayarlarını hatırlatmak zorunda kalması, bizler için en azap verici, en utanç verici noktadır. Acı mı Utanç verici değil mi? Erdoğan, aklı sıra çifte şantaj siyaseti izliyor. AB'ye karşı ayrı bir şantaj, bu mülteci mübadelesinde. ABD'ye de Suriye politikasında bir şantaj ile bir politika izliyor. Bunlar sanki muhatapları tarafından hiç değerlendirilmiyor. Bu siyasetin sadece ülkemizi değil, Avrupa da dahil bütün coğrafyalarımızı ne hale getirdiği ortada. Sonuç, Türkiye'nin yalnızlığı gittikçe perçinleniyor bu coğrafyada. Türkiye ile ABD arasındaki Suriye bağlamında yaşanan farklılıklar asla aşılamıyor ve Erdoğan'ın bir diktatör olduğuna dönük algılar dışarıda kesinleşiyor." 

Sayfa Yükleniyor...