'Hükümet Vatikan değil, cemevine karışamaz’

Pir Sultan Abdal Derneği Genel Başkanı Fevzi Gümüş, hükümetin cemevlerini tanımlayamayacağını belirterek, ''Hükümet Vatikan değildir, cemevlerimizi tanımlayamaz. Cemevleri alevilerin ibadethanesidir” dedi.

Alevi-Bektaşi Federasyonu, AK Parti'nin açıkladığı Alevi Çalıştayı nihai raporuna ilişkin bir basın toplantısı düzenledi.

Toplantıda konuşan Pir Sultan Abdal Derneği Genel Başkanı Gümüş, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın onayı ile kamuoyuna sunulan ''Alevi raporunun'' içeriğinin kendilerini şaşırtmadığını belirterek, raporda çözüm gibi gösterilen ve uzlaşmayla çıktığı iddia edilen önerilerin, Alevilerin asimilasyonuna hizmet eden, tamamen Sünni ulemanın bakış açısının ürünü olduğunu ifade etti.

Alevilerin hak ve taleplerinin raporda 'güvenlik konsepti' çerçevesinde ele alınıp değerlendirildiğini anlatan Gümüş, ''Anlaşıldığı kadarıyla AKP hükümeti daha çalıştaylar serisini başlatmadan önce bir yol haritası belirlemiş, sonra bu yol haritasına çalıştaylar serisiyle uzlaşma kılıfı giydirerek, 'de milyonlarca aleviye sorunların çözüleceği aldatmacasıyla yanaşmıştır'' diye konuştu.

GÜMÜŞ: İKİ DİN DERSİ ÖNERDİLER
Raporda Aleviliğin tanımlanarak sahte laiklik uygulamasına Alevilerin de ortak edilmek istendiğini savunan Gümüş, şöyle devam etti:

''Hükümet sünni kesimi kamu olanaklarıyla finanse etme uygulamasını güya alevileri de sisteme dahil ederek güvenceye almak istemiştir. Zorunlu din dersleriyle ilgili sunulan öneriler de mevcut uygulamanın sonuçlarını daha da ağırlaştıracak niteliktedir. Raporda mevcut durumda halen uygulamalı din eğitimi olan ''Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi'' öğretimine devam edilmesi istenmekte, bu derse ilave olarak ''yeni bir alanın'' devreye sokulabileceği belirtilerek bu yeni alan 'isteğe bağlı din eğitiminin verilmesi' şeklinde tanımlanmaktadır. Yani hükümet, Alevi çocukları için asimilasyon aracı ve sistematik işkenceye dönüşmüş olan uygulamayı artırarak iki din dersi önermektedir, ki bu asla kabul edilemez.''

‘MADIMAK’I UNUTTURMAYA ÇALIŞIYORLAR’
Madımak Oteli'nin müzeye dönüştürülmesinin bu toplumun siyaset kurumunun Madımak'ta yaşanan katliamla yüzleşmesi anlamına geleceğini belirten Gümüş, bunun Türkiye toplumunu rahatlatacağını ifade etti.

Gümüş, ''Maalesef siyasi iktidar, AKP hükümeti, Madımak'ın önündeki karanlıkla kendisini özdeşleştirdiği için Madımak katliamı unutturulmaya, adeta toplumun belleği silinmeye çalışılmaktadır. Aleviler Madımak'ın müze olması için dün olduğu gibi bugünden sonra da kararlı bir şekilde demokratik mücadelelerini sürdüreceklerdir'' şeklinde konuştu.

‘DEDELERİMİZ DEVLETLEŞTİRİLEMEZ’
Raporda dikkati çeken bir başka noktanın da Alevi ruhunun yüzlerce yıldır sürdürücüsü olan dedelerin 'devlet dedesi' statüsüne sokulmak istenmesi olduğunun altını çizen Fevzi Gümüş, ''Dedeler bugüne kadar asla ve asla toplumun önderliğinden devletin yoluna gitmeyi tercih etmemişlerdir. Dolayısıyla dedelerimizi devletleştirmeye yönelik bu çabaları kabul etmiyoruz, dedelerimizin devletten maaş almasını istemiyoruz'' ifadelerini kullandı.

Raporun sünni ulemanın bakış açısıyla yazıldığının en kuvvetli bölümlerinden birinin de cemevleriyle ilgili bölüm olduğunu iddia eden Gümüş, şunları söyledi:

‘HÜKÜMET VATİKAN DEĞİL’
''İktidar, yani devlet, yani sünni ulema haddini aşarak Alevilerin ibadet yeri cemevlerinin niteliğine karar verme hakkını kendilerinde bulmaktadırlar. Hükümet Vatikan değildir, cemevlerimizi tanımlayamaz. O yüzden Cem evleri alevilerin ibadethanesidir ve böyle olmaya da devam edecektir.''

Fevzi Gümüş, 'hükümetin raporda cemevlerinin ibadethane olarak tanımlanmasının tekke ve zaviyelerle ilgili yasaya karşı olarak göstermesinin' sorulması üzerine cemevlerinin ibadethane olarak tanımlanmasının tekke ve zaviyelerle hiçbir ilgisi olmadığının altını çizdi.

Gümüş, tanımlamayı ona engel olarak göstermenin, meselenin etrafında dolanarak meseleyi çözmemek anlamına geldiğini savundu.

YILDIRIM: TÜRKİYE’YE ATILMIŞ ÇALIM
Alevilik Araştırmaları Merkezi Başkanı Ali Yıldırım ise 2 yılın sonunda ortaya çıkan raporun esas olarak alevi açılımının değil başta aleviler olmak üzere Türkiye'ye atılmış bir çalımın belgesinden başka bir şey olmadığını öne sürdü.

Raporda esas olarak alevilerin suçlandığını vurgulayan Yıldırım, ''Rapor alevilerin ne istediğini bilmediğini iddia etmekte, alevilerin kendilerini netleştirmesi gerektiğine dair satırlar ifade etmektedir. Kaldı ki son yıllarda alevi toplumu sorunlarını, istekleri açık ve net bir şekilde dile getirmiş bulunuyorlar'' dedi.

‘İKİ YÜZLÜ OPORTÜNİST POLİTİKA’
Yıldırım, şöyle devam etti:

''Alevi toplumunun değerlerine saldıracaksınız, alevi toplumunu katledenleri överek göklere çıkaracaksınız ve arkasından da biz aleviler için samimiyetle bir şeyler yapmak istiyoruz diyeceksiniz. Bu yalana biz alet olmayacağız. Türkiye'yi bu yalanla da kandırmanıza müsaade etmeyeceğiz. Temel sorun alevilerin eşit yurttaşlık hakkından kaynaklanmaktadır. Ama siz 10 yıldır AKP hükümeti olarak eşitsiz, ayrımcı, hukuksuz uygulamalarınıza devam ediyorsunuz. Sorun yaratan sizsiniz ama sorun yaratan siz değilmişsiniz gibi sonra çıkıp şikayet etmeye başlıyorsunuz. AKP'nin Türkiye'nin diğer tüm sorunlarında yaptığı izlediği iki yüzlü oportünist politikanın açık bir belgesidir bu.''

‘AYRIMCILIK KALKSIN’
Cemevleri konusunun ne teolojik ne de hukuki bir tartışma konusu olduğunu söyleyen Yıldırım, aleviliğin de bugün bir mezhep bir tarikat, tasavvufi yorum olarak düşünülemeyeceğine, alevi toplumunun aleviliği bir bağımsız inanç olarak değerlendirdiğine işaret etti.

Ali Yıldırım, ''Biz ayrıcalık istemiyoruz, ayrımcılığın ortadan kalkmasını istiyoruz'' diye konuştu.

BÜLBÜL: MADIMAK UTANÇ MÜZESİ’DİR
Pir Sultan Abdal Derneği Genel Başkan Yardımcısı Kemal Bülbül de rapor üzerine söylenecek çok şey olmadığını ifade ederek, raporun alevilerin taleplerini karşılayan bir belge olmadığını dile getirdi.

''Madımak Utanç Müzesi'' tabelasını götürüp Madımak Otelinin kapısına asacaklarını belirten Bülbül, ''Bunun başka çaresi kalmadı. Orası dünyaya ibret olması açısından bir utanç müzesi olmalı. AKP hükümeti kendi siyasal kültürünü ya da kültürsüzlüğünü ortaya koymuş toplumun farklı renklerini tanımamakta ısrar etmektedir. Bu rapor çoğulculuğun nazikçe reddi anlamına gelmektedir'' şeklinde konuştu.

Sayfa Yükleniyor...