HSYK'dan Bozdağ açıklaması

HSYK'dan, Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ'a saldırıda bulunan kişinin serbest bırakılmasıyla ilgili açıklama yapıldı.

HSYK'dan Bozdağ açıklaması

Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK), Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ'a yönelik saldırıyı gerçekleştiren kişinin tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılmasına dönük eleştirilere yanıt verdi.

HSYK, Bozdağ'a saldırıda bulunan kişinin serbest bırakılmasıyla ilgili, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nda (CMK) yapılan değişiklikle "Sadece adli para cezasını gerektiren veya hapis cezasının üst sınırı 2 yıldan fazla olmayan suçlarda tutuklama kararı verilemeyeceğinin" düzenlendiğini bildirdi.

HSYK'dan yapılan yazılı açıklamada, saldırının HSYK'ca kınandığı ifade edilerek, söz konusu saldırı olayına ilişkin Hacıbektaş Cumhuriyet Başsavcılığı'nca soruşturma başlatıldığına işaret edildi.

Açıklamada, müşteki Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ için Hacıbektaş ilçe devlet hastanesince "... darp, cebir izi mevcut olup, basit tıbbi müdahale ile giderilebilir, hayati tehlikesi yoktur, durum bildirir kati hekim raporudur" şeklinde doktor raporu verildiği vurgulandı.

Şüpheli Hüseyin Satı'nın gözaltına alınmasına karar verildiğine işaret edilen açıklamada, şüphelinin illegal bir yapı ile bağlantısının olup olmadığı yönünde şüphe duyulması nedeniyle Ankara TMK 10. madde ile yetkili ve görevli Cumhuriyet Başsavcılığı ile görüşüldüğü, şüphelinin 17 Ağustos 2013 tarihinde dolan 24 saatlik gözaltı süresinin TMK'nın 10/ç maddesi gereğince 24 saat uzatılarak 48 saate çıkarıldığı bildirildi.

Hacıbektaş Cumhuriyet Başsavcılığı'nca, 18 Ağustos 2013'te, Başbakan Yardımcısı Sayın Bekir Bozdağ'a yumruklu saldırıda bulunarak alınan doktor raporuna göre basit bir tıbbi müdahale ile giderilebilecek ölçüde yaraladığı iddia edilen şüpheli Hüseyin Satı hakkında 5271 sayılı CMK'nın 109/2-3 maddeleri uyarınca adli kontrol tedbirine karar verilmesinin sulh ceza mahkemesinden talep edildiği belirtilen açıklamada, şunlar kaydedildi:

"Hacıbektaş Sulh Ceza Mahkemesi'nce, şüphelinin müdafi huzurunda sorgusu yapılmış ve CMK'nın 109. maddesi uyarınca adli kontrol tedbirine hükmedilerek, şüpheli hakkında yurt dışına çıkış yasağı konulmuştur. Bilindiği üzere, 2 Temmuz 2012 tarihinde 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 'tutuklama'yı düzenleyen 100. maddesinin 4. fıkrasında değişiklik yapılarak 'Sadece adli para cezasını gerektiren veya hapis cezasının üst sınırı 2 yıldan fazla olmayan suçlarda tutuklama kararı verilemeyeceği' düzenlenmiştir. Yukarıda yer alan açıklamalar birlikte değerlendirildiğinde, şüphelinin eyleminin Türk Ceza Kanunu'nun 86. maddesinin 2. fıkrası kapsamında değerlendirilebileceği ve bu suçun cezasının 4 aydan 1 yıla kadar hapis veya adli para cezası olarak kanunda düzenlendiği, yine eylemin 'kişinin yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle işlendiğinin' kabulü halinde de cezanın yarı oranında artırılacağı ve bu haliyle dahi 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 100. maddesinin 4. fıkrası uyarınca tutuklama yasağı kapsamında olduğu açıktır.

Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 109. maddesinin 2. fıkrasında ise, kanunda tutuklama yasağı öngörülen hallerde, adli kontrole ilişkin hükümlerin uygulanabileceği düzenlenmiş olup, Hacıbektaş Cumhuriyet Başsavcılığı'nca bu tedbir talep edilmiş ve mahkemece de talebin kabulüne karar verilmiştir. Şüpheli hakkında devam eden bir soruşturma söz konusu olup, Hacıbektaş Cumhuriyet Başsavcılığı'nca iddianame düzenlenmesini gerektirir bir durum görülmesi halinde iddianame düzenlenecek ve milletimiz adına karar veren bağımsız mahkemece de karar verilecektir."

Sayfa Yükleniyor...