İzmir'den Karşı Bisiklet Topluluğu'nun düzenlediği ve Doğa Derneği'nin destekçileri arasında yer aldığı HES'e Karşı Ses Bisiklet Yolculuğu başladı. Beş gün sürecek olan yolculuk, Kastamonu'nun Cide ilçesi yakınlarında bulunan ve HES tehtidi altındaki Loç Vadisi'nde sonlanacak.
Loç vadisi için yola çıkan grup üyeleri şu açıklamayı yaptılar:
Anadolunun bağrından kopup, bazen coşkuyla, bazen sessizce, nazlı nazlı denizlerimize doğru süzülen, geçtiği yerlere hayat veren, can sularımız, derelerimiz, bugün yataklarında korku içinde akmaktadır. Çünkü, sizlerin de bildiği gibi, dört bir yandan yükselen tepkilere, kamu vicdanına ve mahkeme kararlarına aldırmadan Su Kullanım Hakkı Anlaşması'yla 49 yıllığına çeşitli şirketlere kiraya verilmişlerdir. Bugün, projelendirilmesi tamamlanmış ve bazılarının inşaatlarına başlanılmış, bazılarının ise başlanılmak üzere olan 1700’ü aşkın Hidroelektrik Santrali (HES) projesi mevcuttur. Binlerce yıldır bu topraklara hayat veren dereler; bölge sosyal ve ekolojik değerleri göz önünde bulundurulmadan, gerekli araştırmalar yapılmadan, çevresinde yaşayan insanlar başta olmak üzere, kamuoyunun görüşleri dikkate alınmadan, yok pahasına bir avuç şirketin merhametine bırakılmıştır.
Bizler, İzmir’den Karşı Bisiklet Topluluğu olarak, doğal yaşam alanlarına geri dönülmez şekilde zarar veren; sosyal, kültürel ve tarihi değerleri hiçe sayan, yaşamı adeta felç eden HES projelerine karşı çok sayıdaki vadiden yükselen SES’i bir kere daha haykırmak ve bu SES’e destek olmak için buradayız.
Bizler, bu tahribatı durdurmak için, HES'e karşı SES olarak, bugün buradan, Loç Vadisine kadar bisikletlerimizle gitmek için yola çıkıyoruz. HES’lere karşı verilen mücadelede bir sembol haline gelen Loç Vadisi'nde, aylardır iş makinalarının önünde, doğal yaşamı korumak için nöbet tutan bölge halkına ve Türkiye’nin dört bir yanından gelen çevre gönüllülerine destek olmak için olacağız.
Pedallarımızı, Ankara’dan Loç’a kadar, derelerimiz için, suyumuz için, yaşam için çevireceğiz.
Bizler hiçbir suyun boşa akmadığının bilincindeyiz ve ona, varettiği tüm canlılar ile birlikte değer veriyoruz. Yolculuğumuz süresince ve sonrasında da, binlerce yıldır varolan derelerin; etrafındaki toplumsal ve kültürel değerlerle beraber yaşaması ve barış içinde, özgürce akması için gösterilen her tür çabanın yanında olacağız.
Doğanın korunması ve su kaynaklarının yönetiminden sorumlu Çevre ve Orman Bakanı’na ve diğer tüm yetkililere sesleniyoruz;
Doğa haklarının gözetildiği yeni su politikaları oluşturulsun !
Dere soykırımı durdurulsun !
Dereler özgür aksın !
"MALATYA TOHMA ÇAYI DA TEHLİKEDE"
Doğa Derneği Başkanı Güven Eken, Malatya'nın doğal güzellikleriyle ünlü Tohma Çayı üzerine hidroelektrik santrali (HES) yapılmasının planlandığını duyunca buna inanamadığını belirterek, ''HES yapılarak, doğanın katletilmesi kabul edilemez'' dedi.
Eken, Darende ilçesine gelerek, Çevre ve Kültür Değerlerini Koruma ve Tanıtma Vakfı (ÇEKÜL) Malatya Bölge Koordinatörü Bekir Sözen ile birlikte Tohma Kanyonu, Somuncu Baba Külliyesi ve civarında incelemelerde bulundu.
Burada,açıklama yapan Eken, sarp kanyonlar ve yemyeşil kıyılara sahip Darende'deki Tohma Vadisi'ni, Malatyalıların ''göz bebeği gibi'' koruması gerektiğini bildirdi.
Güven Eken, şunları kaydetti:''Darende, Tohma Çayını ziyaret etmeden önce böyle bir doğa ve kültür harikası ile karsılaşacağımı tahmin etmezdim. Somuncu Baba Külliyesini gezdim ve hayatımda ilk defa içinden bir pınar kaynayan bir türbe gördüm. Belli ki bu büyük ibadet merkezinin burada var olma nedeni, bölgenin hemen yanı başından geçen Tohma Çayı ve onun pınarlarıdır. Tohma Vadisi, sarp kanyonları ve yemyeşil kıyılarıyla Malatya'nın göz bebeği gibi koruması gereken bir yer. Malatya Valisi Ulvi Saran ve bölge insanlarının burayı yaşatma çabalarını duyunca çok mutlu oldum. Öte yandan, Türkiye'deki pek çok dere gibi, burada da bir HES planlandığını öğrendim ve inanmak istemedim. Ben doğayı yaşatmanın ibadetin en güzellerinden biri olduğuna inananlardanım. Bu nedenle bu benzersiz yerde HES yaparak doğanın katledilmesini kabul edemiyorum. Tohma Vadisinin, içindeki tüm canlıların ve ev sahipliği yaptığı kültürün el değmeden korunması gerektiğini düşünüyorum.''
- Etiketler :
- Haberler
