Hank Williams'ın kayıp defteri

Bundan 6 yıl önce, iki koleksiyonere, Nashville’den bir telefon gelir. Arayan elinde Roy Orbison’a ait bir defter olduğunu söyler. Fakat defter Orbison’ın değildir, başka birine aittir. Koleksiyonerler, içgüdülerine güvenir ve sahibi bilinmeyen defteri 1500 dolara satın alır...

Hank Williams'ın kayıp defteri

Hank Williams dinlemek, sonu belli olmayan bir tatile çıkmak gibidir. Oturduğunuz şezlongtan hiç kalkmayacak, ayağınızı soktuğunuz ılık deniz hiç soğumayacakmış gibi hissedersiniz. İçkiniz elinizde, Hank Williams’ın sesi kulaklarınızdayken huzur karşınızda diz çöküverir. Saçma romantik sözler yazmaya başlarsınız Hank Williams’dan etkilendiğinizi sanarak. Ama onun gibi diyemez kimse “I’m So Lonesome I Could Cry” diye.

Şarkıcı, söz yazarı, efsane Hank Williams 1953 senesinde öldüğünde henüz 29 yaşındaydı. Cadillac’ının arka koltuğunda polis memurları onu bulduğunda, aşırı dozda uyuşturucuyu vücuduna çoktan zerk etmişti. Ölü bulunduğu arka koltukta, boş bira kutularının yanında bir de defter vardı. Bu defterin esrarı, bu sene çözüldü.

Carl Perkins’den Elvis’e, adını yaşattığımız her ünlü adam onun şarkılarını dinleyip de esinlenmişti. Williams işte o hermetik defterine şarkı olsun diye, aklına gelen sözleri yazıyordu. 29 yaşında gelen zamansız ölümüyle yarıda kalan, hiç kaydedilmemiş bu sözleri tamamlamak da yine onun kadar efsane bir isme, Bob Dylan’a düştü.

Hikaye şöyle başlıyor...
Bundan 6 yıl önce, Stephen Shutts ve Robert Reynolds adındaki 2 koleksiyonere, Nashville’de yaşadığını söyleyen bir kadından telefon gelir. Bu kadının iddiasına göre elinde Roy Orbison’a ait bir defter vardır. Fakat defterdeki tarihlere bakıldığında, Roy Orbison’ın o sırada şarkıya söz bile yazmadığı ortaya çıkar. Bu defter başka birine aittir. 2 koleksiyoner, içgüdülerine güvenir ve sahibi bilinmeyen defteri 1500 dolara satın alır.

Derken 2001 yılında Lost Highway yayıncılık, Snapshots adında bir kitap piyasaya sürer. Bu kitapta ellerinde tuttukları kahverengi kaplı defterin renkli fotograflarını görürler. Böylece satın aldıkları defterin kime ait olduğunu da öğrenirler. Defter Hank Williams’a aittir.

Bunu öğrendikten sonra Reynolds, Chicago Sun-Times’la bir röportaj yapar. Reynolds röportajında, “Bob Dylan veya Alan Jackson gelse de bu tamamlanmamış sözleri şarkıya çevirse ne güzel olur” diye içinden geçenleri anlatır. Sonuçta bir ozanın ihtiyacı olan tek şey bu defter, bir gitar ve ilhamın gelip o kişiyi bulmasıdır. Bu röportajı okuyan Hank Williams’ın kataloğundan sorumlu Sony yetkilisi de önce şaşrkınlığının geçmesini bekler, sonra da olaya el koyar.

Kısa bir süre sonra Stephen Shutts hırsızlık suçlamasıyla tutuklanır. Ona bu hatırayı satan kadının (ki kadının eskiden Sony’de çalışan bir kapı görevlisi olduğu ortaya çıkar) adı da sanık olarak kayda geçer. Kadın defteri çöpte bulduğunu söyler. Dava düşer, efsane defter de Sony’nin kilitli deposuna geri döner.

Hank Williams'ın kayıp defteri - 1

2008 yılında paha biçilemeyen bu defter, Bob Dylan’a emanet edilir. 3 sene boyunca çalışılan Hank Williams şiirleri albüm olur, The Lost Notebooks of Hank Williams adıyla, Dylan’ın plak şirketi Egyptian Records’tan, 4 Ekim’de piyasaya çıkar. Şarkıları kaydetmek için Dylan yanında; Jack White, Norah Jones, Lucinda Williams, Alan Jackson ve Sheryl Crow’u da stüdyoya sokar.

Alan Jackson’ın sesinden You've Been Lonesome, Too ile açılan albümün en dokunaklı şarkısını, “Oh, Mama, Come Home”u Dylan oğluna vermiş söylemesi için. Jack White ise söylemek için “You Know That I Know”u seçmiş. White’ın yorumuyla Williams’ın yazdığı bu sözleri dinlemek hiç bıkmayacağınız bir kıymet.

Albümdeki şiirleri seslendirmesi için Dylan kadın sanatçılarla da anlaşmış. Norah Jones, Lucinda Williams’ı ve Hank’in torunu Holly Williams’ı atlamadan albümü dinleyin. Sonbahar çetin geçiyor, siz sonu belli olmayan bir tatile çıktığınızı farz edin. Oturduğunuz şezlongtan hiç kalkmayacak, ayağınızı soktuğunuz ılık deniz hiç soğumayacak gibi. Bir elinizde içkiniz, kulağınızda Hank Williams’ın sözleri.

Sayfa Yükleniyor...