HDP'li Ahmet Yıldırım 15 Temmuz oturumunda konuştu

HDP Grup Başkanvekili Ahmet Yıldırım, "15 Temmuz darbe girişimi, darbecilere, siyasi iktidar tarafından sunulan olanaklar, imtiyazlar, getirilen dokunulmazlıklar ve verilen yargılanmazlık taahhütleriyle göstere göstere gelmiştir." dedi. 

Yıldırım, 15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü dolayısıyla özel gündemle toplanan TBMM Genel Kurulu'nda yaptığı konuşmada, 15 Temmuz darbe girişimini şiddetle kınayarak, darbe girişimine karşı koyarken hayatını kaybedenlere Allah'tan rahmet diledi.  

Türkiye'nin tarihinin bir yönüyle darbeler tarihi olduğunu belirten Yıldırım, darbecilerin veya yeltenenlerin art niyetini, kirli ruhunu ve demokrasi düşmanlığını tartışma konusu yapmadan buna zemin sunan koşullarıda tartışmamanın ve üstünü örtmeye çalışmanın da yeni darbe koşullarını hazırlayacağının asla unutulmaması gerektiğini vurguladı.  

Yıldırım, "15 Temmuz darbe girişimi, darbecilere, siyasi iktidar tarafından sunulan olanaklar, imtiyazlar, getirilen dokunulmazlıklarla ve verilen yargılanmazlık taahhütleriyle göstere göstere gelmiştir." ifadesini kullandı.   

15 Temmuz darbe girişimi öncesinde "çözüm sürecinin" bitirilmesiyle başlatılan çatışmaların ve siyasi iktidarın girmiş olduğu milliyetçi, muhafazakar ittifakların Türkiye'ye hayır getirmeyeceğini defalarca dile getirdiklerini hatırlatan Yıldırım, böylesi bir atmosferin Türkiye'yi "darbe mekaniğinin" içerisinde tutacağını ısrarla belirttiklerini söyledi.   

Ahmet Yıldırım, şöyle devam etti:  

"Darbeler sadece askeri apoletlerle gerçekleştirilmez. Dünya tarihinde demokratik işleyişe yönelik kravatlı darbelerin sayısız örneği vardır. Ne yazık ki Türkiye'nin de son bir yılı bunlara örneklerden biridir. 20 Temmuz itibariyle OHAL ile beraber bu ülkede bir darbe daha gerçekleştirilmiştir. Bu darbeye müteakip, eş başkanlarımız ve milletvekillerimiz tutuklanmıştır.  

Belediyelerimize kayyumlar atanmış, gazeteciler tutuklanmış, 15 Temmuz darbe girişimine karşı duran çok sayıda kamu emekçisi işinden edilmiştir. İktidarın açık talimatlarıyla eş genel başkanlarımız ve milletvekillerimiz rehin alınarak cezaevlerine konulmuştur. Hukuk ve etik dışı bir şekilde Eş Genel Başkanımız Figen Yüksekdağ ve milletvekilimiz Nursel Aydoğan'ın milletvekilliği düşürülmüştür." 

Darbe girişimlerinin ve güvenlik açıklarının tek çözümünün demokratik siyaseti, eşitliği ve adaleti güçlendirmek olduğunu savunan Yıldırım, "Bu şekilde devam edilmesi halinde 10 OHAL daha ilan edilse bile darbe mekaniği canlı kalmaya devam edecek. Toplumsal kamplaşma ve yarılma maalesef derinleşecektir." iddiasında bulundu.  

Yıldırım, HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş'ın darbe girişiminden sonra 9 Ağustos 2016'da kamuoyuna deklare ettiği 12 maddelik önerileri anlattı.  

"TÜRKİYE, ANARŞİZME MÜSADE ETMEYECEK BİR ÜLKEDİR"

Yıldırım'ın sözleri üzerine TBMM Başkanı İsmail Kahraman, "Türkiye'de tutsak, esir de yok. Tevkif edilmiş var. Türkiye'de hukuk devleti var. 'Türkiye'de zulüm' diye ifade edemezsiniz. Bir hukuki statü işliyor ve çalışıyor." değerlendirmesinde bulundu. 

Buna benzer sözlerin milli birlik ve bütünlüğü zedeleyen sözler olduğuna işaret eden Kahraman, "Türkiye, anarşizme müsade etmeyecek bir ülkedir. Hiçbir demokratik ülke, buna müsade etmez ve etmemelidir. Hürriyet içinde yaşamak demek sınırsız yetkiye sahip olmak demek değildir. O zaman anarşi doğar. Böyle bir şey olamaz." diye konuştu.  

"Darbe duygusu devam edecek." sözünü eleştiren Kahraman, "Edemez. Bir özlem olarak söylemiyorum, inanç olarak ifade ediyorum. Türkiyemiz, biiznillah bundan sonra darbelerle karşılaşmayacaktır." dedi. 

Sataşma olduğu gerekçesi ile söz alan Yıldırım, "Hiç kimse siz veya sizin gibi düşünenlerle aynı şeyi düşünmek, ifade etmek zorunda değildir. Baştan sona benim konuşmamın belli yerlerini cımbızlayarak, değerlendirmeye tabi tuttunuz." ifadesini kullandı. 

Kahraman ise, "Fikirlerimizi beyan ettik. Herkesin fikri kendine ait. Cımbızla çekmedim. Cımbızla araya yerleştirdiğiniz kelimelerin dışındaki konuşmalarınızdan bahsettim." diye konuştu.