Davutoğlu'dan Arınç-Gökçek polemiğine yorum: Her iki açıklama da yanlış

Başbakan Ahmet Davutoğlu, Bülent Arınç ile Melih Gökçek arasındaki polemikle ilgili ilk kez konuştu: ''Her iki açıklama da yanlıştır. Gerekli disiplin işlemlerini yapacağız, kimsenin ayrıcalığı yok.'' Davutoğlu, çözüm süreci tartışmasını da değerlendirdi.

Davutoğlu'dan Arınç-Gökçek polemiğine yorum: Her iki açıklama da yanlış

Başbakan Ahmet Davutoğlu, Konya'da gazetecilerin sorularını yanıtladı.

Başbakan'a Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç arasındaki istifa polemiği soruldu.

Davutoğlu, "Dün yapılan her iki açıklama da hem partimizin kurulları, kuralları ve disiplini açısından hem de ortak siyasi kültürümüz açısından yanlıştır" dedi.

''DÜN ARINÇ'LA BİR ARAYA GELDİM, BUGÜN GÖKÇEK'LE GÖRÜŞECEĞİM''

Başbakan Yardımcısı Arınç ile dün bir araya geldiğini belirten Davutoğlu, "Bugün de Sayın Melih Gökçek ile görüşeceğim. Gerekli uyarılarda bulundum, bulunacağım" diye konuştu.

Davutoğlu, şunları söyledi:

''AK Parti kuralları belli, son derece sağlam kurallar ve kurullar zeminine oturmuş bir partidir. Farklı kanaati olan, ola ki birbirleri ile farklı fikirlere bütün arkadaşlar, bu kurallarda bu zeminlerde görüşlerini dile getirebilirler. Bu görüşler tartışmaya açılabilir. Atılıcak adımlar varsa da hiç tereddütsüz atılır. Bu parti içi demokrasi içinde her türlü görüşe açık bu anlayış dışında çok kuvvetli bir parti disiplini de vardır. Geçmişte 13 yıl içinde çok ciddi testlerden geçmiştir bu parti disiplini ve hiç bir zaman bu disiplinden feragat edilmemiştir.

Dün yapılan her iki açıklama da hem partimizin kurulları, kuralları ve disiplini açısından hem de ortak siyasi kültürümüz açısından yanlıştır. Dün Sayın Bülent Arınç ile açıklama sonrası biraraya geldik. Kendisi ile konuştuk. Kendisine de kanaatlerimi ifade ettim. Bugün de Sayın Melih Gökçek ile görüşeceğim. Gerekli uyarılarda bulundum, bulunacağım. Şunu da bir kez daha ifade etmek isterim ki, ayrıca genel başkan yardımcılığına gerekli talimatlarımı verdim.

İLK KEZ KONUŞTU

''DİSİPLİN KURULLARINI İŞLETECEĞİZ, KİMSENİN AYRICALIĞI YOK''

Herhangi bir şekilde bu kritik dönemde, seçimlere giderken partimizi ve partimizin kitle nezdindeki itibarını sarsıcı, polemiğe giren kim olursa olsun parti disiplin kurullarını işleteceğiz ve gerekli disiplin işlemlerini yapacağız. Kimsenin bu konuda ayrıcalığı yoktur. Çok açık bir şekilde ifade ediyorum, son derece önemli geleceği belirleyici bir seçime doğru gitmektedir. Bu açıdan partimizin yarından itibaren genel merkezdeki aday adayları çalışmasını sürdüreceğim. Önümüzdeki 10 gün içerisinde zaten sürekli genel merkezde olacağız. Bu çerçevede genel başkan yardımcıları ve MYK ile de gerektiğinde görüşürüz. Dediğim gibi bu andan itibaren parti disiplinini, partinin itibarını zedeleyeceği mahiyette yürütülecek her türlü polemik gerekli işlemlere tabii tutulacaktır.''

''DÜN GECE AİLECEK BİR ARADAYDIK, AİLE SOHBETİNDE''

Bir gazetecinin, "Cumhurbaşkanıyla cumartesi günü ile görüşme yaptınız, görüşmenin gündemi İzleme Kurulu muydu?" sorusunu Davutoğlu, "Sayın Cumhurbaşkanımızla geçen cumartesi bir görüşmemiz oldu. Dün gece de ailecek bir aradaydık, aile sohbetinde. Sayın Cumhurbaşkanımızla bizim buluşmamız olağanüstü bir durum değildir. Ben Başdanışman, Dışişleri Bakanı olarak da daha önce de dostluğu geçmişe dayanan yakın arkadaşlar olarak da her zaman görüştük, görüşürüz. Dün de görüştük. Cumartesi de görüşeceğiz. Merak ederseniz belki önümüzdeki günlerde yine görüşeceğiz. Bunlar olağanüstü durum değil ama benim için devlet mahremiyettir. Cumhurbaşkanımızla ne konuştuğumuz sadece beni ve kendisini ilgilendiren hususlar. Kamuoyunun bilmesi gereken hususları kamuoyuyla paylaşırız" şeklinde yanıtladı.

Son 7 ay içerisinde de bu anlamda Cumhurbaşkanıyla her hangi bir konuda iletişim sıkıntısı yaşamadıklarını dile getiren Davutoğlu, "Ola ki bilgilendirme eksiklikleri olmuşsa bu giderilir, değerlendirme de farklılıklar olursa konuşulur. Ama ne Sayın Cumhurbaşkanımız ne ben Türkiye'nin siyasi istikrarına özellikle seçimlere giderken suhuletle bu seçim ortamının korunmasına dönük olarak gösterdiğimiz hassasiyette hiç tereddüt etmeyiz" diye konuştu.

Çözüm Sürecine ilişkin ise Davutoğlu, "Bizim için Çözüm Süreci stratejik bir tercihtir. Bu Çözüm Süreci 100 yıllık tarihimizin en önemli adımlarından, geleceğimizi teminat altına alacak olan ortak aidiyet bilincini geliştirecek en önemli dayanaklardan biridir" dedi.

Davutoğlu, Suriye'de Irak'ta etnik ve mezhebi çatışmaların nelere yol açtığının görülmesi gerektiğini, toplumun bunları istemediğini söyledi.

Çözüm Süreci'nde gelinen aşamanın son derece önemli olduğuna dikkati çeken Davutoğlu, "Sayın Cumhurbaşkanımız da daha önce bir çok kez vurguladı, 'Seçimi kaybetme pahasına dahi Çözüm Sürecinden fedakarlık etmeyiz' dedi geçmişte. Çok güçlü bir şekilde destek verdi. Bunun 2005'teki Diyarbakır konuşmasıyla bütün bu süreç başladı. Onun için de hükümetimiz için de benim içinde Çözüm Süreci üzerinde her an titizlikle durduğumuz bir süreçtir. Eğer benzer süreçleri Suriye'de Irak'da yaşasak kardeş kavgası olmazdı" ifadesini kullandı.

"HİÇBİR GÖRÜŞ AYRILIĞIMIZ YOKTUR"

"Çözüm Süreci'nin stratejik hedef olma niteliği konusunda hiçbir görüş ayrılığımız yoktur" diyen Davutoğlu, bu konuda atılacak adımlar hususunda ise her zaman farklı kanaatlerin dile getirilebilineceğini söyledi.

Farklı kanaatlerin her zaman her zeminde konuşulabileceğini, bu konuşmaların hep sürdüğünü ve bundan sonra da süreceğini belirten Davutoğlu şunları kaydetti:

"Çözüm Süreci'nin başarıya ulaşması, bu problemin Türkiye gündemine tümüyle düşmesi, silahsızlanma öncelikli olmak üzere her şey ona bağlıdır. Silahların terkine, silahların toprağa gömülmesine bağlıdır. Silahların toprağa gömülmesine, tümüyle terk edilmesine dayalı Çözüm Süreci konusunda yolumuza kararlı bir şekilde devam edeceğiz. Hiç bir görüş ayrılığı bu kararlılıktan feragat anlamında değerlendirilmemelidir. Sayın Cumhurbaşkanımızla dün de en geniş kapsamıyla ele aldım, tekrar alırız. Gereken adımları gereken zamanda yine istişareler içinde atarız. Bu konuda kimsenin Türkiye'de Hükümetle Cumhurbaşkanlığı makamı arasında bir görüş ayrılığı varmış gibi bir senaryo üzerinden bir kaos beklentisi içinde olmaması iktiza eder. Şimdiye kadar nasıl birlikte bir çok benzer zor süreçlerden geçmiş ve aşmışsak bundan sonra da aşarız. Ama dediğim gibi, bunlar devlet mahremiyeti, siyasi kültürümüzün süregelen temel ilkeleri ve özellikle de Türkiye'nin geleceği bağlamında önümüzdeki seçimlerin suhuletle ve siyasi istikrarı güçlendirecek şekilde gerçekleşmesi bakımından önem taşır. Türkiye siyasi istikrarını daha da pekiştirecek şekilde yoluna devam edecektir, bu konuda kamuoyumuzunda hiç bir kaygısı olmamalıdır. Bizim her zeminde istişarelerimiz de devam edecek gerekli adımlarda gerektiği zamanlar atılacak."

Sayfa Yükleniyor...