HSYK eleştirilerine yanıt

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "Hükümetimizin yargıda yapmaya çalıştığı değişiklik yargıya müdahale değil yargı içindeki illegal örgütlenmeye yönelik bir mücadeledir" dedi.

HSYK eleştirilerine yanıt

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, 6. Büyükelçiler Konferansı'nda verilen yemekte büyükelçilere hitap etti.

Erdoğan, burada yaptığı konuşmada şunları söyledi:

"Bizde tarih farklı şekilde yazılmak, öğretilmek, unutturulmak istendi. 1923'ü sıfır nboktası olarak almak mümkün değildir. 1299'u da sıfır noktası olarak almak mümkün değildir. İsimler, devletler, yapılar değişti ama aynı millet aynı ruh değişmeden ilerledi. Yakın tarihi unutturmak cinayettir. Yakın tarihi ıskalayarak dış politika yapamazsınız. Kendi toprağınızı, milletinizi idrak edemezsiniz.

Bizim fiziki sınırlarımız Meriç'te bitiyor, ancak tarihimiz de Meriç de biterse biz sağlıklı dış politia imar edemeyiz.

Dünya üzerindeki her devletin egemenlik sınırlarına sonsuz saygımız var. Şehitliklerimizin olduğu Myammar'a duyarsız kalmış bir düşünülümez. Suriye'ye sırtımızı dönmemiz mümkün mü?

Risk var diyerek ataleti tercih eden olduğu yerde sayar, verilerle yetinir. Risk var diyerek dış politikasında tedirgin ürkek davranan ekonomisini büyütemez, refahı artıramaz, demokrasiyi ileri standartlara kavuşturamaz, en önemli insanlığa ve barışa katkı sunamaz. Kim ne derse desin büyük bir ülkenin onurlu büyükelçileri olarak ülkeyi layıkıyla temsil etmeliyiz.

Dış politikada bizim saklımız ve gizlimiz yok. Neysek oyuz. Gizli niyetlerle gizli ajandalarla değil ilkelerle hareket eden bir ülkeyiz.

En yakınımızdan en uzağa kadar cesur, aktif, girişken dış politika anlayışını sürdürmek zorundayız. Kim ne derse desin, kim hangi kulpu takarsa taksın büyük bir ülkenin onurlu büyükelçileri olarak ülkeyi ve milleti layıkıyla temsil etmek zorundayız. Biz bir kasaba devleti değiliz.

17 Aralık'ta başlayan süreç yolsuzluk kılıfına gizlenmiş bir darbe girişimidir. 17 Aralık süreci bir paket içinde bir kaç hedefi vurmayı amaçlayan bir süreçtir. Paketin muhtevasıyla ambalajı arasında çok ciddi farklılıklar olduğunu hepimiz gördük ve görüyoruz. Ambalajda yolsuzluk iftrası varken paketin içinde demokrasiye, milli iradeye, siyasete özellikle çözüm süreci ve dış politikaya yönelik sabotaj olduğu bugün artık net şekilde ortaya çıktı, daha da çıkacak onu söyleyeyim daha bitmedi. Daha da çıkacak.

'BU BİR İHANETTİR'
17 Aralık komplosu farklı vasıtalarla, çok farklı ittifaklarla ortaya çıktı. Bir örgütün emniyet ve yargı içindeki mensupları operasyonun taşeronu olurken, bazı siyasi partilerin, belli medya kuruluşlarının, sermaye çevrelerinin müttefik olarak görev aldığını görüyoruz. Burada asıl önemli olan darbe girişimiyle birlikte yürütülen algı operasyonudur. Algı operasyonu 'de içinde tutmamıştır, geri tepmiştir. Hem darbe girişimini hem de algı operasyonunu yapanlar Türkiye'yi yani kendi ülkelerini yurtdışında karalamak için de büyük gayret içindeler. Bu tavır bir ihanettir.

17 Aralık'tan beri gerek o malum örgüt ve müttefikleri şunu yapıyorlar. Türkiye ekonomisine ağır darbe vurmaya çalışıyorlar. Faizlerin yükselmesi için gayret sarfediyorlar. Hedef bir parti ya da hükümet değil, Türkiye'dir.

İçeride algı operasyonunu nasıl bozduysak, dışarıda da birlikte bozacağız ve bozuyoruz. Ama burada hiçbir arkadaşımın bir defa bu konularda ihmalkar davranmaması gerekir, ilgili bütün mercilere bu gerçekleri anlatmanız gerekir, anlatmamız gerekir. Ne gerekiyorsa bunun adımlarını hep birlikte atmamız gerekir.

'OKUMA YAZMA BİLİYORUZ'
Çünkü yaklaşım tarzları farklı. Örneğin AB üyesi ülkelerde, basit bir örnek veriyorum, HSYK ile ilgili oturmuş bir sistem yokken, her ülke kendine has, kendine ait bir HSYK düzenlemesi yaparken, Türkiye'nin HSYK düzenlemesi üzerinde bir beyanatta, bir açıklamada bulunmak kimsenin haddine değildir. Eğer oturmuş bir şey varsa bunu bilelim. Ama biz bu çalışmamızı yaparken bütün bunları A'dan Z'ye inceledik. İspanya'da, İtalya'da, Hollanda'da nedir? Bir bakıyoruz ki oralarda seçilmişin bu noktalarda ciddi manada etkinliği var. Attıkları adımlar var. Kralın, hükümetin hepsinin buralarda seçici olduğunu görüyoruz. Ama burada kalkıp da işte bu 'AB'nin müktesebatına aykırıdır, vesairedir' gibi tespitler, kusura bakmasınlar bize yutturulacak şeyler değil biraz okuma yazma biliyoruz. Ne var, ne yok görüyoruz. Bu noktada sizlere çok önemli vazife düşüyor.

Cumhuriyet tarihinde Türkiye'nin milli geliri 230 milyar dolardı. 10 yıl içerisinde 800 milyar doları aşmıştır. Yolsuzlukların egemen olduğu bir ülkede siz milli geliri buraya getirebilir misiniz? Eğitimde, sağlıkta attığımız adımlar ortadadır. Enteresandır, üçüncü köprünün yüklenicileri üzerinde operasyon yapılıyor. Bu neyi gösteriyor, biz sizin yolunuzu keseriz, yürüyemezsiniz. Hemen tedbir koydular, 25 tane çuval ağzı mühürlü, dosyalar incelenmeden bakıyorsunuz mahkemeler karar veriyor. Yargısız infaz.

'DEĞİŞİKLİK İLLEGAL ÖRGÜTLENMEYE YÖNELİK'
Hükümetimizin yargıda yapmaya çalıştığı değişiklik yargıya müdahale değil yargı içindeki illegal örgütlenmeye yönelik bir mücadeledir. Bu örgütün gerçek yüzünün yurt dışında artık mutlaka anlatılması ve deşifre edilmesi gerekir. Başta emniyet ve yargı içinde örgütlenerek inşa ettiği korku imparatorluğunu iyi anlatmak gerekiyor.

17 Aralık komplosunda Türkiye'nin teröre destek verdiği gibi alçakça kampanya yapıyorlar. Kim tarafından yapılırsa yapılsın terörün her türlüsüne karşıyız. Terörle aramıza hiç tereddüt etmeden mesafe koyarız.

Bizden Mavi Marmara'nın, Filistin'deki, Mısır'daki, Suriye'deki insani duruşumuzun intikamını alacaklarını sanıyorlar. Kusura bakmasınlar. Türkiye'nin ve hükümetimizin üzerine teröre destek veriyorlar, itham ve iftirası asla yapışmaz. Bu gayretin içinde olanlar beyhude çabalıyorlar. Bu ihanetin hesabı mutlaka kendilerinden sorulacaktır. Dünyada bu yönde oluşacak soru işaretlerinin izole edilmesi noktasında da size önemli vazifeler düşüyor."

Sayfa Yükleniyor...